Yapılan açıklama ise şöyle;
“Geniş çaplı bir terör soruşturması kapsamında Türkiye'nin
resmi makamları, ülkenin güney doğusunda yer alan Diyarbakır, Van ve Mardin
illerinde demokratik seçimle göreve gelen belediye başkanlarını geçici süreyle
görevlerinden uzaklaştırırken yüzlerce kişi de gözaltına alındı. Selçuk
Mızraklı, Bedia Özgökçe Ertan ve Ahmet Türk'ün yerine valilerin atanması, 31
Mart seçimlerinde elde edilen demokratik sonuçların kabul edilmesine dair şüphe
uyandırması nedeniyle ciddi endişe yaratmaktadır. Yerel düzeyde siyasetçilerin
görevlerinden uzaklaştırılmaları, gözaltına alınmaları ve yerlerine kayyumların
atanması, seçmenlerin yerel düzeyde siyasi temsil hakkının ellerinden alınması
anlamına gelmekte ve yerel demokrasinin zarar görmesi gibi ciddi bir tehlikeyi
doğurmaktadır.
Terörle mücadele Türk hükümetinin meşru hakkı olmakla
birlikte, bu mücadelenin siyasi nedenlerden ötürü terörle mücadele ya da ceza
yasasının geniş kapsamda uygulanması suretiyle değil, Anayasa'da ve Türkiye'nin
uluslararası taahhütlerinde hükmolunan hukukun üstünlüğü, insan hakları ve
temel özgürlükler çerçevesinde yürütülmesinin sağlanması da hükümetin
sorumluluğundadır. Türkiye, Venedik Komisyonu tavsiyeleri ve Türkiye'nin Yerel
Yönetimler Özerklik Şartı uyarınca, yerel demokrasinin işlevini engelleyen
tedbirleri kaldırmalıdır.
Türkiye'deki şiddetli terör saldırılarını açık biçimde ve defaatle kınamış ve mağdurların ailelerinin yanında olduğunu ifade etmiş olan AB, aynı zamanda barışçıl ve kalıcı bir çözüme ulaşılması amacıyla güvenilir siyasi bir sürecin derhal başlatılması çağrısını da yinelemektedir.”