Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Eylül ayı Olağan meclis toplantısının ikinci oturumu Kültürpark’taki meclis salonunda, Belediye Başkanvekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleşti.
Meclis gündemine geçilmeden önce CHP’li Meclis Üyesi Hakan Barçın’ın, İzmir’de tartışmalara neden olan NAE Sao Paulo gemisi hakkında sunumu tartışma yarattı. Brezilya’dan Aliağa’ya söküm için yola çıkan; ancak daha sonrasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum gemi için verilmiş olan şartlı notifikasyon onayının iptal edilmesine karar vermesiyle geri dönen gemi ile ilgili CHP’li Meclis Üyesi Hakan Barçın, “Bakan geri adım attı” ifadesini kullanmasına AK Parti kanadından tepki geldi.
AYDIN: BAKANA TEŞEKKÜR BORCUMUZ VAR
Barçın’ın sunum sonrası söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “Sayın Bakana teşekkür borcumuz var. Çünkü toplumun ve İzmir’in bütün bileşenlerinin duyarlığına duyarsız kalmadı ve bu geminin Türkiye’nin karasularına girmesine ilişkin engelleyecek kararı verdi” ifadelerini kullandı.
HIZAL: BU MECLİSE YAPILMIŞ BÜYÜK BİR SAYGISIZLIK
Barçın’ın özür dilemesi gerektiğini ifade eden AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, “Bu mesele sadece özürle ortadan kaldırılacak mesele değil. Biz burada neredeyse 4. yılımıza giriyoruz. Usul anlamında yeni bir tartışma açmak niyetinde değiliz. Sizlerle beraber bu tartışmaları çok yaptık. Gündem dışı konuşmaların önden, sondan yapılması, süre konusunda oldukça tartıştık. Dönem dönem sert tartışmalara da şahit olduk. Bir meclis üyesi çıkıp İzmir’de gündem olmuş, konuşulmuş ama daha sonra Sayın Bakanımızın meseleye el atamsıyla İzmir gündeminden çıkmış bir konuyu mecliste teknik sunum yapağız adı altında kürsüye çıkıp tamamen siyasi demeçler vererek konuşmasını asla kabul etmiyoruz. Gündem dışı konuşmalarda konuşulabilir, bu meclise yapılmış büyük bir saygısızlık. Sizin bir özür beyanında bulunmanız olağandır ama meclis üyesi arkadaşımızın çıkıp özür beyanında bulunması gerekir. Bu meclis özel bir meclis. İzmir için önemli kararlar alıyor. Defaatle alınması gereken kararlar konuşuluyor. Burada siyasi kurnazlık yaparak, teknik bir sunum yapağım diyerek siyasi mesajlar vermenin anlamı yoktur, doğru değildir. Bakan geri adım attı ifadeleri kullanarak siyasi mesajlar vermenin anlam yok. Geçmiş oturumlarda olmayan kararı varmış gibi meclis üyelerini getirip önlerine koydular. 150 yıllık meclis tarihinde görülmemiş hadiselere karşı karşıya kalıyoruz. Son dönemlerde tüm meclis heyetine saygısızlık yapılıyor. Sayın Tunç Soyer bir an önce müdahale temtek zorunda” dedi.
BARÇIN: BURASI PAZAR YERİ DEĞİL, TABİKİ SİYASET YAPACAĞIZ
Hızal’a cevap veren CHP’li Barçın, “Burası pazar yeri değil, tabi ki siyaset yapacağız. Geri adım attı derken gazete küpürünü okudum. Sayın Bakana, kendi adıma da teşekkür ettim. Algıda seçicilik herkesin bileceği iş. Teknik bir sunum dediğimi de hatırlamıyorum. Teknik desek bile…” diye konuştu.
ÖZUSLU: HATA BENİM, SONDA VERMELİYDİM SÖZÜ
Son olarak konuşan Özuslu ise, “Ben hakan bey konuşmaya başladıktan sona durumun ne odluğunu gördüm. Yaptığım yanlışı da fark ettim. Gündem dışı olarak terakki ettik, gündem dışı konuşması olarak da süre aşımı olmadı. Bütün meclis arkadaşlarımız bunun için de konuşabilirler. Gündem dışı olarak terakki ettiğimize göre bütün meclis üyelerimizin yanıt almaya da hakkı var. Yanlış olmuştur, ben meclisten bu anlamda özür dilerim. Hata benim, sonda vermeliydim bu sözü” ifadelerini kullandı.
İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ TARTIŞMA YARATTI
Avrupa Gençlik Forumuna yapılan 2025 yılı Avrupa Gençlik Başkenti unvanı başvuru ve unvanın kazanılması durumunda Avrupa Gençlik Başkenti programı hazırlık, uygulama ve izleme süreçlerindeki çalışmalara, oluşturulan gençlik politikalarına ve gençleri doğrudan ilgilendiren diğer karar ve faaliyetlere gençlerin katılımını sağlayabilmek için İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Gençlik Örgütleri Forumu Derneği arasında imzalanmak üzere hazırlanan protokolün oy çokluğu ile kabulü bir başka tartışma konusu oldu.
SEVİL: MADDELER ARASINDA AÇIKTA KALAN BÖLGELER VAR
Konu ile ilgili konuşan AK Partili Meclis Üyesi Burçin Kevser Sevil, “Amaç burada 2025 yılı Avrupa Gençlik Başkenti başvurusu sürecini yürütmek ve olumlu sonuçlanmasını sağlamak. 2025 yılında İzmir’in Avrupa Gençlik Başkenti olmasını canı gönülden isteriz. Ancak protokol yaptığınız derneğe ve yapısına baktığınızda bizim takıldığımız bazı hususlar var. Bu dernek Ankara merkezli bir dernek ve tüm Türkiye çapında çalışıyoruz. Biz İzmir’i gençlik başkenti yapacaksak bunu İzmir derneğiyle yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Alt derneklerine baktığımızda İzmir’in yereline ait tek yapılanma var. O da Buca Belediyesi’ne ait gençlik meclisi. Biz isterdik ki daha kapsamlı bir dernek örgütüyle çalışılacaksa da İzmir’deki gençlik derneklerinin toplandığı, çatı bir dernekle bu başvuru yapılsın. İkinci nokta da şu; İzmir finale kalan illerden bir tanesi. Bu gençlik örgütleri forumu derneği Goform’la biz bir çalışma yapmışız. Bu süreci onlarla yürütmüşüz. 9 Nisan’da Başkan Soyer’in bir demeci var. Biz bugün AK Parti olarak sunu sorguluyoruz, finale kadar geldik bundan sonra niye bu protokole ihtiyaç duyduk diyoruz. Maddeler arasında biraz muallak ve açıkta kalan bölgeler var. Bu nedenle de protokole oy çokluğu verdik” dedi.
SÖZÜPEK: TÜRKİYE’DEKİ DERNEKLERLE İŞ BİRLİĞİ YAPMAMIZ KADAR DOĞAL BİR ŞEY YOK
CHP’li Meclis üyesi Bülent Sözüpek ise Türkiye’deki derneklerle iş birliği yapmanın doğal bir şey olduğunu ifade ederek, “Derneklerimiz 5253 dernekler kanunu ile kurulmuş derneklerdir. Bizim bunların yapılarını sorgulama gibi bir durumumuz yok. Biz Avrupa Gençlik Başkenti olmak için başvuru yaptı ve bunu yaparken Türkiye’deki derneklerle iş birliği yapmamız kadar doğal bir şey yok. Yapılan çalışmalar önemlidir ” ifadelerini kullandı
SELVİ: İTHAMI ASLA KABUL ETMİYORUZ
AK Partili Selvi, gençler adına yapılan her çalışmada taşın altına elini koyacaklarını söyleyerek, “Bu bir itham ve ben bunu asla ve asla kabul etmiyorum. Bu şehrin faydasına, genç bir meclis üyesi olarak bu şehrin gençlerinin genç olarak var olacağı noktalara ret oyu kullanmayız. Elimizi her zaman taşın altına koymaktan geri durmadık. Gençler söz konusu olunca biz bir adım geri duymayız. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir kent konseyi var, gençlik meclisi var. Bu protokol yaptığınız örgütlerin alt derneklerinden değil nende bu dernek? Neden sadece Buca Gençlik meclisi var? Bu şehirde ismini sayamayacağım kadar gençlik örgütü var, onlarla neden yapılmıyor? Bu şehrin gençleri ile bir şey yapacaksanız önce bu şehirde gençlerin kurduğu STK’larla iş yapın” dedi.
KÖKKILINÇ: YETER Kİ TOPLUM YARARINA BİR ŞEY OLSUN.
