Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR – İzmir’de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün yıldönümü, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli etkinliklerle anma törenleri düzenlendi.
Konak Meydanı'nda düzenlenen anma törenine katılan genç yaşlı birçok İzmirli Türk bayrakları ile meydanı doldurdu.
Şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda, Kur'an-ı Kerim tilaveti verildi. Mehteran konseri, tasavvuf musiki dinletisi ve Semazen gösterisinin de yer aldığı anma etkinliğinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla halka hitabı meydandaki dev ekranlardan canlı olarak yayınlandı.
İzmir Valiliği ev sahipliğinden düzenlenen törene binlerce İzmirlinin yanı sıra; İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Altan İnanç, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir Milletvekili ve Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnan, AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan ile sivil toplum kuruluşu ve oda temsilcileri, üniversite rektörleri ile gaziler katıldı.
ELBAN: ALLAH BİR DAHA İMTAHAN ETMESİN
İlk olarak kürsüye çıkan Vali Süleyman Elban, "Bugün birkaç saat önce maalesef Çeşme'deki makina çıkan bir yangında üç hemşehrimizi kaybettik. Rabb'imden onlara rahmet diliyorum Allah rahmet eylesin. Yakınlarına ve milletimize de baş sağlığı diliyorum. 8 yıl önce yine böyle bir Temmuz günüydü. Ama hepimiz sıradan 15 Temmuz sabahına uyanmıştık. Ve yine sıradan bir 15 Temmuz akşamına kavuştuğumuzu zannediyorduk. Bu millet nereden bilebilirdi ki en uzun Temmuz gecesine kavuşmuş. Bu millet nereden bilebilirdi ki tarihte görülmemiş büyük bir ihanetle karşı karşıya gelecek. Bu millet nereden bilebilirdi ki aklını ruhunu, vicdanını yabancı istihbarat örgütlerine satmış, kumandası, onlarda olan, onların maşası bir örgüt tarafından ihanete uğrayacağını nereden bilebilirdi? Yine o sıradan Temmuz yaşamına ulaştığında kendi alın teriyle aldığı tanklardan üzerilerine mermi, top yağacağını nereden bilebilirdi? Ama öyle bir Temmuz akşamı oldu ki karadan da kara, kapkara bir Temmuz akşamı öyle bir felaket yaşandı ki felaketlerin en felaketi öyle bir ihanet yaşandı ki Millet olarak tarihimizde yaşamadığımız bir ihaneti yaşadık o gece. Kaynağı yurt dışında olan ancak sureti haktan görünen yıllarca milletin dini duygularını istismar edip onların elinde avucunda ne varsa onunla gelişen, büyüyen devletin tüm kurumlarına başta askeri olmak üzere örgütlenip oralara yerleşip o gece Bu milletin varlığına, birliğine vatanın bütünlüğüne kastedecek bir FETÖ örgütünün kendisine ihanet edeceğini bu millet nereden bilebilirdi? Elbette Bile mecbur. Ama o gece bu ihanetle üzerine yağan bombalarla, mermilerle karşılaştıktan sonra bu millet o zaman olayın gerçek anlamda ne olduğunu çok iyi fark etti ve 15 Temmuz 2016 tarihimize iki yönüyle tarihimizde yeni bir berrak şekilde taşındı. Birincisi her ne olursa olsun vatanına, milletine, bayrağına, inancına bir saldırı olduğundan bu millet canını seve seve vermeye canlı seve seve feda etmeye hazırdı. Dolayısıyla eğer bu konuda güçlü bir lideri olduğunu, arkasında yürüyebileceği, kendisine yol