Mevlüt Dağdeviren/ Didar Demirci- Global Wellness Day, ismi ilk etapta size çok yabancı geliyor. Tıpkı bugün hayatımızda yer aldığı halde hiç de bizim olmayan birçok şey gibi…
Ama aslında öyle değil. GWD hem Türkiye’nin dünyaya hediye ettiği bir gün hem de herkesin bilmesi gereken ilginç bir öyküye sahip.
GWD’nin öyküsünü ilk kez kurucusu Belgin Aksoy’dan duyduğumda lise yıllarındaki edebiyat derslerinden aklında kalan Fuzuli’nin o ünlü dizelerini anımsadım. Fuzuli der ki, “Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib, Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır.”
Bu olayla tam örtüşmese de aslında benzerliği şurada, bazı dertlerin ilacı da bizzat o derdin içindedir. Yani siz harici bir ilaç verdiğinizde hastaya iyilik yapmış olmazsınız.
Belgin Hanım’ı henüz hayatının 29’unda ve 17 aylık bir bebek annesiyken yakalayan dert de içinde barındırdığı panzehirle sadece Belgin Hanıma derman olmamış, bugün dünyada farklı gerekçele de olsa ızdırap çeken binlerce insana daha iyi bir yaşamın kapılarını aralamış…
GWD, bugün dünyada 7
kıtaya yayılmış bir akım ve 8 Haziran’da 5 bin noktada kutlanacak. Türkiye’deki
ana kutlaması ise ilk kez İstanbul dışında, Kuşadası’nda gerçekleşecek. İşte bu
nedenle İzmir’de basınla buluşan Belgin Aksoy, dünyanın neresinde ve hangi
koşullar içinde olursa olsun, her insana biraz daha iyi bir yaşam kapısı
aralayan bu akımın nasıl doğduğunu, büyüdüğünü ve bugün dünyaya ait bir değer
haline geldiğini anlattı.
İçinde bu akımı başlatmasına neden olan büyük trajedisinin de olduğu o söyleşiyi, herkesin hayatına mutlaka dokunacak bir cümlesi vardır diyerek bütün detayları ile birlikte sizlerle paylaşıyoruz.
Aksoy, bugün artık
Birleşmiş Milletler takvimine girmesi an meselesi olan Global Wellness Day’e 2012
yılında “iyi yaşam herkesin hakkı” ilkesiyle önderlik ettiğini belirterek, bu
uzun macerayı şöyle anlattı:
“Dünyada kutlanan birbirinden farklı günler var. Örneğin;
cup cake günü, çilek- çikolata günü gibi… Ben de acaba bir yaşam günü var mı
diye araştırdım. Ulaştığım sonuçta böyle bir günün olmaması çok şaşırtıcıydı
benim için ve Sapanca’da biz kendi otelimizde böyle bir kutlamayı başlatsak
nasıl olur diye düşündüm. Gerçekten de böyle bir başlangıcın bu kadar insana
ulaşıp bir farkındalık yaratacağını o zaman düşünmemiştim; vizyonum o kadar da
geniş değilmiş.
İlk kutlamamızı Richmond Nua Wellness – Spa’da gerçekleştirdik. İlk kutlamada bir beslenme psikologu davet ettik. Marc Dawid isimli, onu davet ederken de o kadar hızlı olmuştu ki her şeyi çokta araştırmamıştım, kim olduğunu ne yaptığını… Tek bildiğim bir beslenme psikologu olduğu olmuştu. Dedik ki ‘Biz sana herhangi bir ödeme yapmayız, uçak biletini alırız konaklamanı sağlarız, kız arkadaşını eşini al gel senin için de bir Türkiye ziyareti olur. ‘Katılmak ister misin?’ dedik. ‘Evet’ dedi, geldi. Sonrasında anladım ki aslında Marc David Amerika’da birçok kitabı olan çok ünlü, sözü geçen bir beslenme psikologuymuş.
