Sözlerine, 27. Dönem 5. Yasama Yılı’nın tüm ülkeye hayırlı
olmasını ve halkın gerçek sorunlarını çözecek bir yasama yılı olmasını
dileyerek başlayan Av. Sevda Erdan Kılıç, yaklaşık 8 aylık bir çalışma
gerçekleştirdiklerini, birçok resmi ve sivil toplum kuruluşunu dinlediklerini,
yerinde incelemeler yaptıklarını, sonunda da 268 öneri içeren 522 sayfalık bir
raporun ortaya çıktığını kaydetti.
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, raporun büyük
bir bölümüne katılmakla birlikte eksik buldukları kısımlara ilişkin ek görüş
sunduklarını belirterek, “Komisyonun ilk toplantısında da dediğim gibi; bizler
Cumhuriyet Halk Partisi’nin temsilcileri olarak parti rozetlerimizi kapıda
bırakarak, siyaset üstü gördüğümüz, her ne kadar teknik gibi gözükse de aslında
vicdani olan bu komisyonda, elimizi vicdanımızdan hiç ayırmadan ve depremden
dolayı acı çekmiş herkesin acısını yüreğimizde hissederek çalıştık.” dedi.
Bu komisyonun, 117 kişinin hayatını kaybettiği, birçok
kişinin yaralandığı, ardında yaklaşık 80 bin depremzedeyi bırakan İzmir
depreminden hemen sonra kurulduğunu anımsatan CHP’li Av. Sevda Erdan Kılıç,
depremden hemen sonra enkaz çalışmalarında tüm Türkiye'den İzmir'e yardımlar
yağdığını, İzmirlilerin tam bir dayanışma örneği gösterdiğini ifade etti.
“Biz ranttan değil
vatandaştan yanayız”
TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç,
İzmir depreminden sonra ufak tefek aksaklıklar olsa da enkaz kaldırma
çalışmalarının tamamlandığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Peki, ya sonra? Komisyon bir tarafta çalışmaya devam etti,
siyaset devam etti, hayat devam etti ama neredeyse bir yıldır İzmirli
depremzedeler gün yüzü görmedi. Depremzedeler bile bu iktidar tarafından
kutuplaştırıldı. ‘Proje alanı depremzedeleri’, bir de ‘proje alanı dışında
kalan depremzedeler’ diye bir ayrım yapıldı. Depremzedelerin kimisi 6306 sayılı
Yasa'ya, kimisi 7260 sayılı Yasa'ya tabi tutuldu. Kredi şartları, süreleri,
miktarları derken tam bir kaos hakim oldu. Kimi depremzedeler kira yardımı
aldı, kimileri alamadı; kimileri eşya yardımı aldı, kimileri alamadı ve sonuçta
son gelinen noktada da neredeyse boş kağıt diyebileceğimiz evraklara,
kendilerine kaç metrekare ev verilecek, ne kadar ödeyecekleri bile belli
olmadan çaresizlikten imza atmak zorunda kaldılar. Hala ‘kim ne kadar ödeyecek,
nasıl bir eve kavuşacaklar ve ne zaman kavuşacaklar’ belli değil. Konu
depremzedeyken bile, en temel anayasal hak olan eşitlik ve hakkaniyet ve tabii
ki adalet de ayaklar altına alındı.
Bu bölgede yaşayan deprem mağduru vatandaşlarımız için,
‘sanki lüks bir semtte yaşıyor’ gibi bir algı yaratıldı ama dönüp baktığınızda
çoğunluğu dişinden, tırnağından artırdığıyla ev sahibi olan 65 yaş üstü
emeklilerimiz. Burada da bir kaos oldu. 65 yaş üstü emekli depremzedeler kredi
çekmek istiyorlar, bankalar diyor ki: ‘Hayır, siz yaşlısınız kredi veremeyiz,
gidin, oğlunuzu, eşinizi, dostunuzu, kızınızı getirin kefil yapın anca öyle
kredi veririz.’ Böyle de bir saçmalık yaşanıyor. Bu depremzedelerin emekli
maaşları 1.650-3.500 Lira arası değişiyor. Kredi çekseler ödemek zorunda
oldukları aylık miktar 7-8 bin lira. El insaf! Bu şartlarda bu depremzedelerin
bu miktarları ödemeleri kesinlikle mümkün gözükmüyor. Eğer ki sosyal devletten
söz edeceksek afetzedelerin cebinden bir kuruş bile çıkmadan mağduriyetleri
giderilmelidir. Yeter ki konu ve gayeniz depremzedelerin acılarını dindirmek,
yaralarını sarmak olsun. Başta Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak
üzere, Meclis Grubumuz ve yerel yönetimlerimiz üzerine düşenin fazlasını
yapmaya dünden hazır, çünkü biz ranttan değil her durumda vatandaştan yanayız.”
