Çiğdem CANPOLAT /
ÖNCÜŞEHİR – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Mart ayı olağan meclis
toplantısının ikinci oturumu Ahmed Adnan Saygun sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Başkan Tunç Soyer’in yokluğunda Belediye Başkanvekili Mustafa Özuslu idaresinde yapılan oturumun gündemine, Buca Metrosu'nun ihale komisyon kararının, İzmir 4. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesi konusu damga vurdu.
İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
BİNASI İÇİN KRİTİK GELİŞME
Karabağlar Belediyesi sınırları içerisinde bulunan ve 30 Ekim 2020 depreminde orta hasarlı bulunulması sonrası yeniden yapımı planlanan İl Sağlık Müdürlüğü binası için kritik bir gelişme yaşandı. 1/1000 ölçekli Üçkuyular – Şehitler Mahallesi Revizyon İmar Planında revizyona giden Karabağlar Belediyesi binanın bulunduğu bölgedeki emsali E:2.00'dan E:2.50'ye, Yençok 5 kat sınırını ise Yençok 10 kata çıkarma kararılması önergesi imar ve çevre komisyonlarına havale edildi.
İZDENİZ İLE YAPILACAL
YENİ PROTOKOLE TEPKİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin görev ve yetkisinde bulunan toplu taşımacılık hizmetlerinden denizyoluyla yolcu ve araç taşımacılığı işletmeciliği ve Belediye Meclisimizin 10/03/2014 tarihli ve 05.214 sayılı Kararı ile onanan "İzmir Körfezinde Yolcu ve Araç Taşımacılığı İşletmeciliği Devir Sözleşmesi" kapsamında, Belediyen, bir şirketi olan İZDENİZ A.Ş.'ye devredilmişti.
İşletme giderlerinde meydana gelen artışlara karşılık, elde edilen hasılatın düşmesi nedeniyle mevcut devir sözleşmesi doğrultusunda İZDENİZ A.Ş. tarafından verilen hizmetin yürütülmesi sürdürülebilir olmaktan çıktığı ve yeni bir devir sözleşmesi düzenlenmesi ihtiyacı doğması nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İZDENİZ A.Ş. arasında imzalanmak üzere hazırlanan "Deniz Yoluyla Yolcu ve Araç Taşımacılığı Devir Sözleşmesi" Plan ve Bütçe, Hukuk ve Şirketler Komisyonlarından oy çokluğu ile geldi.
Gündem maddesi Cumhur İttifakı’nın ret oyu ile oy çokluğu ile kabul edildi.
ÇALIŞKAN: 8 AYDA 250
MİLYON LİRA ÖDEYECEĞİZ
Gündem maddesi hakkında konuşan AK Partili Meclis Üyesi Erhan Çalışkan, “Öyle bir güzel madde oyladık ve geçiriyoruz ki… Bu önerge biz bu şirketle bu işi beceremiyoruz diyor. 2014 yılında bir protokolle deniz taşımacılığını İzdeniz’e belediyemiz adına bir protokolle masraflarını paylaşıyoruz. Şirket kar etmiyor, belediyeye verdiği bir şey yok. Sürekli zarar ediyor. Düzeltilemeyen aldığımız acele kararların, doğru fizibiliteye yapılmayan kararların sonuçlarını yaşıyoruz. Şimdi de, biz İBB olarak bütün masrafı ödeyeceğiz, kaça mal olursa olsun diyoruz. Ama şirket ne yapacak, maaşı şirket belirleyecek, harcamayı o yapacak. O zaman ihaleye çıkalım, bu şirkete ne ihtiyacımız var? Geçmiş hataları saymaya başlayalım. Bu teknelerin alınmaması gerektiğini herkes bas bağırsa da alındı. Bu teknelerin kaptanları uzun yol kaptanı. Yani, büyük gemilerde çalışan maaşları ödüyoruz. Tekneler yakıt anlamında zaten çok yakıyor. Tekneleri bize pazarlarken; süratli, ulaşım hızlanacak dendi. 