"Marc Dawid, meğer çok ünlüymüş"
İlk Global Wellness Day’de onun ana konuşmacı olmasıyla kutlamamız, aslında çok doğru bir başlangıç olmuş. 2012 yılındaki bu kutlamada sabah 10’da akşam 6’ya kadar süren 150-200 kişilik bir davetti. Yoga, Zumba çeşitli atölyelerin olduğu bir gündü. O günün sonunda 2 kadının söylediği söz beni çok yüreklendirdi ve düşünmemi sağladı. Biri dedi ki -orta yaşlı ve hafif topluca bir bayandı-‘ben bugün ilk defa hayatımda yoga yaptım. Aysa yoganın sadece fit ve genç insanlar tarafından yapılan bir şey olduğunu sanıyordum. Fakat bugün gerçekten çok keyif aldım ben bundan sonra yogaya başlıyorum’ dedi. ‘A!’ dedim ‘ne kadar güzel hayatınızda bir farklılık yaratmış olduk’ o gün çok sevindim.
Bir diğer kadın çıkarken, ‘Ben bu yeşil içeceklerin hazırlanmasının çok meşakkatli bir şey olduğunu, tadının hiç iyi olmadığını sıkıcı bir şey olduğunu düşünüyordum. Fakat bugünkü atölyede bunun aslında çok da keyifli bir şey olduğunu, sabah aslında güne sebze kokusuyla başlamanın ne kadar da insana sağlık verici bir şey olduğunu, ne kadar sağlıklı olduğunu ve aslında hazırlamasının da o kadar zor olmadığını öğrendim. Bundan sonra ben de güne sebze sularını sabahları sıkıp sıkıp içeceğim’ dedi.
Bir-iki hayata
dokunmakla başlarsınız…
Akşam yatağıma yattığımda dedim ki, ‘Bu etkinliğimizle sadece bu iki kadının bile hayatında kim bilir nasıl bir değişiklik yapmalarını sağladık.’ Bunu gerçekten yaparlarsa; gerçekten yoga yaparlarsa, gerçekten yeşil içecek içmeye başlarlarsa, kesinlikle bununla kalmayacak hayatındaki kötü başka alışkanlıkları bırakıp yerine iyi alışkanlıklar koyacaklar.
Bunun üzerine ‘Bir gün tüm yaşamınızı değiştirebilir’ sloganımız o gece yattığım yerde ortaya çıktı. Çünkü gerçekten benim de hayatım bir gün içinde değişmişti.
2013 yılında biz organizasyonlarımızı İstanbul da gezi olayları nedeniyle halka açık bir yerde düzenleyecekken iptal etmek zorunda kalmıştık. Birçok organizasyon gibi bizimki de iptal oldu.
2014 yılında hiç GWD’le alakası olmayan tamamen otellerin tanıtımı için düzenlediğimiz bir basın gezisi vardı. Amerikalı gazetecileri getirdiğimiz bir basın gezisi vardı. Bu bir haftalık basın gezisinin son gününe GWD’i denk getirmek gibi -o zaman düşündüğümde ‘Neden öyle yaptın?’ diye kendime çok kızıyordum ama şimdi iyi ki de öyle yapmışım diyorum. Sebebi de şu, basın gezisinden ülkelerine dönen gazetecilerin yaptığı haberleri beklemeye başladık ve gördük ki otellerden küçücük bahsedilmiş GWD’den çok bahsedilmiş bu tabi ki bir otelci olarak üzücü bir şey oldu. Çünkü otel bütçesinden yapılan bir basın gezisinde bir hata yaptığımı düşündüm. Fakat sonrasında freelance yazan Huffingten Post gazetesinin yazdığı haber çok ilgi çekti. ‘Dünyanın neden GWD’ye ihtiyacı var?’ başlıklı bir haberidi. Bu haber de her yıl katıldığım Global Wellner Zirvesi'nin başkanının dikkatini çekti. Bana dediler ki ‘Belgin sen her zaman katılıyorsun zirvemize biz Huffingten Post’taki haberi gördük ve gerçekten çok ilgimizi çekti biz bu sene bir forum düzenleyelim, GWD Forumu olsun, sende katılacak olan delegelere GWD’i anlat’ dediler ben de kabul ettim.
