Çiğdem CANPOLAT /
ÖNCÜŞEHİR - İzmir Büyükşehir Belediye(İBB) Meclisi’nin Kasım ayı olağan
meclis toplantısının altıncı oturumunda 2022 yılı bütçesi ve performans
programı belediye meclisinde yapılan görüşmeleri yapılıyor.
Görüşmelerde söz alan CHP Grup Başkanvekili Mustafa Özuslu, “İBB
2022 yılı mali yılı bütçesinin konuşmak tabi ki her İzmirlinin dikkatle
izleyeceği bir husustur. Bir belediyenin bütçesinin etraflıca değerlendirebilmesi
ancak bağlı bulundu devleti ekonomik koşulları bağlamında düşünülürse anlamlı
olur. Netice itibarı ile vatandaş gibi kurumlarda ülkenin ekonomik
durumlarından etkilenir. İlk kısmı bir Türkiye ekonomisi değerlendirmesine
ayırıyorum. Kur, faiz, enflasyon. Bu üçgen anlamdan görmeden dikkate almadan
tabi ki ne ekonomiyi anlamak uygun değildir. Bütün Türkiye ekonomisi vatandaşına
derin bir yoksullukla baş başadır. Bu ekonomik girdap vatandaşlar arasındaki uçurumun
daha da derinleşmesine sebep oluyor. Aslında konuştuğumuz bütçe bir rakam
değil. Bütçe aslında bir yaşam, yaşamın tak kendisi. Buğu gerçekten iyi
yönetilmeyen, pandeminin etkisiyle gittikçe yoksullaşan bir Türkiye fotoğrafı
ile karşı karşıyayız. Bu fotoğraf iyi bakmak gereke. Kendisiyle birlikte eşi ve
iki çocuğunu ölüme götüren de bu ülkenin vatandaşıydı. İş bulamadığı için
kendini yakan da bu ülkenin vatandaşıydı. Ekonomiyi bu hale getirenleri
kıyasıya eleştirmek mecburiyetindeyiz. Bu bir vatan görevi. Bu ülkede ekonomiyi
konuşurken milli geliri konuşmak zorundayız. Rakamlar var, detaylara
girmeyeceğim. Kesin olan bir gerçek var; bu ülkede son 7 yıldır milli gelir
düzenli olarak düşüyor. Doğal olarak vatandaşların yoksullaşması ve milli
gelirden payı düşüyor. Bunu söylemeyeceksek nasıl bir bütçeden söz edebiliriz. Yeni
bir kavram geldi; derin yoksulluk. Bundan dolayı sosyal yardımların artması,
ülkede arta yoksulluk bizim bütçelerimizi de etkilemektedir. Dayanışmanın
gereği budur. Sokakta çarşıda mutfakta yangın varsa İBB buna tepkisiz kalamaz. İşsizlik
resmi rakamlar göre 11,5. İBB bize gelen cv ve mesajlardan anlıyoruz. Bu bir
problem. Giderek de artıyor. İşsizlik sayısı 9-10 milyon arasında geziniyor. Bugün
geldiğimiz noktada aynı yerde değiliz. Kurun oynaması enflasyonun ciddi
boyutlara tırmanması milli gelirdeki düşüş bir araya geldiğinde daha az yol,
park, metro, süt, sosyal yardım, istihdam alanı olarak dönüyor. Bunları yokmuş
gibi yapamayız, yapmamalıyız da. Ödemiş, Ovacık Yaylasında Kestane Festivaline
gittik. Üreticinin 3 tane sorunu var; gübre ilaç mazot. Ben dedim ki, “Geçen
sene 190 liraya aldığınız bir gübreyi, bu sene 500 liraya alıyorsunuz.” Bir
köylü amca kalktı, “ne 500’ü be 700” dedi. Alın işte enflasyon bu. Vatandaşın derdi
bu” dedi.
“İBB’NİN FİNANSAL
ÖDEME GÜÇLÜĞÜ YOKTUR”
Sözlerine devam eden Özuslu, “Zor bir yıl geçirdiğimiz
kesin, daha zor bir yılı için kılı kırk yararak İBB bir bütçe hazırladı.
Biliyoruz üzerimize gelen yükün ağırlığını. Temmuz ayında başladı bütçe
çalışmaları. O zaman kur 9,50 idi. Biz kaçla bütçeyi tamir ettik, 10,50. Kur
bugün ne oldu? Gelin de bu şartlar altında yönetebilir ve gerçek bütçeden söz
edin. İBB, ülke ekonomisi enflasyon, kur değişimleri, inşaat gibi çeşitli
yükselen maliyetlere rağmen tüm Türkiye’de dengeli, akılcı, gerçekçi, doğru
bütçe yönetimi nasıl yapılır dersini vermiştir. Bu bütçe tam da böyle bütçe.
