Çiğdem CANPOLAT /
ÖNCÜŞEHİR – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bayraklı Olağanüstü İlçe Kongresi
Bayraklı Havuz Düğün Salonunda start aldı.
Kongreye Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, İYİ Parti Bayraklı İlçe Başkanı Erdinç Çobanoğlu, Demokrat Parti Bayraklı İlçe Başkanı Mehmet Emin Erener, DEVA Partisi Bayraklı İlçe Başkanlığına Sami Sapan, CHP Bayraklı eski İlçe Başkanı Pınar Susmuş, CHP Bayraklı eski İlçe Başkanı Cemalettin Alper, CHP İzmir İl yöneticileri katıldı.
Kongrenin Divan Başkanı CHP 23. Dönem Milletvekili Hakkı Süha Okay oldu.
Kongrenin 3 adaylı geçeceği tahmin edilirken; salonda Didem Gültekin, Samed Tekin ve Memet Yılmaz’ın afişleri yer alıyor.
ŞAHİN: ÖRGÜTÜMÜZÜN
DERLENMESİ VE TOPLANMASIYLA İLGİLİ ÇALIŞMALAR YAPTIK
Kongre açılışında konuşan Başkan Necati Şahin, “İlimiz tarafından geçici yönetim olarak atandık. İçinde bulunduğumuz süreç içerisinde örgütümüzün derlenmesi ve toplanmasıyla ilgili çalışmalar yaptık. Mahallelerin tamamında delege ve mahalle toplantılarımızı yaptık. Başarılı bir süreç geçirdiğimize inanıyorum. Bu kongrenin Bayraklımıza, İzmir’imize ve ülkemize hayırlısı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
OKAY: BU SEÇİM
TÜRKİYE'NİN KADER SEÇİMİ
Kongrenin Divan Başkanı Okay, ev sahibi olduğunu ifade ederek, “Bu kongrenin an itibari ile ev sahibi benim. Oy birliği ile ben ve divanda görev yapacak olan arkadaşlarımız görevine layık bir şekilde çalışacaktır. Bundan hiçbir arkadaşımın endişesi olmasın. Bir kez daha gösterdiğiniz güven için teşekkür ediyorum. İzmir'i özlemiştim. Bayraklı2d böylesine heyecanlı coşkulu ve yoğun katılımlı kongreden mutluluk duyuyorum. Er veya geç nihayetinde 2023'ün Haziran'ında erken seçim olur, baskın seçim olur veya anayasal tanımına göre seçimin yenilenmesi olur, Türkiye bir seçim yaşayacak. Bu seçim Türkiye'nin kader seçimi. Geçmişte çok seçimlere girdik. Belki kader seçimi lafını çok kullandık ancak bu kez seçim diğerlerinden farklı. Bu seçim Türkiye'nin köprüden önceki son çıkışıdır. Türkiye'de otoriter seçim ile demokrasi arasında bir gelgit yaşanmıştır. 16 Nisan referandumu ile Türkiye'de rejim değişkeliği yaşanmış ve bunun için tek adam rejimi olmuştur. Demokrasiyi getiren CHP olarak yeniden demokrasiyi getirmek için yola çıktık. Ancak değişen seçim modeli nedeniyle bu kez demokrasiyi getirmek için kimi paydaşlarımız ile birlikte yola çıktık. Millet ittifakı adı altında yeniden demokrasinin inşası için öncelikle 28 Şubat tarihinde 6 siyasi parti lideri ortak mutabakat metni imzaladı. Bizim mücadelemiz demokrasi mücadelesi. İzmir'de siyaset Anadolu'ya göre çok daha kolay ç Ancak bu kez seçim çok daha farklı olacak. Biz CHP'liler için dostlarımızın da kabulü olursa cumhurbaşkanımız CHP'li olacak. Biz CHP'lilerin gönlünde Cumhurbaşkanı adayının CHP Lideri'nin olması geçmektedir” dedi.
