Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Temmuz ayı Olağan Meclis Toplantısının ikinci oturumu bugün gerçekleştirildi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın yokluğunda Meclis Başkanvekili Altan İnanç idaresinde gerçekleştirilen oturum yoğun gündemli geçti.
KARŞIYAKA’DAKİ YARDIM ÖNERGESİNE OY ÇOKLUĞU
Karşıyaka Belediyesi’nde KDV hariç 15 milyon 365 bin TL ihale bedelli ‘Zübeyde Hanım Mahallesi taziye evi ve kütüphane yapılması işi’nin, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte ortak proje kapsamında yapılmasını talep edildi.
Söz konusu tesisin yapımı için Karşıyaka Belediyesi inşaatın tamamlanması ile ilgili olarak yapmış olduğu 4 adet hak edişle toplam tahakkuka bağlanan 18 milyon 74 bin TL’nin 9 milyon 463 bin 186 TL’sini ödemiş olup; Büyükşehir’in dördüncü hak edişle tahakkuka bağlanan 9 milyon 475 bin 181 TL’nin ödenmeyen 8 milyon 610 bin 971 TL’lik kısmının ödenmesi ve sonraki düzenlenecek hak edişlerde ödenmek üzere 15 milyon 365 bin ile Keşif Artışı+Fiyat Farkı+KDV bedelinin toplamının yüzde 50’sine karşılık gelecek tutara yönelik yapılacak yardım önergesi görüşüldü.
Önerge CHP’nin kabul; AK Parti ve MHP’nin ret vermesi sonucu oy çokluğu ile kabul edildi.
ÖZTÜRK: İSTERSENİZ SUÇLULUK PSİKOLOJİSİ DEYİN
Başkan Tugay ile ilgili bazı iddialarda bulunan AK Partili Meclis Üyesi Adem Öztürk, “Sayın Başkan bir önceki dönemi Karşıyaka Belediyesi’ni yönetirken özellikle son yılda 420 milyon gibi borçla bırakıp koltuğu devretti. Bu borcun neticesinde Karşıyaka Belediyesi’nin mali tablosunu düzeltmek için birkaç tana adım atma çabası içerine girdi. Siz bunun adını ne koyarsanız koyun; isterseniz ahdevafe isterseniz suçluluk psikolojisi deyin” ifadelerini kullandı.
İNANÇ: ÖZEL İLGİ GİBİ BİR DURUM YOK
Meclis Başkanvekili İnanç ise, “gündem maddesiyle ilgili konuşursak… Sayın Başkanımız da burada yok ama özel ilgili bir başka gerekçe yok. Karşıyaka Belediyesi’nin borcu nerden devri alındığı bu maddeyle ilgili değil” ifadelerini kullandı.
YILDIR: BANA ZORLAMA GİBİ GELDİ
Suçluluk duygusu ile hareket edilmediğini vurgulayan CHP Grup Başkanvekili Levent Yıldır, “Koskoca 5 senelik bir muhasebeden bahsederken kalkıp bugün Karşıyaka Belediyesi için sağlanan bir olanaktan hareketle bunun bir suçluluk psikolojisinden kaynaklandığını söylemek bana zorlama geldi. Bunun dışında ayrıca başka belediyelerle ilgili olarak da büyükşehir belediyesinin neler yapabileceği, ne tür katkılarda bulunduğu ayrı bir konu. Biz her konuya gayet çözümcü bakışla yaklaşıyor, o konuyla ilgili olarak gerekeli olan olanaklar yeterliyse, biz bunlara sahipsek mutlaka sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Birazdan zaten gündemde olan konulardan da bunlar anlaşılacaktır. Bir takım tahsisler vardır ya da benzeri. 25 yıllığına bir kreşi örneğin Konak Belediyesine tahsis ettiğimizden hareketle bir suçluluk duygusuyla hareket ettiğimiz söylenebilir mi?” diye konuştu.