Burada İBB bürokratlarına teşekkürü canı gönülden borç biliyorum. Bu temel bazı
girdiler var. Bizim enflasyon hesaplarımızda dikkate alacağımız maddeler var. Not
düşüyorum; İBB’nin finansal sıkıntısı, ödenememiş ya da yarıda kalmış tek bir
yatırımı yoktur. Finansal ödeme güçlüğü yoktur. Gerçekleştirme oranları her
şeye rağmen gayet başarılıdır. Bu gurur İBB’nindir, yani hepimizindir. Yüzde 35
ile en fazla vergiyi üçüncü il konumundadır İzmir. 23 büyükşehir den daha fazla
vergi toplamışız. Ne yazık ki; şehrimiz her şey onun için dediğimiz İzmir,
vergi gelirlerini sadece yüzde 2’sini yatırım harcaması olarak merkezi
hükümetten alıyor. Toplarken 3, alırken 76 takdiri İzmir halkına bırakıyorum. İzmir’e
18 milyar lira merkezi hükümet yatırım yaptı. Ankara’da 12, İstanbul’da 10 kat
artmış, bizde sadece 5 kat artmış merkezi hükümet yatırımları. Ülkemizin
Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı’nın 60 milyar yatırımdan İzmir’in aldığı pay 0.
Bu kent İzmirliler bunu hak etmek için ne yapmış olabilirler? Ne yaptık da Türkiye’nin
en az yatırım alan ili olduk? Tüm kaynaklarımızı İzmir için seferber ediyoruz.
Hesabını veremeyeceğimiz hiçbir eylemimiz yoktur. İzmir kendisine uygulanan
haksızlığın hesabını sormalıdır. Bütçenin kalem kalem üzerinde çalışarak en
öncelikli hizmeti nasıl yapabilir, onun için çalıştık. Yoksulluk yönetilmez,
mücadele edilir. Biz bu anlayışta olan insanlar olarak yoksullukla mücadeleye
merkez alıyoruz. Bütçemizde de bu var, göreceksiniz. Aslında o mücadele ulusal
düzeyde yapılır. Sadece ŞİBB başaracağının bir şey değildir bu. Ama bütçemizi
gördüğünde anlayacaksınız. Raylı sistemden otobüsten ödün vermeden devam
edeceğiz” diye konuştu.
“İBB BORÇ BATAĞINDA
DEĞİLDİR”
İBB’nin borç batağı olmadığını söyleyen Özuslu, “Bazı kişilerin dediği gibi bir borç batağında değildir. Bu bir algı yönetimdir. Borçlarını ödemeyecek durumda zinhar değildir. Sürdürülebilir borçlarımız vardır. Mesnetsizdir, abestir. Hakikaten rakamları doğru okumuyorsak iyi niyetli yaklaşım olmaz. Göreve geldiğimizden bu yana kuruluşları dahil 4,5 milyar borçlanma yapılmış. Kur artışı olmasaydı 5,60 milyar olacak iken, ekimden itibaren 10,2 milyara ulaşmıştır. Bu borç böyle çıkıyor. Merkez bankasına dokunmayın. Enflasyonla mücadele de görevi var. Merkezi bankası enflasyonu kendi teknisyenleriyle yönetecektir. Bir indiriyorsunuz, bir çıkarıyorsunuz. Ülkenin geldiği hal ortada. Bu İzmir’i niye ilgilendiriyor. Bu para birimin değer kaybı her vatandaşı ilgilendiriyor. Kur yükseldiğinde maliyetler de artıyor. Yatırımları da etkiliyor. İBB’nin kredi notu yüksektir. Düşme yoktur. Kredi notu yüksek olduğu için uluslararası seviyelerde görülüyor. Kredi konusunda sık kurallar var. İBB finansal yapısını çok yakından takip ettik. Bu kredi İzmir ile imzaladığımıza göre İBB’ye büyük güven duyulduğu söyleniyor. İBB bütçesi çok güvenli ve istikrarlıdır. Pandemiyi, depremi yaşayan İBB, tüm bunlara rağmen dimdik ayakta durmakta hiçbir görevini aksatmadı. Borçlanma limitini daha yüzde 41’sini kullanıyoruz. İBB bugün kimsesizlerin kimsesi olduğu gibi tüm vatandaşlara hizmette eşit yararlanmasını sağlamak ve adil paylaşmak olmuştur. Ve hep böyle olacaktır. Bu bütçe halkın bütçesidir. Tüm kesimlerinin yaralanabileceği ve gelir eşitsizliğini gidermek için faaliyetlerini sürdürecektir” ifadelerini kullandı.