Uzmanlar, mikrodiskektomi ve endoskopik diskektomi
yöntemleri ile yapılan ameliyatlarda hastaların operasyondan sonra aynı gün
içinde ayağa kalkabildiğini ve bir gün sonra taburcu olabildiklerini ifade ediyor.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi NPİSTANBUL Beyin
Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, bel
fıtığı hakkında önemli bilgiler ve tavsiyelerini paylaştı.
Her hastalık bel
ağrısına neden olabilir
“Omurga fonksiyonlarını iki temel üzerine oturtabiliriz”
diyen Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, bu fonksiyonlardan birinin hareketi ve
esnekliği sağlamak, vücuda binen yükü taşımak, diğerinin ise nöral dokuyu yani
sinir dokusunu korumak olduğunu söyledi.
Omurga ve içerisindeki sinir dokusu ele alındığında
omurganın lomber birinci omurun alt düzeyine kadar uzanan omurilik ve
omurilikte her segmentten çıkan sinirlerden oluşan bir nöral yapıyı taşıdığını
kaydeden Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “Omurganın bir fonksiyonu yükü taşımak,
hareketi ve esnekliği sağlamak, diğer fonksiyonu ise nöral dokuyu yani sinir
dokusunu korumaktır. Dolayısıyla omurgayı omurilik ve etrafındaki yapılarla
birlikte düşünmek gerekiyor. Etrafındaki yapılardan bahsetmek gerekirse boyun,
sırt olarak düşünürsek akciğer ve kalp, bel olarak düşündüğümüzde de çeşitli
karın organları yer alıyor. Tüm bu yapılara ait ve bunların ötesinde sistemik
her hastalık teorik olarak bel ağrısına ya da omurga ağrılarına neden olabilir.
Bunları da farklı oranlarda görüyoruz ama en yaygın olanı bel ağrısıdır ve
bunun nedenleri de çok sıklıkla yumuşak doku problemleri ve bel fıtıklarıdır”
dedi.
Omurgada zamanla
bozulmalar oluyor
Üst üste duran bel omurlarının bir bölümünün ara yüzeylerini
disk yapılarının kapladığını belirten Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “Bu disklerin
yükü taşımak, esnekliği sağlamak, yükü eşit bir şekilde omurgaya dağıtmak gibi
mekanik fonksiyonları, nutrisyonel ve daha başka pek çok fonksiyonu vardır.
Diskler son derece sağlam bir yapıdır ama omurga sürekli olarak çalışıyor. Otururken,
yürürken, spor yaparken ve daha birçok aktivitede omurga aktif şekilde
çalışıyor, sürekli bir yük taşıyor. Zamanla da bozulmalar ve zayıflamalar
ortaya çıkıyor. Diskin belirli yerleri daha zayıftır. Oralardan fıtıklaşma yani
yapının bozulması ve bulunması gereken alanın dışına taşması ortaya çıkıyor. Bu
çok yaygın bir durumdur ve bel ağrıları nezle ve gripten sonra ikinci sıklıkta
görülen bir şikayettir. Bel ağrılarının en yaygın nedeni de bel fıtıklarıdır”
dedi.
Sinirlerdeki baskı
bel fıtığına yol açıyor
Bel fıtıklarının çok farklı tipleri ve dereceleri olduğuna
dikkat çeken Bozbuğa, “Duruma göre çok farklı tedaviler ya da uygulamalar
gerekebiliyor. Beyin cerrahları ameliyat için bel fıtıklarında belli koşullar
ve belli durumları ararlar. Bu koşullar da bel fıtıklarının yüzde 2-3
oranındaki hastalarda bulunur. Sinirlere baskı olması, fıtığın ve basının başka
hiçbir şekilde düzeltilemeyecek derecede olması, klinik yansımaları olarak
nörolojik fonksiyon kayıplarının olması, şiddetli ağrıların olması, ağrının
başka türlü şekilde geçirilememesi, idrar ya da dışkı kaçırma kusurlarının
ortaya çıkması gibi çok çeşitli şartlar vardır. Bu gibi klinik tablolarda
ameliyat yapılıyor” ifadelerini kullandı.