Konuşma sırası için kura çekildi. Kura ile belirlenen sıraya göre önce Samed Tekin, Memet Yılmaz ve Didem Gültekin konuştu.
TEKİN: MAHALLERİMİZDE
İLK DEFA BİR ŞEYİ GERÇEKLEŞTİRDİK
İlk olarak sahneye çıkarak söz alan Samed Tekin, “Mahallerimizde ilk defa bir şeyi gerçekleştirdik. Biz mahallelerimizdeki delegelerimizin görüşleri doğrultusunda çalışacağız, yöneticileri kağıt üzerinde yazmayacağız. Mahallelerde toplantılar yapacağız. İkinci toplantıda bize önerilen yöneticilerle çalışacağız dedik. Her mahallede ikişer toplantı yaptık. Delege ve üyelerimizle görüştük. Delegelerimize amaçlarımızı anlattık, yönetim anlayışımızdan bahsettik. Yöneticilerini kendilerini belirlenmesi ve kendilerini delege seçen üyelerimize bunu sorarak karar vermelerini rica ettik. Yöneticilerim mahallelerimizdeki delegelerimiz ve delegelerimiz seçen üyelerimizle belirlenmişti. Bu Bayraklı’da bir ilktir. Bunun için bana destek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.
“BENİ ADAMI YAPACAK
ADAM DAHA ANASININ KARNINDAN DOĞMADI”
Kimsenin adayı olmadığını belirten Tekin, “Bizim içimizde böyle şeyler oluyor. Bu kişilerin iyi niyetli olduğunu sanmıyorum. Bir şeyin defalarca söylenmesine rağmen öyle olmadığını söylediler. Bu bizi yıldırmadı, yormadı ama partimiz adına üzüldüm. Biz herhangi bir parti değil CHP’liyiz. CHP’li olmak bir şereftir. CHP’li olmanın getirdiği bir ağırlık vardır, bunu hepimizin taşıması gerekiyor. Bunlardan biri benim kimin adayı olduğum yönündeki söylentiler bunu defalarca ifade ettim, ben kimsenin adayı veya adayı değilim. Beni adamı yapacak adam daha anasının karnından doğmadı. Ben örgütün partilerin adayıyım. Örgütün kalbinden geliyorum. 10 yaşında beridir CHP’nin halk evlerinde yetiştim. 40 ayımdayım. Kimsen adayı ve adamı değilim.evet bana destek verenler var teşekkür ederim ama kimsenin adayı ve adamı değil; örgütün adayıyım” ifadelerini kullandı.
“SİYASET ÖYLE BİR ŞEY
Kİ İÇİNE GİRDİĞİNİZ ZAMAN ÇIKAMIYORSUNUZ”
Delegelerin aday olması için kendisini aradığını söyleyen Tekin, “Pınar Susmuş’un yönetimi düşürüldükten sonra oturup madem böyle bir boşluk oldu çıkıp aday olayım demedim. Beni yüze yakın sizlerin içinde olduğu delegemiz aradı. Bu taşın elini koymam gerektiğini bu yola benimle birlikte çıkmak istediklerini, birlikte yol yürümek istediklerini söyledikleri için ben yola çıktım. Bugüne kadar CHP’li olarak üzerime düşen görevi yaptığım gibi bunu da yapmak için yola çıktım. Bana destek veren, benimle yol yürümek istediğini söyleyen ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Siyaset öyle bir şey ki içine girdiğiniz zaman çıkamıyorsunuz. Benim mesleğimde buna benziyor. Avukatlıkta bizde pek emeklilik yok. Ölene kadar yapıyoruz bu işi. Siyasette böyle bir şey. Beni babam bulaştırdı. Elimden tutup kongre ve kurultaylara götürürdü” şeklinde konuştu.
