Hafta sonu CHP’nin ilçe kongreleri ile gündemimiz oldukça yoğun geçti.
Malum, İzmir CHP’de 9 Aralık’ta başlayan ilçe seçimleri maratonu devam ediyor.
Bizler de mümkün olduğu kadar her kongreyi baştan sona takip edip, Cumhuriyet Halk Partisinin yeni dönemini okumaya çalışıyoruz.
Kongreler bu açıdan belki de en iyi gözlemi yapabileceğiniz yerler…
Hatta parti üst söylemleri ile taban arasındaki uyum veya uyumsuzluğu da yakalayabileceğiniz adeta birer laboratuar ortamı gibidir kongreler…
Hafta sonu ilk mesaimiz Selçuk’taydı…
Açıkçası, CHP’li eski Belediye Başkanı Vefa Ülgür’ün yakın zamanda partiden ihraç edildiği,
31 Mart yerel seçimlerinde de büyük bir başarı ile Selçuk’u Ak Partili Başkandan alan Filiz Ceritoğlu Sengel’e; aday ilan edildiğinin hemen ilk haftasında adeta kabus yaşatan o zamanki ilçe örgütünü anımsayınca, Selçuk kongresini büyük bir tedirginlikle izlemeye başladım.
Zira örgütün kendi içinde hesaplaşmasının bitmediği ilçelerde kongreler çok sıkıntılı geçmişti.
Bu noktada Buca’da Çevik Kuvvet eşliğinde yapılan o kongreyi unutmak mümkün değil.
Neyse Selçuk’ta da benzer görüntülerle mi karşılaşacağız, endişesi ile girdiğimiz salonda şaşırdım. Belki de ilk defa şaşırdığıma sevindim, zira salonda fazlasıyla samimi bir aile ortamı vardı.
Hatta konuşmalar o kadar sıcak ve samimiydi ki bir ara Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in gözleri doldu. Salonda duygulanan başka isimler de oldu.
Öfkeli konuşmalar yerine duygusal şiirler okundu. Salon büyük bir coşku ile alkışladı. Gözlerin dolmasına neden olan duygusal bir an daha vardı ki, o da tek liste ile seçime girip güven tazeleyen İlçe Başkanı Mehmet Karanfil ile ilgiliydi.
Karanfil’in konuşmasını yapacağı sırada engelli evladının heyecanlanıp, salondaki tüm gözlerin oraya dönmesine neden olan haykırışları; Başkan Karanfil’in o melek yönünün de öğrenilmesini sağladı. Çünkü o bir engelli babasıydı ve buna karşın bir de çok sıkıntılı bir süreçte ilçede örgütün birlik ve bütünlüğünü sağlama görevini sırtlamıştı ve işte hayatının bütün güçlüklerine karşın da bunu çok iyi başarmıştı.
Ancak Selçuk kongresinde yaşanan tüm bu güzellikleri gölgeleyen bir şey hissettim. Selçuklular tedirgin, öfkeli… Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel de bu öfkenin farkındaydı… O yüzden mikrofonu eline aldığında ancak Selçukluların anlayabileceği dilden çok duygusal mesajlar verdi.
Selçuk’un her milimetrekaresi benim için çok önemli dedi. Bana güvenin, ben Cumhuriyet Halk Partisi disiplini nedir, parti etiği terbiyesi nedir iyi biliyorum, kardeşinize biraz sabredin, dedi.
Selçuk’a dışarıdan gelenlerin pek bir şey anlamadığı bir konuşmaydı. Ama belli ki salondakiler bu sözleri anlamış ve Filiz Başkanlarına güvenmişlerdi.
Tabi biz konuyu öğrendik. Gerçekten Selçuk bir emrivaki ile bir oldu bitti ile karşı karşıya… CHP’li Vekilin İlçede aldığı 350 dönümlük arazinin 25 dönümünü Valiliğe bağışlayarak, Roman Köyü kurma girişimleri, ilçede pek iyi niyetli olarak karşılanmamış.
Selçuklular’ın iddiaları ise muhtelif; kimi vekilin 350 dönümlük arazisine imar yolu açmak için bu girişimde bulunduğunu söyledi. Kimi Vekilin Avrupa Birliğinden 3 milyon lira hibe aldığını… Kimisi de CHP’li Belediyenin tüm iyi niyet ve olumlu adımlarına karşın CHP’li Vekilin Vali ve Ak Partili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile el ele yürüdüğünü iddia etti.
