Çiğdem CANPOLAT GÜÇTEKİN / ÖNCÜŞEHİR – AK Parti İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı Balçova Termal Otel’de gerçekleştirildi.
İl Danışma Meclisine; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, AK Parti İzmir Milletvekili ve Genel Sekreteri Eyyüp Kadir İnan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu, önceki dönem Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, AK Parti İzmir Milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı, Mahmut Atilla Kaya, Mehmet Ali Çelebi, Şebnem Bursalı ve Yaşar Kırkpınar, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, ilçe başkanları ile çok sayıda parti üyesi katılım gösterdi.
İNAN: BİR GRUP, DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMADA YOKTU
Meclis açılışına CHP’nin katılmamasını eleştiren İnan, “Çarşamba günü, yeni yasama yılının açıldığı gün Gazi Meclis’in açılışında herkes oradaydı… Meclis’te grubu bulunan tüm partilerin milletvekilleri oradaydı. Ancak bir grup yoktu! Bir grup, milletin kürsüsünde yoktu. Bir grup, milletin Meclisi’nde yoktu. Bir grup, milletin iradesinin yanında yoktu. Bir grup, demokrasiye sahip çıkmada yoktu. Bir grup, milletin emanetine sadakat göstermede yoktu. Şimdi soruyorum size, kimdi bu grup? Evet, hepinizin bildiği gibi… Tabii ki Cumhuriyet Halk Partisi Grubu. Onlar Ankara’da yoklar, onlar İzmir’de de yoklar. İzmir’in sorunlarında yoklar, İzmir’in krizlerinde yoklar, İzmir’in sokaklarında hiç yoklar. Ama hamdolsun, biz varız. Milletvekillerimizle varız, teşkilatımızla varız. Cumhurbaşkanımızla varız. Ve Allah’ın izniyle, milletimizle, İzmirlilerle daima var olacağız. Son 200 yılın bütün yalancılarını, bütün yalanlarını bir araya getirin; CHP’nin İzmir’de söylediği yalanlara yine de erişemezler. Çünkü CHP’nin İzmir’deki siyaseti, bir hizmet yarışı değil, bir yalan yarışıdır. Ne söylerlerse tersi çıkar ne vaat ederlerse boşa çıkar. Bir gün “Kooperatifte dolandırıcılık yok” derler; ertesi gün kendi belediye başkanları çıkar, “evet var” diye itiraf eder. Bir gün çöp tesislerini bakanlık kapattı der. Ertesi gün belediye başkanları çıkar mahkeme kapattı. Mahkemeye rağmen bakanlık bize destek oldu der. Bir gün “Çöpler toplanıyor” derler; ertesi gün İzmirliler çöp dağlarıyla, kokuyla, mikropla baş başa bırakılır. Bir gün “Belediyemiz Güçlü” derler; ertesi gün SGK borçlarını ödeyemez, işçinin maaşını veremez hale gelirler. Evet… CHP’nin İzmir’de tek bir başarısı vardır: Yalan üretmek. Ama İzmirliler artık bu yalana da bu maskaralığa da prim vermeyecek. Çünkü İzmirli, hizmetin kimden geldiğini de yalanın kimden çıktığını da görüyor. Çünkü İzmirli, eserle yalanı, hizmetle boş sözü ayırt ediyor. Ve İzmirli biliyor ki; Çözüm AK Parti’dir, umut AK Parti’dir, gelecek AK Parti’dedir” diye konuştu.
