Ö0NCÜŞEHİR - İzmir
Büyükşehir Belediyesi Mayıs ayı birinci oturumunda, Aliağa Gemi Söküm
Tesisleri'nde söküm işleminin gerçekleştirilmesi amacı ile Türkiye'ye
getirilmek üzere olan uçak gemisi "NAe Sao Paulo" ile ilgili iddialar
görüşüldü.
ŞİMŞEK: TÜRKİYE
TERSANELERİNİN ALMASI BÜYÜK BİR BAŞARIDIR
Türkiye gündeminde yer alan asbestli geminin Aliağa'da yer alan gemi söküm tesissinde söküleceği gündemi hakkında çıkan iddialar ile ilgili konuşan MHP Aliağa Meclis Üyesi Hakan Şimşek, "Bir haber gündeme geldi, 600 ton asbest yüklü gemi Türkiye'ye geliyor diye. Sonrasında nükleer atık ve radyasyonlu gemi olarak söyledi. O yetmedi zehir yüklü, atık yüklü bir gemi Türkiye'ye doğru hareket ediyor haberleri çıktı. Bunu üzerine Çevre Mühendisleri Odası ve ben artık Türk Tabipler Partisi dediğim yer açıklama yaptı, sivil toplum örgütleri açıklama yaptı, sonrasında da siz açılama yaptınız. Böyle bir haber bombardımanından sonra kamuoyu tek taraflı bakış açısından baktığından işin ciddi vahamet oluşturduğunu düşünebilir. Sayın başkanın 2 yıllık görev süresi içinde Aliağa'daki gemi dönüşüm alanına daha önce gelip ziyaret ettiniz. Bu bahsettiğim bütün haberleri bir tarafta tutuyorum. Size bir başka pencereden bu işin ne olduğunu anlatmak istiyorum. 1962 yılında Fransız donanmasının envarteline girmiş olan bir gemi… O yıllarda uçak gemisi olarak dahil olan bu gemi yıllar boyunca Fransız donanmasında görev yaptı. Haberlerin birinci unsurunda nükleer atık ve tehlikeli demesi zaten hayal ürünü. Gemi buhar gücü ile çalışan bir gemidir. Son zamanlarda söylendiği gibi nükleer gemi değil. Kamuoyunun yanlış algıladığı, bir konu da Türkiye dünyanın atık veya çöplüğü değil, o yüzden dünyadan kimse bu kadar atık yüklü gemi almadı o yüzden Türkiye'ye geldi diye bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Bu gemiyi almak için dünya üzerinde 12 firma ihaleye girdi. Zehir yüklü olmasa bu kadar ucuza alınamazdı diye haberleri gördük. Avrupa Birliği sertifikası olmayan hiçbir geri dönüşüm sertifikası olmayan hiçbir tesis bu ihaleye giremez. Şundan dolayı gurur duyabiliriz. Geri dönüşüm tesisinin eksikliklerini söyleyebiliriz ancak 6 firma Avrupa Birliği Gri Sertifika dediğimiz Yeşil sertifikayı almış durumda. Yani bütün kriterleri sağladıktan sonra bu gemileri alabilirisiniz. Bir gevşeme olursa 21 firmadan 9 firma bu sertifikaları almış olacak. 4-5 bin kişilik gemiler var, şu an 1 yıl içerisinde 6 tanesi Aliağa'ya geldi geri dönüştürülmek üzere. Bu ülkemizin bir başarısıdır.Bu sektörü niye yapıyoruz diyebilirsiniz. Dünyanın tatil cenneti gibi bir algı gelir Kanarya Adalarını düşündüğünüzde. Ben oradan gemi aldım getirdim, geri dönüştürdüm. Kanarya Adaları dediğimiz yerde bile gemi söküyorlar. Biz şunu alışkanlık haline getirdi, evet bakalım inceleyelim ancak bizim ülkemiz herkesin elini kolunu sallayarak istediği atığı getirebileceği yer değil. Şu an o geminin Bakanlık Türkiye'ye gelip gelmeyeceğini bilmiyor. Atık envarteli çıkarılmadan gemiler son limanına varamaz. İlgili ülkenin bakanlıkları bu raporları almadan çıkışına veya girişine izin vermez. Şu an Norveçli bir firma bu gemi ile ilgili tüm atık envartellerini çıkartıyor. Bu gemiyi Türkiye tersanelerinin alması büyük bir başarıdır. Çünkü bu kriterleri karşılayabilen 6 firma var dünya üzerinde. Birileri bu işi pompalıyor. Bu gemi 10 milyon dolara alındı ancak ABD'li firmaların 45 milyon dolarlık teklifleri vardı ancak sertifikaları olmadığı için elendi. Birileri Türkiye'ye gelmemesi için bu konuyu kaşıyacaktır" dedi.
