İmamoğlu, ''Bugün benim için sandıktan sefer görev emri
çıkmıştır. Vatandaş bana İstanbul'un işsizlik ve yoksullukla mücadele
seferberliğine, İstanbul'u yeşil alanlarla donatma seferberliğine, hızlı kaliteli
ve ucuz ulaşım seferberliğini başlatmak ve sonuca ulaştırmak için kutsal bir
görev vermiştir. Bu benim hayatımdaki en değerli en gururlu en onurlu görevdir.
Bu görevi çocuklarıma, aileme tüm İstanbullulara mahcup olmadan, layıkıyla
yapmaktan başka hiçbir gündemim başka hiçbir önceliğim yok ve olmayacak''
şeklinde konuştu.
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart'ın
ardından 23 Haziran seçimlerinden de zaferle çıktı. İmamoğlu, sandıkların
kapanmasının ardından sonuçları izlemek için Seyrantepe'deki 2. Bölge Seçim
Koordinasyon Merkezi'ne geçti. Burada İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu ve büyük
oğlu Mehmet Selim İmamoğlu, CHP milletvekilleri Özgür Özel, Muharrem Erkek,
Engin Akkoç, Onursal Adıgüzel, Erdoğan Toprak, Engin Altay, Bülent Tezcan,
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İstanbul İl Başkanı Canan
Kaftancıoğlu ve İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ile birlikte
izledi. Sonuçlar geldikçe odadaki coşku dakika dakika arttı. Anadolu Ajansı'nın
da saat 07.30 itibariyle seçim sonuçlarını bu kez ''doğru'' vermesi üzerine
İmamoğlu ilk tepkisini, ''Oldu, oldu, oldu'' sözleriyle verdi. Odadaki coşku,
AK Parti İBB Başkanı Binali Yıldırım'ın yenilgiyi kabul edip, İmamoğlu'nu
tebrik etmesiyle zirveye çıktı. İmamoğlu ve odada bulunanlar sarmaş dolaş
olurken, duygusal anlar yaşandı. İmamoğlu, odada bulunan yol arkadaşlarıyla
zafer pozu verdi. Odada bunlar yaşanırken, seçim koordinasyon merkezinde görev
yapan görevliler ve partililer de koridorlarda sevinç gösterilerinde bulundu.
Daha sonra kendisini izleyen basın ordusunun karşısına geçen
İmamoğlu, tarihi bir zafer konuşması yaptı. İmamoğlu, konuşmasında şunları
söyledi:
''SANDIKLARI TERK ETMEYİN''
23 Haziran'da yaptığımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi ve tabii ki anlamlı bir seçimin en önemli ifadelerinden birisi de Türkiye'nin demokrasi sürecine olacak olan katkısıydı. Her iki vasfıyla demokrasimize ve dünya kenti İstanbul'umuza bugünkü seçimin neticeleri hayırlara vesile olsun. Sandık başında görev yapan bütün yol arkadaşlarıma, günün kahramanlarına, sandıklarda, okullarda, ilçe seçim kurullarında, il seçim kurulunda hizmet eden bütün arkadaşlarıma minnet duygularımı belirtmek istiyorum. Şu anda tümünün kalbini ve o güzel emeğini yanımda hissediyorum. İyi ki varlar. Onlar bugünün demokrasi kahramanlarıydı. Yaptıkları ve bugüne dair hizmetleri her zaman güzel bir anı olarak hatırlayacaklar ve gururla anlatacaklar. Ancak şunu da belirtmek isterim ki bugün hala hazır da elimizdeki seçim verilerinin süreci netleşmeye dönük oluşturtursa da biliyoruz ki net sonuçlar tutanaklarla olur. Dolayısıyla sandık görevlisi arkadaşlarıma, yol görevlisi, kat görevlisi, bilişim sorumlularına, sandık görevlilerine ve hukuk sorumlularına, ilçe seçim kurulundaki üye arkadaşlarıma da sonuç netleşinceye kadar görevlerinin başında kalmalarını önemle rica ediyorum. Bu süreçler ciddi süreçlerdir. Asla sandıklarınızın tutanaklarınızın, ilçe seçimdeki birleştirme tutanaklarınızın netleşmesine varıncaya kadar asla sandıkları terk etmemenizi hepinizden rica ediyorum. Dolasıyla bu tarihi sorumluluk hala devam etmektedir.