gösteren bir lideri olduğunu da gördüğü zaman bu ihaneti, bu kalkışmaları çok rahat bastıracağını o gece gösterdi. Aziz milletimizin feraseti, vatan sevgisi, imanı sayesinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın sağlam iradesi, güçlü liderliği sayesinde bu millet tarihe yeni bir destan, yeni bir kahramanlık hikayesi yazdı öbür tarafta ise tarihimize kapkara bir leke de oldu. O da bu milleti yıllarca dışarıda çökertmeye çalıştılar. Yıllarca saldırdılar. Ama bu milleti bir türlü çökertemediler. Anladılar ki bu milleti bir de iç çökertmeyi deneyelim. Öyle bir örgüt yetiştirelim ki sürekli halktan görünsün. Onlar gibi olsun. Onlar gibi inanıyor görünsün. Onlar gibi yaşasın. Ama ruhu, aklı, fikri, her şeyi bizim tarafımızdan idare edilsin. Ve bizden olsun. Ve bunu da böyle bir örgüt olarak ortaya koyduğuna çıkardılar. Ve darbeyi başaramadılar. Ama kardeşliğimize, tarihimize bir kara leke vurmayı başardılar. Çünkü millet olarak tarihimizde böyle bir ihaneti, böyle bir kalkışmayı hiç yaşama dedi. Ama milletimizin yine feraseti hep dışarıdan gelen saldırıları bertaraf etmek, püskürtmek üzerine kurulu değil, onların o mübarek refleksi eğer bir ihanet, bir saldırı içeride de varsa onu da bertaraf etmeyi, kaldıranların da bu saldırılarını tepelerine yıkmayı da bileceğini gösterdi. Ben 8 yıl önce bu kutsal değerler için devletimiz, milletimiz, bayrağımız, ülkemiz, inancımız demokrasimiz için seve seve mücadele edip canını ortaya koyup şehadet şerbetini içen 253 şehidimize yüce Rabb'imden rahmet diliyorum. O gece mücadeledir. Seve seve gönlünü gönülden canlı vermeye razı olarak mücadele verip gazilik mertebesine ulaşan gazilerimizi de şükranla anıyorum. Rabb'im onlara da sağlıklı ve huzurlu bir ömür versin istiyorum. Ve yüce Rabb'imden niyazım şudur ki Rabb'im bir daha bizi kardeşliğimizi zedeleyecek, ruhumuzda travmalar yaratacak ve şehitler verdirecek böyle bir kalkışmayla bir daha imtihan etmesin" dedi.
DAĞ: MİLLETİMİZİN CANINA KASTTETTİLER
15 Temmuz sürecinde yaşananlara değinen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ise, " Burada geçmişini bilmeyen geleceğine sahip olamaz düsturuyla dün omuz omuza neler başardığımızı hatırlayıp geleceğe sağlam adımlarla hep birlikte yürüyüşümüz sürdüreceğiz. Çünkü biz biliyoruz ki acımız bir, sevincimiz bir, geleceğimiz bir. Tarih boyunca benzeri görülmedik badireler atlatmış necip milletimiz, koşullar ne olursa olsun sürece kesinlikle seyirci kalmamıştır. Bağrından çıkardığı nice zaferlere hamdolsun ulaşmıştır. Alparslan ile Malazgirt'e Fatih Sultan Mehmet Han ile İstanbul'da Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Kurtuluş Savaşı'nda daha bitmeyecek, nice zaferler kazanmıştır. Bu büyük millet güçlüler karşısında pes etmeyen zulme boyun eğmeyen fıtratıyla istikbalini hedef alan saldır kenetlenerek kavuşturmuş, düşman köşeye sıkıştırdım dediği anda evelallah her zaman küllerinden dolmasını bilmiştir. Atalarımızın dediği gibi su uyumuş düşman uyumamıştır. Asılır Cumhuriyetimizde askeri, ekonomik ve siyasi birçok saldırıya maruz kaldık. Bunlar neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan darbelerle devam etti. Bunlardan bir