“340 milyon dolarlık
kredi konusu bir an önce tamamlanarak vatandaşlar güvenli evlerine
kavuşturulmalıdır”
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, İzmir
Büyükşehir Belediyesi’nin İzmirli depremzedeler için Dünya Bankası ile
görüştüğü 340 milyon dolarlık kredi konusunun aylardır bakanlıkların olurunu,
Cumhurbaşkanlığı 2021 Yılı Yatırım Programı'na alınmayı beklediğini
vurgulayarak, “Bu medyada çok tartışıldı; ‘imzaydı, vardı yoktu, o onu demiş bu
bunu demiş.’ İnsanların yaşam haklarını kimsenin magazinleştirmeye hakkı yok.
Her kurum kendi işini vakti zamanında yaparak bu mağduriyete bir an önce son
vermelidir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de sadece vatandaşa hizmet için
çabaladığı göz ardı edilmeden, bu konu da bir an önce tamamlanarak vatandaşlar
güvenli evlerine kavuşturulmalıdır.” diye konuştu.
TBMM Katip Üyesi Av. Kılıç, sürecin sağlıklı işlemediğini,
kurumlar arası çatışmanın devam ettiğini vurguladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın orta hasarlıdan ağır
hasarlıya çevirdiği binayı DASK’ın kabul etmediğine ve “Benim bilirkişime göre
hala orası orta hasarlı, ben orta hasarlıya göre işlem yaparım." dediğine
işaret eden Av. Sevda Erdan Kılıç, “DASK konusunda da bir şımarıklık, öncesinde
olduğu gibi halen devam ediyor.” dedi.
CHP Milletvekili Av.
Sevda Erdan Kılıç, konuşmasında şu hususları belirtti:
“(Yaşanabilir kentler) diyoruz, ek görüşlerimizde de
belirttik. Ülkemizdeki konutların yaklaşık yüzde 40'ı kaçak ve ruhsatsız,
denetimden uzak bir şekilde adeta felakete davetiye çıkarıyorlar. Son 11 yılda
7 kere imar affı yapılmış ve bu sorun büyüyerek içinden çıkılmaz bir hal almış
ama Deprem Araştırma Komisyonu Raporunda bununla ilgili tek bir satır bile yok.
Rapordaki ek görüşlerimizde de belirttiğimiz gibi ülkemizin depremle ve afetle
mücadelede daha çok yol kat etmesi gerekiyor.
Derli toplu bir Afet Yasası, Deprem Kanunu çıkarılmalı,
bağımsız deprem kurulları oluşturulmalı. AFAD çok kıymetli ama Kandilli
Rasathanesi’nin çalışmaları da göz ardı edilmemeli. Yapı envanterinin
tespitleri tamamlanmalı, yapı riskleri tespit edilmeli, kurumlar arası
koordinasyon etkin bir biçimde sağlanmalı, DASK Kanunu'nda ivedilikli
iyileştirilmeler yapılmalı, toplanan deprem vergileri depremin zararlarını
azaltacak tedbirler ve deprem sonrası çalışmalar için harcanmalı ve belki de en
önemli konulardan biri bu; bilimden bir an için bile uzaklaşılmamalı.”
“Depremle ilgili
özellikle çocuklar ve gençlerde toplumsal farkındalığı yaratmamız gerekiyor”
TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Kılıç, depremin,
teknik bir konu olmakla birlikte sosyolojik ve psikolojik boyutunun da olduğunu
ifade etti. Bu konudaki toplumsal farkındalığı artırmanın önemini vurgulayan
Av. Sevda Erdan Kılıç, “Sadece deprem olurken veya deprem sonrası için değil;
deprem öncesine ilişkin özellikle yeni nesilde, çocuklarda, gençlerde
farkındalığı yaratmamız gerekiyor. Depremin etkilerini azaltmamız için
toplumsal farkındalık, belki de en önemli, en çok üstünde durmamız gereken
konulardan birisidir.” ifadesini kullandı.
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, konuşmasını şu
sözlerle tamamladı:
“Bu Meclis’te çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağımız
belki de en büyük miraslardan biri bu olacak, depremin etkilerini en aza
indirebilecek değişikliklerin bir an önce yapılması en büyük mirasımız olacak.
Gelin bu raporu, Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer partilerin ek görüşlerinde
bulunan hususları bu Meclis’te yasalaştıralım ve gelecek kuşaklara güvenli bir
ülke bırakan Meclis grubu olarak da tarihe adımızı hep beraber yazalım diyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.”