Jules Verne tarafından 1872 yılında yazılan '80 Günde Devri Alem' romanı, hemen hemen her okur yazarın bildiği, okuduğu bir kitaptır.
Malum, kitabın konusu bir iddia ile başlar.
Bay Phileas Fog'un dünyanın aslında çok büyük olmadığını, 80 günde etrafının dolaşılabileceğini iddia eder ve bu iddiasını kanıtlamak için de yollara düşer.
Bu yolculuk sırasında başından geçenler ise romanın konusunu oluşturur.
Ama dünyanın etrafının bugünkü teknoloji ve imkanlar ile bir günde dolaşılabileceğini biliyoruz.
Durup dururken neden 80 Günde Devri Alem'i hatırladım şimdi?
Okullar, yeni eğitim yılına başladığı için değil elbette...
İzmir Büyükşehir Belediyesinin geçen hafta gerçekleşen meclisinden aldığım notlar arasında duruyordu.
Bunu yazmasam olmaz diye düşündüm...
Hani Jules Verne, İzmir'e gelmiş olsaydı, acaba 80 Günde Devri Alem diye bir dünya klasiği ortaya çıkar mıydı, bu denli büyük bir iddiaya girer miydi bilemiyorum.
Zira, Jules Verne'nin dünyanın etrafını dolaşmak için yeterli dediği 80 gün, maalesef İzmir'de bir yaya köprüsünün yıpranan üst tabakasının, yani tahtalarının değişmesi için yetmeyen bir süre...
Jules Verne, bunu görseydi, emin olun 80 günde dünyayı dolaşırım gibi korkunç bir iddiaya hiç girmezdi.
Konumuz nedir?
Konumuz Konak ile sahil bandını Konak Pier noktasında bir birine bağlayan, yayaların kıyıdan Konak ve Kemeraltı'na geçişine ve Konak-Kemeraltı'ndan sahile ulaşımını sağlayan yaya köprüsü... İsmi de Konak Pier Köprüsü...
İşte o köprü malumunuz bakımda... Yanlış anlamayın köprü yıkılıp yeniden yapılmıyor... Üzerinden geçerken bastığımız zeminindeki tahtalar yıpranmış ve değiştirilmesine karar verilmiş.
Hani yıpranıp yıpranmadığı da su götürür bir konu ya...
Sürekli kullandığım bir köprü ve ben hiç öyle rahatsız eden bir yönünü görmemiştim.
Neyse, yenilenmek, yenilemek iyidir.
Ama işte sorun da orada bu bakım onarım işi İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ihale edilmiş, Restore Mimarlık, Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi de ihaleyi kazanıp işe başlamış.
Benim gibi bu işlerin cahili bir adama sorsanız, bir hafta sonu bu iş için yeterlidir derim.
Ama belli ki işin uzmanları otup ciddi hesaplamalar yapmışlar ve firmaya 45 gün süre vermişler.
Ama konuyu İBB Meclisine taşıyan mesele bu 45 gün de değil.
Ak Parti Grup Başkan Vekili Ali Kökoğuz'un Meclisi yöneten Sırrı Aydoğan'a sorusu ile biz de öğrendik ki, firma 45 günde bitiremeyiz, diyerek ek süre istemiş...
İzmir Büyükşehir Belediyesi de süreyi 80 güne çıkarmış... Gerçi Kökoğuz, sayıyı yukarıya yuvarlamış tam 80 gün değil. Tamı tamına 79 güne çıkarılmış.
Hergün gelip köprüye bir tahta koyup gitseniz, zaten 80 günde bitecek bir iş...
Bu noktada rahmetli Osman
İhale bedeli de 460 bin 700 TL...
İnsanın aklında geçmiyor değil, hani 460 bin 700 TL'lik bir iş 3 günde yapılacak değil ya, sırf bu parayı hak etmiş olmak için de insan 79 gün çalışır.
Neyse demem o ki;
Allah'tan adam 1905 yılında vefat etti, yoksa Jules Verne İzmir'e uğrasa, ne o dünya klasiğini yazabilirdi, ne de biz bu kaplumbağa hızımızın farkına varsaydık, böyle mutlu olabilirdik!