12 binin üstüne çıkmıyor gemiler, üstüne çıktığında yakıt masrafı çok artıyor. Tekne kiralamaya kalktığınızda maliyetlere bakıyorsunuz pahalıya kiraladığınızı görüyorsunuz. Bu uygulama oluyorsa, savunduğunuz doğruya bütün şirketlerimize gelin aynı şeyi yapalım. Bütün şirketler şirket olarak devretsinler, hepsini belediye kapsamı içerisinde verelim. Biz ulaşımı sübvanse edeceğiz, belediyenin bütçesinden karşılayacağız dedik. Şimdi ne yapacaksınız? Ölçebiliyorsunuz, şirketin zarar ettiğini bilançoda görebiliyorsunuz. İşletme ne kadar falan sorgulamayalım. Niye, şirket istediği kadar zarar etsin ama biz ödeyelim. Ama denetim komisyonu şirketi denetlemesin, Sayıştay denetlesin. Sayıştay satın almayı denetler sadece. Gerisini denetleyemezi. Gönül isterdi ki şu teklifle gelinsin; zararı indirecek çalışma yaptık. Biz 3 veya 5 tane tekne alalım. 30-40 kişi olsun, işletme giderleri düşük olsun diyin. Böyle şeylerle gelmiyorlar. Siz bizi denetlemeyin ama bizim zararımızı ödeyin deniyor. İBB’nin bu yönetiliş tarzı, aldığı idari kararlar çok hızlı, yeterince değerlendirilmemiş, profesyonellikten uzak alınıyor. Bu büyüklükteki rakamlarla ilgili çalışmalar böyle olmaz. Konuştuğumuz rakam çok büyük rakamlar. Bir şirketin bütün cirosunu biz ödeyeceğiz. 8 ayda 250 milyon lira ödeyeceğiz. Konu belediyenin parası olunca meclis üyesi arkadaşlarımızın bu kadar hassasiyet göstermemesi beni üzüyor. Sizlere öneriyorum; bu uygulamaya geçmeden önce bu şirketin kara geçmesi içi hazırlık yapalım. Ondan sonra bu kararı verelim. Acil kararların mahkemeden döndüğünü siz de görüyorsunuz. Biz bunu AK Parti grubu olarak yasal sürece taşıyacağımızın bilinmesini istiyorum” ifadelerini kullandı.
KÖKKILINÇ: ALINAN
KARAR HUKUKA UYGUNDUR
CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç ise, “Uzun yol kaptanlarının maaşı 7 bin dolar, bizim kaptanlarımız maaşı 16 bin lira. Uygulama 2011’de AK Parti ile gündeme gelmiş İstanbul’da ve hala uygulanmaya devam ediliyor. 15 günde bir İBB’e hesap verilecek ve 5 gemi daha işletilmeyi planlıyorlar. İzmirliler tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Tarifeleri de UKOME tarafından belirleniyor. Alınan karar hukuka uygundur” dedi.
SÖZÜPEK: DİĞER
ŞİRKETLERİMİZDE DE BU YOLA GİDİLEBİLİR
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı CHP’li Meclis Üyesi Bülent Sözüpek, “İzdeniz, İBB iştiraki olan şirketiz. Kamu niteliğinde hizmet vermekte. Şirket zararlarını sermaye aktarımı yoluyla zararlarını karşılıyoruz. Bunu şirketlerimiz sermaye oranlarını yüzde 50’inin altına düşmemesi için bu uygulama doğru. Yaptığı faaliyetler sonucunda fatura edecek, biz de yaptığı hizmeti ödeyeceğiz. Geçen yıl yapılan maliyetlerle bu yıl yapılan maliyetler yüzde 102’in üstüne geçti. Aryan maliyetleri İzmir halkına yansıtamadığımız için ulaşım bedeli olarak, biz de İBB olarak sorumluluk alıyoruz. Taşın altına elimizi koyuyoruz. Ulaşıma destek olmak için İBB olarak sübvanse ediyoruz. Vatandaşa pahalı ulaşım olarak yansıtmamak için İBB devralıyor. Başarılı olacağımıza inanıyorum. Diğer şirketlerimizde de bu yola gidilebilir” diye konuştu.
TOHUM DESTEĞİNE OY
BİRLİĞİ
Kars ilinin genelinde ve özellikle Susuz ilçesinde yaşanan büyük kuraklık nedeniyle ilçenin tarım alanlarının afet derecesinde zarara uğradığı ve çiftçilerin tarlalarını ekeceği tohum kaynaklarını kuruduğu belirtilerek, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden çiftçilere ekilmesi için arpa ve buğday tohumu desteği verilmesi önerisi meclis gündemine gelmiş; ilgili önerge acil kaydıyla Hukuk, Bütçe ve Kooperatifler Komisyonlarına hava edilmişti.
Komisyonlarda görüşülen önerge, meclise oy birliği ile gelerek kabul edildi.
