Yıldırım Mahallesi'nde oturan fabrika işçisi Kubilay (32) ve
ev hanımı Nesime Temel (25) çifti, yaklaşık 2 ay önce 3,5 yaşındaki kızları
Yaren Evin'in nefes alıp vermekte zorlanması nedeniyle ilçedeki bir özel
hastaneye başvurdu.
Burada yapılan muayenede, kız çocuğunun genzinde et olduğu ve alınması gerektiği aktarılarak, aileye ameliyat için 8 Mart'a randevu verildi.
Ameliyat günü ailesi tarafından hastaneye getirilen küçük
Yaren, yaklaşık 1,5 saat süren operasyondan kısa süre sonra kalbinin durması
üzerine kalp masajıyla hayata döndürüldü.
Daha sonra Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan
Hastanesine sevk edilen çocuk, yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
Çocuklarının ölümünde özel hastanenin ve ameliyatı yapan doktorun ihmali olduğunu öne süren aile, savcılığa suç duyurusunda bulunarak hukuk mücadelesi başlattı.
Basit bir ameliyat dediler
Yaren Evin'in babası Kubilay Temel, yaptığı
açıklamada, kızının hiçbir rahatsızlığının olmadığını, sadece bazen uyurken
nefes almakta zorlandığı için bir özel hastanedeki kulak burun boğaz uzmanına
başvurduklarını söyledi.
Doktorun kendilerine kızlarının genzindeki et parçasının ve
bademciğinin nefes almasını zorlaştırdığını söylediğini dile getiren Temel,
"Bademciğin ve geniz etinin 'basit bir ameliyatla alınması gerekiyor'
dediler. Ameliyattan sonra doktoru, 'Her şey yolunda, bademciğini ve genzindeki
etini aldım' dedi. Bir de şakayla karışık, 'İlerde sivri dilli olmasın diye
küçük dilini biraz kestim, böylelikle daha iyi olacak, daha rahat konuşacak'
dedi. 'Bir sıkıntı olur mu?' diye sorduğumda herhangi bir sorun
yaşamayacağımızı söyledi." ifadelerini kullandı.
Kubilay Temel, gece vardiyasından geldiği ve yorgun olduğu
için ameliyatın ardından eşini hastanede bırakıp eve dinlenmeye gittiğini
anlatarak, şunları kaydetti:
"Komşumuz 'acil hastaneye gel' dedi. Koşarak hastaneye
gittiğimde eşim kapıda ağlıyordu. İçeride 4-5 doktor çocuğumun başında kalp
masajı yapmaya çalışıyordu. 'Çocuğun kalbi durdu, kalp masajı yaparak geri
döndürdük' dediler. Yoğun bakım servisine çıkardılar, çocuğun karnı şişti,
hayat belirtisi yoktu hiç. Daha sonra bizi Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Hafsa Sultan Hastanesine sevk ettiler. Biz de arkalarından gittik, sonra
üniversite hastanesine ulaştığımızda oradaki doktorlar 'çocuk bize ölü halde
geldi, kalp masajıyla döndürdük ama şu anda makineye bağladık, hayati fonksiyonları
devam ediyor ama her şeye hazırlıklı olun dediler."
Adalete bıraktık
Üniversite hastanesinde yaklaşık bir saat bekledikten sonra
acı haberi aldıklarını ifade eden Temel, "Acı haberi alınca o anda
yıkıldık. Kendi ellerimizle hastaneye götürdük. Çok zor bir duygu, hiç kimsenin
yaşamasını istemem. Allah kimseye vermesin. Kendi yatağından aldık götürdük,
'Baba ben üşüyorum' dedi. Ceketimi çıkardım üzerine sardım. Hastanedekiler
neden öldüğüyle ilgili hiç bir açıklama yapmadı. Daha sonra savcı geldi,
ifademizi aldı. Oradaki savcıya suç duyurusunda bulunduk. Ardından
Turgutlu'daki karakolda ifade verdik. Adaletin kestiği parmak acımaz, adalete
bıraktık." diye konuştu.
Kubilay Temel, eşi Nesime'nin kızlarının ölümünün ardından
kendisini toparlayamadığını, sürekli ağladığını, eşini ortamdan uzaklaşması
için ailesinin yanına gönderdiğini dile getirdi.
Kızının kendisine çok düşkün olduğunu ifade eden Temel, "Ben işten gelince hemen boynuma sarılır, 'Babacım seni çok özledim' der, yanağımdan öperdi. Bu an hiç aklımdan çıkmıyor." ifadelerini kullandı.