DELEGE PAZARLIKLARINI PAVYON MASALARINDA YAPAN…
Meşruiyet tartışması hakkında konuşan İnan, “Şimdi bunlara rağmen kendi meşruiyetlerine bakmadan bizim meşruiyetimize saldırmaya çalışıyorlar. Değerli hemşehrilerim: bu CHP’nin bırakın meşruiyeti masumiyeti de kalmamıştır. Siz masumiyeti de meşruiyeti de olmayan bir yapıya büründünüz. Sayın Özgür Özel’in yaptığı son meşru hareket, Sayın Cumhurbaşkanımızı AK Parti Genel Merkezimizde ziyaret etmesidir. Milleti temsil eden makama saldırmaya başladıkça, saygı göstermemeye başladıkça; Özgür Özel masumiyetini yitirmeye başladı. İşte bakın bugün suç örgütlerinin eylemlerini aklama derdinde, delil karartma peşinde. Muhalefetin Genel Başkanı'nın adı bunlarla anılabilir mi? Siyasette meşruiyet tartışması yapılacaksa, bu tartışma sadece ve sadece CHP’nin üzerinde yapılır. CHP’nin her sözü ve her hareketi millet düşmanlığına dayanır. CHP, ülkenin tüm menfaatlerinin karşısında durmayı marifet zanneder. Cumhurbaşkanımızın her yurt dışı ziyareti öncesi dışarıdan talimat bekler. Türkiye’ye kaybettirerek siyaset yapmak ister. Çünkü CHP Genel Başkanlık makamının iradesi suç örgütleri tarafından ipotek altına alınmıştır. CHP, meşruiyeti hatırlamak istiyorsa her seçim sonrası yaptığı itirazlara, milletin iradesini tanımayan açıklamalarına ve kendi içindeki kurultay kavgalarına baksın. Delege pazarlıklarını pavyon masalarında yapan, kurultaylarını hile hurdayla gölgeleyen bir parti; meşruiyetin ‘M’ harfini dahi ağzına alamaz. İzmir İl Danışma Meclisi’nden Özgür Özel’e sesleniyorum: Sen daha kendi partin içinde meşru değilsin. Kendi milletvekillerinin onayını alamadın. Kendi partini dinlemek yerine İstanbul’u talan etmiş Silivri’deki hırsızları dinliyorsun. Her konuşmandan önce Silivri’yi ziyaret ediyorsun, gerekli talimatları alıyorsun. Silivri’ye danışma, kendi partine danış. Siyasi rehin olma, çok olmak istediğin meşru genel başkan ol. Silivri’ye gide gide İzmir’i unuttun. Bursa’yı unuttun, Balıkesir’i unuttun, Denizli’yi unuttun. Her gün bir yenisini aldığınız ihraç kararları, CHP’nin içine düştüğü büyük çelişkiyi apaçık ortaya koydu. Bir tarafta para kulelerinin gölgesinde siyaset yapan çıkar odakları, diğer tarafta partisine sahip çıkmaya çalışan ama susturulan isimler… CHP bugün kavga eden hiziplerin, rant kavgalarının, çıkar çetelerinin arenasına dönmüştür. Artık ortada milletin umudunu taşıyan bir parti değil; koltuk ve menfaat kavgası yapan bir avuç dar kadro kalmıştır. Ve en başta da genel başkanı Özgür Özel… Her gün gaflarıyla, savrulmalarıyla, tehditleriyle gündeme gelen bir isim, millete hangi umudu verebilir? İzmir’deki tablo en net örnektir: Susuzluktan kırılan mahalleler, çöpten geçilmeyen sokaklar, kokudan yaşanmaz hale gelen Körfez… Belediyecilik çökmüş, şehircilik iflas etmiştir! CHP’nin bugünkü hali; çöp dağlarının, kokunun, borcun ve beceriksizliğin adresidir. Böyle bir zihniyet bırakın İzmir’e hizmet etmeyi, Türkiye’nin hiçbir köşesine fayda sağlayamaz. Bugün AK Parti, milletimizin güveniyle birinci parti olarak yoluna güçlenerek devam ediyor. Asıl soru şudur: CHP, 31 Mart’ta kazandığı belediyelerde hâlâ aynı desteğe sahip mi? Cevap nettir: halkın güvenini kaybetmiş, şehirleri rezilliğe teslim etmiş, yalana ve rant kavgasına batmış bir partinin ayakta kalması mümkün değildir” dedi.