tanesi emperyalizmin uşaklığını yapıp 40 devleti ele geçirmeye çalışan terör örgütü FETÖ tarafından 15 Temmuz gecesi sergilenmiştir. Sayın Valim özetini ifade ettiği gibi burada bulunan herkes o geceyi canlı, canlı yaşadı herkesin de çok büyük o geceyle ilgili hatıraları var. Eminim bu meydanda bulunan birçok kardeşimin özellikle 15 Temmuz gecesi bu meydana yaklaşık bu saatlerde geldiğine dair hatıraları var. Sonrasında sabaha kadar bu meydan meydan meydan nöbetini tutarak tam 100 yıl önce 9 Eylül'de Yüzbaşı İbrahim'in şuraya Türk bayrağını diktiği gibi bu meydanda da İzmirliler Türk bayrağına birilerine indiremedi hamdolsun. Burası tıka basa doluydu. Sonrasında bir ay boyunca da bu meydanda o FETÖ'ye emperyalizmin uşaklarına başkaca mesaj almak isteyenlere biz İzmirliler mesajı meydandan gayet güzel bir şekilde verdik şükürler olsun. Ülkemizin istiklal ve istikbaline göz diken hain teröristler milletin emanet ettiği silahların namlusunu milletimize doğrultarak canlarına kastettiler. Darbe girişimine göğsünü siper ederek dursun bu hayatı yaşatsın diyen 252 vatan evladımız şehadet şerbetini içti. 2 bin 740 vatandaşımızda yaralandı. Dile kolay ihanet çetesinin 40 yıllık bir planı bir gecede milletimiz tarafından yerle bir edilmiş taruman edilmiştir. Milletimizin sinesinden çıkardığı öz evladı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Tayyip Erdoğan'a bu milletin nasıl sahip çıktığını, Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu millete nasıl liderlik yaptığını 15 Temmuz gecesi hep birlikte yaşadık ve gördük. O gün ölürsem şehit, kalırsam gaziyim diyerek sokakları köprüleri, havalimanlarını ve meydanları dolduran vatandaşlarımız tankların, helikopterlerin, uçakların karşısında durarak milletimizin iradesine, zincir vurulamayacağını, demokratik olgunluğunu göstermiş ve gelecek nesillere bir gurur abidesi bırakmıştır. Bizler bu emaneti başımız, gözümüz üstüne diyerek ve sorumluluğu bilerek taşıyoruz ve taşımaya da devam edeceğiz. Milletimizin ortaya koyduğu Türkiye'ye geçilmez iradesini her ileriye taşımak için canla başla çalışmaya devam ediyoruz. Bu program vesilesiyle o karanlık gecede Hakk'a yürüyen şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum. Gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle Bir süredir ilimizde yaşadığımız, gerçekten hepimizi delikten üzen hadiseler cereyan etti. Hem Ayrancılar'da, hem Alsancak'ta bugün de Çeşme'de yaşadığımız hadise, hepimizin elinden üzmüştür. Ben vefat eden bütün kardeşlerimize Allah Rahmet diliyorum. Yaralı kardeşlerimiz Torbalı'da vardı. Onlara acil şifalar diliyorum. Yakınlarına sabrı cemil niyaz ediyorum. Ve bu müsaade şunu göstermektedir. Bu şehrin yıllardır milletvekilliğini yapan ve şimdi de yönetici bir olarak hepimize özel öğretici noktası olan kimselere çok önemli görevler düşüyor. Sen, ben suçlusun, suçu başkasına atarak bir şeyleri kenara bırakamayız. Onun için herkes kendi sorumluluğunu yiyebilecek. Kendi yükünü kendi geleceğini iyi bilecek ve kendi üzerine düşeni en iyi şekilde yapıp sonrasında da bu millete, İzmirlilere bir kere en doğal hakkı olan güzel yaşam hakkını hepimizin mecburiyetimiz var" diye konuştu.