''DEMOKRASİ SAATİ TIKIR TIKIR ÇALIŞSIN''
Biz, Türkiye'de
demokrasi saatinin her zaman tıkır tıkır çalışmasından yana olanlarız. Maalesef
demokrasinin saati 31 Mart akşamı çalışmadı. Yaşanan her şeyi tüm milletimiz
biliyor. Detaylarına girecek değilim. Ama saatleri durdurarak zamanın akışını
asla ve asla önleyemezsiniz. Gerçekleri de üzerini örterek asla ve asla
gizleyemezsiniz. Bugün sandıklardan oy pusulalarının yanında aynı zamanda bir
de hesap pusulasının çıktığını tüm vatandaşlarıma duyurmak isterim. Vatandaş 31
Mart'tan bugüne bu ülkeye yaşatılanların yapılan büyük haksızlığın hesabını o
tanımladığım gibi bir avuç insana kesmiştir. Bu, İstanbul'da bir sayfa kapandı
yeni bir sayfa açıldığı anlamına gelmiyor. İstanbul'da herkesin yeni ve ortak
bir sayfa açması anlamına geliyor. Yeni bir başlangıç anlamına geliyor. Bu yeni
sayfada İstanbul'da artık adalet, eşitlik, sevgi, hoşgörü olacak. İsraf,
şatafat, kibir ve ötekileştirme bitecek. Bugün 16 milyon İstanbullu demokrasiye
olan inancımızı adalete olan güvenimizi tazelemiştir.
TEŞEKKÜR LİSTESİ…
Bugün yalnız bana oy
verenler değil. Seçimleri büyük bir olgunluk ve sükunet içerisinde geçiren ve
bu şekilde gerçekleştiren bütün vatandaşlarımız sağlamıştır. Her birine
yürekten teşekkür ediyorum. Halkımıza, İstanbullu hemşerilerimize minnet
duygularımı iletiyorum. Oğullarıma, kızıma, sevgili anneme ve babama, aileme,
CHP ve İYİ Parti'nin Genel başkanlarına, genel başkan yardımcılarımıza,
milletvekillerimize, Anadolu'nun dört bir yanından gelip kampanyamıza destek
olan belediye başkanlarımıza, il ve ilçe başkanlarımıza, İstanbul'daki ilçe
başkanlarımıza, ilçe belediye başkanlarımıza, kadın ve gençlik kollarımıza, CHP
ve İYİ Parti örgütlerine, sahada çalışan üyelere, özellikle sayıları 150 bini
aşan demokrasi ve adalet davasına inanan İstanbul Gönüllüleri'ne, yanımızda
duran tüm partililere, HDP seçmenlerine, MHP seçmenlerine, AKP seçmenlerine,
Saadet Parti seçmenlerine, DSP, Demokrat Parti, BBP… Bütün siyasi parti
seçmenlerine, aynı mahalledeki komşularımıza, bu güzel şehirde yaşayan
insanlarımıza, vatandaşlarımıza… İster Türk, ister Kürt, ister Çerkes, ister
Ermeni, Rum, Musevi, ister Süryani, bu şehrin ve bu milletin asil
vatandaşlarına… En yakın yol arkadaşım olan İstanbul'un çocuklarına, dinamik
gençlerine, duaları ile beni ayakta tutan hanımefendilere, annelerimize,
ninelerimize, kadınlara, beyefendilere… Başarılı kampanyayı stratejisinden,
uygulamasına kadar planlayan ve yöneten kampanya direktörümüze, çalışma
arkadaşlarıma, ilk günden beri yanımda olan sevgili basın danışmanıma, sosyal
medya ekibimize, toplantı ve etkinlikleri yöneten yüzlerce yol arkadaşıma, her
zaman yanımda olan polis ve koruma arkadaşlarıma, aynı zamanda tüm güvenlik
görevlilerine… Sahada çalışan, meydanlarda, çadırlarda, sandıklarda görev yapan
yüzbinlerce demokrasi aşığı partililerimize, vatandaşlarımıza, bu kampanyada
bize destek olan sivil toplum kuruluşlarına, Türkiye'nin dört bir yanından
demokrasi mücadelemize şiir yazan, şarkı besteleyen, türkü besteleyen, arayan,
soran, fikir veren, kuvvet veren milyonlarca vatandaşımıza, yurdumun güzel
insanlarına ve tabii ki 16 milyon İstanbulluya yürekten teşekkür ediyorum.
Sonsuz minnet duygularımı iletiyorum.
''İSTANBUL VE TÜRKİYE KAZANDI''
- Seçimi bir kişi bir parti bir grup bir kesim değil, bütün
İstanbullular, bütün Türkiye kazandı. Bunu, şu an belki herkes tam olarak
hissedemiyor ama göreceksiniz, kısa sürede herkes görecek, sevecek. Bunu
sağlamak için de canla başla çalışacağım. Hiç kimseyi ayırmadan, hiç kimseyi
dışlamadan çalışacağım. Bugün benim için sandıktan sefer görev emri çıkmıştır.