İZMİR’DE DOLANDIRILAN MAĞDURLARA SORUN!
İzmir’de yürütülen kooperatif soruşturması hakkında konuşan İnan, “Değerli arkadaşlar önemli bir yere değinmek istiyorum. Biz kooperatifçiliğe değil, dolandırıcılığa karşıyız! İzmir’de iyi niyetle kurulmuş bir yapıyı, kendi servetine dönüştürenlerin suçunu kimse — evet kimse — “kooperatifçilik” diyerek masumlaştıramaz! Çünkü ortada üretim yok, dayanışma yok, paylaşma yok. Sadece mağdur edilen insanlar var. Alın teriyle, emeğiyle, hayalleriyle dolandırılan insanlar var. Şimdi çıkıp diyorlar ki: “Bir il başkanının tutuklu olduğu nerede görülmüş?” E o zaman biz de diyoruz ki: O soruyu Cumhurbaşkanımıza değil… İzmir’de dolandırılan mağdurlara sorun! Tüm birikimlerini, mal varlıklarını, çoluğunun çocuğunun geleceğini bu kooperatiflere yatıran o insanlara sorun. Onlar anlatsın size bu tablonun nerede görüldüğünü, nasıl yaşandığını, hangi acıyla hissedildiğini tek tek anlatsınlar. Ve madem öyle diyorsun Sayın Özel… Kooperatif yolsuzluğundan yeniden il başkanı çıkaran düzeni de aslında bizim sana sormamız lazım. Evet! Bu düzen; dayanışmanın değil, rantın ve yolsuzluğun düzenidir. Bu düzen; emeği değil, ihaneti büyütmüştür. Bu düzen; İzmir’in adını değil, utancını büyütmüştür. Ama bilinsin ki biz, İzmir’in alın terini, emeğini, umudunu kimsenin şahsi hırslarına teslim etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
BİR BELEDİYE DÜŞÜNÜN: HER AY GELİYOR, DİYOR Kİ…
İzmir’de bir belediye başkanının kendilerinden istediklerini dile getiren İnan, “Bazen bir şehir konuşur, bazen de susar ama her şeyi anlatır… İzmir bugün öyle bir şehir ki, hizmetin hasretini, gayretin kıymetini, tembelliğin ağırlığını her köşesinde hissettiriyor. Geçtiğimiz günlerde Sayın Cemil Tugay çıktı, Harmandalı meselesinde “AK Parti haklıdır” dedi. Kendi genel başkan yardımcısını yalanladı, ama İzmir’in menfaati için doğruyu söyledi. Biz de dedik ki: Helal olsun. Çünkü bizde kin yok, intikam yok, sadece İzmir sevdası var. Bizim için mesele İzmir’dir, gerisi teferruattır. Ama bakın şimdi size bir hikâye anlatayım… Bir belediye düşünün: Her ay geliyor, diyor ki: “Biz maaşları ödeyemiyoruz, yardım edin!” Biz ne dedik? “Tamam kardeşim, mesele İzmir’se biz varız!” Dedik. 670 milyonluk krediye onay verdik. Sonra geldiler: “Genel Sekreterimizi değiştireceğiz, bürokrasiye takılmasın, hızlandırır mısınız?” dediler. Biz yine dedik: “Tamam, yeter ki İzmir çalışsın.” Ve atamalarını hemen yaptık. Bir gün yine geldiler, “Biz Körfezi temizleyemiyoruz, dış kredi bulduk ama onay lazım!” dediler. Biz ne yaptık? Tüm İzmir milletvekillerimizle, Maliye Bakanımıza gittik. Kapı kapı dolaştık, konuyu anlattık. Dedik ki: “Bu şehir borç batağında, bari vade yapın, biraz nefes alsın!” Ve o vade işini biz çözdük! Ama hâlâ kalkmışlar “engelleniyoruz” diyorlar! Yahu kimi kandırıyorsunuz? Sizi kim engelliyor? Siz tembelliğin içinde boğuluyorsunuz! Siz çalışmamaya öyle alışmışsınız ki, gayret görünce rahatsız oluyorsunuz” dedi.