Toplum yararına olan her dernekle çalışma yapabileceklerini belirten CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, “Biz İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi olarak 4. yılımızı dolduracağız. Sayısız STK ile protokol yaptık. Katılımcı demokrasiyi önemsedik. Bu yüzden de tüm dinamikleriyle yönetmeye talip olduk. Oy çokluğu olduğu için ben protokolü de inceledim. İmzalanmasın da sakınca olacak bir yön görmedim. İster uluslararası bir STK olsun, ister Türkiye’nin herhangi bir yerinde olsun… Kimseyi bu noktada ayırmıyoruz, yeter ki toplum yararına bir şey olsun” şeklinde konuştu.
YILDIZ: DERNEKLERİ İNCELEMENİZİ TAVSİYE EDERİM
Son olarak konuşan AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız ise, “İfade ettiğimiz mesele üzerinde eleştiriye cevap vermek yerine konuyu her zaman ki gibi sağdan soldan cevap verdiniz. Tunç Soyer’in geldiği günden itibaren bazı protokollere karşı olmamızın nedenleri var. Derneği, derneğin içinde bulunan alt dernekleri incelemenizi tavsiye ederim. Cumhur İttifakı’nın neden karşı çıktığını göreceklerdir” açıklamalarında bulundu.
NECİP FAZIL KISAKÜREK İSMİNE RET
Necip Fazıl Kısakürek isminin, İzmir ili sınırlarında bulvar veya kültür merkezine verilmesine dair önergenin oy çokluğu ile ret edilmesi gerginliğe neden oldu.
ALPTEKİN: NAZIM HİKMET İSMİ DE SİYASİ
Önerge sahibi AK Parti Hıdır Alptekin, “Bugüne kadar gruplardan gelen isim önerilerine siyasi yaklaşmadık ve uygun olan bütün önerileri oy birliği ile geçirdik. Necip Fazıl ismini verilmiyor olmasının siyasi olduğun düşünüyorum. Necip Fazıl kadar siyasi ise Nazım Hikmet ismi de o kadar siyasi. Genel Başkanının helalleşme misyonuna uygun davranmadığınızı düşünüyorum. Bu nedenle kararın tekrar gözden geçirilmesi için komisyonlara iade edilmesi gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
HIZAL: HUKUKİ Mİ SİYASİ Mİ?
Söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, “Hukuk komisyonu üyesi CHP’li arkadaşlar neden uygun görülmedi? Hhukuki bir gerekçe mi var, siyasi bir gerekçe mi var yoksa İBB 3 yıldır bir tesis yapamadı da ondan mı ismi verilemiyor bunu açıklarsa sevinirim” şeklinde konuştu.
ÇAMUR: KÜLTÜR MERKEZİ VE BULVAR İSİMLERİNİ DEĞİŞTİRMİYORUZ
kültür merkezi ve bulvar isimlerini değiştiremediklerini söyleyen CHP’li Meclis Gamze Gül Çamur, “Önerge sahibi meclis üyemizin kaygısını anlayabiliyorum. Biz 2019 yılında göreve geldiğimizde herhangi bir karışıklık olmaması için kültür merkezi ve bulvar isimlerini değiştirmiyoruz. Yeni açılacak yeni yapılacak kültür merkezi de yok. Biz bu aşamada teknik olarak önergeyi reddettik. Bunun altında bir şey aramaya gerek yok” diye konuştu
AYDIN: İYİ NİYETLE VERİLMEMİŞ BİR ÖNERGE
Söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “Hukuk komisyonu üyelerimize karşı yalpan sözler bu önergenin neden verildiğini gösteriyor. İyi niyetle verilmemiş bir önerge olduğunu bize gösteriyor. Çok açık bir şekilde anlaşılıyor ki… Mecliste zaman zaman bu önergeler ile karşılaşıyoruz. Arkadaşlarımızdan rica ediyorum önerge verirken belediyenin yetkilerine baksınlar. Bu meclisin daha önce aldığı ilke kararlarına baksınlar. Bir tutarlılık sağlamaya çalıştık. Belediyenin kültür merkezlerine bir isim verilecekse bu yetki belediye idaresine aittir. Belediye yetkisinde olan cadde bulvar gibi yerlere isim vermektir. Bu önergenin verilmesini tek nedeni 6’lı masadaki ‘helalleşme’ tartışmalarını buraya getirmeye çalışmak” dedi.