Bel ağrısından sonra
bacak ağrısı olduysa dikkat!
Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, ‘Bel fıtığının tipine ve
derecelere göre de ağrının karakteri farklıdır’ dedi ve sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Omurlardaki disklerin etrafını çevreleyen kapsülün
gerilmesi durumunda şiddetli bel ağrısı, tutulma ve düzleşme meydana gelir. Kaslarda
şiddetli bir spazm olacaktır. Kapsül yırtılıp içindeki kıkırdağımsı dokunun
dışarıya taşması durumunda bel ağrısı geçecek ama bu dokunun fıtıklaşması ve
hemen yakınındaki sinir köküne baskı yapması sonucu bacak ağrısı ortaya
çıkacaktır. Birçok hasta bu durumu karakteristik şekilde anlatırlar. Önce
şiddetli bel ağrısından bahsediyorlar ama bel ağrısı geçtikten sonra bacak
ağrısı yaşadıklarını ifade ediyorlar. Bacak ağrısı ile gelen hastaya bel fıtığı
var dendiğinde ya da yapılacak ameliyatın belden yapılacağı söylendiğinde
şaşkınlığa yol açıyor. Ağrı sinir köklerine baskı olduğunun işaretidir ama her
bacak ağrısı da bel fıtığından kaynaklanmıyor.”
Ameliyattan bir gün
sonra hasta taburcu olabiliyor
Bel fıtığı ameliyatı için açık ve kapalı şeklinde adlandırmalar
yapıldığını belirten Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “Bu aslında bilimsel olarak
kullanılmayan bir tanımdır. Hiçbir şekilde kapalı bir ameliyat söz konusu
değil. Sorunlu alana müdahale için mutlaka bir yerden girilmesi gerekiyor.
Yalnızca disk problemi ise geniş bir kesiğe gerek kalmıyor. Mikrodiskektomi ve
endoskopik diskektomi bu hastalığın cerrahisinde altın standartlardır. Bu iki
yöntemde de küçük bir cilt kesisinden giriliyor. Bu 1-1,5 santimlik kesi de
ameliyattan sonra pek iz bırakmıyor. Mümkün olduğu kadar çok küçük bölgede
işlem yapılıyor. Dolayısıyla çok az doku travması oluyor. Mikroskopla bakıldığı
için üç boyutlu bir şekilde ve bölgenin daha iyi aydınlatılıp yapıların
büyütülerek görülmesi mümkün hale geliyor. Disk çıkarılıp sinir yapısı serbestleştiriliyor
ve ameliyat bu şekilde sonlandırılıyor. Aynı gün hasta ayağa kalkıyor,
yürüyebiliyor ve ertesi sabah da taburcu olabiliyor. Ameliyat sonra bel
fıtığında nüks görülme oranı yok denecek kadar az sayıdadır” dedi.
Bel fıtığı spor
yapmaya engel değil
Bel fıtığının spor yapmaya engel olmadığını vurgulayan Prof.
Dr. Mustafa Bozbuğa, “Tam tersine ameliyattan sonra ya da ameliyat
gerektirmeyen bir aşamada ise ve ilaçla tedavi uyguladığımızda hastalara uzun
dönemde mutlaka aktif olmalarını, bel ve karın kaslarını güçlendirmelerini
istiyoruz. Düzenli, doğru ve bilinçli fiziksel aktiviteler yapmalarını
öneriyoruz. Hastalar, kısa dönemde rahatlattığı ve ağrılarını hafiflettiği için
korse kullanmayı tercih ediyorlar ama bunu pek istemiyoruz. Bel fıtığının ötesinde
çok ağrılı durumlarda çok kısa süreli korse kullanılabilir; ancak, devamlı
korse kullanıldığında kasları zayıflattığı için istenmeyen durumlar ortaya
çıkabiliyor. Bu hastalıkların karşısında en önemli koruyucu unsur kaslar olduğu
için kas yapısının güçlü olmasını istiyoruz” diye konuştu.