İNAN: 20'İNCİ YÜZYILIN EN BÜYÜK BAŞKALDIRISIDIR
AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan ise, " Bugün milli irade zaferimizi kutlamak üzere coşkuyla bir aradayız. Milli irademize sahip çıkan İzmirlilerin gür sesi olan Konak Meydanı'nda demokrasi nöbetimizi sizlerle birlikte tutuyoruz. 15 Temmuz'un 8'inci yıl dönümünde İzmir Hemşehrilerimizle tek yürek, tek vatan olarak bir arada olmaktan büyük bir gurur duyuyoruz. Devletine, istiklaline, milli iradesine sahip çıkarak 15 Temmuz gecesi şehit düşen tüm kahramanlarımızı rahmetle anıyoruz. Tüm gazilerimize teşekkür ediyor, hepsine sağlıklı bir ömür diliyoruz. Hepsine çok ama çok minnettarız. Darbe girişiminin ilk anlarından itibaren sokağa çıkarak darbecilere geçit vermeyen, diz çöktüren tüm İzmirli hemşehrilerimize bir kez daha sonsuz teşekkür ederiz. O gece hain terör örgütü PKK bir haber bekledi. Pensilvanya'daki alçak ruh hastası, iyi bir haber bekledi. Para verenler, aklını verenler, talimat verenler AK gibi, çakal gibi kenardan seyredenler iyi bir haber bekledi. Ancak çok şükür Cenabı Allah o geceyi onlara karanlık 82 milyon aziz milletimize aydınlık kılmıştır. Özellikle 8 senedir 15 Temmuz'u burada birlikte anıyoruz. Bizim 15 Temmuz anmalarımızdan rahatsız olanlar var. Hatta katılmayan partiler var. Fazla görenler işe hafifletmek hatta unutturmak isteyenler var. 1960 darbesini unutturdular. Sonra 1971'i gördük. 71 unutturdular. Bütün acılarıyla beraber 1980'i gördük. 1980'i unutturdular. 28 Şubat'ı gördük. Önce acıyı unutturuyorlar. Sonra aynısını tekrarlıyorlar. Bu nedenle 15 Temmuz'u biz gençler olarak asla unutmayacağız. Çocuklarımıza ve bizden sonrakilere tüm detaylarıyla her yıl daha fazla gayretle anlatacağız. O gecenin şehitlerini unutmayacağız. Allah onlardan razı olsun. Bu millete kefen biçmeye çalışanları da unutmayacağız. 15 Temmuz için darbe girişimidir diyemeyenleri de asla unutmayacağız. Hainlere destek verenleri de unutmayacağız. Milletimiz şehadete koşarken tankların arasından kaçanları da unutmayacağız. Ve bu ihaneti milletçe hiçbir zaman affetmeyeceğiz. O gecenin hainleri sosyal medya tetikçileri bugün hala dışarıda, boylarından fazla büyük laf ediyorlar. Ne vatanları, ne ahlakları, ne onurları, ne de insan olarak itibarları kaldı. Vatansız şeyler olarak oradan oraya savruluyorlar. 15 Temmuz'u önemsiz göstermeye itibarsızlaştırmaya unutturmaya çalışan zihniyetlere karşı yurt dışına kaçan alçaklarla da mücadelemizi hep birlikte sürdüreceğiz. Kıymetli hemşehrilerim, onların katlanamadıkları bu ülkenin yöneticileri değil, onların katlanıp Türkiye'nin gücüdür. Türkiye'nin bağımsızlığıdır. Türkiye'nin milli ve manevi değerlerini koruyarak kendi istikametinde bağımsız bir şekilde yürümesidir. Onların katlanamadıkları bizim hikayemizin baş kahramanı milletimizin olmasıdır. Bu nedenle diyoruz ki 15 Temmuz 2016'da Milli Demokrasi ve Halk Devrimi'ni akifleşmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki ikinci harf devrimidir. Bu vatan bu şehirden başlayan Kuvayi Milliye ruhuyla Kurtuluş Savaşı'nın su arasında kuruldu. Kurtuluş Savaşı emperyalizme kim mazlum milletleri etkileyen yirminci yüzyılın en büyük başkaldırısıdır. 