Parlamento muhabirlerinin TBMM Üyeler Lokantası'ndan
yararlanamamasına ilişkin soruya Yıldırım, "Meclisteki sayının artması
dolayısıyla yeni yemek yerleri düzenleme ihtiyacı doğdu. O çerçevede aldığımız
bir karardır. Bu, milletvekillerimizden de gelen bir talep üzerine yapılmıştır.
Bundan gazeteci arkadaşlarımızın memnuniyetsizliği olduğunu biliyorum. Halen bu
memnuniyetsizlik devam ediyorsa tekrar çözüm üretme yoluna gidebiliriz."
diye konuştu.
Gazetecilerin yıpranma payı
Bir gazetecinin, gazetecilerin yıpranma payının emeklilik yaşında da dikkate alınmasıyla ilgili talebi üzerine Yıldırım, "Bana göre bu makul bir istek. Bunun adil ve anlamlı olması için en son emeklilik yaşından düşürülmesi gerekir. Bu bence genel olarak düşünülmesi icap eden bir şey. Yapılan işin anlamlı olması için yıpranmanın emeklilik yaşından tenzil edilmesi lazım. Doğru olan bu. Öbür türlü koymanın anlamı yok. Bu konuya bir bakalım." ifadelerini kullandı.
"Belediye başkanlığında aday olursa aynı durum
mevcuttur"
TBMM Başkanı Yıldırım, Siyasi Partiler Kanununun 24.
maddesinde, özetle, "Eğer Meclis Başkanı tekrar milletvekili olmak için
seçime katılırsa, bu Anayasa'nın 94. maddesindeki kısıtlama geçersizdir."
denildiğini söyledi.
Maddede, "Belediye başkanlığında aday olursa aynı durum mevcuttur" denilmediğini belirten Yıldırım, "Anayasanın 94. maddesi ve diğer kanunları bir arada düşündüğümüzde, hukuki açıdan Meclis Başkanının aday olmasında herhangi bir sorun ve sıkıntı yok. Zaten tartışma da burada değil, tartışma Anayasanın 94. maddesine göre, siyasi faaliyetler yapılır mı? Yapılmaz. Bizim yaptığımız bir siyasi faaliyet yok, seçim bir siyasi faaliyet değil. Seçim; 'aday olduğumuz işle ilgili vatandaşlara ne yapacaksınız, ne edeceksiniz, niye aday oldunuz' bunu anlatmaktır. Ben işin mahiyeti olarak soruyorum; eğer Meclis Başkanı bağımsız bir üyeden seçilseydi, ne olacaktı, ona ne diyecektik?" değerlendirmesini yaptı.
"Hukuka uymayacak hiçbir işin içerisinde olmam"
TBMM Başkanı Yıldırım, yapılan tartışmaların siyasi
olduğunu, hukuki altyapısının olmadığını ifade ederek, Anayasanın 79.
maddesinin, bir yere aday olunduğu zaman, bu konudaki itirazların,
anlaşmazlıkların çözüm yerini Yüksek Seçim Kurulu (YSK) olarak gösterdiğine
dikkati çekti. Yıldırım, "Bizimle ilgili Anayasa bakımından hukuksuzluk
iddiası varsa, bunların merci YSK'dir. YSK de önüne konu geldiğinde kararı
verecektir. Bunun dışındaki tüm değerlendirmeler siyaseten bizi yormaya
yöneliktir. Ama ben ne yaptığımı biliyorum. Ben hukuka saygısızlık edecek,
hukuka uymayacak hiçbir işin içerisinde olmam." dedi.
"TBMM Başkanı olarak diğer adaylardan farkınız
olacak mı? Nasıl bir kampanya yürüteceksiniz?" sorusuna Yıldırım, şu
yanıtı verdi:
"Seçim meydanında belediye başkanlığı için yarışınca,
belediye başkanı mı avantajlıdır yoksa dışarıdakiler mi avantajlıdır? Belediye
Başkanı kendi makamında oturuyor ve o makam için yarışıyor. Bir başkası da
dışarıdan gelip o makamı kazanmak için yarışıyor. Meclis Başkanının elinde
hiçbir imkan yok, bütçesi yok, seçimde harcayacağı tek kuruşu yok. İcracı bir
makam değil, itibari bir makamdır, onun dışında hiçbiri şeyi yok ama bir
belediye başkanı her şeyi yapar, her türlü imkanı elinin altında mevcuttur.
Benim bir teklifim var; madem öyle bütün seçime girecekler, bulundukları görevleri bıraksınlar. Meclis bu düzenlemeyi yapsın, o zaman bu tartışmalar da sona ersin. Buyursun herkes istifa etsin, biz de edelim. Bir çağrı yapıyorum. milletvekilleri de ayrılsın, belediye başkanları da ayrılsın, bakanlar da ayrılsın. Kim varsa yeni bir seçime giren, madem eşitsizlikten bahsediyoruz, herkes ayrılsın. Niye bir noktaya yoğunlaşıyoruz."