BİRİ İKTİDARA
BİRİ MUHALEFETE
BİRİ DE MAHALLE BASKICILARINA
3 ÇİFT LAFIM VAR!
Malum birkaç gündür ‘çocuklara cinsel istismar’ tasarısı olarak kamuoyuna yansıyan olayla yatıp kalkıyoruz.
İlk lafım hükümetin beceriksiz bürokrasisine…
Ben o tasarının amacını da, hangi mağduriyete yönelik olduğunu da çok iyi biliyorum.
Buna ‘çocukların cinsel istismarı’ gibi sapıkça ve amacı bu kadar yanlış anlatan bir isim koyan ya da böyle bir madde olarak gündeme getirenlere öncelikle yazıklar olsun…
Sen tasarıyı bu isim ve bu ifadelerle kamuoyuna taşırsan, aldığın tepki az bile…
Üstelik bu tasarı bugün değil, bundan 4-5 yıl önce düşünülüp çıkarılmalıydı. Çünkü devletin vurdumduymazlığı yüzünden yaklaşık 3 bin baba cezaevlerinde katillerle, teröristlerle, psikopat cinsi sapıklarla aynı havayı teneffüs ediyor.
Dikkatinizi çekiyorum, lütfen siyasi operasyonlara, algılara vicdanınızı teslim etmeyin…
Bu babalar, tecavüzcü değil, eşine şiddet uygulamadı, zorla alıkoymadı…
Bu babalar sadece toplumun onlara bıraktığı kültürel mirasa uyarak, ‘annen vermiyorsa, ya da ailem istemiyorsa, biz de kaçalım’ mantığı ile çocuk aklıyla hareket etmiş ve anlaşarak kaçıp evlenmiş kişiler…
Elbette bu tanımın dışında olan çok olay vardır, yasa düzenleyicinin en başta bunları bir birinden net olarak ayırması lazım… Bizim konumuz, aileleri evlenmelerine izin vermediği için küçük yaşta kaçarak evlenen gençler…
Peki, burada suç var mı ve kimin?
Evet suç var;
Bugün Türkiye koşullarında 30 yaşlarında evlenen çiftler dahi doğru dürüst bir aile kurmakta zorlanıyorken 14-16 yaşlarında evlilik; iki gencin hayatını bitirir. Onları yaşayan birer meftah yapar…
Buna kim engel olacak?
Elbette devlet…
Peki geçmişte bu amaçlarla yola çıkan siyasiler ne yaptılar…
Bugünküler gibi beceriksizliklerinin kurbanı oldular. Çocuk yaşta evliliğin önünü kesmek için çıktıkları yol; işe o beceriksizlikleri de eklenince, 5-10 yıldır evli olan, devletin nikahını yapıp, evlilik cüzdanını eline verdiği, her biri en az bir veya iki çocuk sahibi olan 3 bin babayı hapse tıktılar…
Bakın ne güzel çözüm… Güya koruyacakları genç anneler, ya da çocuk anneler ne oldu…
19-20 yaşlarında bir veya iki çocukla, hayatın zor koşullarında yapayalnız, çaresiz ve hayatın tüm o acımasız yükleriyle baş başa kaldılar. Ne güzel adalet…
Peki devlet bu annelere sahip çıktı mı? Hayır…
Peki devlet babasız kalan bu çocuklara bir çare çözüm düşündü mü? Hayır….
Çünkü devletin adalet mekanizması o sırada ülkeyi FETÖ iblisine teslim etmek için hain emeller için gece gündüz çalışıyordu…
Peki ne oldu?
O annelerin ve bebelerin iniltileri 4 yıl sonra bir yerlere ulaştı da, bir tasarı hazırlandı…
Ama gel görkü tasarının ismi ‘çocukların cinsel istismarı’… Allah size akıl fikir versin… Allah sizi gerçekten ıslah etsin… Amaca bak, tanıma bak…
Neyse lafı uzatmayayım, toplumun belli bir kısmının tepkisi çok sert oldu.
Tepki gösterenleri analiz etmek istemem ama içinde siyasi rant peşinde olan da var konuyu anlamadığı için gayet iyi niyetle tepki koyan da var, Türkiye’nin bir türlü üstünden atamadığı aptalca kültürel kalıntılarına tepki gösteren de var…
Elbette işin en başında da CHP’nin bu tür olayları siyasi ranta devşirme kurnazlığı var…
Sonuç:
Tepkiler güzel, neden güzel?
Çocuk yaşta evliliğe önüne bir set çekecek…
Çocuk istismarcılarının gözünü korkutacak…
Toplumda bu konuda bir bilinçlenme sağlayacak…
Toplumun bu ikiyüzlülüğünü bir kez daha düşünmesine neden olacak…
Ama biz yeniden asıl amaca dönelim; devletin bir türlü engel olmadığı o sapkın kültürel mirasa uyarak, birbirini severek kaçmış ve çocuk yaşta evlenmiş bu 3 bin babayı cezaevlerinden çıkarın…
Bugünden sonra resmi evlilik yaşı gelmeden ne şekilde olursa olsun evlenenlerin,
Evliliklerini sürdürmesine, bir arada yaşamalarına devlet olarak izin vermeyin…
Nikahlarını yapmayın…
Evlilik cüzdanı vermeyin….
Son olarak amacı ne olursa olsun bu mahalle baskıcılarına bir lafım var:
Bundan 4 yıl önce bir muhabir olarak; bu tür bir olayın haberini yapmak üzere gittiğim Bayındır’da; küçük kardeşi yeni doğmuş, hastaneden evlerine döndüklerinde; babasının ellerine kelepçe vurularak hapse götürülen o minik Ayşe’nin gözlerindeki o ifadeyi gördüm ya…
O genç annenin doğum yaptıktan 1 gün sonra kucağında bir günlük bebeği ile yaşadığı o çaresizliği gördüm ya…
Babası tam 4 yıldır hapiste olan, minik kardeşi babasız 4. Yaşına giren Ayşe’yi her hatırladığımda boğazıma koca bir yumruk oturuyor ya…
Ben 4 yıldır bu azabı yaşıyorum ya….
Lafım; çocuklara ve kadınlara karşı merhametli, duyarlı, samimi olanlara değil; onlarla aynı noktada, aynı duygudayım...
Ama rant peşinde mahalle baskısı yapanlar,
Artık alev topu olup üzerime de gelseniz umurumda değil….