İZMİR, TEMBELLİKLE DEĞİL; EMEKLE YÜKSELECEK!
Eleştirilerde bulunan İnan, “Biz İzmir’i tembellerin elinden kurtarmak için mücadele ediyoruz. Biz İzmir için gece gündüz emek veriyoruz, onlar hâlâ “engelleniyoruz” türküsü söylüyor! Ama bilsinler ki; İzmir artık bu tembelliği sırtında taşımayacak. İzmir’in kaderi, bahane siyasetine teslim edilmeyecek. Biz bu şehre hizmet etmeye ant içtik. Biz İzmir için seçildik. Eğer biz üzerimize düşeni yapmazsak, İzmirlilere haksızlık etmiş oluruz. Bu bilinçle, bu azimle, gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü biz biliyoruz: İzmir, bahanelerle değil; gayretle güzelleşecek! İzmir, tembellikle değil; emekle yükselecek! Ve unutmayın İzmirli kardeşlerim; Bizde sadece İzmir aşkı var, millet sevdası var, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın hizmet vizyonu var! İzmir için biz varız! Biz çalışıyoruz, onlar yatıyor! Biz üretiyoruz, onlar bahane arıyor! Ama Allah’ın izniyle, İzmir’i tembelliğin karanlığından alıp, hizmetin ışığına çıkaracağız! Çünkü biz bu şehri seviyoruz! Biz bu millete inanıyoruz! Ve biz biliyoruz: İzmir, gerçek belediyeciliği AK Parti’yle yeniden tanıyacak! Ancak şunu da net söyleyelim: İftiraya yokuz! Aldatmacaya yokuz! Asılsız suçlamalara yokuz! Kendi beceriksizliklerinizi bizim partimize yıkmaya, sahte gündemlerle milleti kandırmaya artık izin vermeyiz! Geçmişte bu aldatmacaları denediniz, kimi zaman milleti yanıltmayı başardınız… Ama artık o oyunlar İzmir’de tutmaz! Çünkü biz buradayız! Artık herkes bilsin: Partimizin, Cumhurbaşkanımızın hakkına giren, iftira ve yalanla siyaset yapmaya kalkışanlar, karşılarında bizi bulur! Hukuk gereğini yapar ama biz de siyaset meydanında bu milletin itibarına saldıranları hesap vermeye zorlarız! Yalan atarken artık iki kere düşünsünler! Çünkü bu teşkilatlar, onların her türlü pespayeliğini sokak sokak, mahalle mahalle anlatır! Ve ben biliyorum ki, benim İzmirli hemşehrim, Kimin doğru, kimin yalan söylediğini gayet iyi bilir! Biz siyaseti, bize oy vermiş vermemiş herkesi düşünerek yapıyoruz. Bize oy vermeyenlerin hakkını da savunarak karar alıyoruz. Çünkü biz adaletin, vicdanın ve hakkaniyetin partisiyiz! Evet, İzmir’de seçmen ideolojik oy veriyor… Biz de diyoruz ki: saygı duyarız. Ama herkes bilsin: İzmir’de sadece onların değil, bizim de ideolojimiz var! Bizim de dünyaya baktığımız bir fikrimiz, bir davamız var! Ve biz bu fikirleri İzmir’in her sokağında, her ortamında, her şartta dile getirmekten asla çekinmeyiz! Biz “fikirsiz görünmeyelim” diye omurgasız olmayız! Bizim partimiz belli, davamız belli, liderimiz belli! Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’dır! Davamız, Büyük Türkiye davasıdır! Partimiz, bu milletin umududur” dedi.Levent Kömür
İl Danışma Meclisine; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, AK Parti İzmir Milletvekili ve Genel Sekreteri Eyyüp Kadir İnan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu, önceki dönem Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, AK Parti İzmir Milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı, Mahmut Atilla Kaya, Mehmet Ali Çelebi, Şebnem Bursalı ve Yaşar Kırkpınar, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, ilçe başkanları ile çok sayıda parti üyesi katılım gösterdi.

