Can Ağabey, Can Süphandağlı…
Öyle zamansız ayrıldın ki aramızdan, hiç birimiz hazır değildik.
Daha hastalığını dahi kabullenememişken, öyle çekip gitmene nasıl alışacağız bilemiyorum.
Dün Alsancak Hocazade Camisinde ilk defa bu kadar çok meslektaşımızı bir arada gördüm. Hangi ara bu kadar dost edindin, bu kadar seven biriktirdin!
Her şeyin aceleydi be Can abim, hastalığında da vefatında da hep aceleci davrandın… Hep söyleyecek çok sözü, yürüyecek çok yolu olan bir adımdın…
Ben anlamıştım seni; yürünecek yolun uzunluğuydu, gördüğün ufkun sonsuzluğuydu seni bu kadar acele ettiren…
Değerli bir misafir gibi geldin, yaşadın, mesajını verdin ve gittin… O yüzdendi ‘oturmaya gelmedim’ tavırların… Hızlı konuşmaların, hızlı düşünmelerin, kafandaki yüzlerce projen hep o yüzdendi…
Dün arkanda koca bir boşluk bırakıp gittin… Yolun hep aydınlık olsun… Rabbim kalbinin güzelliğini karşına çıkarsın…
Biliyorum biz sana hak ettiğin gibi bakamadık, hak ettiğin vefayı gösteremedik.
Ama seni yanına alan güzel Allahım, bugüne kadar tanıdığın herkesten daha vefalı, daha merhametli, daha adaletli… Biliyorum O, bizden daha iyi bakacaktır sana…
Birsen Anne, Aylin Ablam, Yiğit ve Aycan kardeşim….
Biliyorum çok zor bir sınav verdiniz…
Ama Allah var, Canınıza çok iyi baktınız…
O bir misafirdi, o yüzden isteseniz de tutamazdınız…
Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın…
Başınız sağ olsun…