CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Salihli ve Kuşadası’nda
DİSK Emekli-Sen üyeleri, partililer ve işçilerle buluştu. Emekli-Sen Salihli
Şubesinin düzenlediği etkinlikte yüzlerce üye ile bir araya gelen Beko,
Emekli-Sen Kuşadası Şubesi üyeleriyle de Kuşadası’nda kahvaltıda buluştu. Beko,
Kuşadası İlçe Başkanlığını da ziyaret ederek partililerle bir araya geldi.
Emekli-Sen Kuşadası Şubesinin düzenlediği 'Ekonomik Kriz, İşsizlik ve İş
Güvencesi' konulu panelde ekonomik gelişmeleri değerlendiren Beko, çarpıcı
açıklamalar yaptı. Ülkenin her yerini gezdiğini ve karşılaştığı manzaranın ekonomik
verileri kendisine sunduğunu belirten Kani Beko, “AKP iktidarında geçen 16
yılda tütün bitmiş, pamuk bitmiş, zeytin bitmiş. İç ve dış politika çökmüş. 551
milyarı betona gömdüler, Araplar gelecek, şeyhler, şıhlar gelecek bu parayı
kurtaracak. Gelen giden olmadı ve 551 milyar betona gömüldü. Bu parayı çiftçiye
ver, köylüye ver ki nohut, fasulye, et, küçükbaş hayvan, büyükbaş hayvan ithal
etme. Tütüne, pamuğa, pancara kota getirdiler. Tarlasını ekemeyen köylü çaresiz
kaldı. 3,5 milyon köylü köylerini bıraktı şehirlere geldi. Ne iş verirsen
yaparız abi dediler. İşsiz adam ne yapsın. İnşaat işlerinde çalışmaya
başladılar ama deneyim, tecrübe, birikim sahibi olmadıkları için iş kazalarında
en çok onlar hayatını kaybetti. Şehir hayatı 3,5 milyon köylüyü öldürdü! AKP
iktidara geldiğinden bu yana 23 bin işçiyi iş yerlerinde kaybettik. Yazıklar
olsun. Uluslar arası Çalışma Örgütü’nün kriterlerine uymazsanız bu ölümler
maalesef devam edecek çünkü iş güvenliği yok, yaptırım yok! 3. Havalimanında 53
işçi öldü. Ben DİSK başkanıyken bu işçilerle bir araya geliyordum orada kayıt
dışı çok işçi vardı. Bana göre orada 100’e yakın işçi kardeşimiz öldü.
Memlekette yüzde 35 kayıt dışı var” açıklamalarında bulundu.
"BUNLAR NE YERLİ NE DE MİLLİ"
AKP iktidarının Türkiye’nin hemen hemen bütün kamu
varlıklarını yabancı sermayeye sattığını savunan CHP’li Beko, şunları söyledi:
“2002 yılında Kamu Yönetimi Temel Kanunu diye bir kanun çıkardılar. Biz çok
karşı çıktık, eylemler yaptık. Neydi bu kanunun içeriği; kamu işletmelerini ve
tüm fabrikaları uluslar arası sermayeye teslim etmekti. Karayolları,
havayolları, deniz yolları, Sümerbanklar, tekel fabrikaları, şeker fabrikaları
tek tek uluslar arası sermayeye satıldı. Bunlar ne yerli ne milli. Satılan bazı
işletmelerin isim listesi var. Şeker fabrikalarını, tekel fabrikalarını
İsrail’e satmış. Pektim’i, Tüpraş’ı, Tekelekom’u Amerika’ya satmış. Limanlar ve
Seka kağıt fabrikası Yunanlılara satılmış. Bugün bankaların yüzde 75’i yabancı
sermayede. Son Varlık Fonuna baktığımızda kanun hükmünde kararname ile fonun
başına atayan Recep Tayyip Erdoğan, atanan Recep Tayyip Erdoğan, onaylayan
Recep Tayyip Erdoğan. Ziraat Bankası, Halk Bank, Botaş, PTT, Eti Maden, Çaykur,
Borsa İstanbul, Türk Hava Yolları, at yarışları, Milli Piyango ve 200 milyar
para var bu fonda. Yetki ise damadın elinde. Olacak iş değil, akıl tutulması
var. Bunlar bizim elimizde kalan son varlıklarımız. Ama karşımızda tam bir
ihanet şebekesi var.”
"ÜLKEMİZİ İHANET EDENLERE TESLİM ETMEYECEĞİZ"
Yerel seçimlerin yaklaştığını ve AKP iktidarına karşı her zamankinden daha çok birlikte olma zamanının geldiğini söyleyen CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Bölüşürsek tok oluruz bölünürsek yok oluruz birleşirsek var oluruz. Yerel seçimlere yaklaşırken her zamandan daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Ülkemin her yeri gibi Kuşadası güzel bir yer. Bu güzel memleketi başta İstanbul ve Türkiye’ye ihanet edenlere teslim etmemek gerekir. Ulusal kurtuluş savaşımızın lideri Mustafa kemal için ayağa kalkmalıyız, Çanakkale savaşında şehit olan atalarımız için, gezi direnişindeki kahramanlar için, bizim için kahraman olan onlar için hain olan Nazım Hikmet için, Ahmet Kaya, Yılmaz Güney için ayağa kalkmalıyız. Bahriye Üçok’ları, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Uğur Mumcu’yu unutmayalım. 1 Mayıs’ta Taksim’de şehit edilen o güzel insanları unutmayalım. Sivas’ta türkü söyleyip saz çaldıkları için katledilen o güzel insanlar için ayağa kalkmalıyız. 10 Ekim’de Ankara’da eşitlik, özgürlük, demokrasi, barış, kardeşlik demek için toplanan ve katledilen barış elçilerimiz için ayağa kalkmalıyız. Bu ülkenin bağımsız, demokratik, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olması için mücadele eden, eğitimin demokratik ve laik olması için çabalayan başta Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya ve tüm mücadele elçilerimiz için artık ayağa kalkmalıyız” çağrısını yaptı.