Bizim için taze bir konu, araştırmaya ihtiyaç var.
Ama Selçuk halkı çoktan tedirgin olmuş. Elbette burada en zor görev Başkan Filiz Sengel’e düşüyor.
Hani halkın tabiri ile ‘aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık’ misali…
Başkan Sengel, o yüzden CHP etiği dedi, parti disiplini dedi de başka bir şey diyemedi. Sadece anladığım kadarıyla Selçuk halkı ile göz kaş işaretiyle, üstü kapalı birkaç cümle ile sessiz bir anlaşma sağladı, onlara sorunu çözme sözü verdi.
Elbette kimsenin ‘Romanlar’ gelmesin demeye hakkı yok, Romanıyla, Kürdü, Türküyle, Lazı, Çerkeziyle bu ülke hepimizin… Ama ilçenin sosyal dokusunu dikkate almadan, bölgenin topografyasına bakmadın, tarım arazilerinin durumunu analiz etmeden, önerilen alternatifleri kenara iterek yapılan oldu bittiyi de gözü kapalı kabul etmek zor.
Selçuk Belediyesinin kentin bitişiğinde Romanlar için sosyal konut yapma önerisi yerine kentten 10 kilometre öteye, tarım arazisinin tam içine, üstelik kentsel alt yapısı olmayan bir yere Roman Köyü kurma fikri, açıkçası ilk etapta insana fizibıl gelmiyor.
Tabi CHP’li Vekilinin dışında projenin diğer tüm destekçilerinin Ak Parti yada hükümete yakın isimler olması da ilçedeki soru işaretlerini körükleyen bir durum olmuş.
Herkes aynı soruyu soruyor, bu proje gerçekten Romanlara bir sosyal yaşam alanı inşa etmeyi mi planlıyor yoksa CHP’li belediye ile Romanları karşı karşıya getirmeyi mi?
Velhasıl neresinden tutarsan tut, anlaşılması güç bir olay…
Edindiğim bilgilere göre kriz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun masasına taşınmış. Şimdi oradan çıkacak acı reçeteyi herkes mecburen kabullenecek.
Çünkü krizi İzmir’de çözme imkanı olmamış. Hatta CHP’li vekil, istifa restini de ortaya koymuş. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu nasıl bir karar vereceği merak konusu. Ancak ortadaki iddiaların aydınlatılmasına ihtiyaç var.
1 – CHP’li Vekil tarım arazisi vasfında olduğu iddia edilen 350 dönümlük arazisine imar yolu açmanın alt yapısını mı oluşturuyor?
2 – Roman vatandaşlara şehir ortamında, kentsel alt yapısı olan daha sosyal konutlar yerine neden kentin 10 kilometre uzağında bir yer tercih ediliyor.
3 – Kentsel dönüşümde neredeyse ana ilke ‘yerinde dönüşüm’ olarak görülürken, neden Romanlar farklı il ve ilçelerden yerinden yurdundan edilerek, sosyal çevrelerinden edilerek Selçuk’a taşınıyor da neden bulundukları yerlerde konut projeleri yapılarak, desteklenmiyorlar?
4 – Bu işin içinde rakamı ne olursa olsun bir AB fonu kullanılacak mı?
5 – Bu projenin esas destekçisi Ak Parti veya hükümet mi?
6 – Selçuk’un sosyal dokusunu önemli ölçüde etkileyecek böyle bir proje için oldu bittiye getirmeden önce Selçuk halkının görüşü soruldu mu?
7 – Farklı bölgelerden Roman vatandaşların ilçeye getirilmesi konusu Selçuk’ta yerleşik Roman vatandaşlara soruldu mu?
8 – Tarım arazisi vasfı taşıyan bir bölgede imar çalışması yapmak için neden Selçuk Belediyesi ile İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerinden yol alınmadı da İzmir Valiliği üzerinden ve Toprak Koruma Kurulu’ndan karar çıkarma yoluna gidildi?
9 – CHP’li Vekilin geçen yıl Beleve yoluna ilişkin Meclise verdiği soru önergeleri bu projeye zemin oluşturmak için miydi?