Ege Barış ve İletişim Derneği’nin düzenlediği Barış İçin
Belediye Buluşmaları etkinliğinin açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı Tunç Soyer, toplumdaki kutuplaştırmanın geldiği boyutu anlatarak,
hakkını arayan, yanlışa yanlış diyenlerin’ sesinin kısılmaya çalıştığını ancak
bu zihniyetin devrinin sona ermek üzere olduğunu söyledi.
Sözlerine, “İzmir’in cennet köşelerinden Foça’da “Barış
Belediyeciliği” panelinde sizlerle olduğum için çok mutluyum. Bu etkinlik
dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği çok boyutlu, çok katmanlı krizleri
düşündüğümüzde büyük önem kazanıyor” diye başlayan İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı Tunç Soyer, toplumda son dönemde artan kutuplaştırmanın tehlikelerine
dikkat çekti.
SOYER: HEPİMİZİN
YÜREĞİNE SU SERPEN BİR BULUŞMA
Barış belediyeciliği kavramının önemli olduğunu belirten Başkan Soyer, “Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, barış belediyeciliği sözü çok anlamlı. Hak hukuk adalet, sosyal demokrasi, soldan bakabilmek, sol perspektif gibi birçok şeyi bulabilirsiniz. Barış sözcüğü tüm bunları kavrayan ve kucaklayan bir sözcük. Mehmet Gönenç genç belediyeciler için örnek oldu. Yine Didim’de Mehmet Soysal. PM üyemiz barış savcısı, kıymetli dostumuz Zeynep Oral var. Hepimizin yüreğine su serpen bir buluşma. Bu etkinlik dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği çok katmanlı krizlerin içinde bulunduğu bu dönemde büyük önem taşıyor. Dayanışmayı büyütmek ve barışı umudunu güçlendirmeliyiz” dedi.
“ARTIK BU ZİHNİYETİN
DEVRİ BİTİYOR”
İktidar tarafından yaratılan siyasi iklimin toplumsal barışa
zarar verdiğini kaydeden Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Toplumumuz
son yıllarda kutuplaştırma politikalarıyla, farklı mahallelere bölünmüş
durumda. Yanlışa yanlış diyenin, sıkıntıları dile getirenin, hakkını almak için
ses yükseltenlerin sesi bastırılıyor. Ses yükseltenler düşmanlaştırılıyor.
Böyle bir toplumsal zemin inşa edildi. Yaratılan bu siyasi iklim, toplumsal
barışımızı çok zedeledi. Oysa barış ne zalim iktidarların ne de köhneleşmiş
ideolojilerin tasarrufuna bırakılmayacak kadar değerlidir. Çünkü söz konusu
olan yaşamdır. Toplumsal huzurdur.
Dünyada ve ülkemizdeki bu ortam, son yıllarda artan popülist ve otoriter
zihniyetlerin eseri. Bu zihniyet insanları ortak değerleri üzerinden birleştirmeyi
değil; yarattığı korkular üzerinden ayrıştırmayı hedefliyor. Gücünü buradan
alıyor. Ancak biz de çok iyi biliyoruz ki; artık bu zihniyetin devri bitiyor”
dedi.
“BİZLER EGE’NİN İKİ
YAKASINDAKİ KARDEŞ HALKIZ”
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ege’nin iki
yakasındaki barışı kalıcılaştırmanın yolunun dayanışmayı büyütmekten geçtiğini
vurgulayarak, “Dünyada ve ülkemizde insanlar, bu çoklu krizlerden çıkış
yolunun; dayanışmayı büyütmek, demokrasiyi güçlendirmek ve barış umudunu
çoğaltmak olduğunu görüyor. Elbette bu
noktada yerel yönetimlere de önemli görevler düşüyor. Çünkü kentler toplumları
birbirine sımsıkı bağlayan bir misyona sahip. Kentler sayesinde toplumlar
arasındaki ilişkiler yerelden ve çok daha güçlü bir şekilde inşa edilebiliyor.
Çünkü bu bağların özünde biz varız, doğamız var. Yaşamın özünde; geçmişiyle,
birbiriyle, doğasıyla ve değişimin bizatihi kendisiyle uyum içinde olan
döngüsel bir kültür var. Bizler Ege’nin iki yakasındaki kardeş halkız. Coğrafi
yakınlığın çok ötesinde köklü bağlara sahibiz. Biz, Akdeniz ve Anadolu’nun çok
sesli, çok renkli toplumsal yapısının vücut bulmuş haliyiz. Aramızdaki barışı
kalıcılaştırmanın yolu ortak değerlere tutunmaktan ve dayanışmamızı büyütmekten
geçiyor. Tıpkı İzmir’in yüzlerce yıldır yaptığı gibi. Gün barışı büyütme günü.
Barışa, demokrasiye, adalete tutunacağımız zaman tam da şimdi. Çünkü
yaşadığımız toplumsal ve ekonomik sorunları ancak barış zemininde çözebiliriz”
ifadelerini kullandı.
Foça Barış Belediyeciliği Buluşması’nın açılışında konuşan
EGE Barış ve İletişim Derneği Başkanı Bülent Tanık, programın önemi ve Foça
Belediyesi’nin efsanevi başkanı Nihat Dirim’in verdiği mücadele ve çalışmalar
hakkında bilgi verdi.
