Şengül, “Daha önce söylediğim gibi biz bu sorunu çözmek için ne
gerekiyorsa yapmaya, elimizi taşın altına koymaya hazırız. Gerekirse, belediye
ile ortak da çalışırız. Ama şu ana kadar belediyeden bize hiçbir yardım talebi
ya da öneri gelmedi” diye konuştu.
İzmir İl Sağlık
Müdürlüğü tarafından Üçkuyular Feribot İskelesi’nde yapılan analiz sonuçlarına
göre, Fekal Koliform Bakteri değerinin mevzuat sınırının 20 bin kat üzerinde
çıktığına dikkat çeken Şengül, sıkıntının acilen giderilmesi gerektiğini
vurguladı.
"Arıtma tesisleri sağlıklı işlemiyor"
İzmir’deki kötü
konunun nedenine ilişkin de bilgi veren Şengül, “Şehrin iki yakasında bulunan
arıtma tesislerinin kötü konunun kaynakları arasında olduğu açık ve nettir.
Arıtma tesisleri doğası gereği işletimleri esnasında bazı biyolojik bozulmalara
ve çamur oluşumlarına neden olmaktadır. Atık su arıtımının kaçınılmazı olan bu
gerçeklere ilişkin dünyanın her yerinde bazı koku oluşumunu önleyici önlemlere
başvurulmaktadır. Sağlıklı işleyen ve yeni teknolojilerle kaynağında kokunun
azaltıldığı, oluşan arıtma çamurlarının koku hapsedici, maskeleyici
kimyasallarla muamele edilerek depolandığı bir arıtma tesisinden koku oluşması
beklenemez. Ancak mevcut durumda söz konusu arıtma tesislerinin sağlıklı
işletilmediği çok açık ve nettir. Bir arıtma tesisinden koku kaynaklanması, o
arıtma tesisinin verimli çalışmadığına işarettir” dedi.
"Bilimsel veriler ortada"
Arıtılmadan doğrudan
denize verilen atık suyun da yoğun kokuya yol açtığını söyleyen Şengül, “Şehrin
en merkezi noktalarından biri olan Üçkuyular Feribot İskelesi’nin yan
tarafından günün farklı saatlerinde atık su deşarjı yapılmakta olup,
arıtılmadan doğrudan denize verilen bu atık su, yoğun kokuya yol açmaktadır.
Ayrıca İl Sağlık Müdürlüğü tarafından alınan numunelerde yapılan analiz
sonuçları, bu atık suyun mevzuat limit değerlerini milyonlarla ifade edilen
mertebede aştığını ortaya koymaktadır. Söz konusu analiz sonuçlarına göre Fekal
Koliform Bakteri değeri 2 milyon ile mevzuat sınır değerinin tam 20 bin kat
üzerindedir. Bu sonuçlar sadece koku problemine yol açmakla kalmayıp, konunun halk
sağlığını da tehdit eder boyutlara ulaştığını göstermektedir” dedi.