15 Temmuz ise yirmi birinci yüzyılın emperyalizmimize karşı en büyük başkaldırısıdır. Kurtuluş Savaşı'nda Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dünya lideri ve Anadolu halkını fedakar mücadelesiyle başarılı olduk. 15 Temmuz'da ise Recep Tayyip Erdoğan gibi yirmi birinci yüzyılın lideriyle ve halkımızın büyük bir direnciyle başarıya ulaştık. Her iki kurtuluş savaşımızın da şehitlerimizin ve gazilerimizin canlarıyla kanlarıyla Muazzam mücadelesi ve fedakarlıklarıyla ışıklandı. Tabii ki emperyalist güçlerin bağımsızlık savaşı sonrasında Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde kurulan yeni Türkiye'yi hazmetmeleri kolay olmadı. Bu hazımsızlık bugün de devam ediyor. Yüz yıldır Türkiye aleyhine sürdürülen operasyonların arkasında bu gerçek yatıyor. Türkiye'nin kuruluş sürecinin son aşamasına kadar büyük bedeller ödedik. Cumhuriyet bu bedeller sonucu elde edildi. Bugün üzerinde hiç kimsenin tekeli olmayan, hiçbir çevre ve kesimin bir başkasına üstünlük aracı olarak kullanamayacağı, milletin tamamına ait olan cumhuriyet bundan sonra da kırmızı çizgilerimiz olarak devam edecektir. Toplum olarak değerlerimiz ideolojik anlayışlara referans yapılamaz. Hiçbir alt grubun tekeline sığmaz. 15 Temmuz'da uygulama merkezini ve ana omurgasını FETÖ'cü çete oluşturduğu ideolojisi dışa bağımlı işgal kalkışması yaşandı. Bu kalkışmanın devrilime amacı demokratik merkezi tasfiye, işgal amacı Türkiye'nin bütünlüğünü parçalamaktır. Bu kalkışma gerici ve faşist bir tartışmaydı. Geleceğini çünkü Türkiye'yi bulunduğu konumdan ve gücünden geriye götürmek ülkemizin ekonomik, tarihsel, kültürel birikimini ve değerlerini tasfiye etmek hedefiyle hareket edilmiştir. 15 Temmuz'da demokratik merkez, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde çok güçlü bir tepki verdi canını hiçe sayarak destanlıklı bir direniş sergiledin. Bu kalkışmayı yerle bir etti. 15 Temmuz'da tüm dünya yeni bir kitle, yeni bir siyasi liderliğe ve tarihin en büyük hak devrimine şahitlik etti. Bu devrim demokratiktir. Çünkü halkımız milli iradeye sahip çıktı ve demokrasiyi korudu. 15 Temmuz devriminin ikinci aşaması olan inşa dönemi devam ediyor. Artık bu dönem halkın devleti kurum ve kurallarıyla milli değerleri ile inşa etme dönemidir. Artık Türkiye yüzyılı var Türkiye'nin istiklalini borçlu olduğumuz 15 Temmuz şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize minnet, kahramanlarımıza şükranlarımı sunuyoruz. Başta Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocaklarımız ve AK Parti Gençlik Kolları olmak üzere hepsine teşekkür ediyorum. Inanıyorum ki bu gelenek düşerek devam edecek. İzmir'de yaşanan yaşanan yeni hadiselerde biraz önce saygıdeğer genel başkan yardımcımızın ifade ettiği gibi gerçekten acımız taze ve acımızı yaşıyoruz. Tüm vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Genel başkan yardımcımızı ifade etti. Kimse kendini yargı yerine koymasın. Yargıya güvenimiz tamdır. Topu taşırtmaya gerek yok. İnşallah yüce yargımızın neticeleriyle birlikte biz de İzmir'in milletvekili olarak bu Milletin temsilcileri olarak üzerimize düşen ne varsa İzmirli hemşehrilerimiz için yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
SAYGILI: TAM 8 YIL ÖNCE OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE BİR OLACAK, İRİ OLACAK VE DİRİ OLACAĞIZ