TANIK: NİHAT DİRİM’IN
FOÇA’NIN KALBİNDE SAĞLAM BİR YERİ VARDIR
Dernek Başkanı Tanık, “Nihan Dirim döneminin uygulamaları toplumcu, demokratik, devrimci, barışçı, dayanışmacıdır. İçtenlikli ve saygındır. Dirimi’in Foça Belediyesi başarılıdır. Barış için belediye buluşmalarımızın ilki olarak seçmemiz tüm bu özellikleri nedeniyle ve hak ettiği yeri hatırlatmak içindir. Bu buluşmayı bir dizi toplantıyla sürdüreceğiz, bilinir kılmaya çalışacağız. Nihat Dirim, genç-kendinden emin-arkasına bakmayan, halkın içinde, samimi, içten, kol kola yürümeyi bilen, karar alan ve uygulayan bir belediye başkanıydı. Belediyeciliğin politik muhtevasını kavramış, toplumla beraber yapılabilirliğini özümsemiş biriydi. Direngen ve kalender duruşu Foça’nın kalbinde yıpratılmaz ve sağlam bir yer tutmuştur” dedi.
“SAVAŞ OLASILIĞI DAHİ
HALKLAR İÇİN ACI-YIKIM VE KAYIP DEMEKTİR”
Ege Barış ve İletişim Derneği Başkanı Bülent Tanık,
Rusya-Ukrayna arasındaki savaş olasılığına değindiği konuşmasında, barışın önemine
dikkat çekti. Tanık, “Biz savaşın ayırdığı aynı halkın parçalarıyız. Barışı
korumak uzun bir mücadeleyi gerektirecek gibi görünüyor. İyi ki seçilmiş ve
polyitik belediye başkanlarımız var. Tüm baskı ve ambargolara rağmen İBB de üst
üste gelen afetlerin zararlarının giderilmesinde çok önemli işler yaptı. Tunç
Başkanı ve belediye çalışanlarını üstün çabaları nedeniyle kutluyorum. Yokluk
ve yoksullukla mücadele, dayanışma ve örgütlenmeyle önemli işler başarıldı. 11
büyükşehir belediyesi yarattığı etkiyle taşıdıkları görevin öneminin farkında
olmalılar. Büyükşehir belediyelerimiz başarıları nedeniyle arka alandaki
belediyesiz demokratik belediyesiz yönetim anlayışını, (kayyum atamalarını,
hatta bazı başkanları teker teker seçip yargılamayı gündeme alsalar da,
yaratılmış olan başarılı işler nedeniyle gündeme getirilememektedir. Merkezi
iktidar belki de gizli gizli büyükşehir belediyelerine şükretmektedir. Savaş
olasılığı, şaiası halklar için acı-yıkım ve kayıp demektir. Savaş sadece
tarafları değil savaşa girmemiş komşu toplumları da etkiler. Hak ve
özgürlüklerin kısıtlandığı, hukukun kalan kırıntılarının askıya alındığı bir
hukuki istisna halidir savaş. Olağan dışı ve üstü uygulamaların yaşanması
demektir. Korku yaratır, tedirgin eder ve göçe zorlar. Belediyelerin barışın
hazırlayıcısı olması çok değerlidir. Belediyeler çok önemli şeyler yaparlar ve
onlarsız hayat çekilmez olur. Yaşasın belediyeler, yaşasın her yerde barış”
şeklinde bir konuşma yaptı.
DİRİM: FOÇA’NIN
GÜZELLİKLERİNE SAHİP ÇIKMAK, ONLARI KORUMAK GÖREVİMİZDİ
Foça Belediye eski Başkanı Nihat Dirim de etkinlikte bir konuşma yaptı. Alkışlarla kürsüye gelen eski Başkan Dirim, “30 yaşında seçildim. Deneyimsizdim. Belediye başkanlığına girince iki tane temel alan gördüm, birincisi resmi bir kurum olarak yapımsaı gereken bürokratik işler. İkincisi ise daha önemli bence, hareket edebileceğim, önünü açabileceğim kocaman bir sivil alan. Bunlara bağlı olarak da iki türlü belediye başkanı olabilirsin. Birincisi sana verilen görevleri yaparsın. Görev alanını yasalarla sınırlarsın. Ya da yarattığın sivil alanda ürettiğin politikalarla yaşamın her alanına müdahale edersin. Şehremini veya şehir emini olursun. Ben ikincisi olmaya çalıştım. 89 yılında Foça’da pek çok kesimin beklemediği bir oy oranıyla açık ara başkan seçildim. Seçildikten sonra iki temel ilkeyi uygulamaya çalıştık. Katılım ve şeffaflık. Meclis üyeleri katılımın temel taşı haline geldi. Sadece karar süreçlerinde değil kararların uygulanmasında da meclis üyeleri aktif rol oynadı. İkinci halka proje bazında halk katılımı. Son halka da kentin tümünü ilgilendiren konu ve projeleri geniş katılımlı toplantılar yapılarak çözüme kavuşturuldu. Bir kasabanın klasik belediyeciliğini kat be kat aşan bir süreç ile yaşadık. İnsanıyla doğasıyla foklarıyla ve balıklarıyla kentimizi korumak istedik. Bu çok daha zor bir süreçti. Foça’nın güzelliklerine sahip çıkmak onları korumak da bizim görevimizdi” diyerek görev sürecinde yaptıklarını anlattı.