ÖNCÜŞEHİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, Öncüşehir TV’de ‘Öncü Siyaset’ programının konuğu oldu. Muhabirimiz Çiğdem Canpolat’ın sorularını yanıtlayan Bayır, gündemde yer alan birçok konu hakkında açıklamalarda bulundu.
"SANDIKLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ VE OYLARIMIZI ÇALDIRMAYACAĞIZ"
Sandıklara ve oylara sahip çıkılması gerektiğini belirten Bayır, "Bazı partiler şu anda gerek Cumhur İttifakı'nı gerek Millet İttifakı'na farklı adaylarla çıkarak destek veriyorlar. Ama buna rağmen 11 tane cumhurbaşkanı adayımız var, öyle görünüyor. Seçim zamanında sayı iner mi, çoğalır mı bilmiyoruz. Partilerin bir kesimi 100 bin imza toplamak zorunda ki imzalar da toplanmaya başladı. Bir kesim ise mecliste grubu bulunan siyasi partiler mevcut milletvekilleriyle kapalı oturum olarak gizli oylamayla cumhurbaşkanı adayı önerebiliyorlar. Bizde grubumuzla imza toplamadan oylama yaptık. Bütün oylar Sayın Kılıçdaroğlu'na çıktı. Şimdi 6'lı masa ile ilgili yapılan çalışmalar uzun bir süreçte yandaş medya kanallarıyla her ne kadar yıkılmaya çalışılsa da, zaman zaman ufak tefek problemler olsa da masa dimdik ayakta yürüyor, adayını da açıklanmış durumda. Hatta dışarıdan büyük partilerin de desteği var öyle görünüyor. Bugün ki kamuoyu yoklamalarına göre Sayın Kılıçdaroğlu 13. Cumhurbaşkanımız olacak, bunu net bir biçimde söyleyebilirim. Eğer oylarımızı çaldırmaz ve bir hile hurda karışılmaz ise... Biz olabilecek her şeye hazırlıklıyız. Örgütümüz, partimiz, bütün Türkiye'de yurtdışında da aynı şekilde sandıklarda temsilcilerimiz var. Sandıklarımıza sahip çıkacağız ve oyları çaldırmayacağız. Peki, bundan sonrası ne olacak? Bundan sonrası vatandaşa kalacak. Yani 20-21 yıldır bu ülkede yaşayan insanlar bu ülkeyi yönetenlerden memnunsa, hayatlarında son 20 yıldır daha büyük gelişmeler olduysa, daha zenginleştiyseler, daha iyi bir yaşam ortamı sağlanıldıysa kendilerine söyleyecek bir şeyimiz yok" dedi.
"UNUTMAMAMIZ GEREKEN O KADAR ŞEY VAR Kİ!"
Vatandaşların sandığa giderken düşünmesi gerekenleri aktaran Bayır, "Ama görünen o ki; 20-21 yılda yaşadıklarımızı sizin aracılığınızla sandığa giderken unutulmaması gerekenleri bir kaç tanesini sıralayayım. Sandığa giderken iki ay sonraya verilen hastane randevularını unutmamak lazım. Vatan topraklarımızı Araplara peşkeş çekip satanları unutmamak lazım. Sınav sorularının çalınmasına göz yumarak çocuklarımızın hakkını yiyenleri unutmamak lazım. Ulusal bayramlarda Anıtkabir'den yolu geçmeyenleri unutmamak lazım. Kadın cinayetlerin önlenmesiyle ilgili harekete geçmeyip kadınların katledilmesine ses çıkarmayanları unutmayalım. Gerçek enflasyon verileri yerine pembe tablolarla yalan üzerine kurulan enflasyon rakamları açıklayan TÜİK'i unutmayalım. Suriyelileri başımıza bela edenleri unutmayalım. Ülkeyi 21 yıldır yönetip hala utanmadan son bir şans isteyenleri unutmayalım. Sizler 'Bir maaşla nasıl geçinirim' diye kara kara düşünürken kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sanıp da 5-6 yerden maaş alanları unutmayalım. Çocuğunuza bir mandalina bile alamayıp kendiniz bir bardak çayın hesabını yaparken saraylarda ejder meyvesi yiyip kilosu 3 bin TL olan beyaz çay içenleri unutmayalım. Unutmayalım ki; elimizi vicdanımıza koyarak doğru oy kullanabilelim. Ne istediniz de vermedik deyip ülkede darbe girişimi yapılmasına yol açanları unutmayalım. Pandemide bir maske bile dağıtamayanları unutmayalım. Cumhuriyet döneminden kalan fabrikalarımızı yabancılara peşkeş çekenleri unutmayalım. Askerlerimizin başına çuval geçirtmelerine ses dahi çıkarmayanları unutmayalım. İhaleye fesat karıştırarak tüyü bitmemiş yetimin hakkını unutmayalım. Unutmamız gereken o kadar çok şey var ki... Neredeyse bunların hepsini kalem kağıda döksem herhalde seçim gününe kadar burada saymaya devam ederim. Bunları unutmamak lazım ve neden unutmamız gerektiğini de doğru anlatmak lazım. Bunun en önemlisi herhalde 1150 odalı sarayda yaşayıp depremde çadır bile dağıtmayı beceremeyenleri unutmayalım. İşin ehlini atamak yerine akrabasını eşini, dostunu kurumların başına getirenleri unutmayalım. Son olarak imar affını tam 9 kez çıkararak beton altında insanların ölümüne neden olanları unutmayalım. Oyumuzu ona göre kullanalım. Burada güçlendirilmiş parlamenter sistemi, Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal Atatürk'ün yolundan yürümeyi kendine biat etmiş insanların topluluğuyla, tek adam rejimi isteyenleri unutmamak lazım" dedi.