2014 GWD’in dönüm noktasıdır
Uluslar arası olduğu yıldır. Çünkü takdir edersiniz ki -hokus pokusla- 150 ülkeye yayılamadık. O forum çok başarılı geçti. Bu arada bu zirveye şu anda 600 delege falan katılıyor. 2014 yılında yaklaşık 400 kişinin katıldığı bir zirveydi. Dünyadan Wellness ve spa sektöründe söz sahibi olan kişilerin katıldığı bizim sektörümüzün en önemli zirvesi.
O başarılı forumdan sonra o yıl ayrıca bir de 1 dakikalık bir videografi yarışması vardı. Bu videografi yarışmasının konusu da Wellness’ın geleceğinin bir dakikayla anlatılmasıydı. Biz de 1 dakikalık GWD videografisi hazırladık ve 52 ülke arasında Türkiye 1. oldu. Bu 3 günlük zirvede hem forumdaki başarı hem de 3. günün sonunda ödülümü almak için kürsüye çıktığımda o an aklıma gelen bir fikirle dedim ki ‘400 delegeyiz burada; 52 ülkenin temsilcileri var. GWD’in dünyada yayılmasını istiyorum bunu için de her ülkenin bir GWD elçisi olsa nasıl olur? Bu konuyla ilgilenenler olursa lütfen benimle irtibat kursun’ diyip sahneden indim.
Dünyanın GWD’ye
ihtiyacı varmış
Zirve bitti, ben çantamı toparlarken birisi geldi omzuma dokundu ve dedi ki biraz önceki anonsunuzu duydum ben şu ülkenin elçisi olmak istiyorum diyip kartvizitini verdi. Çok teşekkür ettim bu kadar çabuk geri dönüş beklemiyordum. Çantamı toparlayıp bir türlü ayrılamadım. En sonunda arkama dönüp baktığımda bir kuyruk oluşmuştu. Hakikaten de bir kuyruk vardı! Ben o günü hayatımın sonuna kadar unutamayacağım. Bana nasipmiş o günü dünyaya duyurmak, o günün sihrine inanamıyorum ya da ihtiyaç o kadar ortadaymış ki bunun gerçekleşmemesi için bir sebep yokmuş diyorum.
O gün gelen kartını verdi, gelen kartını verdi. Ben uçağa bindiğimde dedim ki ‘Şimdi ne yapacağım?’ Çünkü öyle bir soruyu sordum tamam, kartları da topladım ama her kartı da aldığımda ben lütfen konuyla ilgili dosya, çalışma vs yapmam gerekenler, sorumluluklarım… lütfen bana gönderin diyerek bana kartını verdi. Ama benim bu konuyla ilgili hiçbir çalışmam yoktu. O gün dedim bu bir iş değil bu bir aşk… Dolayısıyla o bir iş olmadığı için bunun bir iş planı pazarlama planı bir çalışma yoktu, bu günkü gibi bir ekibi de… Yaklaşık 3 buçuk yıllık çok ciddi bir çalışma dönemi gerçekleşti. Çok fazla seyahat ettim. Sabah uyandığımda hangi ülkede olduğumu anımsayamadığım zamanlar yaşadım; kendi Wellness’ımı, kendi iyiliğimi bir kenara koyduğum anlar oldu. Çünkü çok uykusuz kaldığım zamanlar oldu bizde geceyken başka ülkede gündüz olduğu zamanlar oldu. E-mail trafiği ve o e-maillerin hepsine cevap vermeye çalışmak derken bütün bu çalışmaların sonucunda 2019’a geldiğimizde, 150 ülkede 5 binden fazla noktada kutlanan bir gün halini aldı. Bugün uluslararası otel zincirlerinden aklınıza gelebilecek olan isimlerin birçoğu bu günü kutluyorlar. Cumhurbaşkanlarından belediye başkanlarına, derneklerden vakıflara, Hollywood yıldızlarından uluslar arası iş insanlarına, sporculara kadar GWD’e destek veriliyor.