İNAN: BİR GRUP, DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMADA YOKTU
Meclis açılışına CHP’nin katılmamasını eleştiren İnan, “Çarşamba günü, yeni yasama yılının açıldığı gün Gazi Meclis’in açılışında herkes oradaydı… Meclis’te grubu bulunan tüm partilerin milletvekilleri oradaydı. Ancak bir grup yoktu! Bir grup, milletin kürsüsünde yoktu. Bir grup, milletin Meclisi’nde yoktu. Bir grup, milletin iradesinin yanında yoktu. Bir grup, demokrasiye sahip çıkmada yoktu. Bir grup, milletin emanetine sadakat göstermede yoktu. Şimdi soruyorum size, kimdi bu grup? Evet, hepinizin bildiği gibi… Tabii ki Cumhuriyet Halk Partisi Grubu. Onlar Ankara’da yoklar, onlar İzmir’de de yoklar. İzmir’in sorunlarında yoklar, İzmir’in krizlerinde yoklar, İzmir’in sokaklarında hiç yoklar. Ama hamdolsun, biz varız. Milletvekillerimizle varız, teşkilatımızla varız. Cumhurbaşkanımızla varız. Ve Allah’ın izniyle, milletimizle, İzmirlilerle daima var olacağız. Son 200 yılın bütün yalancılarını, bütün yalanlarını bir araya getirin; CHP’nin İzmir’de söylediği yalanlara yine de erişemezler. Çünkü CHP’nin İzmir’deki siyaseti, bir hizmet yarışı değil, bir yalan yarışıdır. Ne söylerlerse tersi çıkar ne vaat ederlerse boşa çıkar. Bir gün “Kooperatifte dolandırıcılık yok” derler; ertesi gün kendi belediye başkanları çıkar, “evet var” diye itiraf eder. Bir gün çöp tesislerini bakanlık kapattı der. Ertesi gün belediye başkanları çıkar mahkeme kapattı. Mahkemeye rağmen bakanlık bize destek oldu der. Bir gün “Çöpler toplanıyor” derler; ertesi gün İzmirliler çöp dağlarıyla, kokuyla, mikropla baş başa bırakılır. Bir gün “Belediyemiz Güçlü” derler; ertesi gün SGK borçlarını ödeyemez, işçinin maaşını veremez hale gelirler. Evet… CHP’nin İzmir’de tek bir başarısı vardır: Yalan üretmek. Ama İzmirliler artık bu yalana da bu maskaralığa da prim vermeyecek. Çünkü İzmirli, hizmetin kimden geldiğini de yalanın kimden çıktığını da görüyor. Çünkü İzmirli, eserle yalanı, hizmetle boş sözü ayırt ediyor. Ve İzmirli biliyor ki; Çözüm AK Parti’dir, umut AK Parti’dir, gelecek AK Parti’dedir” diye konuştu.
