Folkart Yönetim
Kurulu Başkanı Mesut Sancak, son 5 yılda İzmir’de gayrimenkul yatırımı
yapanların yüksek gelir elde ettiklerini ve tüm verilerin bu ivmenin hızlanarak
süreceğini işaret ettiğini söyledi.
İzmir, son dönemlerde hem Türkiye’de hem de dünyada adından
en çok söz ettiren metropollerin başında yer alıyor. ABD'li araştırma
kuruluşları Brookings Enstitüsü ve JP Morgan Chase tarafından hazırlanan
"Global Metro Monitor 2014" raporuna göre dünyanın en hızlı büyüyen
300 kenti arasında 2. olan İzmir, bu yükselişini gayrimenkul sektöründe de
sürdürüyor.
İZMİR DÜNYADA İKİNCİ SIRADA
Ege’nin incisi İzmir, uluslararası emlak danışmanlık ve değerlendirme şirketi Knight Frank’in hazırladığı ve geçtiğimiz ay açıklanan “Global ResidentialCitiesIndex”te de zirvede yer aldı. 2017’nin 2. çeyreği ile 2018’in 2. çeyreği arasında yer alan bir yıllık dönemi kapsayan ve geçtiğimiz aylarda açıklanan çalışmaya göre İzmir, konut fiyatlarındaki yüzde 16,2’lik artışla2. sırada yer aldı. Aynı listede Ankara yüzde 8,4 artışla 29’uncu, İstanbul ise yüzde 3,6’lık artışla ancak 79’uncu oldu.
BEYAZ YAKALILARIN GÖZDESİ
İzmir’de yaşanan bu hızlı yükselişin ardında kent
ekonomisinin büyümesi kadar kentin aldığı göçün de önemli bir payı var. Türkiye
İstatistik Kurumu verilerine göre 2008-2018 yılları arasında tüm Türkiye
içinden toplam 1 milyon 305 bin 384 kişi ikamet adresini İzmir’e taşıdı.
2008-2018 yılları arasında, İstanbul’dan 155 bin 189 kişi,
Manisa’dan 106 bin 39 kişi, Ankara’dan 85 bin 850 kişi, Antalya’dan ise 34 bin
646 kişi İzmir’e göç etti.
İzmir aynı zamanda nitelikli göçün de bir numaralı adresi. Yine TÜİK verilerine göre; 2018 yılında ikametgâhını İzmir’e taşıyanların 35 bin 780’i yüksekokul veya fakülte mezunu. 4 bin 368 kişi yüksek lisanslı. 602 kişi de doktoralı.
SANCAK: TÜRKİYE İZMİR’İ KONUŞUYOR
Kentteki değişimi ve sektörün geleceğini değerlendiren İzmir’in
en büyük, Türkiye’nin sayılı markalı konut üreticilerinden olan Folkart’ın
Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, şunları söyledi:
“İzmir, hem ekonomik büyüme hem de gayrimenkul sektörü
açısından önemli bir ivme yakaladı. Aslında bu durumun 8-10 yıllık bir geçmişi
var. Fakat aynı dönemde genellikle İstanbul ön planda olduğu için İzmir
yeterince dikkati çekmedi. Oysa kentte istikrarlı bir büyüme söz konusu. Buna
rağmen kent fiyat avantajını koruyor. Metrekare fiyatı olarak halen İstanbul’un
gerisinde… Özellikle yeni açılan İstanbul-İzmir Otoyolu’nun sağladığı ulaşım
avantajı, yapımı devam eden İstanbul-Çanakkale-İzmir Otoyolu ve Çanakkale Boğaz
Geçişi Projesi’nin yakın zamanda sağlayacağı imkânlar ile kente olan ilgi
artarak sürecek.
Ayrıca İzmir yerel yönetimlerinin yapmış olduğu, kenti
geleceğe taşıyacak yatırımlara da dikkat çekmek isterim. İzmir Körfezi’nin
temizlenmesine yönelik adımlar, kıyı düzenlemeleri, sosyal etkinlikler gibi
konularda kentimize değer katan unsurlar.