Vatandaş bana İstanbul'un işsizlik ve yoksullukla mücadele seferberliğine,
İstanbul'u yeşil alanlarla donatma seferberliğine, hızlı kaliteli ve ucuz
ulaşım seferberliğini başlatmak ve sonuca ulaştırmak için kutsal bir görev
vermiştir. Bu benim hayatımdaki en değerli en gururlu en onurlu görevdir. Bu
görevi çocuklarıma, aileme tüm İstanbullulara mahcup olmadan, layıkıyla
yapmaktan başka hiçbir gündemim başka hiçbir önceliğim yok ve olmayacak.
''ÖNYARGI VE AYRIŞTIRMA DÖNEMİ BİTMİŞTİR''
Bu seçim, yani oluşturduğumuz İstanbul İttifakı, Türkiye
için var olan pek çok ön yargıyı da yok etmiştir. Çünkü biz, hayat tarzı,
görünüşü, konuşması, siyasi düşüncesi birbirlerinden çok farklı insanlar olarak
sevgi ve saygı ortaklığında buluştuk. Bugünden sonra her kim giyimine bakarak
hayat tarzına bakarak bir başkası hakkında ön yargı oluşturuyorsa, İstanbul
İttifakı aklına gelsin. Önyargı ve ayrıştırma dönemi bitmiştir. Kardeşlik sevgi
ve saygı dönemi başlamıştır. Ben, bu kenti tek başıma yönetecek değilim. Her
kesimden, her insanımızdan yararlanacağım. Siyasi görüşü ne olursa olsun.
Liyakat çalışkanlık ve millet aşkı olan herkes benimle çalışacaktır,
çalışabilir. Parti merkezlerinde, parti ilçelerinden birilerinden alınan
referans kağıtlarıyla işe girme dönemleri bitmiştir. Partiler kutsal yapılar
değildir. Dünyaya farklı bir pencereden baksa da genel amacı milletinin
kalkınması, mutluluğu için çalışan yapılar olmasıdır. Yani partiler bir amaç
değildir hizmette araçtır. Bunu her vatandaşımızın bilmesini ve duymasını
istiyorum. Partiler gibi, liderleri de kutsal değildir. Bir parti başkanı, bir
belediye başkanı ya da cumhurbaşkanı fark etmez. Onların kutsallaştırmak
milletin üzerinde bir yere konumlandırmak asla doğru değildir. Liderlerin yeri,
milletlerin üstünde değil, içinde olmayı gerektirir. En büyük millettir. Çünkü,
egemenlik kayıtsız şartsız sadece milletindir. Milyonlarca oy almak, çok büyük
sevgi gösterilerine mazhar olmak, iltifatlar duymak liderlerin ayaklarını
yerden asla kesmemeli. Aksine mahcup etmeli. Başta kendim gösterilen bu ilgi ve
sevgi karşısında ancak boynumu bükerim. Rahmetli dedem, ''Makamın büyüdükçe
boynun bükülsün'' derdi. Yolum, o yoldur. Milyonlarca insana mahcup olmamak
için çok çalışacağız. Sorumluluğumuz var ama herkese duyurmak istiyoruz ki,
gençliğimiz var ve çalışkanlığımız var.
ERDOĞAN'A ÇAĞRI: ''SİZİNLE UYUM İÇİNDE ÇALIŞMAYA HAZIRIM''
23 Haziran seçiminde
hem ittifak hem parti adayı hem de bağımsız aday olarak çalışan tüm rakiplerime
ve demokrasiye katkıları için bu süreçteki tüm adaylara teşekkür ediyorum. Tüm
bağımsız adaylarımız da buna dahildir. Ben, şahsım adına seçim döneminde, bana,
aileme, çalışma arkadaşlarıma yönelik, partime yönelik yapılan sistematik
saldırıları elbette ki unutmak istiyorum. O dil bitsin. Şimdi yeni sayfayı
olması gereken ilişkileri üslup düzeyinde yeni bir dönemi açmak ve başlatmak
istiyoruz. Bu süreçte, bu tür davranışlarda bulunanların bence zaman içerisinde
hak ettiği cevabı milletimizden alacağını düşünüyorum. Bu vesileyle özellikle
devletin başı Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a da sesleniyorum. Sayın
Cumhurbaşkanı depreme hazırlık gibi, daha hızlı metro yapmak gibi, mülteci
konuları gibi, İstanbul acil sorunlarında merkezi ve yerel yönetimin uyumlu ve
iş birliği içerisinde çalışmasını sağlamanın önemi ortadadır. Bunu hepimiz
görüyoruz. Konuştuğumuz şey 16 milyon vatandaşımızın ihtiyacıdır. Ben seçim
öncesinde vatandaşa anlattığım yol haritasında ve ilçelere uygun olarak sizinle
uyum içerisinde çalışmaya hazırım. Ve buna talibim. Bunu tüm İstanbullular
önünde duyuruyorum. Hiçbir siyasi mesele vatandaşımızın huzurundan,
mutluluğundan, işsizliğin, yoksulluğun önlenmesinden vatandaşlarımıza yeterli
eğitim ve sağlık hizmetlerinin sunulmasından, barıştan, huzurdan, sevgiden ve
saygıdan asla ve asla önemli değildir. Bu anlayış içerisinde İstanbul'u acil
çözüm bekleyen merkezi ve yerel idarenin ortak sorumluluğundaki tüm konuları
ele almak isterim. Yasal sürecin tamamlanmasının ve mazbatayı alıp, göreve
başlamamızın ardından yol haritamızı size sunmak ve görüşlerimizi de aktarmak
ve görüşlerinizi de almak için sizi en kısa zamanda ziyaret etme arzu ve
talebimi buradan size iletiyorum. Bu ülkenin buna ihtiyacı olduğunun da altını
çiziyorum.