HIZAL: BU NİYET OKUMA
Eleştirilere üzerine söz alan AK Partili Hızal, “Bir arkadaşımız iyi niyetli bir önerge verdi. Haklı olarak önerge reddinin gerekçesini ne olduğunu, hukuki bir gerekçe olup olmadığını ve bunlar yoksa siyasi bir karar olduğunu söyledi. Ancak böyle bir eleştirinin altından çıkarak ‘siz bir önerge vererek siyasi amaçlarla veriyorsunuz’ derseniz ben buna niyet okuma ve art niyetlisiniz derim. Ben siyasi bir tartışma yapmak istesem ben ve meclis üyesi arkadaşlarımız bunu dik alasını yaparız. CHP grubunda 2 arkadaşımız konuştu. İkisi de birbiri çelişen ifadeler kullandı. Pagos’u bin yıllık Kadifekale’ye verdiğinizde orada yaşayan insanlara sordunuz mu? Sormadınız. Kim verdi? Bu şehri yöneten İBB Başkanı verdi. Gelin bunu komisyonlara geri gönderelim ve Sayın Tunç başkan konuyla zaten ilgilenecektir. Gelin gezelim birlikte mutlaka uygun bir yer buluruz” şeklinde konuştu.
Özuslu’nun, Aydın’ın kifayeti müzakere önergesi vermesi sonrası gündem maddesini oylamaya sunması sonrası ise usul tartışması yaşandı.
HIZAL: TESTİ KIRILDI
Bu zaman kadar sözlü olarak verilen kifayeti müzakere önergesini değerlendirmeye alınmadığını ifade eden Hızal, “Bu meclisin son 3,5-4 yıllık süreçte sizin de yönettiğiniz bütün meclis toplantılarında, karşılıklı mutabakata vardığımız bütün konuları ayaklar altına aldınız. Bugün biz öncesinde yaptığımız grup başkanvekilleri olarak ortaya koyduğunuz iradenin değiştiğini düşünüyoruz. Kişiler değişir ama kurumlar değişmez. Siz de anlaşılıyor ki kişiler değiştikçe görüşlerde değişiyor. Kifayeti müzakeratta meclis heyetine yanlış bilgi veriyorsunuz. Nilay Hanım defalarca kifayeti müzakere önergeai verdi. Sözlü önerge verdi, hiçbirini gündeme alıp oylamaya almadınız. Ama grup başkanvekiliniz kalkıp benim yapmış olduğum konuşmaya cevap verip daha sonra da oyundan kaçan çocuk gibi kifayeti müzakere istiyorum diyip yerine oturması bana ilginç geldi. Siz de bu oyuna geldiniz. Özuslu bu oyuna gelmemeliydi. Ortaya koymuş olduğunuz görüş ve ilkeleri ayaklar altına aldınız. Sizin yapmış olduğunuz toplantılarda şunu gördük; dediniz ki biz her meclis üyesine söz vereceğiz. Vermediniz. Arkamda komisyon üyesi arkadaşımıza söz vermediniz. Şunu diyebilirsiniz; biz çoğunluğuz, el kaldırır indiririz, evet hayır yaparız, bunu anlayabiliriz. Ama eğer tam manasıyla konuştuklarımızı elinizi tersiyle bir kenara itip bugün usulü anlamda bir yöntem değişikliğine gidecekseniz o zaman her önergede söz alma hakkımız var, onu kullanabiliriz. Biz grup başkanvekilleri olarak, gruplarımız adına yapmış olduğumuz görüşmelerde ben AK Parti grup başkanvekilli adına o gün konuştuklarımızın arkasındayız ama siz diyemiyorsunuz. Diyemediğiniz için bu olay bugün karşımıza çıktı. Siyasi tartışma da yapabilirdik ama siz oyundan kaçan çocuk gibi bir önerge verdirtip, bu mecliste son 3,5 yılda ilk kez oluyor. Cuma günü ilk kez böyle bir yeterlilik önergesini oylattım ve bu önergenin görüşmesini kestim deyip özür deyince iş bitecek mi? Testi kırıldı Sayın başkan testi kırıldı” dedi.