Tüm bunlar dikkate alındığında, kente beyaz yakalıların
ilgisi de bir hayli yoğun... Son dönemde operasyonlarını İzmir’e taşıyan
uluslararası şirketlerin sayısı da hızla artıyor. Giderek daha fazla insan hem
yaşamak hem çalışmak için İzmir’i tercih ediyor. Bu ilginin gayrimenkul sektörüne
olumlu yansıyacağı kesin... Türkiye son yıllarda İzmir’i konuşuyor, önümüzdeki
dönemde de İzmir’in sunduğu fırsatları konuşacak. Biz, İzmir’de yatırım yapmayı
planlayanlara geç kalmadan harekete geçmelerini tavsiye ediyoruz.”
“İŞİNİ DOĞRU YAPANLAR
ÖNE ÇIKTI”
Gayrimenkul sektörünün son birkaç yılda döviz fiyatlarında yaşanan iniş çıkışlı seyir ile enflasyon ve faizlerin yükselmesinden olumsuz etkilendiğine dikkati çeken Mesut Sancak, “Bu dönemde piyasada bir arz fazlası oluştu. Sağlam adımlarla yol almayan irili ufaklı bazı firmalar sıkıntı yaşadı. 2011’de yüzde 92,18 seviyesini gören inşaat güven endeksi, 2019’un Ocak-Eylül dönemi ortalamasında yüzde 53,9’a kadar geriledi. Bu tür dönemler sektör adına kötü olmakla beraber faydalı yanları da var. İşler yolundayken görülmeyen sorunlar böyle zamanlarda belirginleşiyor. İşini doğru yapanla yanlış yapan net olarak görülüyor. Açıkçası söz konusu dönem bizim açımızdan son derece faydalı oldu” diye konuştu.
“BİZ GÜVEN VE YÜKSEK GETİRİ İNŞA EDİYORUZ”
Mesut Sancak, bugüne kadar İzmir’de 6 milyar liralık yatırım
değerine sahip projelere imza attıklarını belirterek, Folkart’ın projelerinin
yatırımcıya sağladığı kazançlara vurgu yaptı.
Sancak, şöyle konuştu:
“12 Mayıs 2015’te Folkart Life Bornova’nın lansmanını
yapmıştık; Ekim 2017’de teslimlere başladık. Mayıs 2016’da Folkart
Time’ınlansmanına çıktık; Ekim 2018’de teslim ettik. Çeşme projelerimizle
birlikte 2018 yılında 5 ayrı projemizde anahtar teslimi yaptık. Folkart Incitylansmanına Mayıs 2017’de start
verdik, Kasım ayı sonu teslimlere başlıyoruz. Yatırımcılarımız yüksek kâr elde
ediyor. Folkart Life Bornova’da lansman fiyatlarıyla bugünkü değer arasında
yüzde 88 ila yüzde 107’lik bir artış söz konusu. Folkart Time’da bu oran yüzde
74 ila yüzde 99 arasında. Incity’de ise daha şimdiden yüzde 43 ila yüzde 92
arasında değişiyor.
Bunun bir neticesi olarak da bağımsız araştırma kurumu
tarafından bire bir yapılan araştırmaya göre Folkart Yapı’nın marka bilinirliği
oranı 2018 yılında yüzde 97,3’e yükseldi. Güvenilirlik puanı yüzde 92,2,
tavsiye edilme oranı da yüzde 90 olarak belirlendi.
Yine aynı dönemde Folkart Yapı, Türkiye İtibar Akademisi
tarafından ülkenin en itibarlı şirketleri arasında gösterildi. Folkart’ın
İzmir’den listeye giren tek şirket olması bizim açımızdan gurur verici. Yine
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin öncülük yaptığı, itibarlı şirketlerin ekonomiye
ve topluma yansımalarını ortaya koyan Ekonomiye Fayda Endeksi (EFE)
araştırmasında da Altın Lig’de yer almayı başardık. Bu başarı sadece bizim değil,
yıldızı hızla yükselen İzmir’in başarısıdır.”
“FAİZ İNDİRİMİ SEKTÖRÜ CANLANDIRDI”
Bünyesinde üç bin kişiye istihdam sağlayan Saya Grup’un parçası olan Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, Merkez Bankası’nın Ağustos ve Eylül aylarında faiz indirimine gitmesinin sektörde yeniden bir yükseliş dalgası başlatacağını vurguladı. Sancak, faizlerin aşağı yönlü düşüş trendi içine girmesinin; özellikle politik belirsizliklerin de geride kalmasıyla bütünleşerek, büyümeye yönelik adımlarla birlikte; Türkiye için pozitif bir ortam açacağını, ekonominin toparlanma sürecine girdiğini belirtti.