Çiğdem CANPOLAT /
ÖNCÜŞEHİR - İzmir'de geçtiğimiz yıl 30 Ekim günü yaşanan 6,9 şiddetindeki
deprem sonrası, kent genelinde Bayraklı ilçesi ağırlıklı olmak üzere binlerce
bağımsız bölüm hasar almıştı. Yine geçtiğimiz günlerde İzmir’e gelen CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “emsali artırın” talebi sonrası Bayraklı
Belediyesi konuyu acil biçimde gündemine getirmiş ve yüzde 10’luk emsal artışı
verilmesi kararı alınmıştı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin(İBB) Ekim ayı olağan meclis
toplantısının ilk oturumunda AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partili siyasiler
yüzde 10'luk kararının yetersiz olacağını vurgulayarak gerçekleştirdikleri
çalışma sonrası hazırlanan emsal artışı dosyasını gündem maddesi önergesi
olarak sunarak kent genelinde yüzde 30'luk emsal artışı verilmesi çağrısında
bulunmuştu.
Ancak önerge CHP ve İYİ Parti’nin oylarıyla ret edilmişti.
Öte yandan parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30
emsal artışı öngören ve sadece Bayraklı'yla sınırlı tutulan karar sonrası İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'den dikkat çeken bir açıklama gelmiş; Soyer,
diğer ilçeler için de emsal artışına gideceklerini belirterek, “Kent genelinde
depremde ağır veya orta hasar görmüş binaların tamamına parsel bazında emsal
artışı verilmesi teklifini önümüzdeki ilk meclise sunacağım” ifadelerini
kullanmıştı.
HIZAL: ÖNERGEMİZİN NE
KADAR DOĞRU VE NE KADAR HAKLI OLDUĞUNU GÖRDÜK
Alınan karar ile ilgili Gazetemiz Öncüşehir’e
değerlendirmelerde bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup
Başkanvekili Av. Özgür Hızal, Biz o önergeyi verirken emsal artışının oranı ve
de emsal artışının tüm İzmir’e olması yönünde bir önerge hazırlamıştık. Çok detaylı
ve iyi çalışılmış bir önergeydi. Maalesef Tunç Soyer ve CHP kanadı bunu
politize ettiler ve bu önergeyi ret ettiler. Daha sonrasında da kendileri
sadece Bayraklı’yı kapsayacak bir şekilde bir çalışma yaptılar. Meclis’te de itiraz
ettik. İtirazımız aslında bunun detaylı hazırlanmadığı ve sadece Bayraklı’yı
kapsaması yönündeydi. Ama geldiğimiz noktada şunu gördük, en azından Tunç Soyer’in
açıklamalarından gördük ki daha henüz hayata geçirilmiş bir durum söz konusu
değil. Bizim önergemizin ne kadar doğru ve ne kadar haklı olduğunu gördük. Biz bunu
sadece son bir ayda dile getirmedik. Daha önceki dönemlerde de hem emsal
artışını hem doğru planlamayı hem de bütün İzmir’i kapsayıcı bir çalışmanın
yapılmasını dile getiriyorduk. Sonuç itibarıyla şunu söyleyebilirim: İzmir
Büyükşehir Belediyesi ve yetkilileri başta Tunç Soyer olmak üzere maalesef İzmir’in
sorunlarını ya hiç görmüyorlar ya da çok geç görüp herhangi bir reaksiyon
ortaya koymuyorlar” dedi.
“DAVA AÇILIRSA
MÜSEBBİBİ CHP VE TUNÇ SOYER OLACAKTIR”
Depremin üzerinden bir yıl gibi bir sürecin geçtiğini
vurgulayan Hızal, “Depremde bu yanda tam bir yıldır insanlar başta
depremzedeler olmak üzere dönüşümün sağlanması için adeta yalvardılar. Maalesef
bununla ilgili bir reaksiyon alınmadı. Şu anda son dönemlerde yapılmaya
çalışılan bir şeyler var ama şu da bir gerçek; Mimarlar Odası bir dava açmaya
hazırlanıyor. Bunu bir kez daha söylüyorum; eğer Mimarlar Odası bir dava açarsa
bunu müsebbibi CHP ve Tunç Soyer olacaktır” ifadelerini kullandı.
“BİR TANE DOĞRU
VARDIR, İKİ TANE DOĞRU OLMAZ”
Yapılan karar değişikliğinin doğru olduğunu söyleyen Hızal, “Aklın
yolu birdir derler ya doğrusu buydu. Nereye kadar politize edeceklerdir bu işi?
Nereye kadar siyasi malzeme olarak kullanacaklardı? Biz Meclis’te de söyledik; “Bu
sizin önergeniz olsun. Biz hazırladık ama Başkanlık önergesi olarak da
verebilirsiniz” dedik. Önemli olan burada sonuç almak. Üzüm yemek, bağcıyı
dövmek değil. Ama meseleye bağcıyı dövmek olarak baktılar, üzüm yemek niyetinde
değillerdi. Çünkü bir tane doğru vardır, iki tane doğru olmaz. Bu doğru da şu
anda Tunç Soyer’in en azından düşündüğü, “Tüm İzmir’de yayacağız” söylemi. Düşünebiliyor
musunuz, bir deprem oldu ve bu depremin etkileri belki biraz daha fazla
Bayraklı’da olmuştur ama sonuç itibarıyla şu anda Bornova ile Bayraklı’yı nasıl
ayıracaksınız? Bir sokak ayırıyor onları. Bunu görmezden gelerek sadece
Bayraklı özelinde bir çalışma yapmak bütün İzmirlilere yapılacak bir haksızlık
olur. Bayraklılılara da haksızlık olur. O yüzden şu anda en azından doğruyu
gördüklerini düşünüyorum” diye konuştu.
“OLUMLU YA DA OLUMSUZ
BİR AÇIKLAMA YAPILMADI”
30 Ekim İzmir depreminin birinci yıl dönümünde ‘Olağanüstü
Meclis’ yapılması için verdikleri önerge hakkında da konuşan Hızal, “Önerge ile
ilgili bize söylenmiş bir gelişme yok. Biz 30 Ekim’de bir olağanüstü meclis
yapılması yönünde bir önerge verdik. “Değerlendireceğiz” dediler. Biz bu
önergeyi neden verdik? Orman yangını sonrasında bir olağanüstü meclis yapıldı. Orman
yangını ne adar önemli ise ki çok daha önemli olduğunu düşündüğümüz bir deprem
hadisesi var. İzmir Büyükşehir Belediyesi özelinde söylüyorum; biz neredeyiz,
bugüne kadar ne yapıldı, neler yapılması gerekiyor? Tüm bunları konuşacağımız
tartışacağımız bir Meclis’in yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden bu
önergeyi verdik ama henüz bize dönmüş; olumlu ya da olumsuz bir açıklama
yapılmadı” dedi.