“BENİM HİÇ KİMSEYLE
KAVGA EDECEK VAKTİM YOK”
Kongrenin bir bayrak yarışı olduğunu ifade eden Samet Tekin, “CHP’nin içindeki yarış değil kendi içimizde bir bayrak yarışıdır. Hangimiz seçilirse canla başla seçilen başkanımızın ve yönetimimizin emrinden çalışmaya devam edeceğiz. Diğer adaylarımızda bunu söyleyecek diye tahmin ediyoruz. Ama bizim bir diğer amacımız da artık ülkemize musallat olmuş, bize ızdırap çektiren bu AKP yönetiminden kurtulmak için elimizden geldiğince çalışmak için adayız. AKP’ye karşı daha sıkı mücadele etmek için iddia koyuyoruz. Seçimlere bir buçuk yıldan az bir zaman kaldı. İktidara çok yakınız. İktidara bu kadar yakın olduğumuz bir süreci hatırlamıyorum. Türk halkı bu AKP’den kurtulmayı hak ediyor. Ancak CHP iktidarında rahat nefes alacağımıza inanıyoruz. Bunun için mücadele ediyoruz. Sayın Genel Başkanımızın önderliğinde bu seçim yarışından zaferle çıkacağız. Ancak AKP’nin bu 20 yıllık yolsuzluk düzenin kolay kola terk etmeyeceği bilincindeyiz. Ben yala çıkarken bana, “Sen belediye başkanı ile kavga etmeye geliyorsun” dediler. Güldüm. Bunu her yerde ifade ettim. Benim CHP içinde en başta sayın belediye başkanı olmak üzere sorunum yok, olmaz da. Benim hiç kimseyle kavga edecek vaktim yok. Haftanın 6 günü çalışmaya, sokaklarda gezmeye geliyoruz. Haftanın bir günü ilçe oturacağız, nu dışında ben ve ekinimde yer alan yoldaşlarım sokak sokak, ev ev, dükkan dükkan gezeceğiz. Bizim çok çalışmaktan başka çaremiz yok. AK P kolay kolay iktidarı bırakmayacak. Bizi çok çetin bir seçim süreci bekliyor” dedi.
YILMAZ: EMEKÇİ
KARDEŞLERİMİZİN KORKUTULMASINI ASLA İSTEMEYİZ
Örgütten haberi olmayanın başarıya ulaşamayacağını söyleyen Memet Yılmaz, “Biz Kuva-yi Milliyenin torunlarıyız. Biz Mustafa kemalin askerleriyiz. O yolda yürüyen mahir çayanların deniz gezmişlerin yoldaşlarıyız. Örgütümün her bir ferdi herkesten saygıyı hak etmiştir hak etmeye devam edecektir. 1881 yılında dünyaya geldim ben, çünkü o mavi gözlü çocuk dünyaya geldiğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderi o zaman başlamıştı. Hiçbir zaman emekten yana olmadığımızı söylemedik. Emekçi kardeşlerimizin ötelenmesini, itelenmesini, korkutulmasını asla istemeyiz. Bana göre hiçbir CHP’li partili arkadaşımız da buna yelteneceğine inanmıyorum. İnanmak da istemiyorum. Ekonomi sonsuz bir boyutta geri gitmekte ve insanlarımız açılıkla terbiye edilmekte. Biler ülke olarak kötü yönetildiğimiz için bundan büyük acılarla nasibimizi alıyoruz. 90 gündür mahallerimizi geziyorum. Delegelerimizin dışından vatandaşlarımızla da bir araya geldik. Son derece acı günler olduğunu görüyorum. Türkiye ekonomisi battı. Bütün değerleriz satılıyor. Limanlarımızın hiçbir tanesi bizim elimizde değil. Bizim insanlarımız aç bırakıldı. Bunun hepsini gören biri ve ekip olarak CHP altında çalışmalarımızı yürütmek, genel başkanımız Cumhurbaşkanı yapmak ve bu karanlık kafalardan kurtarmak derdimiz” dedi.