YILDIZ: SAYIN BAŞKANIN SON VERMESİ LAZIM
Yapılanları Karşıyaka’nın oluşmuş sorunlarını kapatılma çabası olarak gördüğünü ifade eden AK Parti grup Başkanvekili Hakan Yıldız: Hatırlayalım cemil bey bugün büyükşehir belediye başkanı. Karşıyaka’dan geldi. Karşıyaka’da bu serüvene başlamasaydı bu şehrin şehri eminin olamazdı. 5 yıl boyunca Karşıyaka ile ilişkilendiremeye biz devam edeceğiz. Eğer sayın başkan bu konuda uzak görüyorsanız kendinizi inkar etmiş olursunuz. 13.05.2024 tarihli mecliste Seferihisar belediyemizden gelen bir önergeye oy birliği yapmış grubuz. 11 milyon 386 milyon liralık bir ortak projeye yüzde 75 büyükşehir katkısına oy birliği yaptık. AK Parti ve MHP grubunun tavrını ortaya koyalım. Burada niye itiraz yapıyoruz? Yine geçtiğimiz meclisler Karşıyaka’dan yer satın almaya da oy birliği yaptık. Ben Konak konularında mikro milliyetçilik yapıyorum. Cemil başkan da anladığım kadarıyla Karşıyaka konularında mikro belediyecilik yapıyor. Asli görevi İBB. Geriye dönül meseleleri kapatmak değil. Bu önerge bu meclis tarihinde ilk kez başlamış bir işin hak ediş bedeli de 9 milyonu ödenmiş bir işin geri kalanında9 milyonun da ödeyelim işi. 0 gelen bir konuya bir ilçenin ihtiyacı noktasında ilçelerdeki yerel meclis üyelerinden aldığımız görüş doğrultusunda ki AK Parti grubu öyle yaklaşıyor ona göre değerlendiriyoruz. Ancak bu öyle bir yer değil. Sistematik olarak Karşıyaka olmuşmuş sonunun kapatılma çabası. Bunu da sormak en doğal hakkımız. Bunu ilişkilendirmek en doğal hakkımız. Bu meseleye hayır deme temelimiz bu. Yarım kalmış işle ilgili teklif getiriyorsunuz. Nereye kadar biz Karşıyaka’nın sorunlarını kapatmaya çalışacağız. Bu önerge Karşıyaka’da oluşmuş mali yükün kapatılma çabasında başka bir şey değildir yeni bir proje getirirseniz öznesinde değerlendiririz değil. Bu işi o dönemin belediye başkanı başlatmış. Şu anki Büyükşehir Belediye Başkanı. Kendi başlattığı işi parası az kaldı diye şimdi geldiği Büyükşehir’den para yollarsa hayır deriz. Meselenin öznesi budur. Konuşma yetkinliğimiz vardır. Maalesef buna Sayın Başkanın son vermesi lazım. Nereye kadar biz Karşıyaka’nın oluşturulmuş sorunlarını kapatmak adına İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kaynaklarını kullanacağız. Şu an Sayın Cemil Tugay döneminde başlamış para olmadığı için ödenemeyen bir şeyi Sayın Cemil Tugay oraya para transferi yapıyor. AK Parti grubu olarak buna hayır diyoruz” dedi.
BOZTEPE: LÜTFEN HERKESE EŞİT DAVRANALIM
AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe ise, “Yarım kalan bir iş. Buradan 29 ilçeye çağrıda bulunuyorum. Foça’nın büyük sıkıntılar var. Geçmiş dönemde de sıkıntılar vardı. Küçük ilçelerle ilgili projeler uygulamaya çalışıyorduk. Grup Başkanvekilimiz gayet net açıkladı. Buna benzer konular gelecekse hemen burada sizler başkanvekili olarak bunlar adetsek vereceğiz diyorsanız hemen oy birliğine çevirelim bunları. Geçenlerde Karşıyaka’da geçmiş dönemlerde belediyenin satın aldığı konuya oy birliği yaptık. Burada söz verin, tüm ilçelerden gelen konuya destek olacağız deyin bizde mutlulukla karşılarız. Ancak bu sadece Karşıyaka’yı kurtaracaksa… Aynı şeyi geçen dönem Seferihisar ile ilgili yaşadık. Tunç Beye özellikle söyledik Seferihisar'a özel destek oluyorsunuz diye. Cemil Bey ile Tunç Bey ile arasındaki samimiyet kaynaklı Karşıyaka’dan da yerler almıştı. Sadece 1-2 ilçeyi korumanın tüm ilçelere baba şefkati ile yaklaşmanızı bekliyoruz. Ayrım yapmadan tüm belediyelere destek olmanızı bekliyoruz. Karşıyaka büyük bir ilçe. Çöp bile toplayamayan bir Karşıyaka bu duruma geldi. İzmir'in en nezih ilçesiydi. Lütfen herkese eşit davranalım” dedi.
ÖZER: İŞİ POLİTİK NOKTADA ELEŞTİRİYORSUNUZ
Politik noktada eleştiri yapıldığını öne süren CHP’li Meclis Üyesi Rıfat Özer, “Ben Karşıyakalıyım ancak şu an Çiğli meclis üyesiyim. Karşıyakalı her zaman Karşıyaka'yı korumuştur yani bir Karşıyaka milliyetçiliği vardır. Burada arkadaşlarımın konuşmalarını dinliyoruz. Geniş oranda niyet okuma niteliğinde. Biraz da Karşıyaka kıskançlığı var gibi. Kimse kıskanmasın tüm ilçelerden ortak protokoller geliyor. Bizler Hukuk Komisyonu olarak ilçelerden gelen tüm taleplere olumlu yanıt veriyoruz. Yani Karşıyaka için özel bir durum söz konusu değil. Karşıyaka’yı bu kadar gündeme getirip Karşıyaka kıskançlığı, Cemil Başkan hakkında niyet okuma olayı önergenin özüne de uygun değil. Siz Karşıyaka’da taziye evi yapılmasını, kütüphane yapılmasını istemiyor musunuz? Ancak işi politik noktada eleştiriyorsunuz” şeklinde konuştu.
