Malum Aziz Başkan, Abdül Batur ile Cevat Durak kapışmasında ara formül olarak atandığı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda tam 14.5 yıl oturmayı başardı.
Çok becerikli değildi, hiç yağlama yıkama cümleleri kuramayacağım…
Ama çok şanslıydı, ülkemizin genel siyasal koşulları hep onun önünü açacak şekilde gelişti.
İzmir, Ak Partiye uzaklaştıkça, CHP’nin adayı olarak Aziz Kocaoğlu, kendisine geniş bir manevra alanı buldu. Rahatı hiç bozulmadı, hiç seçimde kaybederim endişesi yaşamadı.
Ama İzmirli o kadar mutlu değildi, hatta bazen çok öfkelendi, çok isyan etti ama o isyanlar ‘aman AKP’ye yaramasın’ diye hiç siyasi sonuca dönüşmedi.
Tabi Aziz Başkan Büyükşehir koltuğunda yılları eskittikçe parti içinde ve Büyükşehir bürokrasi üzerinde güç kazanmaya başladı. Tecrübe de kazandı…
Ancak, İzmir’de Büyükşehir’in yaptığı hemen hemen tüm işlerde bir yavaşlık vardı. Hatta insanları bıktıran usandıran, esnafı batıran, isyan ettiren bir yavaşlık hep oldu…
O yüzden İzmir’in üzerine bir ‘beceriksizlik’ gölgesi geldi oturdu.
Herkes CHP’nin İzmir’deki siyasi başarısını konuştu ama hiç kimse kalkıp, İzmir’in iyi belediyeciliğinden söz etmedi. Kimse kötü yönetilen belediyelere, büyükşehirlere ‘İzmir’i örnek alın, bakın adam muhalefet partisinde ama nasıl iş yapıyor’ demedi.
Ama yıllardır bunu Eskişehir için söyledi… Ak Partililer de söyledi, CHP’liler de söyledi, MHP’liler de söyledi.
Hatta Ankara Büyükşehir eski Başkanı Melih Gökçek için de çok olumsuz cümleler kurulmasına karşın, ‘ama adam iş yapıyor’ dendi.
Dikkatinizi çekiyorum, İzmir için hiçbir zaman ‘ama iyi iş yapıyor’ denilmedi.
İşte bu yazdıklarım tam da Aziz Başkan’ın ‘bırakıyorum’ dediği saatlerde kaderin bir cilvesi olarak adeta yüzüne vuruldu.
Basın toplantısı yaptığı Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezinin önünde rögarlar patlamış, 8-10 işçi sorunu gidermeye çalışıyor, denize akamayan yağmur suları, buradan havaya püskürüyordu.
Hemen oradan Mithatpaşa Caddesine çıktığınızda orda da aynı manzara vardı.
Ancak asıl sürpriz bu da değildi. Basın toplantısının yapıldığı Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezinden sahile çıktığınızda ibretlik bir manzara vardı.
Başkan Kocaoğlu’nun ‘Yüzülebilir Körfez hedefimize çok az kaldı’ dediği saatlerde, Büyük Kanal’a taşınması gereken İzmir’in bütün pislikleri, çöpleri, hatta kanalizasyonu, yağmur suyu ile birlikte karışmış, adeta bir Kızılırmak gibi denizin içine akıyordu.
Bu akıntının üzerinde kümelenmiş ve akıntıya dalış yapan martılar da akan şeyin sadece çöp olmadığını, içinde organik atıkların olduğunu ifade ediyordu.
İZMİRLİ NANKÖR MÜ?
Başkan Kocaoğlu hiçbir iddiası olmamasına rağmen kendisini 14.5 yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda tutan; İzmir Büyükşehir Belediyesinin her türlü eziyetine karşın, ona oy vermeye devam eden İzmirlilere de çok haksız bir ithamı oldu.
Belki bu ifadeye çok kızan olacak ama Başkan İzmirliye kibarca nankör dedi ve gitti… Bunu kırsalda gördüğü ilgiyi anlatırken yaptı. Yerelden kalkınma projelerini anlatırken, kırsaldan büyük destek gördüğünü anlatan Kocaoğlu, kırsal insanının büyükşehir insanına göre daha iyi kıymet bildiğini, takdir ettiğini söyledi.
Sözlerini aynen buraya yazıyorum: "Kırsalda yaşayan insanlar, kusura bakmasın kentte yaşayanlar, kendilerine yapılan iyiliği, kendilerine yapılan katkıyı anımsayacak, unutmayacak, ahde- vefası daha yüksek insanlardır.."
Burada şu sitemi görmemek için aptal olmak gerek; İzmir’e yaptığımı İzmirli görmüyor, takdir etmiyor ama kırsala yaptığımı kırsalda yaşayan insanlar görüyor ve takdir ediyor.
Eee sen de kusura bakma Başkan, İzmirli daha sana ne yapsın! Kırsaldaki insanı övelim bunda sorun yok da siz İzmirlinin ahde vefasızlığını nereden çıkardınız?
Not:
Nankör: Sıfat, kendisine yapılan iyiliğin değerini bilmeyen. Eş anlamlısı; | iyilikbilmez |
O SENARYOYU KAFANIZDAN SİLİN!
Tabi Başkan Kocaoğlu’nun bu 6 ay önceden yaptığı ‘bırakıyorum’ açıklamasını taktiksel olarak bulanlar da azınlıkta değil. Bunun aslında satrançtaki gibi planlanmış bir dizi hamlenin ilki olduğunu söylüyorlar. Senaryonun özeti şu: Başkan bırakmadı, Genel Merkezi kendisini yeniden aday göstermeye mecbur bırakacak satrancın ilk hamlesini yaptı.
Valla Cumhuriyet Halk Partisi, 15 yılın ardandan İzmir’i yönetecek ikinci bir adam bulamıyorsa, bir daha çıkıp kimseye laf etmesin, demokrasi, değişim demesin…
KOCAOĞLU YETMEZ SİSTEM DEĞİŞMELİ
Peki Kocaoğlu’nun gitmesi ile İzmir’de her şey sütliman mı olacak. Hayır, İzmir Büyükşehir Belediyesinin sisteminde ciddi sıkıntılar var. Bu yapı etkin çalışan, hızlı hizmet üreten, değişen koşullara çabuk adapte olabilen bir yapı değil.
Gelecek başkanın partisi CHP de olsa başka parti de olsa, önce bu sistemi ciddi bir revizyondan geçirmesi gerekiyor.
Aksi takdirde başkanın sadece ismi değişir ama İzmir’in üzerindeki o beceriksizlik gölgesi baki kalır…