“90 GÜNDEN FAZLADIR
İÇE DÖNÜK MÜCADELE VERİYORUZ”
Pınar Susmuş ve yönetiminin düşürülmesini eleştiren Yılmaz, “Kongreyi keşke yaşamasaydık. Bir yönetimimiz vardı, bir de ilçe başkanımız vardı. Ama 90 günden fazladır içe dönük mücadele veriyoruz. Bu partide hiç bir arkadaşıma haksızlık yapılması tahammül etmiyorum, etmeyeceğim de. Ancak bu olmadığı sürece hiçbir arkadaşım yanlış yapılmasından yana değilim, olmayacağım da. Bazen eksiklerimizi de söylemek zorundayız. 13 bine yakın üyemiz var. Gördüğüm kadarıyla çok acı şeyler gördüm. Yürekli şeyler de gördüm. Acı olan şu; biz hiç okumamışız. Partililerimiz eğitmemişiz. Parti programını okuyan insan sayısı kıyamet kopsa 300’dür. Bunun için biz yönetimde olduğumuz sürece bu tür eğitimlerle eğitilmiş üye sayısı uç noktalara çıkarmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
“KEŞKE KET
VURULMASAYDI”
CHP Bayraklı’nın kurumsallaşmadığını söyleyen Yılmaz, “Bayraklı’da bir ilçe binamız ve tabelamız var. Ama Bayraklı’da CHP, kurumsallaşamamış. Son dönemlerde bu yapılmaya çalışılıyordu ancak keşke ket vurulmasaydı. Hiçbir partili arkadaşımızın evine ekmek götürmekte zorluk çekmesini istemiyorum. Kimsenin parmak sallamasına da asla müsaade etmeyeceğim. Bu örgüt çok şeyi hak ediyor. Önünde herkes saygıda kusur etmemelidir. Biz Bayraklı’da ilçe yönetim kurulu üyelerimizle, belediye meclis üyelerimizle ve belediye başkanımızla beraber kenet haline geleceğiz. Örgütümüzle birlik, beraberlik, saygı, sevgi ve dostlukla sarılarak partimizi büyütüp; Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yaparak iktidara yürümek zorundayız. Bizim tek alternatifimiz bu. Biz dostluğu ve kardeşliğe kucak açacağız. Biz gençlerimizi sevgiyle büyüklerimiz de saygıyla karşılayarak hiç birisine kusur işlemeyeceğiz. Biz kadınlarımızın her zaman ön saflarda yürümesine adına onlarla kol kola yürüyeceğiz. Biz köyümüzü, kentimizi, kasabamızı, sokağımızı çok seveceğiz ve orada her kapıya bir karanfil, nergis ve broşürlerle gideceğiz. Partimizi ilçemizde de büyütme yollarını arayacağız. Biz esarete, korkuya, ötelenmeye itelenmeye baskıya asla müsaade etmeyeceğiz. Bu İzmir’de bayraklıda hangi iş yerinde olursa olsun kapısına gidip hasır serip isyan edeceğiz. Biz dostluğu sevgiyi unutmuyoruz, kötülüğü de unutmuyoruz. Acıyı bal eyledik. Dostluğu yol eğledik. Beraberce yürüyecek miyiz? Bizim felsefemizde ayrıştırmak, ötelemek, sınıfı diye olaya da yok. Bütün örgütümüzle ilikte beraberce konuşarak görüşler alarak birlikte karar vermek için çalışmalarımız yan yana yapacağız” açıklamalarında bulundu.
