İzmir depremini masaya yatırmak ve depremle daha etkin mücadele için yeni görüşler ortaya koymak üzere Fuar İzmir’de düzenlenen İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması, onlarca deprem uzmanını bir araya getirdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile birlikte ilçe belediye başkanları ile belediyelerin ilgili birimlerinin, sivil toplum örgütlerinin, deprem ve afet gönüllülerinin katıldığı çalıştay, bilim insanlarının sunumları ile 2 gün sürecek.Çalıştayın açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, öncelikle İzmir depremi ile ortaya çıkan tabloyu ortaya koydu.115 kişinin ölümüne, 400’e yakın binanın ağır hasarlı ve yıkık hale gelmesine yol açan büyük bir deprem yaşandığını hatırlatan Soyer, “İlk anda en öncelikli amacımız yıkılan binaların enkazı altındaki canlarımızı kurtarmak oldu. Bu kapsamda İzmir Büyükşehir Belediyemize bağlı İtfaiye ekiplerimiz, AFAD, ilçe belediyelerimiz ve farklı illerden gelen yüzlerce arama kurtarma ekibi günlerce süren çok yoğun ve hummalı bir çalışma yürüttü. Tüm ekiplerin özverili çalışmalarıyla enkazdan 107 yurttaşımızı sağ çıkarmayı başardık. Yaralanan 1034 yurttaşımızdan 17’sinin tedavisi devam ediyor. Kaybettiğimiz 115 canımız için yüreğimiz yanıyor. 65’inci ve 91’inci saatin sonunda kurtarılan Elif ve Ayda kızlarımız, hepimize umut oldu” dedi.EŞGÜDÜMLÜ ÇALIŞMA SÜREKLİ OLMAK ZORUNDAÖte yandan Afet Koordinasyon Merkezi bünyesinde; Bakanların, İzmir Valisinin ve ilgili kurumları eşgüdüm halinde çalışmalar yaptığını da anımsatan Soyer, İzmir depremi sonrası böyle bir iklim oluşmasının memnuniyet verici olduğunu ancak deprem gibi büyük afetlerle baş etmek için bu eşgüdümün; kısa bir dönem için değil, uzun vadeye yayılan sürdürülebilir bir çalışmaya dönüşmesi gerektiğini anlattı.Soyer, “Deprem coğrafyamızın, ülkemizin ve kentimizin jeolojik gerçekliğinin bir sonucudur. Geç de olsa fark ettiğimiz bu gerçeklik deprem riskine karşı hazırlıklı olmamızı zorunlu kılıyor. İzmir depremi, ülkemize iki önemli hususu bir kez daha hatırlattı. İlki; el ele vererek, siyaset ve fikir ayrılıklarını bırakıp ortak akıl ve dayanışma kültürümüzü güçlendirerek tüm sorunların üstesinden gelebileceğimiz. İkincisi; bir deprem ülkesi olduğumuz gerçeğinden hareketle, tüm enerjimizi olası afetlerin yıkıcı etkileri ve risklerini azaltmak için hazırlıklı olmamız gerektiğidir” dedi.MEVZUATIN GÜNCELLENMESİ ŞARTBugün ülkemizde halen afet yönetiminin 1959 yılında yayımlanan Afet Yasası ile 1985 yılında yayınlanan imar yasası çerçevesinde sürdürüldüğünü anlatan Başkan Soyer, “Ancak günümüz Türkiye’sinde kentleşmede gelinen noktayı düşündüğümüzde, her iki yasal düzenlemenin de ihtiyaçlara tam olarak cevap veremediği ve yeniden ele alınması gerektiğine inanıyoruz. Bunun haricinde bir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak altını çizmek isterim ki; ülkemizde 5393 sayılı “Belediye Kanunu” ve 5216 sayılı “Büyükşehir Belediye Kanunu” gibi yasal düzenlemelerde, Belediyelerin afet yönetim sürecine dair tanımlanan görevlerinin güçlendirilmesine ihtiyaç var. Yasal mevzuatımızda; halka en yakın yönetim birimi olan belediyelerin afet durumunda müdahale hizmet gruplarına destek görevlerini üstleniyor olmasının ötesinde roller tanımlanması gerektiğini düşünüyoruz. Zira İzmir depremi; belediyelerin sadece yol, su, altyapı gibi hizmetlerle sınırlı kalmadığını ve böyle büyük bir afet karşısında, kısıtlı imkân ve yetkilerine rağmen kamuoyu tarafından takdir ile izlenen başarılı bir yönetim anlayışı sergilendiğini ortaya koydu. Üstelik gelişmiş ülkelerde, çağdaş afet yönetimlerinin temel aktörünün yerel yönetimler olduğu gerçeği söz konusu. Nitekim afetle mücadele, yerelde başlayıp yerelde kazanılır.