Bir çılgınlık yapıp Emmy ödüllerine gittim. Hollywood yıldızlarının da bu gün için destek vermelerini istedim. Yapı olarak kendim için bir şey istemeye çekinirim ama söz konusu GWD olduğunda önüne atlayamayacağım insan yoktur. Giremeyeceğim bir ortam yok!
GWD’nin en az
tanındığı ülke yine Türkiye
İstediğim şeyi kendim için istemediğimi bildiğim için bu güne kadar biz 300 milyon kişiye ulaştık. GWD’in dünyada en az tanındığı ülke Türkiye, ama şöyle ki bir fikir ve hareket kendi ülkesinde doğduktan sonra sınırları aşar ve dünyaya tanıtılır biz biraz tersten gittik. Dünyaya tanıttık ama Türkiye’ye tanıtmak için bir şeyler yapamamışız o yüzden İstanbul yerine Kuşadası’nda olmasını sağladık. Bu arada GWD sadece Kuşadası’nda kutlanmayacak Türkiye’nin birçok yerinde otel zincirlerinde kutlanıyor olacak!”
29 yaşında
‘kansersin’ dediler…
Global Wellness Day’in evrene teşekkür etme şekli olduğunu dile getiren Belgin Aksoy, tüm dünyaya bu günü yaymak istediğini ve bunun kendisi için çok önemli olduğunun altını çizdi. Gerekçesinin ise yaşadığı sağlık sorunları olduğunu belirterek şunları konuştu, “Tüm dünyaya yaymak benim için çok önemli çünkü 2004 yılında sağlığımla ilgili bir problem yaşadım. Sağlığını kaybedip bugün tekrardan kazanmış biri olarak duruyorum karşınızda. Bir doktorun karşınıza geçip kanser kelimesini kullanması insana bir tokat gibi geliyor. Ama ben şükrediyorum. İyi ki böyle bir şey yaşadım! Çünkü uyanmama sebep oldu. 29 yaşındaydım iyi ki de bu kadar genç bir yaşta başıma geldi. Bu gün 43 yaşındayım…
29 yaşında böyle bir şeyle karşılaştıktan sonra, ‘Niye böyle bir şey oldu? Her şey yolunda gidiyordu... Süt veren bir anneyim’ her şeyin yolunda gittiğini sandığım bir dönem olmuştu. Bir takım değişiklikler yapmak zorunda kaldım. Aldığım radyoiyot terapisinin sonunda vücudumdaki radyoiyottan kurtulmak için radyoiyottan arınmanın yollarını araştırmalara başladım ve bu araştırma beni ilk olarak detoxa götürdü. Hayatımın ilk bir haftalık sıvı detoxunu o gün yapmaya başladım. Bir haftalık sıvı detox gerçekten çok enteresandı. Çünkü 3. günden sonra bir şeyler çiğneyemediğiniz için içinizdeki duyguları çiğnemeye başlıyorsunuz hoşunuza giden veya gitmeyen bir takım duygular su üzerine çıkmaya başlıyor daha önce dinlemediğiniz kulak vermediğiniz bir takım sesleri duymaya başlıyorsunuz ve bu duyduğunuz sesleri ya anlayıp geçiştirmek olabilir ya da bir şeyler yapabilirsiniz.
