Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR - AK Parti İzmir İl Başkanlığı Balçova Kaya Thermal Otel’de, ‘Gönül Sofrası’ iftar programı düzenledi.
Düzenlenen programa ev sahibi AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’nın yanı sıra; AK Parti Genel Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Eyüp Kadir İnan, Tarım ve Orman Eski Bakanı Bekir Pakdemirli, Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Cemal Arıkan, oda ve birlik başkanları, STK temsilcileri, şehit ve gazi aileleri ile çok sayıda siyasi katılım gösterdi.
YILDIRIM: KARŞIYAKA STADINI YAPMAMIZI ENGELLEDİLER
Karşıyaka stadını yasal engellemelerden dolayı yapamadıklarını ifade eden Yıldırım, “Binali 2010 yılında yine bu salonda milletvekili aday olduğumda İzmir’de, İzmir için ‘35 İzmir 35 proje’ açıklamıştık. Dönüp baktığımızda bu projelerin bir çoğunun hayata geçtiğini diğer kısmında devam ettiğini görüyoruz. İzmir körfez geçişi gibi başlayamayanlar da var. Projenin başlamama nedenini biliyorsunuz. İzmir bazı konularda çok hassas. Malesef yaptığımız işlerde de çok kolay başaramadık. Sürekli yasal engellemelerle karşı karşıya kaldık. Aynı anda 3 stadyuma başlamıştık. Karşıyaka’yı devam ettiremedik, yasal engellerden dolayı kaldı. Ama diğerlerini tamamladık, gayet de güzel oldu. İzmir’imize yakıştı. Karşıyaka’ya engel olunmasaydı İzmir’imizin 3 tane çok güzel stadyum olacaktı. Yat limanları gibi önemli projelerimiz ne yazık ki engelledi ama bir çoğunu ‘inat da bir murat dedik’ ve gerçekleştirdik. İzmir’de eğer İzmir çevre yolu olmasaydı İzmir şehir içinin trafiğinin hali ne olurdu? Altınyol’da trafik bir santim bile ilerlenemezdi. İzmir Adnan Menderes havalimanın yeni terminalleri yapılmasaydı geçtiğimiz birkaç sene içerisinde 75 milyon yolcuya nasıl hizmet verecekti? Örnekleri çoğaltmak mümkün. Örneğin Konak tüneli. Belki küçük 1700 metre ama tünel çok büyük hizmet yapıyor. Açıldığı günden beridir 8 yıl içerisinde 100 milyon içerisinden araç geçişi olmuş” dedi.
“TARİHİ BİNA TARİHTEN SİLİNEMEZ”
İzmir İktisat Kongresi’nin yerine otopark yapılmasını eleştiren Yıldırım, “İzmir her şeyin en güzeline layık. Çünkü İzmir sıradan bir şehir değil. Kuruluş ve kurtuluşun şehri, Hasan Tahsin’in ilk kurşunuyla başlayan işgal 9 Eylül’de kahraman Türk askerinin ay yıldızlı bayraklarıyla şehri düşmandan temizlediği ve Kurtuluş Savaşının sona erdiğinin ilan edildiği şehir. 10 eylülde Atatürk Fevzi çakmakla beraber şehre girdiğinde İzmir’in sadece İstiklal mücadelesinin müjdecisi veren şehir değil aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik politikalarının belirleneceği önemli bir merkez olacağını duyurmuştu. Lozan’dan 5 ay önce cumhuriyetin ilanında 7 ay önce İzmir’de iktisat kongresini toplayarak cumhuriyet daha ilan edilmeden modern Türkiye cumhuriyetinin ekonomi politikalarını bütün dünyaya ilan etmiştir. Peki Atatürk bunu yapmış, kongreyi toplamış, ekonomi politikalarını bütün dünyaya ilan etmiş, acaba Atatürk’ün iktisat kongresinin topladığı o tarihi bina ne olmuştu? 1979’da CHP’li belediye başkanı tarafından yıkılmış. Şimdi ki başkanımız tarafından da otopark yapılması için çalışmalara başlanmış. İktisat binasının yerinde yeller esiyor. İzmir Atatürk hassasiyet en üst düzeyde olan şehrimizdir. Bundan büyük gurur duyuyoruz. Tarihi bina tarihten silinemez. Tescilli hale getirdik. Aynı ölçü ve özelliklerde kongre binasını yaptık. Geçtiğimiz Şubat ayının 17’sinde burada İzmir İktisat Kongresin etkinliğini yapmaya karar vermiştik ki 6 Şubat depremiyle yüz yüze geldik. Dolayısıyla bu etkinliği yapamadık ama kongre binamız orada duruyor. Binamız İzmir’de o dönemdeki iktisat kongresini yapıldığı yerde bundan böyle İzmirlilere birçok konuda hizmet etmeye devam edecektir. Biz yıkmak değil yok etmek değil asla iş yapmadık. Siyaseti hizmetin bir aracı olarak gördük. Hizmette siyaset olmaz. Hizmet insan içindir. Bu şehirde yaşayan insanlarımıza hizmet etmek bizim boynumuzun borcudur. 20 yıldır cumhurbaşkanımızla beraber yılmadan yorulmadan ülkemize milletimize hizmet etmeye devam ediyor5uz. Rabbim imkan verirse son nefesimize kadar da hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi.
