İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin BM tarafından 10
Aralık 1948’de kabul edilmesinin ardından, 10 Aralık gününün Dünya İnsan
Hakları Günü olarak kutlandığını anımsatan Av. Sevda Erdan Kılıç, dünyadaki
birçok ülke gibi Türkiye’nin de bu bildirgeyi imzaladığını ancak bildirgeyi uygulamadaki
eksikliklerinin AKP iktidarı dönemlerinde “zirve yaptığını” kaydetti.
AKP iktidarında, her alanda olduğu gibi insan hakları
alanında da çok ciddi geriye gidiş yaşandığını vurgulayan CHP’li Av. Sevda
Erdan Kılıç, “2021 yılının ilk 11 ayında, insan hakları ihlali nedeniyle 2 bin
344 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir, 2 bin 953 vatandaşımız işkenceye veya
kötü muameleye maruz kalmıştır, bin 853 iş cinayeti yaşanmıştır.” dedi.
“Bizler ‘artık yeter’
demekten bıktık ama AKP kadın ölümlerini seyretmekten bıkmadı”
CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, son dönemlerde neredeyse
her gün bir kadının şiddete uğradığı veya hayatını kaybettiği ile ilgili bir
haberin basına yansıdığını üzülerek gördüklerini belirterek, “Bu yılın ilk 11
ayında 290 kadın cinayete kurban gitmiştir. Bizler ‘artık yeter’ demekten
bıktık ama AKP iktidarı ‘19 yıldır kadınların ölümünü seyretmekten’ bıkmadı;
söylemleri ve uygulamadığı yasalarla da her fırsatta kadın cinayetlerine
davetiye çıkarmıştır.” ifadesini kullandı.
Annesi, eşi, kardeşi, akrabası, yakını veya komşusu olan
kadını öldüren erkeklerin, çoğu zaman vahşice işlenen bu cinayetlerde cesareti,
“göstere göstere gelen bu cinayetlerle ilgili hiçbir önlem almayan ve bu
cinayetlere seyirci kalan AKP iktidarından” aldığına işaret eden Av. Sevda
Erdan Kılıç, “Bugün Türkiye’de yaşananlar ‘kadın cinayeti’ değildir; ‘erkek
vahşetidir. Bu böyle bilinmelidir.” dedi.
TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Av. Kılıç, bu yılın ilk on
ayında en az 27 çocuğun öldürüldüğünü, 12-18 yaş arasındaki bin 170 çocuğun
tutuklu, 426 çocuğun ise hükümlü olarak cezaevinde bulunduğunu kaydetti.
“Artık tek bir çıkış
yolu kaldı. Bu zihniyeti seçimle göndererek, yurttaşlarımıza rahat bir nefes
aldırmak”
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, açıklamasında
şöyle devam etti:
“AKP iktidara gelmek için ‘3 Y’ diye tabir ettikleri bazı
argümanlar kullandı. Bunlar yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklardı. Şimdi dönüp son
19 yılın fotoğrafını çektiğimizde bunların tamamının kaynağının AKP iktidarları
olduğunu görüyoruz. Bu ülkede kadınların, çocukların yaşam hakları yok
sayılıyor. Yüzbinlerce öğrenci, özellikle kız çocukları eğitim hakkından mahrum
kalıyor. Covid-19 salgınıyla birlikte eğitimde fırsat eşitsizliği büyük oranda
derinleşti. İşçilerin sendikal haklarından insanların doğru haberi alma
hakkına, vatandaşların gösteri ve yürüyüş hakkına kadar her alanda müdahale ve
yasaklayıcı tutumlarla karşı karşıyayız.
Cezaevleri siyasetçi, akademisyen, gazeteci ve üniversite
öğrencileriyle dolu. Yurttaşlarımız sosyal medya paylaşımı yapmaktan,
fikirlerini özgürce dile getirmekten çekinir hale geldi. Medya tek sesli,
iktidara muhalif olan her medya kuruluşu ise gerek yargı sopası kullanılarak
gerek de ekonomik cezalar ve yayın durdurma, ekran karartma gibi 21. yüzyılda
yeri olmayan cezalarla susturulmaya çalışılıyor. Basın özgürlüğünde dünyada 180
ülke arasında 153’üncü, cinsiyet eşitsizliği raporunda 153 ülke arasında
133’üncü, hukukun üstünlüğü endeksinde 139 ülke arasında 117’nci, temel
hakların kullanılması sıralamasında ise 139 ülke arasında 133’üncü sıradayız;
bizim gerimizde Bangladeş, Çin, Venezuela, Myanmar gibi ülkeler var.
Bu karanlıktan çıkmak için var olan yasaları uygulamak,
bağlı olduğumuz uluslararası sözleşmeleri iç hukukumuza yerleştirmek yeterli
olacak ancak Anayasamızı, AİHM’i, Avrupa Konseyi kararlarını tanımam diyen bir
zihniyet tarafından yönetiliyoruz ve uluslararası arenada her geçen gün
saygınlığımızı yitiriyoruz. Dünya artık bizi demokrasi liginden düşürdü ve
otokrasi ile yönetilen bir ülke olarak konumlandırıyor. Bu da günümüzde
yaşadığımız derin ekonomik krizin ve yoksulluğun görünmeyen, belki de görünmek
istenmeyen sebebi. Artık tek bir çıkış yolu kaldı. Bu zihniyeti seçimle
göndererek, yurttaşlarımıza rahat bir nefes aldırmak.”
“Bütün sorunların
çözümünü iktidarımızda tek tek hayata geçireceğiz”
Yaşam hakkının yok sayıldığı, düşünceyi ifade etmenin suç
olduğu, işkencenin giderek artıp cezasızlaştırıldığı, özgürlüklerin keyfi
olarak kısıtlandığı, toplanıp gösteri yapmak isteyen herkesin terörist diye
anıldığı, çalışma hakkının önüne engeller konulduğu, toplumsal muhalefetin
susturulmaya çalışıldığı, adil yargılanma hakkının yanından bile geçilmediği,
devleti yönetenlerin, kadınların feryatlarına, çocukların sessiz çığlıklarına,
doğanın isyanına kulaklarını tıkadığı, halkın açlık ile mücadele ettiği, evine
ekmek bile götüremediği karanlık bir dönemden geçildiğini vurgulayan CHP’li Av.
Sevda Erdan Kılıç, “Bunun tek sorumlusu vardır, o da AKP iktidarıdır. 19 yıl
boyunca iktidarın ülkemizde insan hakları açısından yarattığı mağduriyet ve
tahribat, kabile devletlerinde dahi görülmeyen boyutlara ulaşmıştır. Ama kimse
merak etmesin, bütün bu sorunların çözümü bizde vardır ve bunları da
iktidarımızda tek tek hayata geçireceğiz.” dedi.
“Tüm ezilenler insan
haklarına eşit ve adil bir şekilde erişene dek mücadelemizi sürdüreceğiz”
TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Kılıç, açıklamasını
şöyle tamamladı:
“Tek adam rejimiyle saraydan yönetilen, kötülüğün
kurumsallaştığı ülkemizde, vicdanlarımıza çocukların adları ‘gözyaşlarıyla’,
kadınların adları ‘kanla’ yazılmaktadır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin
imzalanmasının 73. yılında, iktidara doğru koşar adım giden Cumhuriyet Halk
Partisi’nin bir Milletvekili olarak söz veriyorum; ülkenin her bir köşesinde
kadınlar, çocuklar, engelliler, emekçiler, tüm ezilenler insan haklarına eşit
ve adil bir şekilde erişene dek kararlı mücadelemizi sürdüreceğiz.”