Faydası olmayan
şeyleri hayatınızdan çıkarın…
Bir detox uzmanı demişti ki hayatınızda size faydası olmayan şeyleri çıkartın. Hayatınızda size zarar veren şeyleri çıkartın dememişti. O öyle diyince uzun bir liste çıktı gerçekten! Ben de eşimden başlamak üzere sonrasında bazı arkadaşlarım olduğunu zannettiğim kişileri hayatımdan çıkarttım. Sonra beslenme alışkanlıklarımı ve spor alışkanlıklarımı değiştirdim bir dönem çok ekstrem düzeye çıktı. Çünkü doktorum bana, ‘Belgin balıketli bir kadın olursun bununla çok fazla savaşma bir troidin yok, metabolizman yavaş, ilaç hayatın boyunca kullanacaksın ama bu ilaç çok da dengeli olmayacak bununla savaşma, savaşırsan sana depresyon ilacı vermek zorunda kalırım’ dedi. Ben de ona dedim ki ‘Bunun olmaması için ne yapmam lazım.’ O da bana, ‘kim ne yapıyorsa senin iki katını yapman gerekiyor’ dedi. İki kat daha fazla dikkat etmen gerekiyor yediklerine, iki kat daha fazla spor yapman lazım dedi. Peki, yaparım dedim çünkü öyle yastıkların arkasına saklanmak istemedim. O da bana ‘Belgin’cim gerçekten uğraşma çünkü yapamazsın’ dedi. İyi ki de yapamazsın demiş. Çünkü yapı itibariyle küçüklüğümden beri biri bana bir şeyi yapamazsın dediğinde ben o işi muhakkak yapıyorum. Dediğim gibi o ekstrem dönem geçtikten sonra ben de biraz dengeyi buldum ve şimdi çok daha dengeli besleniyorum dengeli olarak spor yapıyorum dolayısıyla da GWD’de benim evrene şükretme şeklim.
GWD bir Türk markası…
Global Wellnes Day’in Türkiye’nin tanıtımında önemli olduğunu ifade eden Belgin Aksoy, “GWD’in aynı zamanda Türkiye’nin tanıtımı için de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ülkemizden dünyaya pozitif bir şeyin yayılması, bizden çıkan bir şeyin dünyaya yayılması çok alışık olduğumuz bir şey değil! Türk basınına da o kadar anlattım basın bültenlerini verdim ama buna rağmen şöyle bir başlıkla çıkıyordu ‘Tüm dünyada kutlanan Global Wellness Day Türkiye’de de kutlandı’. Neden bu şekilde anlamlandırılıyor? Niçin bu başlık kullanılıyor? Türkiye’nin dünyaya yaydığını kabul etmekte bir Türk olarak neden bu kadar zorlanıyoruz? Alışık olmadığımız için mi?
Türkiye için çok önemli! Çünkü önümüzdeki yıllarda Birleşmiş Milletler’in Global Takvimi’ne de girerse GWD, Türkiye için çok iyi olacak” dedi.
Türkiye’de ve dünyada suç oranlarının artışına, obeziteye, intihar vakalarına ve bu gibi olumsuz nedenlere değinen Aksoy, Global Wellness Day’in bu gibi olumsuz sonuçları azaltacağına şu şekilde değindi;
Dünya huzursuz ama
bir şeyler yapabiliriz…
“Dünyanın problemlerini gördükçe ben birey olarak çok rahatsız oluyorum ve bir şeyler yapabileceğimize inanıyorum. İstatistikler bize bu problemlerin arttığını gösteriyor. Ne gibi sonuçlar? Örneğin, depresyondaki artış! Dünyada her yıl 800 bin kişi intihar ediyor. Korkunç bir rakam, 800 bin kişi kendini bu kadar aciz hissediyor. Hayat bu kadar güzelken, yaşamak bu kadar güzelken yoğun bakım departmanlarında şu an bir nefes daha almak için uğraşan o kadar insan varken çözümü ölümde aramak gerçekten çok korkunç bir şey olsa gerek. Bugün, 800 bin rakamını şöyle bir göz önüne alırsak, terör olaylarından ölen insanlar ile doğal afetlerden ölen insanların toplamından daha fazla! Ülkemizde terör olaylarının çok fazla olduğu zamanları şöyle bir düşünürsek, sokağa çıkmakta tedirgin olduğumuz günleri; öyle bir günde ‘acaba başıma bir terör olayı gelir mi, acaba bir doğal afetle karşılaşır mıyım?’ diye korkmaktansa, -neredeyse- bu rakamlara göre ‘acaba zihnim bana bir oyun oynar mı ve kendimi öldürür müyüm’ diye korksak yeri olacaktır. Öyle bir rakam! Bir diğeri obezite de ki artış. Özellikle çocuklarda görülen obezitedeki artış gerçekten korkunç! Suç oranındaki yükselme de bir o kadar korkutucu! Bu kadar kötü müydük? Hep mi bu kadar vahşiydik? Bilmiyorum… Rakamlar bize bunları gösteriyor. Evet, ama onun dışında hayatımızı içinde de bunu daha çok görüyoruz. Sosyal medyanın tabi ki teknolojinin olan olaylardan daha fazla haberdar olmamızla ilgili bir etkisi muhakkak ki vardır. Suç tabi ki hep vardı dünyada ama istatistik diyor ki bunda bir artış var. Dolayısıyla mutsuzluk, obezite, açlık ve suç oranların bir sonraki proje uygulamaları Global Wellness Day Çocuk Projesi dünyaya yaymaya çalışacağımız bir proje olacak. Bu projeyle de bu rakamların oranını düşürmeye çalışacağız.”
