Öğretmenler, hocalar öğrencilerine bilgi verendir, yol gösterendir. Doğrudur, olması gerekendir. Durum çoğu zaman tersine de olabilir. O güzel gözlerden, o güzel zihinlerden öyle çok şey öğrendim ki…
Eski bir öğrencim, kitaplar hakkında sohbet ettiğimiz bir gün, bir anısını paylaşmıştı benimle:
“Hocam annemle çok gezerdik. Annem ev hanımı olduğu için şayet sabahçıysam, ev gezmelerine beni de götürürdü. 8-9 yaşlarındayım. Bir gün yine gezmeye gidiyoruz annemle. Yürürken yolda beni durdurdu:
“Dur üstüne basma” dedi. Yere baktım. Ekmek parçası aradım. Yolda yürürken gördüğüm nimeti yerden alır, kenara koyardım üstüne basılmasın diye. Annem “Ezme kızım kenara koy sevaba girersin” diye öğretmişti. Ama bu sefer üzerine basmak üzere olduğum bir ekmek parçası göremedim. Neye basmayacağımı sordum :
“Yerde gazete sayfasının bir parçası var kızım, üzerine basma, emekle yazılmıştır. Al yerden “dedi.
Şaşarak aldım, üzerinde yazılanları okudum. Çok topraklı ve tozluydu. Bir kenara, bir taş bulup üstüne koyup bıraktığımı hatırlıyorum. Yürümeye devam ettik. Gözden kayboluncaya kadar arkama dönerek gazete kağıdına baktım, uçtu mu diye. Ekmek parçasına basmamak sevaptı , o zaman gazete kağıdına basmamak da sevap dedim içimden. İkisi de bizi besliyor. Biri karnımızı doyuruyor, biri zihnimizi ..İkisi de emek verilerek yapılıyordu çünkü. Emeği anlamak ona değer vermekti asıl sevap olan…
Hocam o yüzden, her satır ayrı bir değerdir benim için. Her kitap her gazete emek kokar, sevap kokar . Güzel annem öyle öğretti bana….”
Bu yazı burada bitti sanırım. Üzerine yazılacak söz kalmadı çünkü. Emek kavramı , sayfalar dolusu aktarımlar yapılsa böylesi gerçek, böylesi rafine, böylesi içten anlatılamaz çünkü.
Fikrimin ince gülleri olan tüm öğrencilerime ve annelerine selam olsun .. Bana kattıklarınız değer kokar , içtenlik kokar, sevgi kokar….
İletişim Eğitmeni
Uzm. Şenay Öztemel