Adli yıl açılış töreni ile birlikte Cumhuriyet Halk Partisi’nin klasik Beştepe sendromu yeniden tuttu. CHP ana muhalefet partisi olarak, yeniden siyaseti karşılıklı zıtlaşmalara taşıma eğilimine girdi.
Bence bu yanlış, en çok da CHP için ve CHP’ye umudunu bağlamış kitleler için yanlış bir tutum. Elbette Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partilere yaklaşımını gözden geçirmesi, belki kurucusu olduğu partiye karşı zor da olsa bir tarafsızlık mesafesi koyması gerekir.
Ancak her şeye rağmen Cumhurbaşkanlığı makamına karşı daha dikkatli bir dil, daha dikkatli bir yaklaşım sergilemek lazım. Güçler ayrılığı üzerine kurulu bir sistem üzerine bina edilse de sistemin başı, devletin en üst temsil makamı Cumhurbaşkanlığı makamıdır. Bugün orada Tayyip Bey oturur, yarın Kemal Bey, Devlet Bey ya da başka bir isim…
Kişileri tartışabiliriz, devletin omurgasını oluşturan makamları doğrudan tartışmaya açmak, bu makamlara karşı toplumun güven ve saygısını yıkmak, çok tehlikeli bir girişimdir.
Devlet, ancak kurumları ile somutlaşır, bir bedene kavuşur. Dolayısıyla devleti somutlaştıran kurumlara güveni sarsarsanız, o kurumları basit kavgalara konu ederseniz, halkın bu kurumlar üzerinden devlete olan güvenini yıkarsınız.
Doğru veya yanlış, devleti güçlü kılan şey, halkın devletine olan güvenidir. O güveni yıkarsanız, o makamlara kimi koyarsanız koyun, devleti güçlü kılamazsınız.
Bence kişiler için değil, isimler için değil, devletimizi temsil ettiği için o kurumlara saygı duyulmalıdır. Beştepe, Tayyip Bey’in malikanesi değil, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı külliyesidir. Devletin en yüksek temsil makamıdır. Aynı zamanda o ayrı ve dengeli olması gereken devlet güçlerinin de başıdır, onlar arasındaki dengeyi sağlayan makamdır.
Dolayısıyla yasaması da yürütmesi de yargısı da Cumhurbaşkanlığına makamına karşı sorumludur. Güçler ayrılığını Türkiye yıllarca güçler düşmanlığı olarak algıladı. Maalesef bugün yaşadığımız bütün sorunların nedeni de tam olarak bu yanlış algıdır.
Devleti güçlü kılması gereken o ayrı güçler, maalesef bir biriyle sürekli bir kavganın içine girerek, güç yarıştırarak, milletimize hiç de hak etmediği yıllar, dönemler yaşattı.
Artık şunu herkesin kabul etmesi, anlaması gerekir ki, o ayrı olmasını savunduğunuz tüm güçler, bu millete aittir ve bu milletin yararı için Cumhurbaşkanlığı makamına bağlı olarak, güçlerini bir biri ile yarıştırarak değil, güçlerini birbirine ekleyerek, bu ülke için çalışmak zorundadır.
Lütfen yine aynı tuzağa düşmeyin, mesele Tayyip Bey meselesi değil, mesele ülkeyi güçsüz, birbiri ile kavgalı kurumlar çöplüğüne dönüştürmektir. Bu tuzağa karşı en uyanık olması gereken kurum da Cumhuriyet Halk Partisidir. Bu ülkenin Ak Partiye olduğu kadar Cumhuriyet Halk Partisine de diğer siyasi partilere de ihtiyacı vardır.
Halk kimin ne hesap tuttuğunu çok iyi bilir, takip eder; o yüzden kimse ucuz kahramanlık gösterileriyle sorumluluktan kaçmasın. Benden söylemesi…