Ülkemizde afet yönetiminin etkin bir şekilde yürütülebilmesi için Büyükşehir Belediyesi ve Belediye Kanunları ile afet hukukunun belediyeleri temel alacak şekilde yeniden yapılandırılması çok önemlidir” diye konuştu.KENTSEL DÖNÜŞÜMDE BELEDİYELERİN YETKİSİ GENİŞLETİLSİNÖzellikle depremle mücadelede kentsel dönüşümün önemine dikkat çeken Soyer, bu noktada da yasal çerçevenin etkin bir kentsel dönüşüme izin vermediğini söyledi. Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mevzuatımızda kentsel dönüşüm, 6306 sayılı yasa ve 5393 sayılı yasanın 73’üncü maddesi kapsamında yürütülüyor. Biz, her iki yasanın birleştirilerek temel bir kanun oluşturulmasını ve bu çerçevede belediyelerin kentsel dönüşüm konusunda yetki ve etkinliğinin artırılmasının, bu sürecin verimliği açısından çok iyi olacağını düşünüyoruz.DEPREM MASTER PLANINI GÜNCELLİYORUZYaşadığımız depremin ardından, afet risklerinin azaltılmasına yönelik mücadeleyi esas alan dönüşüm stratejimizi, daha kapsayıcı ve katılımcı hale getirecek kararlarımızı aldık. Öncelikli hedeflerimizden biri, 1999 yılında yapılmış mevcut deprem master planımızı revize ederek yeni bir deprem master planına ulaşmaktır. Yeni master planımız deprem haricinde; heyelan, taşkın, iklim değişikliği gibi farklı afet risklerini kapsayacak şekilde “İzmir Bütünleşik Afet Yönetimi Master Planı” olarak revize edilecek. Böylece en kısa sürede zarar görebilirliği azaltıp, doğal ve insan kaynaklı afetlere karşı direnç ve müdahale esnekliğimizi geliştirecek bir çalışma içerisinde olacağız.Belki de ülkemizde ilk kez olacak şekilde afet risklerinin periyodik olarak değerlendirilmesiyle desteklenen bir “afet risk azaltımı ve yönetimi” sistemini İzmir’de inşa edeceğiz. Bütünleşik Afet Yönetimi Planımız, İzmir için Kentsel Dönüşüm Strateji Belgelerimizin temel altlığını oluşturacak. Bu sayede, şehrimizdeki kentsel dönüşüm çalışmalarını çok daha etkin kılacağız.” UMARIM YİNE UNUTMAYIZBaşkan Soyer, daha önce ülkemizde büyük can ve mal kayıplarına neden olan depremlerin zaman içinde unutulduğunu da ifade ederek, “Umuyor ve diliyorum ki; İzmir depremi, hem merkezi, hem yerel yönetimler, hem de ülke kamuoyu açısından Marmara ve Van depremleri gibi bir felaketi daha arkamızda bırakıp bir süre sonra hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam ettiğimiz bir sürecin tekrarı olmaz. Aksine bu deprem yasal ve idari kararlarla; ülkemizde afetlere karşı çok daha bilinçli politikalar yürüteceğimiz, kentsel ve kırsal alanların sağlıklı, güvenli ve afetlere dirençli olacağı bir sürecin miladı olur” dedi.
İzmir Haberleri
12 Kasım 2020 - 10:51
Güncelleme: 12 Kasım 2020 - 11:01
Bu yasal mevzuatla depremle mücadele zor
İzmir’i vuran 6.9 şiddetindeki depremin ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Depremi Otak Akıl Buluşması gerçekleştirdi. İki gün sürecek çalıştayın açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Afet, İmar ve Büyükşehir belediyeleri yasalarına dikkat çekti, bu mevzuatların mevcut haliyle depremle etkin mücadeleye izin vermediğini söyledi.
İzmir Haberleri
12 Kasım 2020 - 10:51
Güncelleme: 12 Kasım 2020 - 11:01