GÜLTEKİN: BİZ OMUZ
OMUZA SOKAKLARDA MÜCADELE EDECEĞİZ
Didem Gültekin omuz omuza iktidara geldiklerini ifade ederek, “Geliyoruz kadınlar, gençler, işçiler, çiftçiler, ezilenler omuz omuza iktidara geliyoruz. Biz kadınlar olarak kimsenin avradı değil, biz cumhuriyetin kadınlarıyız. Türkiye’nin geldiği durum ortada. Karşımızda 20 yıllık bir iktidar yok. Cumhuriyet tarihinde bu yana içinde kini, nefreti kartopu gibi büyüten bir güruh ile karşı karşıyayız. Siyaset alt yapıları yok. Geldiklerinde önce insanlarımızı yoksullaştırdılar, sonra sadaka kültürüne alıştırıp kendilerine muhtaç bıraktılar. İnsanlar kutuplaştırılmış vaziyette. Sizden olanlar olmayanlar diye bir noktaya getirdiler. Biz omuz omuza sokaklarda mücadele edeceğiz. CHP devlet kuran partidir, savaş meydanlarında kurulmuştur. Bugün cumhuriyetin köklerine dinamik koyulmuş vaziyette. Bizler bu noktada omuz omuza verip bunlarla mücadele edeceğiz. Ülkede sosyolojik bir eğilim var, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 6 farklı siyasi görüşü memleket kaygısıyla bir araya getirdi. Türkiye kötü bir durumda. İnsanlar yaşamak değil hayatta kalma mücadelesi veriyor. Muhalefet başka bir boyuta geldi. Bizler yerellerde sağladığımız başarıyı omuz omuza genel iktidara taşımak zorundayız” dedi.
“101 BİN OLAN
OYUMUZU, 150 BİN YAPACAĞIM”
“Gün birlik olma günü” diyen Gültekin, “Biz tertemiz bembeyaz yeni bir sayfa açmak istiyoruz. Hep beraber. Kavgasız tartışmasız tek hedefi iktidar olan bir sayfa.her mahallede sokakta her evde olacağız. Kadınlarımızla gençlerimizle partililerimizle olacağız. Ayrıştırmadan omuz omuza çalışacağız. Genel merkezimizle, il örgütümüzle, Büyükşehir belediyenizle, ilçe örgütümüzle beraber başaracağız. Bu mesele parti meselesi değildir. Bu mesele memleket meselesidir. Bugün burada CHP Bayraklı örgütü bir kişiyi değil yeni bir anlayışı iktidara getiriyor. Yeni bir kadroyu değil yeni başlangıcı seçip bir mücadeleyi sahipleniyor. 6 farklı siyasi görüş bir araya geldiyse biz CHP olarak birlik ve beraberlik kavramlarını tozlu raflardan indirip sokaklarda iktidar mücadelesi vereceğiz. Benim ilçe başkanı adayı olmakta tek amacım vardır; Bayraklı’da 101 bin olan oyumuzu, 150 bin yapıp partimi iktidara, genel başkanımı Cumhurbaşkanlığına taşımaktır” açıklamalarında bulundu.
“ÖRGÜT İRADESİ
TECELLİ EDECEKTİR”
Gültekin sözlerini şöyle tamamladı;
“Girmedik ev, sıkılmadık el bırakmadan sokaklardan geri durursak namerdiz. Ben örgütten geliyorum. Gençlik kollarından gelen bilir. Her kademsinde görev yaptım. Biz değil hayatımı bu parti için feda ettim. Helali hoş olsun, bir canım var bu partiye feda olsun. Ben CHP’liyim, ben Anadolu’yum, tepeden tırnağa Bayraklılığım. Buralıyım, örgütümün evindeyim. Bu demokratik bir yarıştır. Örgüt iradesi tecelli edecektir. Beyaz, mavi ve sarı liste de bizim. Kazanan CHP olacak. Kazanan Bayraklı olacak. Ben bu noktada önce gençliğime, sonra örgüt terbiyeme, bilgime, örgüt birikimime, tecrübeme, bu partinin sağduyulu ve onurlu delegelerine güveniyorum. Benim en büyük ailem CHP’dir. Ben örgütte büyüdüm. Bu parti kurulurken sokak sokak parti kuruluşu ile ilgili bir ailenin evladıyım. Bu uğurda mücadele verdim. Emekli ikramiyesini bu parti için harcamış bir babanın kızıyım. Aile olarak CHP’yi bildim. Kendimi size ve aileme emanet ediyorum. Yetki verin iktidara gelelim. Gençlere yetki verin iktidara gelelim. Yolumuz açık olsun.”