DELEGE PAZARLIKLARINI PAVYON MASALARINDA YAPAN…
Meşruiyet tartışması hakkında konuşan İnan, “Şimdi bunlara rağmen kendi meşruiyetlerine bakmadan bizim meşruiyetimize saldırmaya çalışıyorlar. Değerli hemşehrilerim: bu CHP’nin bırakın meşruiyeti masumiyeti de kalmamıştır. Siz masumiyeti de meşruiyeti de olmayan bir yapıya büründünüz. Sayın Özgür Özel’in yaptığı son meşru hareket, Sayın Cumhurbaşkanımızı AK Parti Genel Merkezimizde ziyaret etmesidir. Milleti temsil eden makama saldırmaya başladıkça, saygı göstermemeye başladıkça; Özgür Özel masumiyetini yitirmeye başladı. İşte bakın bugün suç örgütlerinin eylemlerini aklama derdinde, delil karartma peşinde. Muhalefetin Genel Başkanı'nın adı bunlarla anılabilir mi? Siyasette meşruiyet tartışması yapılacaksa, bu tartışma sadece ve sadece CHP’nin üzerinde yapılır. CHP’nin her sözü ve her hareketi millet düşmanlığına dayanır. CHP, ülkenin tüm menfaatlerinin karşısında durmayı marifet zanneder. Cumhurbaşkanımızın her yurt dışı ziyareti öncesi dışarıdan talimat bekler. Türkiye’ye kaybettirerek siyaset yapmak ister. Çünkü CHP Genel Başkanlık makamının iradesi suç örgütleri tarafından ipotek altına alınmıştır. CHP, meşruiyeti hatırlamak istiyorsa her seçim sonrası yaptığı itirazlara, milletin iradesini tanımayan açıklamalarına ve kendi içindeki kurultay kavgalarına baksın. Delege pazarlıklarını pavyon masalarında yapan, kurultaylarını hile hurdayla gölgeleyen bir parti; meşruiyetin ‘M’ harfini dahi ağzına alamaz. İzmir İl Danışma Meclisi’nden Özgür Özel’e sesleniyorum: Sen daha kendi partin içinde meşru değilsin. Kendi milletvekillerinin onayını alamadın. Kendi partini dinlemek yerine İstanbul’u talan etmiş Silivri’deki hırsızları dinliyorsun. Her konuşmandan önce Silivri’yi ziyaret ediyorsun, gerekli talimatları alıyorsun. Silivri’ye danışma, kendi partine danış. Siyasi rehin olma, çok olmak istediğin meşru genel başkan ol. Silivri’ye gide gide İzmir’i unuttun. Bursa’yı unuttun, Balıkesir’i unuttun, Denizli’yi unuttun. Her gün bir yenisini aldığınız ihraç kararları, CHP’nin içine düştüğü büyük çelişkiyi apaçık ortaya koydu. Bir tarafta para kulelerinin gölgesinde siyaset yapan çıkar odakları, diğer tarafta partisine sahip çıkmaya çalışan ama susturulan isimler… CHP bugün kavga eden hiziplerin, rant kavgalarının, çıkar çetelerinin arenasına dönmüştür. Artık ortada milletin umudunu taşıyan bir parti değil; koltuk ve menfaat kavgası yapan bir avuç dar kadro kalmıştır. Ve en başta da genel başkanı Özgür Özel… Her gün gaflarıyla, savrulmalarıyla, tehditleriyle gündeme gelen bir isim, millete hangi umudu verebilir? İzmir’deki tablo en net örnektir: Susuzluktan kırılan mahalleler, çöpten geçilmeyen sokaklar, kokudan yaşanmaz hale gelen Körfez… Belediyecilik çökmüş, şehircilik iflas etmiştir! CHP’nin bugünkü hali; çöp dağlarının, kokunun, borcun ve beceriksizliğin adresidir. Böyle bir zihniyet bırakın İzmir’e hizmet etmeyi, Türkiye’nin hiçbir köşesine fayda sağlayamaz. Bugün AK Parti, milletimizin güveniyle birinci parti olarak yoluna güçlenerek devam ediyor. Asıl soru şudur: CHP, 31 Mart’ta kazandığı belediyelerde hâlâ aynı desteğe sahip mi? Cevap nettir: halkın güvenini kaybetmiş, şehirleri rezilliğe teslim etmiş, yalana ve rant kavgasına batmış bir partinin ayakta kalması mümkün değildir” dedi.