“BU BİR SİYASET DEĞİLDİR, HAKİKATİN İFADESİDİR”
Büyük tehditler ile karşı karşıya kaldıklarını belirten Yıldırım, “Son 4-5 sendir büyük bir küresel felaketle karşı karşıyayız. Önce pandemi oldu. Pandemide üretim zinciri bozuldu. İnsanların birinci derece önemli konusu sağlık oldu. Üretimler azaldı, tedarik zincirinden sorunlar ortaya çıktı. Bu bitmeden Ukrayna Rusya savaş patlak verdi. Bunun en yakın etkilerini mağdur olan yine ülkemiz oldu. Türkiye öyle bir coğrafyada ki coğrafya kaderdir. Bu coğrafya çok hareketli ve dinamik. Sorunun olmadığı ülke yok, ülkeler işgale diliyor. Etrafımızda büyük tehditlerle kaşı karşıyayız. Bize düşen güçlü olmaktır, güçlü olarak devam etmekten başka şansımız yok, bunu herkes kafasına yazsın. Bu bir siyaset değildir, hakikatin ifadesidir. Savuma sanayisine önem veriyoruz. Kendimize yeterli hale gelmek için gayret gösteriyoruz. En gelişmiş silahları yapabilir hale geldik” şeklinde konuştu.
“VATANDAŞLARIMIZ 2 İDDİALI ADAY ARASINDA KARAR VERECEK”
Millet İttifakı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine de tepki gösteren Yıldırım, “Bir aydan kısa bir süre sonra seçime gidiyoruz. Ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olsun. 2 iddialı aday arasında karar verecek. Bu karar tabi ki Türkiye’nin yeni yüzyılının geleceğini belirleyen karar olacak. Düşünün daha seçim olmadan paylaşmayı arpalıkları esas alan bir 6-7’li birbirine benzemeye ekiple mi yola gidecek, yoksa 20 yılını dağ gibi sorunları dağ gibi hizmetlere dönüştürmüş kararlı istikrarlı bir lidere ve yönetime mi verecek. Bunun kararını İzmir verecek, Türkiye verecek. 7 tane cumhurbaşkanı yardımcıları var. Şimdiden dağıtıldı. 8’ncisi olmayacak anlamına gelmiyor. Anlamadığım bir şey var. Bu milletin seçtiği belediye başkanları var. Bunları görevleri de sorumlulukları da var. O şehrin insanları bu şehre belediye başkanlığı yapsın diye seçti. Bu görevi yerine getirmeden onlara yeniş bir makam hazırlıyorsunuz. Bu ne biçim yönetim anlayışıdır? Bu insanlara oy veren inşalara saygısızlıktan başka bir şey değildir. Kimse kusura bakmasın 1990’lı yıllarda biz bunu gördük, 28 günde 38 bakan değiştiğini gördük. Krizler gördük. Güven ve istikrarın olmadığı ülkede hiçbir şey olmaz. Yoksullukta değil varlıkta eşit olmayı hedefliyoruz. Bakıyoruz karşımızdakiler yoksullukta eşitliği savunuyorlar. Bu, bu ülkenin hak etmediği bir şeydir. Bunu herkesin görmesi icap ediyor. Oy gönül işidir, kime isterseniz vereceksiniz ama evlatlarımız, geleceğiniz için, ülkenizin birliği beraberliği kardeşliği için vereceğiniz oyun çok büyük önemi var. 20 yılda 40 bin şehidimiz var. Açık açık terör örgütünün dağ temsilcileri karşı ittifakı desteklerini açıklıyorlar. Getirecekler kan, gözyaşı ve bölünme kavgasıdır. Bu toprakları bize emanet edenler bu topraklar bu operasyonlar müsaade etmemize izin vermezler. Onun için oy ve iktidar uğruna asla bölücülerle ve FETÖ’cülerle yol yürümeyeceğiz” dedi.
