Dünya üzerinde bugün yaşanan her ne acı, keder varsa; her nerede hangi isim altında zulüm yapılıyorsa; nerede bir savaş varsa ve bombalar patlıyorsa; hangi coğrafyada çocuklar ölüyor, öldürülüyorsa; özetle dünyanın huzurunu kaçıran her ne oluyorsa; maalesef altında ABD’nin doğrudan veya dolaylı yoldan payı var.
Bunu bilmek için müneccim olmaya da gerek yok. Aşağı yukarı hemen herkes bunun böyle olduğunu tahmin eder. Daha bilgi sahibi olanlar veya sorgulayanlar ise tahminlerin ötesinde bunun çok acı bir gerçek olduğunu kavrar.
ABD, maalesef hümanist dünya söylemine, çağdaş dünya söylemine, çağdaşlaştıkça hümanistleşen dünya söylemine ağır bir darbe vurdu.
Artık dünyanın acı ile yoğrulmuş coğrafyalarında yaşayan çocuklar, bir ülkenin zenginleştikçe, çağdaşlaştıkça ve Batılılaştıkça daha da hümanist olmayacağını kavramış bulunuyor.
Maalesef dünya artık barışı, huzuru, kardeşlik hukukunu, hümanizmi başka değerlerde arayacak. Çünkü düne kadar ben de dahil pek çok dünya insanı, batılılaşmayı, çağdaşlaşmayı, teknolojik ve bilimsel ilerlemeyi aynı zamanda hümanizmin, dünya barışının garantisi gibi görüyordu.
Şimdi geldiğimiz noktada ABD bir seçim yaptı. Bir biri ile taban tabana zıt görünen iki aday arasında gerçekleşen seçimde, seçkincilerin, lobicilerin, şahinlerin ve hasıl kurulu düzenin kanat rüzgarı ile yükselenlerin tercih ettiği Bayan Clinton kaybetti.
Çok derinlemesine araştırmasam da içgüdüsel olarak da Bayan Clinton’un hep karşısında htim, hep dünyada olup biten bütün bu mezalimlerin temsilcisi gibi gördüm. Bu duygularım dolayısıyla umarım, kendisine haksızlık etmiş olmam…
Gelelim yeni başkana ve yeni döneme, umuyorum ABD artık güçlü olmanın arsızlığından, yüzsüzlüğünden, dünyanın aptal yerine koyan egosundan velhasıl o çirkef yüzünden sıyrılır, medeniyete, dünya barışına, bir bütün olarak insanoğlunun kutsallığına ve onu yüceltmeye odaklanır.
Donald Trump yeni ABD başkanı, bir işadamı… Hakkında çok şey söylenebilir elbette ancak hayatı çalışarak kazanmış, kendisini ispatlamış bir kişi…
Umuyorum yenidünya düzenini de iş dünyası realitesi üzerine kurgular. Bu çoğu insanı korkutabilir, kapitalist bir bakış açısının dünyayı felakete sürükleyebileceğini düşünebilirsiniz ama inanın herkesin, her ülkenin çalıştığı kadar kazandığı bir dünyada, hepimiz daha huzurlu olacağız.
En azından her ülke kurtuluşu daha çok çalışmakta, daha çok kazanmakta arayacaktır. Yoksa bugüne kadar güçlünün egemen olduğu, her türlü kuralı istediği zaman değiştirdiği, kuzu postuna bürünerek dünyayı ateşe verdiği eski dünya düzeni, dünyayı azıcık dahi vicdanı olan insanlar için yaşanmaz ve çekilmez bir hale getirdi.
Umuyorum ki yeni Başkan Trump, yaşlı yerküremizin yaşadığı bu acıdaki ABD’nin rolünün farkında olsun…