YILDIZ: NİYET OKUMASI YAPMIYORUZ
Niyet okuması yapmadıklarını belirten AK Partili Yıldız, “Açıkçası Rıfat Bey'e çok saygım var ama ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil. Niyet okuması değil, Belediye başkanın gazeteye yaptığı açıklamaları okuyoruz. Genel Başkanınıza yaptığı sitemi okuyoruz. Yani siyaseti yakın takip ediyoruz. Karşıyakalılık üzerinde de bir negatif bir yaklaşımız yok. Yer satılması ile ilgili oybirliği yaptık. Konak’ta 2022’de protokol yapan, BYZ alayı olan o dönem alanı niye aldı? Ben dedim o zaman almayın yeri. Gelin Konak’a bu yardımı yapın dedik yamadılar. Hadi geçtik paramızı ödemiyorlar bütçeden kaynaklı. Ancak dönüyorsunuz yarım kalmış yere ödeme çıkarıyorsunuz. Lütfen Sayın Başkan Karşıyaka’da başlayıp bitiremediği işlerin ödemesini Büyükşehir’e yaptırmasın. Biz yasaya aykırı demedik. Sayın başbakanın başlattığı bir işin bütçesini niye İzmir Büyükşehir Belediyesi ödüyor?” dedi.
YILDIR: HERHANGİ BİR AYRIMIN YAPILDIĞI İDDİA ETMEK DOĞRU DEĞİL
Öne sürülen iddiaların doğru olmadığını ifade eden Yıldır, “İlçeler arasında herhangi bir ayrımın yapıldığı iddia etmek doğru değil. Her ilçe ile ilgileniyoruz, onlarla ilgili ziyaretler yapıyoruz, ilçe belediye başkanlarımız var ve onların bürokratları ile ilgili görüşmeler yapılıyor. Eksikler tamamlanması gerekenler üzerindeki konular konuşuluyor. Bütün ilçelerle benzer ilişkiler kuruluyor. Bu doğrultuda çalışmalar yapılıyor. Bunlar tamamlandığına herkes örnektir ki kayrılan herhangi bir yerde yoktur, kayrılacak herhangi bir şeyde yoktur. Ayrım yapmadan her projeye gereken desteği sağlamakla yükümlü çalışacaktır” şeklinde konuştu.
KİŞİLİ: OPERA BİNASINI BİTİRMEYİ NİYE GÜNDEME GETİRMİYOR?
AK Parti Grubundan söz alan Dilaver Kişili Opera Binasını işaret ederken, "Biz niyetleri iyi bildiğimiz için niyet okumuyoruz. Diğer ilçeler arasında ayrım yapıldığınızı demiyoruz, gösteriyoruz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı geçiş dönem Karşıyaka Belediye Başkanı. Geçen mecliste kendisi de Karşıyaka ile ilgili ikide bir konu gelmesi canımı sıkıyor dedi. Ben estetik ameliyatı yapmadım, gruptan kimse de yaptırmadı. Cemil Bey'in doktorluğunu tartışacak halimiz yok. İzmir Büyükşehir Belediyesi Karşıyaka Belediyesine ait yarım kalan projeyi tamamlamak yerine 3 belediye başkanı değiştirmiş İzmir’in kabusu olmuş Opera Binasını bitirmeyi niye gündeme getirmiyor. Gelsin Opera Binasını tamamlasın. Çok daha sağlıklı olacağını düşünüyorum" dedi.
YILDIR: ESTETİK MESELESİ NEDİR?
Yeniden söz alan CHP Grup Başkanvekili Levent Yıldır, "Estetik meselesi nedir? Bu meclisin şu anda yapacağı iş bu madde kapsamında Büyükşehir Belediye Başkanını değerlendirmek, tartışmak, 5 milyonluk şehrin seçtiği belediye başkanını bu madde kapsamında tartışmak mıdır?" ifadelerini kullandı.
