Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe
girişimi sırasında İstihbarat Daire Başkanlığını ele geçirme ve darbe girişimi
süresince tüm Türkiye'de istihbarat fonksiyonlarını işlevsiz hale getirme
çabası içerisinde oldukları gerekçesiyle, birçoğu dairenin eski çalışanı 32
kişinin yargılanmasına devam edildi.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu ve
tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan eski
Şalpazarı İlçe Emniyet Müdürü Akif Güngör, silahlı terör örgütü üyeliği ve
yöneticiliği ile "ByLock" kullanıcısı olduğuna dair suçlamaları
reddetti.
Güngör, İstihbarat Daire Başkanlığı Sistem Büro Amirliğinde
göreve başladığını, Veri Tabanı Büro Amirliğinde görev yaptığını, darbe girişimi
sırasında Şalpazarı Emniyet Müdürü olduğu anlattı.
FETÖ'nün "emniyet imamı" Osman Hilmi Özdil ile
irtibatlı olduğunun belirtilmesi üzerine Güngör, "O kişiyi tanımıyorum.
Osman Hilmi Özdil'e ait olan Ankara Sigorta'dan aracımı sigortalatmıştım, belki
o zaman telefonda görüşmüşümdür." karşılığını verdi.
"Mahmut" kod adını kullandığına dair tanık
beyanlarını da reddeden Güngör, Mahkeme Başkanı Bahtiyar Çolak'ın "Neden
istihbarata seçildiniz? Sizi diğerlerinden ayrı kılan neydi? sorusuna,
"Okula heyet geldi, bilgisayara eğilimim olduğunu söyledim. O nedenle
almış olabilirler." yanıtını verdi.
Trabzon'un Şalpazarı ilçesinde görevinin başındayken
gözaltına alınarak tutuklandığını vurgulayan Güngör, tahliye talebinde bulundu.
Savcılıktaki itiraflarını reddetti
İstihbarat Dairesi Başkanlığında çalışan FETÖ mensubu
bilgisayar mühendislerinden sorumlu olduğu ve "Fuat Avni" hesabının
kullanıcıları arasında yer aldığı ileri sürülen sanık Mustafa Koçyiğit de
hakkındaki tüm iddiaları reddetti.
Koçyiğit, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmasına
başlandığını ancak dosyasının mahkemece bu davayla birleştirildiğini belirtti.
Darbe girişiminin yaşandığı gün eşinin doğum günü olduğunu,
öğle saatlerinde bir giyim mağazasından eşine hediye aldığını daha sonra akşam
saatlerinde evine döndüğü aktaran Koçyiğit, "O gece de bir defa markete
gittim. Bütün geceyi evde geçirdim. Ertesi gün Kütahya'ya düğüne gideceğimiz
için hazırlıklar yapıyorduk." diye konuştu.
Darbe girişiminden haberi olmadığını savunan Koçyiğit, o gece
sosyal medya hesabından darbecileri kınadığını ileri sürdü.
Koçyiğit, hakkındaki FETÖ üyesi olduğuna dair ve örgüt
içinde "Akif" kod adını kullandığına dair tanık beyanlarını da kabul
etmedi.
Evinde ele geçirilen dijital materyallerin hukuka uygun
olarak toplanmadığını savunan Koçyiğit, bulunan delillerin hukuki olmadığını
öne sürdü.
Başka bir kişi adına alınan hat üzerinden
"ByLock"a girdiği iddiasını da reddeden Koçyiğit, HTS kayıtları geldiğinde
programı kullanmadığının görüleceğini iddia etti.
Sanık Koçyiğit, savcılık aşamasında avukatı huzurunda
verdiği ifadeleri kabul etmediğini, bu beyanların kendisine ait olmadığını ve
zorla yazdırıldığını öne sürdü.
Başbakanlıkta uzman olarak görev yaparken 18 Temmuz 2016'da
gözaltına alındığını ve aylardır tutuklu bulunduğunu anlatan Koçyiğit, tahliye
talebinde bulundu.
Devletin gizli bilgilerini FETÖ'ye aktarmış
Koçyiğit, avukatı huzurunda savcılıkta alınan ifadesinde,
"Fetullah Gülen cemaati" diye bildiği yapıyla üniversitede
tanıştığını, örgütün talebi doğrultusunda İstihbarat Daire'den temin ettiği
verileri ve devletin gizli bilgilerini bu yapının amacı doğrultusunda
kullandığını itiraf etmişti.
Koçyiğit, savcılıkta, "Selman Abi, ilk görüştüğümüzde kullanacağım kod ismi benim belirlememi istedi. Ben de 'Akif' olarak belirledim ve ondan sonra bu çalışmalarda benim irtibatlı olduğum kişiler beni 'Akif' ismiyle tanıdılar." ifadesini kullanmıştı.