''VATANDAŞ KAVGADAN BIKTI''
Vatandaş, siyasetçi kavgalarından
atışmalarından bıkmıştır, yılmıştır. Hizmet, üretim ve çözüm beklemektedir.
Hizmet, üretim ve çözüm demişken, İBB'nin tüm değerli üyelerini de yeniden
başlayacağımız çalışma döneminde başarılar diliyorum. Yarıda kalan vaatlerimizi
ilk mecliste gündeme taşıyıp hayata geçireceğimizi buradan duyurmak istiyorum.
Herkes bilmelidir ki, millet adına yapılacak hizmetlerin, parti farklılığı
gerekçesi ile engellenmek istenilmesi gibi bir durumla karşılaşırsak, engelleme
ile ilgili bir takım siyasi çalışmalar yapıldığını görürsek, her şeyi şeffaf
bir şekilde vatandaşlarımızla paylaşacağız. Türkiye Cumhuriyeti'nin her kurumu
değerlidir. 16 milyon İstanbullunun kurumu iBB de Türkiye'nin en değerli
kurumlarından birisidir. iBB, bu önemi ve gücü ile yaklaşılmasının öneminin
altını özellikle çiziyorum. Bir kez daha vadediyorum ki, her ne deniyorsa ve
her ne yapılıyorsa olduğu gibi milletin takdirine sunulacaktır. Hiçbir aşaması
gizli olmayacaktır.
''GECE GÜNDÜZ DEMEDEN ÇALIŞMAK İSTİYORUM''
Değerli vatandaşlarım,
kıymetli İstanbullular, ben artık gece gündüz demeden, çok yoğun tempolu bir
çalışmaya başlamak için sabırsızlanıyorum. Bu tempo içerisinde, gücümü,
enerjimi her zaman olduğu gibi vatandaşın samimi duygularından, sevgisinde ve
güveninden alacağım. En çok da çocukların bu şehrin çocuklarının ve enerjisi
yüksek gençlerin duygularından alacağım. Geçtiğimi aralık ayında aday olarak
ilk ortaya çıktığımda tanıdıkça beni seveceksiniz demiştim. Çok şükür dediğim
gibi de olmuştur. 31 Mart'tan sonra da ''Her şey çok güzel olacak'' demiştim.
Göreceksiniz, o da olacak. Her şey, bu güzel İstanbul'da çok güzel olacak.
Kıymetli hemşehrilerim, değerli İstanbullular, tabii ki bu güzel akşamda mutlu
olacağız. Umutlu olacağız, sevineceğiz ama sevinmek, bir başka kişinin kalbini
kırmak anlamına asla gelmez. Bu konuda bütün vatandaşlarımız en hassas bir
şekilde davranmaya davet ediyorum. Bu bir zafer değildir. Yeni bir
başlangıçtır. Yarın bir birbirimizin yüzüne bakacağımızı, yarından itibaren bir
belediye başkanı olarak, 16 milyon insana eşit davranacağımızı buradan duyurmak
istiyorum. İstanbul'a yeni bir başlangıç hayırlı uğurlu olsun. Her şey çok
güzel olacak.
''HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLDU''
Buradan Beylikdüzü'nde vatandaşlarla buluşmaya gideceğini belirten İmamoğlu, tarihi konuşmasının ardından İstanbul Gönüllüleri ve partili gençlerden oluşan gençlere teşekkür ederek, hepsiyle sarmaş dolaş oldu.Bu sırada kampanyanın ana sloganı ''Her şey çok güzel olacak'', bu kez ''Her şey çok güzel oldu'' biçiminde söylendi. Bu sırada SKM önünde toplanan yüzlerce vatandaş, İmamoğlu'na sevgi gösterilerinde bulundu. İmamoğlu, SKM'den ayrıldıktan kısa bir süre sonra seçim otobüsüne geçti. TEM otoyolu üzerinden Beylikdüzü'ne yol alan seçim otobüsüne yüzlerce araç eşlik etti. Zaman zaman otobüsün önünü kesen vatandaşlar, İmamoğlu'na sevgi gösterilerinde bulundu.