HIZAL: SAYIN BAŞKANIN
KAFASI KARIŞIK
Gündem dışı konuşmalarda söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal’ın gündeminde mahkeme tarafından verilen Buca metrosu ihalesi kararı vardı. Hızal, “Bu meselenin sadece Avrupa Kalkınma Bankası ayağı yok. Mesele, İzmir’in hatta Türkiye’nin gündemini meşgul edecek mesele haline geldi. İBB’nin İzmir için kıymetli ve değerli olduğu Buca Metrosu ihalesi için içinden çıkılmaz noktaya süreci taşıdığınızı gösterir bir hal aldı. Son dönemlerde Sayın Başkan Tunç Soyer’in bu tarz hadiselerin hemen arkasından yapılan meclis toplantılarına meclis başkanı olarak bu salonda bulunmamasını çok manidar buluyorum. Bu tarz konularda kısa aralıklarla yapılan açıklamalardaki çelişkileri gördüğümüzde şunu anlıyorum; başkanın aklı çok karışık. Ya bu konuda gerekli bilgileri kendilerine aktarmıyorlar ya da kendisini bu konulardan çok uzak. İzmir için kıymetli bir proje dedik ve bu proje ihale aşamasını sonuçlanmasında sakat doğdu. Biz o günde söyledik. 529 milyon bedel fazlalığıyla birinci firmadan alıp başka bir firmaya neden veriyorsunuz? Bunun net izahını yapamadınız. Bunun için yaptığınız üzerine kılıf uydurdunuz. Geldiğiniz noktada İzmir 4. İdare Mahkemesi bu yapmış olduğunuz idari işlemi hukuksuzluk olduğunu belirterek işlemi iptal etti. Sonra sayın başkan sosyal medyasından ve yerel medya kuruluşlarına engelleniyoruz dedi. Kim engelliyor, mahkeme mi engelliyor? Çünkü sayın başkan o açıklamayı yaptığında kurumuna gelmiş olan mahkeme kararını bir yönetici sorumluluğuyla eline alıp okumadı ya da okuyan birilerine sormadı. En kolay yöntemi seçip popülizm yaptı. Reklam ve mazeret belediyeciliğinin net örneğini gösterdi. Bugün ise, “engellenmiyoruz, ihale iptal olmadı, bizim verdiğimiz karar iptal oldu” dedi. Bir engelleme yok. Mahkemenin vermiş olduğu bir karar var. Sizin yanlış verdiğiniz kararı mahkeme düzeltme noktasına gidiyor. Bunun üzerinden çıkıp engelleniyoruz diyip 24 saat geçmeden biz engellenmiyoruz, mahkeme böyle karar verdi demek çok manidar. İlgili şirketlerden evrakları isteyip inceleyeceğiz dendi 529 milyon fazladan verdiğiniz ihalenin evraklarını bu zamana kadar incelemediniz?” dedi.
“İBB’NİN ÖZ
KAYNAKLARIYLA YAPILMASI İMKANSIZ”
İBB’nin finansal açıdan zor günler yaşadığına dair söylemini tekrarlayan Hızal, “Biz o günde söyledik; İBB finansal açıdan çok zor durumda. İflasa sürüklenen bir belediye noktasında geldik. Bu metro 4 yıl içerisinde tamamlanmadığı takdirde ödemesinin İBB’nin öz kaynaklarıyla yapılması imkansız, o zaman kilit vuracaksınız. Sadece Buca Metrosu da değil tabi. Bir de Narlıdere metrosu var. 2023 yılında tamamlayacağız dediler. Sizin bu performansınızla bu 2023 yılında tamamlanamaz. Çünkü ödemeleri yapamıyorsunuz, o zaman ne yapacaksınız? İhaleyi 529 milyon fazla bedelle verelim, alınan avansla Narlıdere Metrosunu yapalım. Yok öyle bir şey. Siz şu aldığınız kararlar yüzünden Narlıdere Metrosu da yapılamıyor. Buca Metrosu da zamanında bitirilemiyor. Açılmış mahkeme kararı varken kararın böyle sonuçlanacağını bilmenize rağmen şaşalı bir temel atma töreni yaptınız. Genel başkanınızı çağırdınız, ben çok üzüldüm genel başkanınız adına. Orada çıkıp aynı söylemle adeta Ankara’ya savaş açarcasına, “Ankara bizi duy” gibi bir şovla aslında derdin Buca Metrosu değil başka bir şey olduğunu bütün İzmirlilere gösterdiniz. İzmir açısından üzüntü verici” ifadelerini kullandı.