İNANÇ: İZMİR BİR BÜTÜNDÜR
Son olarak söz alan Başkan Vekili Altan İnanç, "Hepiniz değerli siyasetçilersiniz. Devlete devamlılık esastır. İzmir bir bütündür. İzmir’in her yerinin sorumluluğu hepimizin sorumluluğudur. Burası yerel parlamento gibi düşünün. İzmir’in neresinde ne sorun varsa bizim sorumluluğumuzdur. Çok güzel bir gelişme oldu. Cemil Başkan ilçeleri geziyor ve hiçbir siyasi parti ayrımı yapmadan geziyor. Tartıştığımız proje atamızın annesinin adını taşıyan bir projedir. Bu projenin kısa sürede bitirilmesi ve yurttaşlarımızın kullanıma açılması önemlidir" diye konuştu.
EMSAL KONUSU YİNE GÜNDEMDE
İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan 6,9 büyüklüğündeki deprem sonrası, depremde mağdur olan vatandaşların yeniden evlerine kavuşabilmesi için gündeme gelen emsal artışı kentte gerek siyasi partiler arasında gerekse odalar ile yerel yönetim arasında tartışmalara neden olmuştu.
Bayraklı için parsel bazlı yüzde 20, ada bazlı ise yüzde 30 emsal artışı kararı alınan süreçte İzmir genelinde yer alan K planlı alanlar için de parsel bazlı yüzde 20 emsal artışı kararı alınmıştı.
TMMOB tarafından dava açılan emsal artışı ile ilgili geçtiğimiz İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi döneminde verilen önerge ile ilgili karar verildi. AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız ve dönemin meclis üyeleri AK Partili Özgür Hızal ve MHP’li Cüneyt Oğuz tarafından verilen önerge ile İzmir genelinde yüzde 20 emsal artışı verilmesi önergesi yeni dönemde ‘gerekli çalışmalar yürütüldüğü’ gerekçesi ile oy çokluğuyla reddedildi.
BOZTEPE: BİR MECLİS YAPALIM VE SADECE BU KONUYU KONUŞALIM
AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe konuyla ilgili konuşarak, “Biz bu önergenin benzeri 2020 deprem sonrası verdik reddedildi. Sonra yeniden böyle bir önerge verdik. Aynı adada ayrı binalar var ancak yöntemler farklı. Bayraklı Belediyesi’nde yüzde 30 ev yüzde 20'lik artışlar verildi. Karşıyaka ve Bornova Belediyesinde böyle önergeler verdi. Karşıyaka ve Bornova Belediyesi önergesi geçmiş mecliste reddedildi. Önümüzdeki dönem yeni gelecek yönetim karar verilsin dendi. Biz konun tekrara komisyonlarda görüşülmesi istedik ve yine aynı karar verilmesi. Biz 28 ilçeye büyük haksızlık yapıyoruz. Karşıyaka’da emsal verildi fakat Bornova’nı, Çiğli’nin, Konak’ın Buca’nın suçu ne? Yani tüm ilçelerimizin suçu ne? Tüm kalbimle söylüyorum ve asla siyaset yapmıyorum. Gelin hep birlikte oturup konuya çözüm bulalım dedik. Karşıyaka’ya bu hak verildi. Yani binayı yıkıp aynısını yapacak. Biz diyoruz ki bunun sosyal donatısı nerde diye. Bizde diyoruz ki yüzde 30’u terk edecek bunla yeşil alanı yapacağız, donatıları yapacağız, altyapısını yapacağız. Verdiğimiz kararların bazıları mahkemece iptal oldu bazıları devam ediyor. Bu konuda ayağı yere basan bir karar alamadık. Gelin mecliste tüm gruplar el ele verelim. Yarın öbür gün bir deprem olunca yine ah-vah diyeceğiz. 1999 depremi sonrası ben eski meclis salonumuzda bir konuşma yapmıştım ve bir deprem olursa belediye binası başımıza yıkılır demiştim. İlla felaketi yaşadıktan sonra mı fark edeceğiz. Model ortada. Bu konuda sadece İzmir halkı kazanmış olacak. Varsın konuda önerge sahibi biz olmayalım tüm grup başkanvekilleri ortak önerge versin. Bu kentin önünü açalım. Yoksa bu kenti dönüştüremeyiz. Karşıyaka’da yapılan revizyon planı değil. O plan meclisten geçtikten sonra… Hepinize yalvarıyorum. Gelin İzmir'i buluşturalım İzmir'i ayrıştırmayalım. Bir meclis yapalım ve sadece bu konuyu konuşalım. Tüm konulardan çok daha önemli bir konu” dedi.