İZMİR’DE DOLANDIRILAN MAĞDURLARA SORUN!
İzmir’de yürütülen kooperatif soruşturması hakkında konuşan İnan, “Değerli arkadaşlar önemli bir yere değinmek istiyorum. Biz kooperatifçiliğe değil, dolandırıcılığa karşıyız! İzmir’de iyi niyetle kurulmuş bir yapıyı, kendi servetine dönüştürenlerin suçunu kimse — evet kimse — “kooperatifçilik” diyerek masumlaştıramaz! Çünkü ortada üretim yok, dayanışma yok, paylaşma yok. Sadece mağdur edilen insanlar var. Alın teriyle, emeğiyle, hayalleriyle dolandırılan insanlar var. Şimdi çıkıp diyorlar ki: “Bir il başkanının tutuklu olduğu nerede görülmüş?” E o zaman biz de diyoruz ki: O soruyu Cumhurbaşkanımıza değil… İzmir’de dolandırılan mağdurlara sorun! Tüm birikimlerini, mal varlıklarını, çoluğunun çocuğunun geleceğini bu kooperatiflere yatıran o insanlara sorun. Onlar anlatsın size bu tablonun nerede görüldüğünü, nasıl yaşandığını, hangi acıyla hissedildiğini tek tek anlatsınlar. Ve madem öyle diyorsun Sayın Özel… Kooperatif yolsuzluğundan yeniden il başkanı çıkaran düzeni de aslında bizim sana sormamız lazım. Evet! Bu düzen; dayanışmanın değil, rantın ve yolsuzluğun düzenidir. Bu düzen; emeği değil, ihaneti büyütmüştür. Bu düzen; İzmir’in adını değil, utancını büyütmüştür. Ama bilinsin ki biz, İzmir’in alın terini, emeğini, umudunu kimsenin şahsi hırslarına teslim etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
BİR BELEDİYE DÜŞÜNÜN: HER AY GELİYOR, DİYOR Kİ…
İzmir’de bir belediye başkanının kendilerinden istediklerini dile getiren İnan, “Bazen bir şehir konuşur, bazen de susar ama her şeyi anlatır… İzmir bugün öyle bir şehir ki, hizmetin hasretini, gayretin kıymetini, tembelliğin ağırlığını her köşesinde hissettiriyor. Geçtiğimiz günlerde Sayın Cemil Tugay çıktı, Harmandalı meselesinde “AK Parti haklıdır” dedi. Kendi genel başkan yardımcısını yalanladı, ama İzmir’in menfaati için doğruyu söyledi. Biz de dedik ki: Helal olsun. Çünkü bizde kin yok, intikam yok, sadece İzmir sevdası var. Bizim için mesele İzmir’dir, gerisi teferruattır. Ama bakın şimdi size bir hikâye anlatayım… Bir belediye düşünün: Her ay geliyor, diyor ki: “Biz maaşları ödeyemiyoruz, yardım edin!” Biz ne dedik? “Tamam kardeşim, mesele İzmir’se biz varız!” Dedik. 670 milyonluk krediye onay verdik. Sonra geldiler: “Genel Sekreterimizi değiştireceğiz, bürokrasiye takılmasın, hızlandırır mısınız?” dediler. Biz yine dedik: “Tamam, yeter ki İzmir çalışsın.” Ve atamalarını hemen yaptık. Bir gün yine geldiler, “Biz Körfezi temizleyemiyoruz, dış kredi bulduk ama onay lazım!” dediler. Biz ne yaptık? Tüm İzmir milletvekillerimizle, Maliye Bakanımıza gittik. Kapı kapı dolaştık, konuyu anlattık. Dedik ki: “Bu şehir borç batağında, bari vade yapın, biraz nefes alsın!” Ve o vade işini biz çözdük! Ama hâlâ kalkmışlar “engelleniyoruz” diyorlar! Yahu kimi kandırıyorsunuz? Sizi kim engelliyor? Siz tembelliğin içinde boğuluyorsunuz! Siz çalışmamaya öyle alışmışsınız ki, gayret görünce rahatsız oluyorsunuz” dedi.