YILDIZ: BU TAMAMEN
SİYASİ OLARAK VERDİĞİNİZ KARARDIR
AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız da Buca Metrosu ile ilgili verilen karar hakkında, “AK Parti ve MHP grubu olarak ortaya koyduğumuz karşı görüşün çok net anlaşılmadığını düşünüyoruz. Biz ihale yapıldığında da fiyat farkıyla ikinci firmaya verilmesini eleştirmişti. Teknik bakımdan yeterli olduğunu ve alınan kararın siyasi olduğunu ifade etmiştik. Siz daha önce bu firmaya Narlıdere Metrosunu verdiniz, yüzde 20 daha ucuz yapmış ve ona vermişiz. Bu işte de yüzde 10 daha ucuz olan firmaya sen yapamazsın deyip 529 milyon daha fazla veren firmaya vermişiz. Mahkeme siz bu firmadan neden 77 alanda daha uygun fiyat veren firmaya vermediniz demiş, siz de “ifah edemeyeceğini kararına verdiğiniz ve bir İngiliz vatandaşı olan mühendisin yeterlilik noktasında durumu nedir bilmiyoruz” diye ifade vermişsiniz. İzmir kamuoyunun net görmesi gereken konu şu; Siz firmaya gerekçeleri yazılı bildirmemişsiniz, firmada ben işe yeterliyim işi yapamaz kategoriye düşürüp firmaya yazılı olarak sunmuyorsunuz. Önceden Gülermak firmasını yüzde 20 daha düşük olduğu için vermişiz ama aynı şeyi bu firmaya uygulamıyoruz. Bunu yaptığı için Aziz Bey’e teşekkür ediyoruz. Şimdi İzmir’in 529 milyonunu neye heba etiniz? Bu tamamen siyasi olarak verdiğiniz karardır. Durum böyle olunca Narlıdere Metrosuyla ilgili varsayıma ulaşmaktan dolayı bizi yargılayamazsınız” dedi.
KÖKKILINÇ: BUNU İZMİR
RAHAT BİR ŞEKİLDE AŞAR
Eleştirilere cevap veren CHP’li Kökkılınç, “Şirket zaten Çiğli tramvayımızda işi üstelen firmaların ortaklarından birisi. Söz konusu durum olsa çalışmamız doğru olmazdı. Hakan Bey’in demagoji yaptığını düşünüyorum. Yeterlilik o işin ehil olmadığını veya itibarının düşük olduğu anlamında değildir. İhale koşulları çerçevesinde katılan firmalar içerisinde verilen tekliflerde yeterli görülmemek teknik terim olarak geçer. Bu kapsamda bu sözcük kullanılıyor. Firmanın itibarıyla ilgisi yok. Buca metrosunun ihalesinin iptal bugün ki meclisimiz önemli bir gündemini oluşturdu. Sorun nereye orya çıktı? Mahkeme neden iptal edildi. Mahkeme noktasında açık ve net var. Şekli eksiklik sebebiyle iptal etti. İncelenmemiş evrak sebebiyle değil, şekli eksiklikler sebebiyle mahkeme ihalede açıklanan sonucu iptal etti. Bu da mahkeme kararları 30 gün içerisinde yürürlüğe koyulup uygulanır. Eksiklerini İBB yerine getirdiği takdirde Buca metrosu ile ilgili hem mahkeme kararı yerine getirilir. Hem de metro işlemleri hızlı bir şekilde başlamış olur. Temyiz hakkı da vardır. Bu süreci etkilemez. Temyiz hakkını kullanmak hukuki anlamda şekil eksikliği olmadığını ifade etmek idarenin en doğal hakkıdır. Burada İBB Başkanı Tunç Soyer’in de kesinlikle hakkını teslim etmek gerekiyor. İzmir’in en büyük yatırımlarından biridir Buca Metrosu. 13,3 kilometrede körfez ile Buca’yı 12 dakikada buluşturtacak. Elektrik fiyatlarının, doğalgazın, yakıt fiyatların inşaat malzemeleriniz yüzde 150’leri geçtiği durumda böyle bir yatırımı İzmir’e kazandırmıştır. Uluslararası finans kuruluşlarından 4 yıl geri ödemesiz 12 yıl vadeli yüzde 3 gibi çok düşük bir faizle bu yatırımı İzmir’e kazandırmıştır. Bu küçük şekli bir unsurdur. Bunu İzmir rahat bir şekilde aşar” dedi.