Global Wellness Day Hakkında: Global Wellness Day, 2012 yılında Belgin Aksoy tarafından yaratılıp dünyaya yayılan iyi yaşamaya adanmış, kar amacı gütmeyen uluslar arası bir sosyal projedir. Bu günün temel amacı, yaşamımızın değerinin farkına varmamızı sağlamaktır. Senenin bir gününde bile olsa durup düşünmemizi, şehir hayatının stresinden ve kötü alışkanlıklarından uzaklaşmamızı ve kendimizle barışmamızı sağlamaktır.
Türkiye’de iyi yaşama yönelik olarak atılan ilk adım, dünyanın her yerinden yaşam stili odaklı girişimcilerden ve iyi yaşam uzmanlarından oluşan 86 GWD Elçisi, 25 Ana Destekçi ve 4 Danışman ile uluslar arası bir harekete dönüşmüştür. Global Wellness Day, her yıl Haziran ayının ikinci Cumartesi günü, dünyada 5 binden fazla farklı noktada eş zamanlı olarak, sadece ücretsiz etkinliklerle kutlanmaktadır.
Belgin Aksoy, Global Wellness Day’in bugün dünyada aynı anda 5 binden fazla noktada kutlandığını belirterek kutlamaların nasıl etkinliklerle sürdürüldüğünü ve bu günde neler yapıldığını anlattı. Tüm etkinliklerin ücretsiz olduğunu ve bu günün ticari bir amaç gözetmediğini vurgulayan Aksoy, “Dünyanın her yerinde kutlamaların neye benzediğiyle ilgili ufak bir fikir vermiştir sanırım izlediğiniz video ama şunu söyleyebilirim ki amaç Wellness’ın bir lüks olmadığını herkesin doğuştan gelen hakkı olduğu mesajını yaymak. Her ülkenin, her şehrin mevcut wellness düzeyi birbirinden farklıdır. Şöyle iki örnek verebilirim, iki uç örnek: Son 2 yıldır Tayland Myanmar sınırında No man's Land diye adlandırılan bölgede çok zor şartlarda yaşayan bir insan grubu var. O kişilerin bir yerden bir yere giderken geçtikleri çok tehlikeli bir yol vardı. Tayland elçimiz bunu keşfetti ve GWD için oraya bir köprü inşa edildi. Çocukların kafalarından bit temizlendi, doğum kontrol yöntemleri anlatıldı. Aynı gün Los Angeles, Beverly Hills, Four Seaseons Otel'in helikopter pistinde Hollywood yıldızlarının yogisi ile yoga yapıldı. Şimdi, No man's Land’deki kişilere yoga yaptırmanın ya da onlara yeşil içecek vermenin hiçbir manası yoktu. Tabiî ki Los Angeles, Beverly Hills’deki kişinin saçından da bit temizlemeye çalışmak da anlamsız olacaktı. Söylemeye çalıştığım şu ki amacımız, mevcut wellness düzeyini çok daha iyi noktaya getirmek. Ama farklı olmayan tek bir şey var! Tüm kutlamalar ücretsiz parklarda yapılan kutlamalar halka açık. Ticari hiçbir amacı yoktur! Böyle bir şey fark edildiği takdirde uyarılır. Global Wellness Day’i kutlamak için bir şeyler almak zorunda değilsiniz. Bu günün ticari bir gün haline gelmemesi bizim için çok önemli” diye konuştu.
