ÖNCÜŞEHİR - CHP Önceki Dönem İzmir Milletvekili Atila Sertel, Bornova Kapalı Pazaryeri’nde çektiği bir kareyi sosyal medya hesabından paylaşarak yoksulluğa dikkat çekti.Sertel, 70’li yaşlarındaki bir kadının çöp tenekesinin yanına atılmış limonları topladığı anı fotoğraflayarak, “Bu, Bornovalı bir hanımın yaşadığı yoksulluğun fotoğrafıdır” dedi. Sertel paylaşımında ifadelerine şöyle yer verdi;"Bu fotoğrafı Bornova Kapalı Pazaryerinden alış - veriş dönüşü çektim.
70’li yaşlara ulaşmış bir Bornovalı hanımın yaşadığı yoksulluğun fotoğrafıdır bu. Adını biliyorum ama yazmam ve söylemem. Yüzünü özellikle gizledim fotoğrafını çekerken.
Çöp tenekesinin yanına atılmış çürük limonları dikkatle inceledi ve kendince sağlam gördüğü iki limonu torbasına attı.
O bitkin vücuduyla Pazaryerinin içinde dolaşmış, yerlere düşen yâda atılan sebzeleri toplamıştı. Üzülerek, utanarak eline bir miktar para uzattım. Almak istemedi, ısrar ettim. Teşekkür etti. Hiç olmazsa sağlamından sebze ve meyve alabilecek parası oldu. Gülümsedi. Pazarın içine doğru usul usul yürüdü, kalabalığa karıştı.
Akşam pazarın dağılışını beklemeyecekti. Yorgun vücudunu dinlendirmek için evine dönecekti.
Her pazaryerinin çevresinde yoksulluğun ve çaresizliğin görüntüleri içimizi dağlıyor. Birileri ise saraylarında, köşklerinde ne emekliyi ne emekçiyi düşünüyor.
Manda yoğurduna kaşığını sallıyor, hurmasından ısırıyor. Özel, organik yiyecekleri yuvarlak, büyük masalarda ziyafetlerde tüketiyor.
Atalarımız ne güzel söylemiş: Tok açın halinden ne anlar?"
70’li yaşlara ulaşmış bir Bornovalı hanımın yaşadığı yoksulluğun fotoğrafıdır bu. Adını biliyorum ama yazmam ve söylemem. Yüzünü özellikle gizledim fotoğrafını çekerken.
Çöp tenekesinin yanına atılmış çürük limonları dikkatle inceledi ve kendince sağlam gördüğü iki limonu torbasına attı.
O bitkin vücuduyla Pazaryerinin içinde dolaşmış, yerlere düşen yâda atılan sebzeleri toplamıştı. Üzülerek, utanarak eline bir miktar para uzattım. Almak istemedi, ısrar ettim. Teşekkür etti. Hiç olmazsa sağlamından sebze ve meyve alabilecek parası oldu. Gülümsedi. Pazarın içine doğru usul usul yürüdü, kalabalığa karıştı.
Akşam pazarın dağılışını beklemeyecekti. Yorgun vücudunu dinlendirmek için evine dönecekti.
Her pazaryerinin çevresinde yoksulluğun ve çaresizliğin görüntüleri içimizi dağlıyor. Birileri ise saraylarında, köşklerinde ne emekliyi ne emekçiyi düşünüyor.
Manda yoğurduna kaşığını sallıyor, hurmasından ısırıyor. Özel, organik yiyecekleri yuvarlak, büyük masalarda ziyafetlerde tüketiyor.
Atalarımız ne güzel söylemiş: Tok açın halinden ne anlar?"