YURDAKUL: MERKEZİ HÜKÜMETTE ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYSUN
Yenileme Şube Müdürlüğünün konuyla ilgilendiğini ifade eden ev merkezi hükümete çağrıda bulunan CHP’li Meclis Üyesi Yağmur Yurdakul, “Konu çok genellenmiş oldu ama K’larla ilgili bir konuşma var. Bir deprem meydana geldi ve deprem sonucu ağır ve orta hasarlı binaların tespitinin yapılması ve sonrasında da yeniden yapılması halinde bu binalara verilecek hakların neler olduğuyla ilgili bir acil durum planı geliştirildi. Bir zorunluluk hali ortadaydı. Bu zorunluluk halinin o zaman ki tadilini acil sağlamak adına bir çözüm adımı atıldı. Ortaya k bölgeleri çıktı. Fakat sonrasında iptal kararlarından bahsedildi ama şimdi sanki çözüm hiç düşünülmüyormuş gibi bir izlenime gidildi. Yenileme Şube Müdürlüğümüz kuruldu. Bu konuyla da ilgileniyor. Mahkeme kararının ortaya koyduğu kriterleri da sağlayacak şekilde ilgilenmeye çalışıyor. Karar diyor ki; yeterli teknik donatı alanlarına sahip kentlerin yapılması… Acil olarak getirilen çözümün genel yayılmasının beklenmesi bana biraz günlük hayatın olağan akışına aykırı bir çözüm yönetim olarak geliyor. Bu konuyla ilgili mahkeme kararını da dikkate alan ilçe belediyelerinin ihtiyaçlarını dikkat eden şube müdürlüğümüz var. Bizde bu konuda çalışma yapıyoruz. Bunun reddedilmesi yaptım oldunun peşinde değil çözüm arayışı içindeyiz. Madem ciddi, samimi bir çözüm arayışı içinde herkes o zaman bu düğüm sadece yerel yönetimlerin boynuna atılması ve merkezi hükümette elini taşın altına koysun ve düzenleme yapılsın” dedi.
ATMACA: DEPREMİN KENTİMİZE NE ZAMAN VURACAĞI BELLİ DEĞİL
Deprem gerçeğinden bahseden AK Partili Meclis Üyesi Uğur İnan Atmaca, “Merkezi hükümet, İl başkanımızın müjdesiyle öğrendik. 330 milyon Euro’luk Dünya Bankasıyla anlaşılması neticesiyle kredi anlaşması söz konusu. Bu işin finansman kısmında. Merkez yönetimin belediyenin yetki alanındaki olan bölgelerle ilgili şua anda ortaya koyması gereken bir durum olması gerektiğini düşünmüyorum. 3 ay sonra depremin üzerinden 4 yıl geçiyor. Bu süre makul bir süre. İzmir bölgesinde planın yeterli düzeyde çalışılıp hayat geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İzmir’de 903 bin sayısına tekabül eden bir yapı stoğumuz var. Yaklaşık olarak 2,5 milyonluk bir bağımsız bölümden bahsediyoruz. Uzmanların söylediği kadarıyla 3’te 2’sinin depreme dayanıklı olmadığını düşünürsek durumun vahametini anlayacağız. Bizim şu anda İZBB olarak İzmir’de dönüşümün yapabildiğimiz 1100 konut var. kendimiz yapmıyoruz, vatandaşında yapmasını engelliyoruz. Bu süreçte plan yapılabilirdi. Plan yapmamışsak bazı çözüm önerilerini de dikkate almamız gerekirdi. Çalışma yapıyoruz bazı birimler kuruldu ama fay hatları da çalışıyor. Onlar da beklemiyorlar. Depremin kentimize ne zaman vuracağı belli değil. 2020 yılında 117 canımızı kaybettik. Bu sayının çok daha fazlası olması hepimizi korkutuyor. İnsanların da en doğal hakkı barınma hakkıdır. Biz bu çözümü üretmek zorundayız. Meclis olarak üretmek zorundayız. Merkezi hükümetin finansman konusunda yaptığı çalışma çok kıymetlidir ama iradeyi koyması gereken meclis burasıdır. Mutlaka bu konun çözüme ulaştırılması gerekmektedir” dedi.