Son olarak konuşan İl Başkanı Saygılı, “Takvimler 15 Temmuz 2016’yı gösterdiğinde ordumuza kadar sızan devletin tüm kılcal damarlarına nüfuz eden Fetullahçı teröristler istiklalimize, istikbalimize ve irademize kastetmek istediler. Türkiye’yi teslim almak için her şeyi düşünmüş, her şeyi hesaplamışlardı. Şehadetle ve gazilikle girdiği Anadolu topraklarında ecdadının emanetini yere düşürmeyecek, ezanlarını susturtmayacak, bayrağını indirtmeyecek, haysiyetini çiğnetmeyecek vatan evlatlarını hesaplayamadılar. Uğruna binlerce şehit verdiğimiz bu mübarek toprakların ve aziz vatanın kıymetini hiçbir dünyevi menfaatle ölçülemez. Milletlerin var oluş mücadelelerinde merhum Cengiz Aytmatov'un veciz ifadesiyle “Asra Bedel Günler” vardır. Bu topraklarda millet olarak on asırlık tarihimizin en kritik dönüm noktalarında işte bu asra bedel günler olagelmiştir. 15 Temmuz 2016 işte o asra bedel tarihtir. Türkiye kimsesiz ve metruk bir ülke değildir. Namık Kemal merhum, Vatan Şarkısı'nda ne güzel söylemiş: “Ecdadımızın heybeti ma'ruf-ı cihandır. Fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır.” Ecdadımız bu coğrafyayı cansiperane bayındır hale getirdi. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti, istiklal ilkesiyle Anadolu’dan yola çıktı ve bu ilke doğrultusunda büyümeye, gelişmeye ve yenilenmeye devam etti. 100 yıl boyunca ülkemiz pek çok zorluğa, sınamaya ve başarıya tanıklık etti. Bizler, bu yüzyıl boyunca ülkemizi daha da ileriye taşımak için her türlü fedakarlığı gösteren nesillerin mirasçılarıyız. Bu mirasa ülkemizin haklı kazanımlarıyla Cumhuriyet’in ikinci asrına istikamet veren ve Türkiye Yüzyılı olarak tayin eden ve anlayışla sahip çıkarak, güçlü bir gelecek inşa etmek mecburiyetindeyiz. Biz 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’nü büyük bir gurur ve şerefle kutlarken, aynı zamanda aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimizin inanç ve değerlerini geleceğe taşıyoruz. Bizim Anadolu’da kurulan 3’üncü büyük devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci asrı için daha büyük hedeflerimiz ve daha fazla sorumluluklarımız var. Her cephede korkmadan yer alan muzaffer ecdadımızın emaneti bu mübarek vatan her karış toprağıyla milliyet, mensubiyet, farkı gözetmeksizin Türkiye Cumhuriyeti’ne gönülden bağlı olan herkesin ortak yurdudur. Bu şeref nişanesi dünyevi hiçbir değerle ölçülemez kıymete haizdir. Cumhuriyet kutlu varlığımızın ve şanlı tarihimizin yaşayan abidesidir. Bu aziz milletin bir ferdi olmak ise hepimiz için büyük onur ve gurur kaynağıdır. 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü geçmişimize bir saygı duruşu ve geleceğe bir vizyon sunma günüdür. Böyle bir dönemin idrakiyle bundan tam 8 yıl önce olduğu gibi bugün de bir olacak, iri olacak ve diri olacağız. Ey hainlerin tuzaklarını bozan Yüce Rabbimiz! Suret-i Haktan görünüp dinimizi istismar ederek aramıza fitne ve fesat tohumları ekmeye çalışanlara, devletimize ve milletimize ihanet peşinde koşanlara fırsat verme Allah’ım! Bize güç ver, cihad meydanını pehlivansız bırakma Allah’ım. Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah'ım. Bilelim hasma karşı koymasını, bizi cansız bırakma Allah'ım. Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız; ve vatansız bırakma Allah'ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah'ım” dedi.