Şu an tek amacının
GWD’in Birleşmiş Milletler’in (BM) Global Takvimine girmesi olduğunu açıklayan
Aksoy, kendi Wellness’ından ödün vererek bu günlere getirdiği bu günün gelecek
kuşaklara da taşınmasını istediğini belirtti. Şimdilerde ise Aksoy, GWD’in
BM’in takvimine girmesi için devlet desteğini bekliyor.
7 ADIMDA WELLNESS
GWD, iyi yaşamı bir hayat tarzı haline getirmek için, kişilerin 7 basit
adımı atmalarını amaçlıyor. Bu 7 Adımlık Manifesto dünyada herkesin yaş,
cinsiyet, millyet ya da sosyo-ekonomik farkları gözetmeksizin kolayca
ulaşabileceği ve uygulayabilmeleri için amacıyla yaratıldı.
1. Bir saat yürüyüş yapın
2. Daha fazla su için
3. Plastik şişe kullanmayın
4. Doğal gıdalarla beslenin
5. İyilik yapın
6. Sevdiklerinizle aile yemeği yiyin
7. Saat 22.00’da uyuyun
Global Wellness
Day’de insanların hayatlarını ve sağlıklarını iyileştirmeleri için her yaştan
kadın erkeği ve sosyo ekonomik yapısı ne olursa olsun herkesin uygulayabileceği
7 maddelik manifestodan bahseden Aksoy, manifestoyu şu şekilde açıkladı;
“7 adımlık manifesto aslında gördüğünüz gibi çok basit maddelerden oluşuyor. Şöyle bir baktığımızda tabiî ki doğal gıdalarla beslen, tabiî ki 1 saat yürüyüş yap gibi düşünülebilir. Ama biz bunu hazırlarken kadın erkek, genç yaşlı, küçük büyük hangi sosyoekonomik düzeyde olursa olsun kişinin rahatça uygulayabileceği, hayatına aldığında 7 madde gibi görünen ama 365 günün sonunda neredeyse 777 madde kadar iyi alışkanlığı hayatına alabileceği bir manifesto olarak görünüyor.
NE demek istiyor bu
manifesto?
1 saat yürüyüş yapan daha fazla su içen biri örneğin, ister istemez daha az çay kahve ve sigara içecek
Bunları uygulamaya başladıktan sonra kişi kilo vermeye başlayacak ve giydiklerini kendine yakıştıracak. Yakıştırdığında duruşu değişecek duruşu değiştirdiğinde de özgüveni yerine gelecek ve etrafına yaydığı enerji değişecek…
İyilik yapmak en çok sevdiğim maddelerden biri bir iyilik yaptığımızda bunun karşımızdakine olan faydasının yanında kendimize olan faydası manevi olarak kendimizi daha mutlu hissetmemiz, iyilik yaptığımız kişinin de bir başkasına iyilik yapmak güdüsünü uyandırmamız ve onunda bir başkasına iyilik yapmak istemesi vs…
Sevdiklerinizle aile yemeği yiyin biraz önce söylediğim obezite oranıyla ilgili çok önemli bir madde. Benim jenerasyonum benim çocukluğumda biz akşam olduğunda annem hadi sofraya derdi biz 3 kardeşiz sofranın etrafında toplanırdık televizyon vs açık olmazdı zaten bu akıllı cihazlar yoktu o zaman ve birbirimizin gözünün içine bakarak çok uzun değil böyle bir yarım saat kadar yemek yerdik ve birbirimize gün içerisinde neler yaptığımızı anlattığımız bir yemek yerdik.şimdi özellikle çocuklar akıllı cihazların önünde yemeklerini yiyorlar ve yapılan bir araştırmaya göre en çok yalnız başına bu elektronik aletlerin başında yemek yiyen çocuklarda obezite görünüyormuş bunun sebebi de çocukların aslında karınların açlığını değil kalplerinin açlığını doyurmaya çalışıyor olmalarıymış…