YILDIZ: HAKKINIZI HELAL EDİN
Hükümet kanadı tarafında yapılan konulara dikkat çeken AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, “Konuyu 2020'den beri tartıştık. Konu geçtiğimizi meclis komisyonlara havale olmuştu. Ortak akıl üretildiği zaman 90 dakika gibi... Biz kapsayıcı plan tadilatlarını içeren önergeler de verdik. Önergelerimize ret gerekçelerine bakıyorum... Ben bazı meselelerde siyaset yapmayı sevmiyorum. Bu konuda benim için hassasiyet taşıyan konuların başında gelir. 4 yıl geçti deprem üzerinden. O gün çok gayretli bir çalışma ile bir soruna acil çözüm bulmak noktasında 2025'in sonunda dolacak çözümü meclis grupları olarak getirdik. Biz Bayraklı sırtlarında 6 bin konut inşa ettik. Aşağıda 7 bölgede belirlediğimiz rezerv alanda bin 600 konut yaptık. Ancak çok ciddi yapı stokunun orta ve ağır hasarlı olması, birçok yapı stokunu hafif hasarlı olması ki bu hafif hasarlının bugün olacak depremde yıkılmayacağını kimse garanti edemez. Bunu çözmek için Bayraklı özelinde gerçekleştirilen bizim 30 ilçeye yaymamız gerektiğini söylediğimiz bir konu var. Bayraklı'ya verdik 200 metre ötedeki Bornova'ya vermedik. Dönemin yönetimi kooperatifleşme modelini ortaya attı ve bir yarışa girerek bölgelerde dönüşüm yapacağız dedi. Halk Konut Yapı Kooperatifleri modelini ortaya attı. Bunların tamamı Bayrkalı'da kuruldu. Bunların ilave emsal hakları vardı. Bugün bir önceki Çevre Bakanımızın İzmir'e bizzat gelip açıkladığı 330 milyon Euro’luk dönüşüm projesinde pilot il ilan edildik. Dünya Bankasından krediden vatandaşlarımızın faydalanmasını önü açıldı. Halk Konutlarına dedik ki gelin faydalanın ancak ne oldu? Faydalanmanın asıl şartlarından biri mülkiyeti vatandaşta olması. Bu mevzuat kısmını da çözdü ve dün itibari ile Halk Yapı Konut Kooperatifi'nin 5 nolusuna kredi çıktı ve temel atılacak. İzmir engelleniyor deniliyor ya... 5 il içinde ilk kullanma yetkisi verilmiş il İzmir. Bir önceki dönemi çözüyoruz diye ortaya attığı ve sorun haline getirdiği kooperatif sisteminde sorun çözüldü. Kaynak ar, düşük kredi var, bunu yapabilecek ekip var, gelin bunu Bornova'ya da verelim diyoruz hayır diyorsunuz. Konak'ta sorunlu yerler var verelim diyoruz hayır diyorsunuz. Daire Başkanlıklarımızı kurumlarımız işliyor ama fay hatları durmuyor. Biz deprem Daire Başkanlığı önergesinin altına imza atmış meclis üyeleriz. Attığımızda İzmir Depremi olamamıştı. Bu kadar somut problemler duruyor iyi niyetli meclis üyeleri K planları hazırlıyor. Bornova, Karşıyaka, Konak’ı, Aliağa’yı… Tüm ilçelerimizde dönüşüm bekleyen yelerimize Bayraklı’ya verdiğimiz hakkı verelim dedik. Ancak yapmadınız. Neden? Yoğunluk artığı, planlama süreci… Canımız gidiyor, insanlar evsiz kalıyor, binlerce kişi göç ediyor. Bununla ilgili bakanlık çaba gösteriyor kredi getiriyor, yüzde 20’lik artış… 7 katlı binada biz 9 kat yaptığımızda ne kaybettik? Bayraklı planı ile Ergene Mahallesi’ndeki planlar aynı. Aynı planlar içinde bir yere diyorsunuz ki sana verdim, diğerine diyorsunuz hayır ilçe sınırları değişti Bayraklı diye ilçe yapıldı ona verdik ama sana vermiyoruz. Nereden baksak açıklayamıyoruz. Artık umudum kalmadı. İade ettiğimizde samimiyet ile değerlendiren bir grup olsa bu böyle olmazdı. Deprem raporu ile ilgi ne yaptık? İlgili daire başkanlıları projeler yaptı 4 yıl oldu ama kaynak aktarmıyoruz. Kooperatif hayalleri üzerinden birilerini alanlar açıyoruz. Samimiyet ile getirilen önergelerin samimiyet ile incelenmediğini görüyorum. Bornova’da karar geçer mi diye bekleyen depremzedelerimiz var. Önerge geçmiyor kusura bakmayın. Biz dönüp dönüp konuyu getirdik. Büyükşehir'in CHP’li meclis üyelerini ikna edemedik. Büyükşehir'in değerli bürokratlarını odacı anlayıştan bir adım öteye götüremedik. Kusura bakmayın hakkınızı helal edin diyorum sadece” diye konuştu.