ÖZUSLU: SİZİN DE ÇABA GÖSTERMENİZ GEREKİR
Hızal’ın sözleri sonrası söz alan Başkanvekili Mustafa ÖzuslU, “Meclis yönetmeliğimizde meclisi yöneten başkan vekili ya da başkan yönetmeliklere riayet etmek zorunda. Niye yönetmelikler yazılmış? Şunu kabul etmiyorum. Ben demokratik bir şekilde meclis yönetmek zorundayım. CHP Grup Başkanvekili açık ve seçil oylanması talebinde bulunmuşsa başkan vekili olarak ben bu öneriye kayıtsız kayamam. Benim gerçekten meclisi yönetirken adil ve hakkaniyetli ve tarafsız bir şekilde yönetmemi beklerseniz ben kayıtsız kalamam. Ben bugüne kadar çok eleştirildim,s öz haklarında kim söz istediyse sonuna kadar eğer konuyla ilgiliyse sözünü verdim ve söyledi herkes. Bir kere bunu bilmek lazım. Böyle bir şey yapıldı diye her meclis üyesine ve grup başkan vekillerine verilen hakkı bir tehdit yöntemi olarak üyelerin önüne konmasını doğru bulmuyorum. Ben söylemleri tehdit olarak algıladım. Bunu 3 yıl önce yaşamıştık, ilk kez başımıza gelen bir şey değil. Sizden ricam meclisin gerektiği şekilde demokratik bir şekilde tecelli etmesi benim görevim ancak sizlerin de görevi bunun için çaba göstermeniz” açıklamalarında bulundu.
AYDIN: NEDEN RET OYU VERDİĞİMİZ İZAH ETTİK
Yeniden söz alan CHP’li Aydın, “Hiçbir şeyden çocuk gibi kaçmadım yine kaçmam. Çocuk olmayı isterdim ancak maalesef. Biz çoğunluğuz istemediğimizi yaparız anlayışı CHP’nin anlayışı değil. Bu anlayışın kimin anlayışı olduğunu bu ülkede herkes biliyor. Önerge geldiğinde Grup Başkanvekili söz aldı ve hukuk komisyonunda bir arkadaşımızdan bu konuyla ilgili düşüncesini açıklamak istedi. Bende buradan sizin arkadaşınız da var hukuk komisyonunda onlardan biri izah edebilirler dedim. Fakat kendileri söz almadı. Kendileri konuştu, önerge sahibi konuştu. Sonrasında bana ve partimizin genel başkanına yönelik sözlerinden dolayı bir açıklama yaptım. Kendisi hukukçu bilir. Hukuk davalarında cevaba cevap ve acaba cevap diye yürür. Ancak burada öyle olmaz ki. Ne kadar daha meclis bu tartışmayı dinleyecek. Söylenmeyen ne kaldı? Neden ret oyu verdiğimiz izah ettik. Bu tartışmada meclis gündemine getirilecek ne kaldı. Biz çoğulcuyuz, çoğunlukçu değiliz. Yeri geliyor bu meclis saatlerce tartışma yapıyor. Hangisinde bizim çoğunluğumuz var diyip geçtik? Ancak tartışmayı sonuna kadar getirip siz bunu yaparsanız biz bunu yaparız tartışması İBB Meclisine yakışır bir tartışma değildir” dedi.
HIZAL: TEAMÜLLERİ Mİ DEĞİŞTİRİYORSUNUZ?
Son olarak söz alan Hızal ise, “Usul tartışması yapacağı çünkü beni suçlayan bazı ifadeleriniz var. Meclis oturumlarında üyeler konuşma yaparken ayağa kalma zorunluluğu yok ama herkes kalkıyor, kalkalım dedik. Eski sıkış tepiş meclis salonumuzda boyu uzun olan arkadaşlarımız zorlanmasına rağmen ayağa kalktılar çünkü teamül ortaya koyduk. İzmirliye olan saygımızdan kalkalım dedik ve doğrusunu yapıyoruz. Siz ben yönetmeliğin gereğini yapıyorum ama bugüne kadar yapmadım bu yönetmeliği gereğini, yeterlilik önergeleri verildiğinde biz bunları duymadık, gözden kaçırdık ya da ben o gün öyle istemedim deyip bugün oylarsanız o zaman burada başka bir şey ararım. Ben asla bir tehdit unsuru olarak kullanmadım; yönetmeliği meclis üyelerine vermiş olduğu hak ve hükümlüklerinden bahsettim. Asla ama asla bir meclisi kitleme, meclisin çalışmasını engelleme gibi bir saikle hareket etmedim. Bu meclisin önünü açalım dedik, yönetmeliğin neresinde var komisyon üyesinin önergenin görüşülmesinde başka veya sonda konuşacağı. 3,5 yıldır bu mecliste talep edilen yeterlilik önergelerini hiçbirini oylamaz, görmezden gelir iken bun nede değişti de yönetmelik aklınıza geldi? Gelsin Sayın başkan, gelebilir. Teamülleri mi değiştiriyorsunuz, eğer değiştirecekseniz baştan değiştirelim. Sıfırdan başlayıp yönetmeliğe göre yapalım. Eğer öyle yaparsak bütün önergelerde söz alma hakkı vardır” diye konuştu.