Seçimler bitmesine rağmen İstanbul seçiminin uzun sürede
gündemde kaldığını belirten Yıldırım, "İstanbul seçimlerinde maalesef
sandık ve sonrasında bazı usulsüzlükler, düzensizlikler, hatalar, yanlışlıklar
oldu. Bununla ilgili partimiz, ilçe, il, Yüksek Seçim Kurulunda (YSK) hukuk
mücadelemizi verdik." diye konuştu.
Binali Yıldırım, seçimde yaşanan usulsüzlükler nedeniyle
asıl kendilerinin mağdur olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bugün biz mağdur olduk diyenler esasında gerçeği
söylemiyor. Gerçekte mağdur olan benim. Çok açık konuşuyorum. Biz gürültü,
patırtı yapmadık. Biz devlet adabı görmüş insanız. Bir konu hukuka intikal
ettiyse onun sonucunu sessizce beklemek gerekir. Bizim suskunluğumuzu maalesef
farklı bir şekilde yorumlayanlar oldu. Neden mağduriyet oldu, size söyleyeyim.
Eğer bir mağduriyet olmasaydı, açılan, iptal oyların sayılması, benim oyların
başka bir adaya kaydırılarak yazılması ve bu gibi konularda sadece oyların
yüzde onu sayıldı aradaki fark yarıdan aşağıya indi.
Soruyorum size, birbirine yakın oy almış iki adamız, eğer
iptal olduysa yanlışlık yapıldıysa ikisine de aynı olması lazım. Çünkü aradaki
oy farkı binde bir buçuk. Binde bir buçuk oy. 850 bin oy sayıldı. Benim
oylarımda artma var, onunkinde azalma var. Kim mağdur? 29 bin oydan 13 bin 729
oya düştü. Ne kadar sayıldı? 850 bin sayıldı. Bu da toplam oy verenlerin yüzde
10'u demektir. Biz ısrarla dedik ki bu oylar yeniden sayılsın. Burada çok büyük
hatalar, büyük düzensizlikler, hileler var, oy hırsızlığı var. Maalesef bu
talebimiz kabul edilmedi. CHP buna itiraz etti ve YSK reddetti."
"Meydanı boş buldular"
Binali Yıldırım, oyların tamamı sayılsaydı en az 60 bin oyla
sandıktan birinci çıkanın kendileri olacağını ifade ederek, şu değerlendirmede
bulundu:
"Bunun hesabı belli. Yüzde 10'unda 16 bin oy eksildiyse, yüzde 90'ında ne kadar oy eksilecek onun hesabını siz iş adamı olarak kolayca yapabilirsiniz. Bütün bunlar sandık kurullarının, başkanlarının yanlış, kanunlara uymayan şekilde teşkili. Sadece 123 imzasız boş seçim sayım sonuç tutanağı var. İmzalanmamış veya bomboş ama oylar işlenmiş. Neye göre işlenmiş? Bunları da topladığınız zaman 42 bin oy ediyor. Neresinden bakarsanız bakın oy hırsızlığı açık ve seçik bir şekilde yapıldı. Bu hırsızlık YSK'de görüldü ve iptal edildi. Esasında YSK'ye yükleniyorlar. 'Efendim hukuk yok. YSK gasbetti, seçimi elimizden aldı.' Ben de soruyorum Pendiklilere, siz de oy verdiniz. Ankara'da seçim oldu kazandınız, hukuk var. Antalya'da seçim oldu kazandınız, hukuk var. Mersin'de seçim oldu kazandınız, hukuk var. Adana'da kazandınız, hukuk var. İstanbul'da hileniz, oy hırsızlığınız ortaya çıktı, 'hukuk yok' diye bas bas bağırıyorsunuz. Bu reva mıdır?
Seçim Kurulu yaptığı yanlış işlerle bizi de mağdur etti.
Bizi mağdur eden de Seçim Kuruludur. Görevlendirilen, şartları tutmayan
insanların yaptığı iş ve işlemler yüzünden biz de mağduriyet yaşadık. Ama biz
YSK üyelerine çete demedik. YSK üyelerine ağzımıza gelen hakareti yapmadık.
Neden seçim kurulu bizi mağdur etti? Çünkü YSK'de hatasını kabul etti ve bütün
bu işlemleri, kanunsuz işlemleri, şaibeleri yapanlar hakkında soruşturma
başlattı. Eğer onlar işini düzgün yapmış olsa böyle bir soruşturma başlar
mıydı? Hem suçlu hem de güçlü havasında dolanıyorlar. Derler ya yavuz hırsız ev
sahibini susturur. Bunlarınki de bu hesap. Konuşmadık konuşmadık,
ağırbaşlılığımızdan sonucu bekledik diye iyice meydanı boş buldular. Kusura
bakmasınlar. 31 Mart'ta sizlerin oylarını gasbedenlere, 23 Haziran'da hesabını
soracağız. Bunun da arkasında olacağız."
Binali Yıldırım, siyasette her makamı gördüğünü ve hak
etmediği bir makam peşinde olmayacağını vurgulayarak, "Hayatım boyunca hak
etmediğim bir işin peşinde olmadım. Milletim destek oldu. Bana çok büyük
yetkiler verdiniz. Milletvekili, Başbakan, Meclis Başkanı yaptınız. Bu
makamları İstanbul Belediye Başkanlığından daha ağır sorumluluklar verdiniz.
Burada da hep milletimin, vatandaşlarımızın arzu ettiği, onların beklediği
görevleri yaptım. Makam mevki delisi bir insan olmadım. En büyük makamın insanların
gönlündeki makam olduğuna inanırım. Bugün de halen buna inanıyorum. Marmarayı,
Avrasyayı yaparken, Osmangazi Köprüsü'nü yaparken, hızlı treni yaparken,
yolları, tünelleri, havalimanlarını yaparken hep kafamdaki düşünce halka hizmet
Hakk'a hizmet olmuştur. Bu inançla çalıştım, gayret ettim. Bundan sonra da aynı
anlayışla, titizlikle milletim bana ne yetki verirse, ne görev verirse onu
yapmaya gayret edeceğim." dedi.
Yıldırım, "Bu seçimler vesilesi ile gördük ki çok dostumuz var, dünyanın her tarafından. Aynen Gezi kalkışması gibi maalesef üzerimize geliyorlar. Ne yaparsa yapsınlar bu millet her türlü oyunu bozmasını bilmiştir. Ülkesi için milleti için birliğini beraberliğini daha da güçlendirmiştir. Bundan sonra da böyle olacaktır. Ülkeme ve milletime güveniyorum." ifadesini kullandı.