SAYGILI: TÜRKİYE YÜZYILI 14 MAYIS’TA BAŞLIYOR
15 Mayıs günü yeni bir güne uyanılacağının mesajını veren İl Başkanı Saygılı, “Bugün aramızda şehrimizin ağabeyisin babası büyüğü kıymeti büyüğümüz başbakanımız Binali Yıldırım Bey teşvik etti. Biz İzmirlilerin iş insanı olarak da şahit olduğumuz olayı aktarmak istiyorum. Binali başbakanımız fakirinden en gariban mahallere kadar hiç kimsenin bilmediği sağ elin verdiğini sol duymadığı İzmir’imize her daim sahip çıkan, aynı zamanda şehrimizin kalkınması için 21 yıldır gece gündüz çalışan büyüğümüz olarak kendisinden razı olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Binali Yıldırım beyefendi öyle bir çalışmaya imza atıyor ki, attığı imza Türkiye Cumhuriyetinden başlayan Balkanlara kadar giden kendisini hayatı boyunca yapmış olduğu ulaşım anlamında sıkıntıyı çözen bakış açısını kültürlerin birleşmesi ve büyük güç olması konusunda gece gündüz çalışıyor. Sayın başbakanım iyi ki varsınız, Allah sizden razı olsun. 1923 yılında İzmir’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları büyük bir imza attılar. Attıkları imza ile İzmir İktisat Kongresiydi. Kongredeki en önemli vizyon yerli ve milli üretimin başlamasıydı. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız tezhipleriyle ve Sayın Başbakanımızı ve partimizin genel başkan vekillerinin çalışmalarıyla örnek teşkil eden duruşuyla 100 yıl sonra 2023 yılında diyoruz ki Türkiye yüzyılı başlıyor. Doğru adamla, doğru zamanla, doğru ekiple hep beraber şehrimiz ve ülkemiz için en güzel çalışmalara imza atmaktır; bu bizim vizyon ve misyonumuzdur. Bu misyonu yok etmek için şehrimizi de ülkemizi de her türlü sıkıntılı komple teorileriyle her türlü kirletme çalışması yapıyorlar. Türkiye yüzyılı 2 kavram üzerine oluştur. Bertaraf etmeye çalışan zihniyet var; çıkmayacağız, yaptırmayacağız diyorlar. Ama AK Partimiz ve kıymetli büyüğümüzde dahil olmak üzere yapacağız, geleceğe umutla bakacağız, gençlerimize güzel bir gelecek vaat ediyoruz. Bunları diyorlar. Allah onlardan razı olsun. Komploya izin vermeden emin adımlarla ilerliyorlar. Sayın cumhurbaşkanımız sayesinde yarınlara güvenle bakıyoruz. Bu güzel elleri yarınlara taşımak için sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Ülkemiz, İzmir’imiz bizler için değerli. İzmir kazanacak doğru adamla doğru zaman içerisinde. Türkiye yüzyılı 14 Mayıs’ta başlıyor. 15 Mayıs sabahı yeni bir güne çıkıyoruz” dedi.
PAKDEMİRLİ: TÜRKİYE BÖYLE BİR KONSEYLE YÖNETİLEMEZ
Millet İttifakı’nın ülkeyi yönetemeyeceğini ifade eden Eski Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Bütün partiler dolu dizgin seçim için çalışıyorlar. Bir yanda Cumhur İttifakı, diğer yandan Millet İttifakı var. Bu çalışmanın içerisinde ben daha iyi yaparım diyorlar. 50 yıldır siyasetin içinde olan bir aileden gelen biri olarak Cumhur İttifakına alternatif olarak gösterilen trajedi komik bir durum var. Burada bir sürü oda, birlik başkanı var. Hiç biriniz işinizi 7-8 kişi yönetmiyorsunuz. Ben tarımdan gelmiş bir insan olarak bizde bir söz vardır; Sen aga ben aga inekleri kim sağa? Bu kadar çok tabanın bir araya geliyor bu ülkeyi yönetmesi hakikaten çok zor. Maalesef şöyle bir şey düşünüyorum; Sayın Kılıçdaroğlu be yaşımı başımı aldım artık bir dönem daha beklersem bu işten bir iş çıkmayacak. Her ne olursa olsun gidip Çankaya’da ayaklarımı uzatayım. Her türlü 7 kişilik yönetimi de kabule deyim. Türkiye’nin bu şekilde etnik ve ideolojik farklılara yönetilmesini içim almıyor. Cumhur İttifakı’na kesinlikle alternatifi olamaz. Türkiye böyle bir konseyle yönetilemez. Birkaç yıl içerisinde Türkiye tıkanır. Evet, eksiklerimiz olabilir ama geçmişimiz bize şunu diyor; biz bu işin üstesinden geliriz. Geçmiş geleceğin aynasıdır. Biz daha iyisini yaparız diyorlar ama İzmir’i İstanbul’u Ankara’yı denediler. Hepsinde neler yapıp, yapamadığını gördük, görmeye de devam ediyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin, inşallah sonuçlar vatanımız için en iyi şekilde neticelenir diye umuyorum” diye konuştu.