YILDIR: BİZ İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NİN OLANAKLARINDAN BAHSEDİYORUZ
Eleştirilere cevap veren CHP Grup Başkanvekili Levent Yıldır, Karabağlar üzerinden süreci örneklendirerek, “Ülkenin yüzde 93’ü deprem bölgesi ben inşaat mühendisiyim. Burada felaketten bahsetmek deprem için önlem alalım demek marifet değil. Bir takım marifetlerden bahsederken muhalefet grubumuz tabi ki merkezi hükümetin yaptıklarından bahsedecekler, ister istemez. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin olanaklarından bahsediyoruz. Bu olanaklarla ne yapabileceğimizi konuşuyoruz. Kaldı ki gayet kale alacak bir dürüst grupta arkadaşlarımızın karşısında izliyor, anlamaya çalışıyor ve aslında duyarlılık gösteriyor. Komisyonlardan faaliyetler bunun göstergesidir. Madem örnekle konuşuyoruz, İzmir örneğini göstermek zorundayız. Çünkü Türkiye’yi yönetmiyoruz. Çevre yolu yapacağız diye anlatamıyoruz. Garantili bir takım hastaneler inşa edecek durumumuz yok. Garantili alt üst geçitler yapacak durumumuz da yok. İzBB olanaklarından bahsediyoruz. Kıstas, kriter olmalı, değerlendirme bunun üzerinden yapılmalı. Karabağlar, ülkenin en büyük kentsel dönüşüm alanına sahip olan ilçe. 700 hektar. Zaten yerleşik olduğu Karabağlar’ın 2 bin 700 hektar. 2 bin hektarın imar revizyon planları on sene boyunca çalışılarak tamamlandı. İzBB de bunları onayladı. 700 hektarda 540 hektar önemli bölümü oluşturuyor. İzmir’de aslında merkezi hükümetin sorumluluğunda olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 6306 yasa kapsamında sorumluluğunda olan 900 küsür hektarlık alan var. İzBB’nin de 250 hektar. 6 bölgede çalışıyor. Konuşulacaksa hepsini konuşabiliriz. Biz her şeye açığız, sorun yok merkez hükümetin yaptıklarını konuşalım. İzmir’e yaptıklarını konuşalım. Türkiye’ye yaptıklarını konuşmuyoruz. Onlara hiç girmiyoruz. Onlara girdiğimizde zaten bütün meselelerin temelinde bir finans kaynağı sorunu olduğunu, bir takım konularda yanlış kararların olduğunu anlatmak mümkün. Ama biz sadece İzmir’den Karabağlar’dan bahsedelim. Karabağlar’da bu 900 hektarın 660’ı Karabağlar’da. 540 hektarlık alan 14 mahalleyi içeriyor. Büyük kentsel dönüşüm alanları için çok önemli bir kriterdir. Onlar için bir itibar kaynağı. İtibardan tasarruf olmaz ama tasarruf ettiler. İtibardan 540 hektarda tasarruf edildi İzmir’de. 2012’de yasa çıktı, 12 sene geçti. Ne oldu 540 hektarda? 101 hektar diyecekler. Onu da açıklayalım. 101 hektarı hiç konuşmasınlar. 101 alanda hiç yapı yoktu, kentsel dönüşüm demesinler. 100 milyona aşkın kamulaştırma yapılarak binalar inşa edildi. Yapılma nedeni ise yukarda binalarının yapılarının değiştirilip dönüştürülüp daha güveniliri hale gelmesini bekleyen halk için yapıldığı söylendi. 9 bin konutun bir kısmı lojman oldu, bir kısmı satıldı. Bunu konuşmayacak mıyız? Hepimiz ne yaptığımız önümüze koyup ona göre konuşacağız. 900 hektarlık alanda ne tür değişimler oldu onu konuşalım. 540 hektar daha uzun bir konu. 12 senelik bir hikaye var burada. İlk 2014’te buraya Bakanlığın görevlendirdiği bir şirketin insanlarla ortada plan yokken uzlaşma sağlamak üzere gelen şirketin fiyaskosu vardır bunlar konuşulmuyor. Oradan geldik 12 sene sonra tapusuzlar sorununun 12 senedir çözülmediği 540 hektar var. Hala da tapusuzlar. Elimizden geleni yaptık. Afet konusunda konuşmak kolay. Yüzde 93’ü afet bölgesi olan ülkede orada bir şeylerin altına imza atıldı. Afet daire başkanlılarının kurulmasının altına imza atmak kolay ama imar barışının da altına imza atıldı. Bunla neler yapıldı, bunları burada konuşmuyoruz. 110 hektar özel çabalarımızla, muhtarların araya girmesiyle bir çözümle çözüldü, çözüldü ama nesi çözüldü, sadece planını yaptık. Biz 540 hektarının da planlarını da yapalım dedik. Hala geçerlidir bu teklif. Hala planları yapılmamıştır. Bu arada gündemle alığı ne üzerine yürüyor? Demokrasi Üniversitenin yanında 750 konut yapamadılar, orada yaratılan mağdur halkımız var. Diğer halkımız ne olacak. 540 hektarda 110 bin kişi yaşıyor. Lütfen rica ediyorum. Hakikaten sorunların çözümü üzerinden konuşacaksak bunları bileceğiz. Daha mütevazi ve alçak gönüllü değerlendirmeler yapacağız” dedi.