BARÇIN: KİMSENİN
NÜKLEER ATIK DEDİĞİ YOK
CHP’li Meclis Üyesi Hakan Barçın ise, “Önerge sahiplerinde biri olarak, yaklaşık 28 yada 29 tane Sivil Toplum Kuruluşları ile iki toplantıya katıldım. Gazeteden veya kulaktan dolma bilgi de değil. Bir buçuk yıldır 2017’de sonlandırılmış. Nükleer atık kimse demiyor, nükleer silah taşıyan nükleer denemeler yapan bir gemi bu. Kimsenin nükleer atık dediği yok. Yeterlilik alması, yeterlilik denmesi enteresan. Bakın bunun ikiz bir kardeşi var aynı yıllarda yapılmış; klemenso diye. İngiltere bunun ihalesini alıyor ve yeterliliği de var. Buna İngiltere’de izin vermiyorlar. İzin vermemeleri nedeni de kamuoyu baskısı yüzünden ve Hindistan’da bu sökülüyor. 24 tane yeterlilik alan Avrupa Birliği onaylı tesisin 8 tanesi bizde. Fakat geriye kalan 8’i düştüğünüzde 16 tanesinin hiçbir tanesi baştan kara değil hepsi havuz sistemi. Yani Avrupa Birliği burada bize artık tırnak içinde bir kıyak yapıyor muhtemelen. Ama niye yapıyor bunu? Baştan kara havuz sistemi olmayan en vahşi şekilde sökülen ülkelerin bakın bakalım Belçika’nın anvertine benzer mi? Türkiye’nin yanında Hindistan, Pakistan ve Bangladeş var. Başka da baştan kara havuzsuz yeni söküm tesisi yok. Son Çin çıktı, ondan önce de Vietnam. Sadece kendi ülkelerinin gemi sökümlerini kabul edeceklerini açıkladılar. Bu çok büyük bir tehlike, magazinsel bir şey değil. Bu ciddi anlamda bir risk. Bu sadece bir taneyle veya 5 tane sökümle kalmayacak, arkası peşin sıra gelecek. Bunu ekonomik bir faaliyet olarak da değerlendirdiğinizde 7-8 kat değerinin altında ihale kaldı. Bir sürü yabancı kaynaklardan da öğreniyoruz bunu. Herhangi bir internet gazetesinden falan değil” şeklinde konuştu.
AYDIN: STANDARTLAR TÜRKİYE
İÇİN UYGULANMIYOR
CHP’li Meclis Üyesi Murat Aydın, gemi hakkında radyoaktif bir gemi olduğu söylemleri yapılmadığı söyleyerek, “Fransa bu geminin nükleer denemelerde kullandığı için bu gemi radyoaktif bakımında kirli durumda. Bunu biz demiyoruz, Fransa diyor. Bu tartışma yeni değil, yaklaşık 3 yıldır arttırılan bir konu. Evet, Avrupa Birliği ülkelerinde gemi söküm yeri var ama Aliağa’da bir defada yüz bin tonun üzerinde bir gemi söküldü. Boş ağırlığı 24 bin ton civarında. Bütün Avrupa Birliği ülkelerinde yıllık söküm miktarı yüz bin ton değil. Evet gemi söküyorlar ama küçük gemi söküyorlar. Bunların hepsini de havuz içerisinde söküyorlar. Bizim gibi baltan kara yaparak yarısını karada yarısı suda bir gemiye koyup orada vahşi usulle söküp biraz toprağa yarısı suya bir şekilde değil. Aliağa’da 22 firmanın bulunduğu yer bulunan yer aslında 5 veya 6 firmanın bulunması gereken yerdir. Belçika’da yeşil sertifika almak kolay değildir ama Türkiye’de kolay değil. Avrupa Birliği standartları Türkiye için uygulanmıyor. Türkiye kimsenin çöplüğü değildir. İngiltere’den 201 ton plastik aldık. Bu durumun yanlış olduğu görüldü ve tebliğ ile yasaklandı. AK parti hükümeti yaptı bunu” dedi.
SOYER: NÜKLEER
TESİSİMİZ YOK AMA NÜKLEER ATIĞIMIZ VAR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “İzmir’de bu konuşmayı konuşmaya ihtiyacımız var” diyerek, “Bu gemi radyoaktif bir gemi. Gemi meselesini açtığı için Hakan Bey’e teşekkür ediyorum. İzmir’in bu kadar gündeminde olan meseleyi meclisimize getirdiği için teşekkür ediyorum. Yetkili kurumlardan görüş alarak bir şeyler demek lazım dedik. Bende açıklamaları takip ettim. TMMOB ve Tabip Odamızda bu memleketin menfaatleri için görev yapan meslek insanlarının bir arada olduğu yerler. Bazı konularda anlaşamazsak da onlara sonsuz saygımız var. Meclis üyesi arkadaşlarımız da ciddi takip ediyorlar. Çok titiz bir şekilde takip etmemiz gerektiğine inanıyorum. Bazı atıklar için keşke Türkiye çöp olmasaydı… Halil Arda Bey bir eylem başlattı. Bu topraklar öyle topraklar ki nükleer tesisimiz yok ama nükleer atığımız var. Malesef bunlar bu topraklarda yaşanıyor. Çok hassas ve titiz olmamız lazım. 600 tondan asbest olduğu söyleniyor. Taşıyor olması bile çok titiz incelenmesi gereken bir mesele. Buna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Tüm üyelerimizin hassas davranacağına inanıyorum” dedi.