Yerel seçim erkene alınır mı, alınmaz mı tartışması yerini Başkanlık referandumu tartışmalarına bıraktı.
Ancak 2018 başında bir yerel seçim beklentisi ile kılıcını kından çıkaranlar da açığa düştü.
2017 sonu bilemedin en geç 2018 başında yerel seçim var diyerek, o seçime göre konumunu güncelleme ihtiyacı hissedenler, buna göre tavır değiştirenler, istifa edenler veya bir şekilde bunu belli edenler, 'erken davrandık ve açığa düştük' diyerek şimdi pişman olacaklar.
Siyaset böyle mi olmalı bilemiyorum ama bizim ülkemizde tam da böyle bir şey işte...
Bazen diyorsun ki falanca, falanca başkanla can ciğer-kuzu sarması gibiler, hemen biri çıkıp diyor ki; 'ne alaka, günü geldiğinde başkana ilk darbeyi indirecek kişi odur' diyorlar.
Şaşırıp kalıyorsunuz, 'ya amma' demeniz dudaklarınızda donup kalıyor.
Bir iki hafta önce Bayraklı'da başlayan bir hareketlenme olmuştu. Sebepsiz yere bir damla suda büyük bir fırtına koparılmıştı.
Devamında 'başkana kumpas kuruldu' iddalı da cabası...
Konuya ilişkin bir kaç kelam yazdım; yazmamla da yepyeni iddialar, bilgiler gelmeye başladı.
Birincisi Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ cehpesinden... Öğrendiğim kadarıyla Cemevi derneğinin işlettiği kaçak düğün salonu ile ilgili yıkma kararı aylarca önce çıkmış.
Ancak Alevi Kültür Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Doğan Demir, bir yandan Hasan Karabağ'a giderek yıkımı 5-6 ay ertelemesini isterken diğer taraftan da yıkımı durdurmak için hemen yargıya müracaat etmiş ve mahkemeden de yıkım kararı için yürütmeyi durdurma kararı çıkmış. Buraya kadar herşey normal. Ancak işler bu şekilde devam etmemiş. Mahkemenin bilgi istemesi üzerine Bayraklı Belediyesi, düğün salonunun pazaryeri alanı içinde kaldığını gösteren evrakları mahkemeye sununca, yıkım kararına yönelik yürütmeyi durdurma kararı kalkmış, ardından da Feredasyonun üst mahkemeye yaptığı itirazlar da ret edilmiş.
Dolayısıyla kaçak düğün salonunun yıkılması için yargı süreci bütün aşamaları ile tamamlanmış ve Bayraklı Belediyesi ekipleri yıkımı gerçekleştirmişler.
Ancak önce yıkım kararı için yürütmeyi durdurma kararı çıkınca, yıkım bu yargı sürecinin tamamlanması için bekletilmiş.
İşte tam bu noktadan sonra kumpas ve ayak oyunları devreye giriyor.
Bugün sizinle paylaşmak istediğim ikinci bir konu var. Ama bu kulislerde dillendirilen bir senaryo aslında...
Deniliyo ki, CHP içinde bir grup Hasan Karabağ'ı artık istemiyor. Yerel seçime kadar Hasan Karabağ, Alevi düşmanı gibi gösterilecek.
Aday belirleme günü geldiğinde ise 'Bak Hasan Başkan biz seni çok seviyoruz, çok başarılı buluyoruz. Ancak Alevi düşmanıymışsınız gibi kamuoyunda yanlış bir kanı var. Maalesef bu kanıyı bu seçim atmosferi içinda daha da parlatacaklar. Dolayısıyla partimiz açısından seçimi riske etmemek için siz yoldan çekilin...
Bu senaryo bana gerçekçi gibi gelmedi ama yaşanan son olayı derinlemesine tahlil ettiğimde ise hak vermeden edemiyorum.
Tabi bütün bunların özetini yapmak gerekirse, siyaset bir rekabet mecrası... Pek çok şeye şahit olabiliriz ama parti içinde kumpaslarla yürüyen bir siyaset açıkçası bana hiç sempatik gelmiyor.
Bence siyasetin olduğu kadar siyasetçilerin de biraz daha güvene ihtiyacı var...