FETÖ terör örgütünün silahlı kanadı ortaya çıkana kadar, kimse tehlikenin tam olarak farkında değildi. Hatta çoğu insanı 17/25 Aralık silahsız darbe girişimi dahi uyandırmaya yetmedi. Oysa FETÖ terör örgütünün silahlı çeteleri 15 Temmuz darbe girişimine kadar bir çok kez sahneye çıkmış ve ülkeyi karanlığa, kaosa sürükleyecek cinayetler işlemişlerdi.
Bunun son örneği Hrant Dink cinayetidir. Ama artık bugün gayet net biliyoruz ki ülkemizin geçmişinde de, hatta FETÖ adının hiç de popüler olmadığı dönemlerde onlar işbaşındaydı. Dolayısıyla yarın öbür gün ülkemizin yakın geçmişindeki birçok faili meçhul cinayetin ardında bu kanlı örgütün çıkacağını hep birlikte göreceğiz.
Daha şimdiden soruşturmalara konu olan, gözaltılar yapılan merhum Muhsin Yazıcıoğlu suikasti, Uludere olayı bu karanlık zincirin bana göre son halkalarıdır. Emniyet güçleri ve yargı, eğer FETÖ militanlarından tamamen temizlendiyse, göreceksiniz ki çok hızlı yol alacak ve o cinayetlerin arkasındaki faillere de ulaşacaktır.
Ama bir şey daha fark edilmeye başlandı. FETÖ sadece kaotik, karanlık cinayetlerle de yetinmemiş. Kendi örgütünün önündeki hiçbir engeli affetmemiş.
İHLAS FİNANS NEDEN BATTI?
Mesele İhlas Finans’ın iflasa sürüklenmesi konusu şimdiden gündeme geldi. İhlas Finans’ın faizsiz bankacılık yapan örgütün bankası Bank Asya’nın önünün açmak için FETÖ örgütünce iflasa sürüklendiği iddialarını kesinlikle yabana atmamak gerekiyor.
BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI KİME YARADI?
Malumunuz Türkiye uzun yıllar başörtüsü yasağı ile yatıp kalktı. YÖK ve üniversiteler anayasanın ilk maddesiymiş gibi bu yasağa sahip çıktı. Hatta onların yetersiz kaldığı yerde ordu ile tehditler gündeme geldi. Şimdi ancak alıyoruz ki, mütedeyyin ailelerin kız çocuklarını FETÖ’nün o ışık evlerine (örgüt hücreleri) mecbur kılmakmış amaç. Ve sonuç aynen öyle tezahür etti. On binlerce genç kız, yasaklandıkları, itildikleri, ötekileştirildikleri bir ortamda kendilerini FETÖ’nün günah evlerinde buldu.
İMAM HATİP ALERJİSİ NEYDİ?
Hepsi bu ülkenin çocukları olmasına rağmen yıllarca imam hatip okullarına adeta söylemeye dilim varmıyor ama PKK kampı muamelesi yapıldı. O kadar yersiz ve mantıksız bir imam hatip düşmanlığı vardı ki, sağ kesim bunu klasik Kemalist korku veya nefret olarak okudu. Oysa hiç birimiz bu nefretin FETÖ’nün hain emellerine odun taşımaya yaradığını, belki de yüz binlerce genci yine FETÖ’ye mahkum ettiğini anlayamadık. İmam hatipler onlar için kötüydü çünkü imam hatiplerde dinini öğrenen çocukların, gençlerin FETÖ’nün kirli tuzağına düşmesi zor olacaktı. Çünkü imam hatiplerliler o tuzağı fark edecek yeteneği kazanıyordu.
YEŞİL SERMAYE DÜŞMANLIĞI
Türkiye’nin geçmişinde karanlık kalmış olaylardan biri de bir dönem yeşil olarak damgalanan Anadolu sermayesinin meydana getirdiği işletmeler ve markalardır. Garip bir şekilde 28 Şubat’ın da rüzgarıyla yüzlerce girişim boğduruldu, Anadolu sermayesi daha kuluçka dönemindeyken öldürüldü. Yine işin vitrinine ordu konulduğu için hepimiz bunu Kemalistlere mal ettik. Öyle ya bu ülkede her kötü şeyi Kemalistler yapardı(!). Bizim sağ kesim için başka bir açıklaması olamazdı. Oysa bugün anlayabiliyoruz ki, Kemalist görüntüsü altında yine orda da aynı hain eller işliyordu. FETÖ’nün kara para ile palazlanacak şirketlerinin önünü tıkıyorlardı ve üstelik FETÖ’ye yeterince himmet (haraç) vermiyorlardı.
Muhtemelen bu liste uzayıp gidecek. Bugün aklımıza hemen gelmeyen birçok karanlık olayda aynı karanlık izlere rastlayacağız.
Ülke olarak bu kadar uykuya rağmen, Allah halimize acıdı. O büyük fitneyi üstümüzden def etti.
Ama sanırım artık biraz uyanmak, biraz ön kabullerimizi sorgulamak zahmetine katlansak iyi olur. Yoksa kendi rızası ile zulme katlanana her zaman merhamet edilmeyebilir.
Sebeplere riayet etmeden her zaman Allah’tan inayet beklemek, doğru olmaz.