CHP’nin gerçekten iktidar olmak, ülke yönetme sorumluluğu üstlenmek gibi bir derdinin, hedefinin olup olmadığı hep tartışılagelmiştir.
Size garip gelebilir ama bu tartışmayı yapanlar da her zaman saçma sapan insanlar değil. Bu uzun ve detaylı bir yazı konusu, bir süre sonra bu konuya döneriz. Ancak birkaç gündür CHP İzmir örgütünde yaşananlar, bu uçuk iddiaları haklı çıkaracak cinsten…
Düşünün CHP’li Bayraklı Belediyesi kaçak ve yıkım kararı alınmış bir yapı için; daha açık şekli ile bir düğün salonu için; daha da detaylı bilgisi ile bir Cemevi derneğinin işlettiği kaçak bir düğün salonu için yıkım kararını uygulamaya sokuyor.
Ancak belli ki bunun öncesinde zaten olay fazlasıyla çalışılmış. Yani bu olayda en az iki taraf var veya daha da fazlası…
Çünkü hamleler daha önceden planlanmış, olayın basına nasıl aksettirileceği, nasıl bir algı operasyonu yönetileceği çalışılmış. Ardından yıkım başlayınca da operasyon da start almış.
Önce olay basına CHP’li Bayraklı Belediyesi Cemevi yıkıyor diye aksettirildi. Haber abartıldı, parlatıldı neredeyse tüm Türkiye’nin kulağına gitmesi sağlandı.
Ve tabi sonra yavaş yavaş gerçek bilgiler ortaya döküldü. Yıkılan bir cemevi değil, bir düğün salonu… Düğün salonu da kaçak…
Ha şu ana kadar yazılmayan bir ayrıntı daha var. Onu da ben yazayım: Bir taraf diyor ki; düğün salonu kaçak olmasına rağmen Başkan Hasan Karabağ, bugüne kadar göz yumdu… Ancak ne zaman ki, kaçak düğün salonunu işleten dernekte seçim oldu ve Başkan Karabağ’ın desteklediği aday seçimleri kaybetti, işte o zaman kaçak düğün salonunun yıkılma süreci de start aldı.
Elbette bu da taraflardan bir tanesinin iddiası…
Tabi olay burada da kalmadı. CHP Genel Sekreteri Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır’ın, İl yönetiminden bazı isimlerin, Bayraklı İlçe Başkanı Cemalettin Alper’in de içinde olduğu ‘ahlaksız teklifler’ gündeme getirildi.
İddiaları tek tek yazmaya gerek yok, bunlar zaten medyada gündeme geldi. Bası basın yayın organlarında fazlasıyla yazıldı çizildi…
İddia o ki il yönetiminden bazı isimler, CHP’li Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ı bu olay üzerinden köşeye sıkıştırmak için ilçe başkanının blöf yaparak istifa girişiminde bulunmasını istedi; İlçe Başkanı Alper de ‘Ben sonuna kadar Başkanımın arkasındayım, Başkanım kanunsuz bir şey yapmadı’ dedi ve ahlaksız teklifi ret etti… Bla Bla Bla…
Yani özet; CHP İzmir İl örgütü ve dahi bir ilçe örgütü ve dahi CHP’nin iki numaralı isme oturmuşlar, ülkenin tarihin en zorlu dönemlerinden geçtiği böyle bir zamanda, birkaç yüz metrekarelik kaçak bir düğün salonu üzerinden koca bir Bizans oyunu tertiplemişler…
Eee ben size ne diyeyim, helal olsun. Demek ki sizin ülke ile ilgili bir derdiniz yok. Öyle iddia ettiğiniz gibi ülke ne bölünüyor, ne batıyor, ne ekonomik krizle boğuşuyor ne de başka bir derdi var.
Yoksa Cumhuriyetin kurucusu, Atatürk’ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi böyle saçma sapan işlerle uğraşır mıydı?