İzmir’i belki de en güzel anlatan şarkılardan, şiirlerden biridir, İzmir’in dağlarında çiçekler açar...
Aslında hem İzmir’in güzelliği hem de Ata’sına olan sevdası anlatılıyor.
Ama son günlerde ister istemez, insan soruyor; İzmir’in dağlarında hala çiçekler açıyor mu diye?
İzmir’in Ata’sına olan sevdasından gram şüphem yok, ancak o sevdanın gerektirdikleri konusunda aynı derecede emin değilim.
Zira Atatürk, yaşıyor olsaydı İzmir’i böyle mi görmek isterdi, diye sorduğumda, gönül rahatlığı ile evet diyemiyorum.
Yani özetle İzmir, Ata’nın görmek istediği şekilde değil.
Durup dururken nereden çıktı şimdi bu konu?
Anlatayım...
Malum son zamanlarda İzmir, kötü bir kokuya teslim olmuş durumda... Kimi körfeze, kimi arıtma tesislerinin düzgün çalışmamasına bağlıyor, kimi de büyük kanal projesinin kentin artık yükünü taşıyamadığını gerekçe gösteriyor.
Gerekçe ne olursa olsun, İzmir kötü kokmamalı, kötü kokuya razı olmamalı, İzmir’in güzelliği kötü kokuyla gölgelenmemeli...
İzmir’e ilk kez gelenler, ülkelerine, şehirlerine döndüklerinde, ilk olarak İzmir’in kötü kokusundan söz etmemelidir.
Ayrıca konu İzmir’in dağlarındaki çiçeklere gelmişken, hep içimde uhde kalan bir konu var; ya lütfen bunu sadece şarkı olarak söylemeyelim. Bakın bu şarkı yazılıp, dillerde yer etmesinin üzerinden neredeyse bir asır geçecek, Allah aşkına İzmir’in dağları gerçekten de çiçek açsın...
İzmir’e o çıplak, ormansız dağlar yakışmıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, Bornova ve Bayraklı ve Karşıyaka’nın sırtını verdiği o dağları ağaçlandırıyor, bunun için büyük gayret gösteriyor. Ancak bu iş sadece Orman Bakanlığının çabası ile bitmez.
Ne olur başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, ilçe belediyeleri, sivil toplum örgütleri, halkı ile birlikte hep beraber bu işe bir el atsak. O dağları ormanlarla kaplasak da, sonra çıkıp gönül rahatlığı içinde İzmir’in dağlarında çiçekler açar, desek.
Dağları yeşil, körfezi mavi bir İzmir yarattığımızda Ata’mızın da görmek istediği İzmir diye gururlanabiliriz.
Aksi takdirde artık İzmir’e gelenler, İzmir’i güzellikleri ile değil, bütün şehri saran o kötü kokusu ile anmaya başlayacaklar. İzmir, bunu hak etmiyor.
20 yıl önceki teknoloji ve imkanlarla Büyük Kanal Projesi yapıldıysa, Körfez ogün için o kokudan kurtarıldıysa, Körfezi yeniden kokutmaya, kirletmeye hiç kimsenin hakkı olamaz...