KOÇDEMİR: DİSİPLİN İÇİNDE ELE ALINMALI
CHP’li Meclis Üyesi Esra Koçdemir, “Emsal artışı ve verilince tüm problem çözülecek emsal vermediğimiz için süreci tıkıyormuşuz anlayışı var. Emsal artışı sorunu çözecek olsaydı K planları sürecinde bunu görürdük. Sorunun çözülmemesinin en temel sorunu ekonomik problemler. Bizde tam olarak müdürlüklerimiz ile başka bir dönüşüm modeli üretmek için çalışıyoruz. Her ilçenin kendi koşulları içinde dönüşüm planları ile ele alınması gerektiğini düşünmüyoruz. Meclis kararı ile emsal artışı almak çok doğru bir şey değil. Bunun planlama disiplini içinde ele alınmalı. Aksi takdirde mahkeme süreçlerine konu olmaktan öteye geçmeyecektir” dedi.
ERTEN: IŞIKSIZIM ŞARKISINI SÜREKLİ İZMİRLİLERE SÖYLETİLİYOR
AK Parti Meclis Üyesi Kazım Erten, “2012 yılında bazı problemler yaşandı. 15 Temmuz sonrasında İzmir’in merkez ilçelerinden birinde Demokrasi Üniversitesi’nin isim babası olarak bir kamu üniversitesi kurulması için bir konuyu gündeme getirdim. 800 dönümlük alanın üniversite olarak hizmet etmesi için girişimlerde bulundum. TOKİ dezavantajlı bireylere de konut yapalım teklifinde bulundu. Aynı dönemde Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın destekleri ile Karabağlar'ın sorunun çözülmesine yönelik bir çalışma yürütmek istedik. Benim İzmir’de gördüğüm bir şey var. Gizli gizemli bir yapı var. Plancılık da böyle bir şey anladığım kadarıyla. Odalar da Kayahan’ın Işıksızım şarkısını sürekli İzmir’e söyletiyor” dedi.
AŞIK: YAPILAN GÜZEL ŞEYLERİ KONUŞMAK GEREK
Önergenin boyutuna dikkat çeken CHP’li Meclis Üyesi Nilüfer Bakoğlu Aşık, “K planlarının başından beri ben varım. Ortak akılla yürünmüş bir süreç Tüm partili arkadaşlar hep birlikte yürüterek ortak kararlar ürettik. Biz ortak akıldan yanaydık. Herkesin algıladığını biliyorum ancak; Biz ne yapıyoruz? İzmir’i bir düşünün. İzmir’de nasıl bir bina stoku var? Bunların üzerine yüzde 20 daha ilave ediyoruz. Bu ne kadar doğru yanlış? Afet sürecinde bir kara vermek zorundaydık ve verdik. Doğru yanlışa bakmadan… Ortak akıldan yana olduğumuzu söyledik. Yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Krediler konusunda hiçbir şey demiyorum. Yapılan güzel şeyleri konuşmak gerek ancak yasal düzenlemelerden kastımız bu değil. Kanunlardaki yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Bunları yaparken bir yandan imar barışı çıkarıyoruz. Biz önergeye plan revizyonu ile yapılması gerektiği için ret oyu veriyoruz. Hangi ilçeden gelen revizyonu doğru buluyorsak tamam deriz” diye konuştu.
KISA: BİR KAHRAMANLIK HAVASI…
AK Parti Meclis Üyesi Selma Kısa Şehir Plancıları Odasını eleştirirken, “36 yıllık şehir plancılar odası olarak konuşacağım. ŞPO’nun İzmir’de temsilcilik olsun o da oda haline getirilelim diye müthiş çalışma harcayan evinden sehpa halı götüren biriyim. Gelinen noktada yapılan her plana oda davası ve bununla birlikte bir kahramanlık havası… Bir planın plansız kalması kaosun başlangıcı demektir. Ben Bornova Belediyesi’nde 1996 yılında görevliyken kentsel dönüşüm ile ilgili çalışmaları yapan teknik kişiyim. Ancak gelinen noktada 1996-1997’deki planların bile yeterli olmadığı noktadayız. K planları içindeki açmazlarla ilgili ruhsatlar ve bunların düzenlenmesi için ele alalım dedik ancak bununla ilgili de ret oyu geldi. Çok ciddi sorunların, kentsel yenilenmenin ihtiyacı olduğu ilçe Bornova. Bayraklı’nın bir kısmı Bornova’dan oluşmuştur” diye konuştu.
İNANÇ: DEPREM SİYASETİN KONUSU OLMAMALIDIR
Başkan Vekili Altan İnanç ise son olarak, "Konu ekonomi konusudur. Dileğim şudur; Ülkemiz ekonomisinin Dünya Bankası'ndan kredi kullanmadan sorunu kendi kaynaklarımız ile çözmek temennimdir. Deprem siyasetin konusu olmalıdır. Sürdürülebilirlik bilimin ışığıdır. Bilim temel alan kararlar temel olacaktır" dedi.