Dün Ege Üniversitesi'nde rektör devir teslimi vardı.
Ege Üniversitesi'nde tıp fakültesinin rektörlük üzerindeki tekeli devam ediyor.
Görevi devreden Prof. Dr. Candeğer Yılmaz gibi görevi devralan Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun da Tıp Fakültesi çıkışlı..
Cüneyt Hocanın cerrahi yetkinliğini bilmeyen yoktur herhalde...
Aynı başarıyı rektörlük görevinde de gösterip göstermeyeceğini zaman gösterecek.
Ancak devir teslim töreninde dikkatimi çeken bazı detaylar vardı.
Mesela Candeğer Hanım, çok gergindi. Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, onun desteklediği aday yerine Cüneyt Hocayı rektör olarak atamıştı.
Sanırım ondan olsa gerek bazı vurguları güçlü yapma ihtiyacı hti.
Böyle bir tören için aslında uzun da konuştu. Yaptıklarını yeniden anlatma ihtiyacı duydu. Görev döneminde yayınlanan kitapları masanın üzerinde gurur verilesi olarak tuttu.
Neredeyse 'yapılabilecek herşeyi zaten yaptık, daha yapacak bişey kalmadı' diyecek sandım.
Ama benim gözüme çarpan bir şey vardı. Sanırım Ege Üniversitesi bu devir teslimle eski klişelere de veda etti.
Mesela törenin başında eski rektör Yılmaz, senato üyesi dışındakilerin salonu terk etmesini istedi. Hatta bunu kibar ama sert bir üslupla iki kez tekrarladı.
Fakat Cüneyt Hocanın ekibi, arkadaşları ve onu destekleyen hocalar salondan ayrılmadı.
Bu adeta Ege Üniversitesi'nde yaşanacak değişimin ilk habercisiydi.
Çünkü üniversitelerimizin dışarıdan pek de sempatik karşılanmayan böyle kalıplaşmış, seçkinci bir tavrı vardır.
Tabi değişimin tek habercisi bu değildi. Dediğim gibi Candeğer hocanın oldukça uzun ve faaliyet raporunu andıran konuşmasının ardından Cüneyt Hoca, çok farklı bir noktadan söze başladı.
15 Temmuz şehitlerini anarak, onlara Allah'tan rahmet dileyerek söze girdi. Çok da sözlerini uzatmadı. 'Allah bir daha milletimize 15 Temmuz'lar yaşatmasın' dedi.
Öyle ya bu ülke daha bir ay önce tarihin en karanlık saldırılarından biriyle karşı karşıya kalmış ve 239 şehit vermişti. O darbe girişiminin ardındaki karanlık güçler başarılı olsa,
ne üniversitelerin özerkliği, ne Cumuriyetin kazanımları ortada kalacaktı.
Bence Cüneyt Hocanın o kısa konuşmasında çok anlamlı mesajlar gizliydi. Ben o yüzden Ege Üniversitesi'nde gerçek bir değişimin ayak seslerini işittim.