Plastik şişe kullanma, artık hepimiz biliyoruz çevreye olan zararını ama bize Japonyadan bir mail gelmişti. Dediler ki plastik şişe kullanma diye bir maddeniz var biz zaten plastik şişeleri geri dönüşüm yapıyoruz plastik şişelerin çevreye zarar vermesini sağlamıyoruz neden bu madde var biz Japonya olarak bu maddeyi çıkartabilir miyiz dediler
Bir diğeri de sağlığımıza verdiği zarar, hormonlarımızla ne şekilde oynadığının farkındamısınız bu gün ergenlik çağında kilo alan erkek çocuklarının neden kız çocuk gibi kilo aldığının sebebinin bu olduğunu biliyor musunuz?
Bu yeni bir bilgi değil faat basında plastik şişenin sağlığımıza verdiği zararlar daha küçük haberlerle çıkıyor plastik şişe tabiî ki burada bir sembol, 1 yıl boyunca plastik şişeyi kullanmadığınızda ister istemez plastik şişe kullanmamaya karşı fakındalığınız artıyor ve diğer plastikleri de hayatınızdan çıkartıyorsunuz.
Doğal gıdalarla beslenin üzerinde çok kez düşünülmüş isminin 5 6 defa değiştirildiği bir madde en son toprağın sunduğu gıdalarla beslenindi onu da değiştirdik en son doğal gıdalarla beslenin diyerek konuyu çok genel bıraktık. Bilerek ve isteyerek çünkü aslında hepimiz ne yiyip ne içmemiz gerektiğini gayet iyi biliyoruz. Paketlenmiş gıdaları bile bir kenara bıraktığınız zaman bile aslında doğru yolu bulmuş oluyoruz.
Saat 22’de uyuyunu en sona bıraktım çünkü biliyoruz ki en
zoru o… Şu çok net tabiî ki hepimizin ihtiyacı olan uyku süresi çok farklı ben 2
yıldır vegan besleniyorum ve çok daha az uykuya ihtiyaç duyuyorum 4-5 saatlik
uyku bana yetiyor ben 6-7 saat uyuduğumda anca dinlenirdim dolayısıyla kişiden
kişiye yaşa cinsiyete göre değişiyor… burada önemli olan hepimizin bildiği gece
saat 23 ile 03 arasında büyüme hormonu salgıladığımız için hücre yenilenmesinin
en fazla olduğu saatler olduğu için uyumanın gerçekten amacına hizmet
edebilmesi adına saat 22 ile 03 arasında uyuyor olalım ama kaçta kalktığımızın
ve kaç saat uyuduğumuzun bir önemi yok bu tamamen kişiye özel bir şey. Bu konuda
pazarlıklar var 23 olsa olmazmı diye bu kesinlikle bizim ortaya attığımız bir
şey değil bu konudaki araştırmalar bu şekide söylüyor bunlar sağlıklı yaşama
adım atmamızı sağlıyor.”
Yazinizi bi cirpida okudum sizi tebrik edrim basarilariniz devamini dillerim kendime vazife adicem yaptiklarinizi cevreme anlaticam ve sizi talip etmeye calisacam ben de bir vakfi temsil ediyorum kar amacimiz hic yok Size ve sevdiklerinize saglikli gunler dilerim isallah seneye haziranin ikinci haftasinda GVD kutlamak icin tekrar sapancaya sizin tesisinize gelirim Yaziniz icin tesekurler Levon sadyan