İZMİR, TEMBELLİKLE DEĞİL; EMEKLE YÜKSELECEK!
Eleştirilerde bulunan İnan, “Biz İzmir’i tembellerin elinden kurtarmak için mücadele ediyoruz. Biz İzmir için gece gündüz emek veriyoruz, onlar hâlâ “engelleniyoruz” türküsü söylüyor! Ama bilsinler ki; İzmir artık bu tembelliği sırtında taşımayacak. İzmir’in kaderi, bahane siyasetine teslim edilmeyecek. Biz bu şehre hizmet etmeye ant içtik. Biz İzmir için seçildik. Eğer biz üzerimize düşeni yapmazsak, İzmirlilere haksızlık etmiş oluruz. Bu bilinçle, bu azimle, gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü biz biliyoruz: İzmir, bahanelerle değil; gayretle güzelleşecek! İzmir, tembellikle değil; emekle yükselecek! Ve unutmayın İzmirli kardeşlerim; Bizde sadece İzmir aşkı var, millet sevdası var, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın hizmet vizyonu var! İzmir için biz varız! Biz çalışıyoruz, onlar yatıyor! Biz üretiyoruz, onlar bahane arıyor! Ama Allah’ın izniyle, İzmir’i tembelliğin karanlığından alıp, hizmetin ışığına çıkaracağız! Çünkü biz bu şehri seviyoruz! Biz bu millete inanıyoruz! Ve biz biliyoruz: İzmir, gerçek belediyeciliği AK Parti’yle yeniden tanıyacak! Ancak şunu da net söyleyelim: İftiraya yokuz! Aldatmacaya yokuz! Asılsız suçlamalara yokuz! Kendi beceriksizliklerinizi bizim partimize yıkmaya, sahte gündemlerle milleti kandırmaya artık izin vermeyiz! Geçmişte bu aldatmacaları denediniz, kimi zaman milleti yanıltmayı başardınız… Ama artık o oyunlar İzmir’de tutmaz! Çünkü biz buradayız! Artık herkes bilsin: Partimizin, Cumhurbaşkanımızın hakkına giren, iftira ve yalanla siyaset yapmaya kalkışanlar, karşılarında bizi bulur! Hukuk gereğini yapar ama biz de siyaset meydanında bu milletin itibarına saldıranları hesap vermeye zorlarız! Yalan atarken artık iki kere düşünsünler! Çünkü bu teşkilatlar, onların her türlü pespayeliğini sokak sokak, mahalle mahalle anlatır! Ve ben biliyorum ki, benim İzmirli hemşehrim, Kimin doğru, kimin yalan söylediğini gayet iyi bilir! Biz siyaseti, bize oy vermiş vermemiş herkesi düşünerek yapıyoruz. Bize oy vermeyenlerin hakkını da savunarak karar alıyoruz. Çünkü biz adaletin, vicdanın ve hakkaniyetin partisiyiz! Evet, İzmir’de seçmen ideolojik oy veriyor… Biz de diyoruz ki: saygı duyarız. Ama herkes bilsin: İzmir’de sadece onların değil, bizim de ideolojimiz var! Bizim de dünyaya baktığımız bir fikrimiz, bir davamız var! Ve biz bu fikirleri İzmir’in her sokağında, her ortamında, her şartta dile getirmekten asla çekinmeyiz! Biz “fikirsiz görünmeyelim” diye omurgasız olmayız! Bizim partimiz belli, davamız belli, liderimiz belli! Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’dır! Davamız, Büyük Türkiye davasıdır! Partimiz, bu milletin umududur” dedi.Levent Kömür










