Çalışan Gazeteciler Günü’nün, Çalış(amay)an Gazeteciler
Günü’ne dönüştüğü 10 Ocak tarihinde her
yıl daha karamsar bir tablo ile karşılaşıyoruz.
2018 yılı da maalesef farklı değildi.
Medya kuruluşlarının var olma savaşı verdiği, işsizliğin
hüküm sürdüğü, basın özgürlüğü karnemizin kırıklarla dolu olduğu bir süreç
yaşamaktayız.
• Çok sayıda medya
kurumu yayın hayatına son verdi.
• Türkiye
Gazeteciler Sendikası’nın açıkladığı verilere göre, Dünya basın özgürlüğü
sıralamasında 180 ülke içinde 157.sırada
yer alıyoruz. 142 gazeteci cezaevlerinde tutuklu. İşsizlikte ise yüzde 30 ile
tüm işkolları içinde basın sektörü birinci sırada. 2018’in son 7 ayında 700
gazeteci işsiz kaldı.
• İşsizliğin yanı sıra sektördeki ekonomik
koşulların ağırlığına paralel olarak ücretler çok düşük kaldı.
• Basın Kartları
Yönetmeliği’ndeki son değişiklikle sarı basın kartı almak zorlaştı ve İletişim
Daire Başkanlığı’nın yetkileri genişletildi.
• Gazeteciler hakkında, yaptıkları haberler
dolayısıyla ödeme gücünü aşan astronomik rakamlı tazminat davaları açıldı.
• Yoğun olarak
tehdit, soruşturma, hedef gösterme, sansür ve oto sansür baskısı yaşandı.
• Basın mensupları
bu yıl da yapamadıkları gazetecilik görevleri yerine farklı iş kollarına
yönelmek zorunda kaldı.
MÜCADELEMİZ SÜRECEK
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü layıkıyla kutlayabilmek
için öncelikle halka doğru haber verme görevini yapan gazetecilerin,
görevlerini yaparken temel hak ve özgürlükleri kullanabileceği, sorduğu
sorular, yaptığı haberler yüzünden tehdit ve baskıya uğramayacağı, cezaevine
gönderilmeyeceği, ücretlerin yoksulluk sınırının üzerine geçeceği, basın
kuruluşlarının kapanmayacağı bir Türkiye diliyoruz.
Bütün şartlara rağmen, mesleklerini sürdürebilme mücadelesi veren bütün değerli ve saygın meslektaşlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor ancak çalışamayan ve mesleğini uygun koşullar içerisinde sürdüremeyen tüm meslektaşlarımız adına mücadelemizin devam edeceğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.