15 TEMMUZ DESTANSI BİR ZAFERE DÖNÜŞTÜ
15 Temmuz’un destansı bir zafere dönüştüğünü ifade eden Saygılı, “Milli birlik ve dayanışma ruhu Fetullahçı teröristlerin emellerini boşa çıkardı. 1400 yıl sonra yine bir Ömer çıkageldi. Türkiye’ye pusu kuranlar, tuzağa çekmek isteyenler zelil oldu. Şehadete başı dik, gururla yürüyen vatan kahramanlarımıza selam olsun. Biz, Sultan Alparslan’ın bize yurt kıldığı bu mübarek topraklarda istiklalimizin ahdi için bir araya gelen vatan evlatlarıyla ölümlere meydan okuduk, yedi düvelle savaştık. Bu asil millet Türkiye Cumhuriyeti’ni bu ahval ve şerait içerisinde kurdu. Anadolu’daki üçüncü büyük devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti, mazlumların ve masumların bayraktarlığını yaptı. İstiklal ve istikbalimiz uğruna şehit ve gazi olan al bayrağımıza rengini veren aziz ecdadımız devlet ve millet bütünlüğümüzün tapusudur. Aziz Milletimizin ebedi ve ezeli yurdu Anadolu'yu bize yurt kılan kahraman ecdadımıza ilelebet minnettarız. Uğruna büyük bedeller ödenerek kanla kazandığımız biricik vatanımız Cenab-ı Allah’ın izniyle kıyamete kadar payidar olacaktır. Biz, büyük bir milletiz. Biz, Türkiye Cumhuriyeti’nin bizatihi kendisiyiz. 1970’li yıllarda CIA’nin Türkiye Şefi olan Paul Henze, ABD Başkanı Jimmy Carter’a 12 Eylül darbesini “bizim çocuklar başardı” diye haber vermişti. 12 Eylül darbesindekine benzer şekilde, 15 Temmuz darbecileri olan FETÖ’cülerin tamamını da çok iyi tanıyorlardı. Aynı irade 15 Temmuz sonrası hapse konan FETÖ’cülere ilgili “Bilhassa askerî liderle şüphesiz ki ilişkilerimiz var” diyerek itiraf etmişti. Bu sefer kazanan onların çocukları olmadı. Kazanan bu milletin evlatları oldu. 15 Temmuz mazlum halkları darbelere karşı motive eden bir direnişin öncüsü olarak geçti. Dünyada taklit edilemeyen tek şey cesarettir. Sayın Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı’nda söylediği tarihi sözü hatırlayın; "Sizde gömlek varken ben çelik yelek giymem.” 15 Temmuz’da necip milletimizin cesareti, Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde destansı bir zafere dönüşmüştür. Cumhurbaşkanımızın cesur ve kararlı duruşu, milletimizin omuz omuza verdiği mücadele ile birleşmiş ülkemiz üzerinde oynanan kirli oyunlar bozulmuştur. Türkiye’de darbeler, cuntalar, muhtıralar dönemi bitmiştir. Türkiye’ye siyasi, sosyal ve ekonomik bakımdan ağır bedeller ödeten ülkemizin altın kıymetinde yıllarını heba eden vesayet dönemi Recep Tayyip Erdoğan ile kapanmıştır. Türkiye artık milli iradenin egemen olduğu Türkiye’dir. Bugün güya darbeye karşı olup “kontrollü darbe” diyerek 15 Temmuz’u itibarsızlaştırmaya çalışanlar, milletimizin kurşunlanmasını güvenli evlerinden kahve içerek izlediler. Bu milletin iradesini, demokrasisini ve özgürlüğünü küçümsemeye çalışanlar, o gece tankların önünde duran, göğsünü kurşunlara siper eden vatandaşlarımızın cesaretini anlamaktan acizdir. 15 Temmuz Destanı’nı itibarsızlaştırma çabaları, milletimizin vicdanında mahkum olmuştur. Bizler, her daim uyanık ve bilinçli bir şekilde, ülkemizin geleceğine sahip çıkacağız. Gelecek nesillere bırakacağımız en önemli miras, bu milletin istikbal ve istiklal aşkıdır” diye konuştu.
TÜRKİYE YÜZYILI'NI OMUZ OMUZA İNŞA ETMEK…
Saygılı son olarak ise, “Bugün devlet ve milletçe dik durabilmemiz, her anlamda tam bağımsız ve müreffeh bir Türkiye ile mümkündür. Cumhuriyetimizin ikinci asrında Türkiye Yüzyılı’na yaraşır bir şekilde çalışmayı ve üretmeyi sürdürmek, Türkiye Yüzyılı'nı omuz omuza inşa etmek aziz şehitlerimize borcumuzdur. İstiklalini kendi azim ve kararıyla kurtaran, Garb’ın afakına nice zaferler yazdıran bu ateş Rabbimizin izniyle hiç sönmeyecek. Candan aziz bildiğimiz mübarek vatan uğruna destansı mücadeleleriyle gönüllere taht kuran 251 şehidimizin ruhları şad olsun. 15 Temmuz gecesinde ölüme meydan okuyan vatan evlatlarına bin selam olsun” ifadelerini kullandı.