"SEÇİM İKİ GRUP ARASINDA GEÇECEK"
Seçimin iki grup arasında geçeceğini ifade eden Bayır, "Demokrasiyi savunanlar, güçlü parlamenter sistemi isteyenler, Cumhuriyet rejimiyle yönetilmek isteyenler ile diğer tarafta tek adamı cumhuriyet rejimini yıkma hayallerini kuran ve tek adam diktatörlüğüne gidip parlamentoyu devre dışı bırakmak isteyenler. Sadece saydıklarımın unutulmaması gerekiyor. Bu iki konuyu karşı karşıya getirip 'benim yerim güçlendirilmiş parlamenter sistemden yana, cumhuriyet rejiminden yana, eğitimden, özgürlükten, sansürden her konuda serbestlikten yana, çocuklarımın geleceği için ben bu taraftayım' diyebilmeyiz. Geçmişte kime oy verirseniz verin farklı siyası partilere oy vermiş olabilirsiniz ama bu gün gelinen durumda artık siyasi partilerin pek önemi kalmadı. Önemli olan şey ne tarafta olduğunuz. Bu düğüm 14 Mayıs'ta düğüm çözülecek ve ben inanıyorum ki çok güzel günler göreceğiz, güzelliklere gideceğiz" diye konuştu.
"AK PARTİ'DE BAŞVURULAR AZALDI, CHP'DE ARTTI"
Aday adaylığı başvurusu hakkında konuşan Bayır, "Yeniden aday adayı olmamın iki büyük nedeni oldu. Bir tanesi çok sayıda daha önce beni desteklemiş olan ve 25. dönemde ön seçimde bana omuz atan insanlar telefon ederek 'tamam, bu dönem ön seçim olmadı. Sende karneni göremedin ama biz sana söyleyelim 'senin karnen pek iyiydi zaten' diyenler oldu. Yani yeni bir ön seçim olsaydı yine listelerde olacaktım. 6'lı bir mutabakatta altı siyasi partinin ortak listelerinin yapılma zorunluluğu olduğu bir ortamda ön seçim diye daha fazla dayatmanın bir anlamı yok artık. Her partinin seçimlerde birtakım şeylere ihtiyacı vardır. Bende kendi partimi destekleyip ve 'acaba Genel Merkez'deki karnem, genel başkanın, Cumhurbaşkanımızın gözündeki karnem nedir?' diye müracaat ettim. Yaklaşık 200'e yakın kişi aday adaylık için müracaat etti. Bu ciddi bir rakam. Daha önce bu rakam 150-160'larda kalıyordu. Bu sefer 50-60 kişi artmış gözüküyor. AK Parti'deki müracaatlarda tam tersine azalmış gözüküyor. Daha önce daha çoktu, şimdi azalmış gözüküyor. Bu partimize olan ilgi ve alakanın ne kadar çoğaldığının göstergesi. Benim görev anlayışıma gelince; ben yedi yıldır aynı zamanda Sanayi ve Ticaret Enerji Komisyonu üyesiyim. Bu anlamda sorumluluklarım var. Eğer partim iktidar olursa çok sayıda insana da ihtiyacımız var. İllaki milletvekili olarak hizmet etmeyebilirsiniz, başka görevlerde alınabilir. Ama diyebilirler ki, 'Tacettin abi, sen örgütün abisi oldun, örgüt seni çok seviyor. Bir dönem daha devam et abilik yapmaya' denilebilir ya da 'Biz seni başka yerde değerlendireceğiz' de diyebilirler. O takdir yetkisi Sayın Kılıçdaroğlu'nda şu anda" şeklinde konuştu.
"KÜSKÜNLÜĞÜM VE KIZGINLIĞIM OLMAZ"
Listede aday olarak gösterilmezse küskünlük yaşamayacağını dile getiren Bayır, "Liste açıklanınca anlayacağız. Eğer listede adınız yoksa demek ki sizi başka yerde değerlendirecekler. Dediğim gibi iktidara geldiğimizde çok sayıda insana ihtiyacımız olacak. Müdürlükler, bakan yardımcılıkları, yerel yönetimlerde belediye başkanlarına ihtiyacımız var. Yani o kadar çok ihtiyaç var ki olaya o boyutta baktığımızda ben listede olsam da olmasam da kendimi görsem de görmesem de bir küskünlüğüm kızgınlığım olmaz. Sahada ve alanda çalışmaya devam ederim" ifadelerini kullandı.