Bir çok belediye başkanımız geleneksel olarak ilk 500 veya 550 günlük icraatlarını açıkladılar. 500 ya da 550 gün bir belediye başkanının karnesini ortaya koymak için aslında iyi bir gösterge…
Ancak daha önce de ısrarla üzerinde durduğum bir konu var. Belediyelerimiz iki önemli sorundan dolayı giderek elleri kolları bağlanmış ve hizmet edemez hale gelecekler. Bu iki önemli soruna 2019 yılında üçüncü büyük bir sorun daha eklendi.
Bunların neler olduğunu açıklayayım, ilk ikisi; eski dönemlerden alınan ve kimi belediyenin bir yıllık bütçesini dahi aşan yüksek borçlar, diğeri ise her başkanın gerek kendi ekibini kurmak gerekse seçimlerde iş vaadinde bulunduğu kişilere karşı sözünü tutmak için yaptığı kadrolaşmalardır. İşte bu nedenlerle her belediyemiz, maalesef ihtiyaç duyduğunun çok üzerinde kadrolara sahip ve daha da kötüsü bu kadrolardan maksimum derecede yararlanma imkanına da sahip değiller.
Özetle kadro yüksek ama verim düşük.
İşte bu şişirilmiş kadrolar ve geçmiş dönemlerden alınan büyük borç yükleri, zaten belediyeleri sadece borç taksiti ödeyen ve personeline zorlanarak da olsa maaş veren kurumlar haline getirmişti. Hatta maaş ödemede dahi sıkıntı yaşayan, 3-5 ay geriden gelen belediyelerimiz de var.
Böyle olunca da belediyelerin yatırıma ve hizmete ayıracakları bütçeler gerçekten çok kısıtlı hale geliyor.
Bu bir kısır döngü, işler daha da kötüye gitmeden hükümetin de devreye girerek, kalıcı bir çözüm, yeni bir yerel yönetim sistemi geliştirilmesi gerekiyor.
İşte böyle bir dönemden geçerken tüm dünyayı kasıp kavuran korona virüs pandemisi boy gösterdi. Pandemi sağlığımızı kadar ekonomimizi de bozdu. Ekonomisi en çok bozulan kurumların başında da belediyeler geliyor. Giderler arttı, hatta yatırıma ayrılan paylar pandemi ile mücadeleye aktarıldı. Bu da yetmedi vergi gelirleri bıçakla kesilir gibi kesildi.
Ekonominin bu kadar bozuk olduğu bir dönemde belediyeler açısından vergi toplamak imkansız hale geldi.
İşte, hali hazırda görev yapan belediye başkanları, böyle dezavantajlı bir dönemde, farklarını ortaya koymaya, liderliklerini göstermeye ve belki de mucizeler yaratmaya talip oldular.
Ancak şunu da biliyoruz ki gerçek liderler en zor koşullarda ortaya çıkarlar. İşte kutlamakta olduğumuz Cumhuriyet Bayramını Türk milletine emanet eden Atatürk gibi…