Çiğdem CANPOLAT /
ÖNCÜŞEHİR – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Şubat ayı olağan Meclis
Toplantısının ikinci oturumu, Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu idaresinde
Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.
ÖZUSLU: BİZİM
BAŞVURACAĞIMIZ BAŞKA KAYNAK YOK
Meclis açılışında konuşan Özuslu,“İçimizde epeyce hukukçu arkadaşımız var. Onların huzurunda hukuk yapmak istemiyorum ama önemli gördüğüm birkaç şeyi paylaşacağım. Alman hukukçu Rudolf von Jhering, “Usul keyfiliğin can düşmanı, hürriyetin ikiz kardeşidir” der. Gerçekten de çok önemli bir söz hukuk açısından. Usul, keyfiliğin can düşmanı… Ayrıca yine hepimiz biliyoruz ki; hukukçular konuşurken birbirlerine atıf yaparlar. Derleri ki, “usul esasın önünde gelir.” Bunları İBB meclisinin bir usul dahilinde yönetilmesi gerektiğini bana yönetmeliğin böyle bir görev verdiğini bildirmek isterim. Bu yönetmelik çerçevesinde meclisi yönetip suhuletle söz hakkının kullanması adilce sağla, İzmir’in çıkarına olan konuların tartışılmasını, meclis üyelerinin ortaya koyduğu katkıların çıkmasını sağla, İzmir’in yararına önergeleri de İzmirliye hizmet için meclisten geçmesini hizmet et. Meclis başkanına verilen görevler bu. Bende bu söylediğim esaslar çerçevesinde Bakanlığımızın hazırladığı yönetmelik çerçevesinde yönetmeye gayret ediyorum. Meclisimiz tabi ki bu yönetmeliğin esaslarını Bakanlığımızın değiştirmesi durumunda çok rahatlıkla hangi usul ve esasla yönetilmesini istiyorsa bir yasa değişikliği ile gündeme gelir; onlara tabi kalırız. Bizim başvuracağımız başka kaynak yok. Bunu özellikle belirtmeyi bir vazife aldım” ifadelerini kullandı.
DERİNSU: MEZARLIK
BAŞVURULARIMIZ REDDEDİLDİ
CHP’li Meclis Üyesi İzel Zenginobuz Derinsu, Gaziemir’de yaşanan mezarlık sorunu hakkında yaptığı konuşmada, “İzmir’in mezarlık problemi sadede Gaziemir’den ibaret değil. Fakat biz bunu Gaziemir’de iliklerimize kadar hissediyoruz. Büyükşehir yasasının 2004 yılında çıkmasıyla birlikte süreçlerin tamamlanması 2005-2006 yıllarında tüm mezarlık işleri Büyükşehir’e devrediliyor. Gaziemir ve Sarnıç 50 kilometre çapında olduğu için 2005 ve 2006 yılında mezarlıklarını Büyükşehir’imize devrediyor. Kasım 2012’de 6360 torba yasasıyla işe tüm Büyükşehirlerin kırsal ilçeleri de dahil olmak üzere tüm mezarlık işleri büyükşehirlerde, Büyükşehir Belediyesine bağlanıyor. Doğal olarak büyükşehirlerin ekonomik kaynakları sebebiyle göçlerin yoğun olması sebebiyle oluşan ölümler nüfusun yaşlılığı bugün yaşadığımız mezarlık problemini ortaya çıkarıyor. Bu mezarlık problemi olarak taleplerimize gelecek olursak; kurum görüşleri alınmış, İl Hıfzısıhha’dan izin alınmış Valilik imzasıyla mezarlık alan olarak ilan edilebilecek yerlerin tahsisleri talep edilmişti. Bunlardan5 tanesini dile getirmek istiyorum. Buca ilçesi Kırıklar mevkisinde 1061 bin 62 parsel, 168 bin 370 metrekare. 2017 yılında talep edilmiş, hala sonuçlanmış değil. Bayraklı’da Doğançay Mezarlığının kuzeyinde bulunan 418 nolu parsel; 180 bin 600 metrekare. Hala tahsisi bekleniyor. Güzelbahçe’de Büyükkaya mevkinde, 1020 ada 9 parsel civarı, 350 bin metrekare hala tahsisi beklenmekte. Urla’da, Gülbahçe Mezarlığının kuzeyi; 333 ada 404 nolu parsel. 20 bin metrekarelik alan. Hala tahsisi beklenmekte. Gaziemir’de Sarnıç bölgesinde bulunan Sarnıç Mezarlığının bitişiğinde bulunan ormanlık alan; 64 bin 732 metrekare. Buranında hala tahsisi bekleniyor. İlçemizle ilgili olan talebe değinmek istiyorum. 2016 yılı 15 Kasım’da ilk resmi yazısı yazılmış. 2016 yıllarından başlarında görüşmeler başlamış. Resmi yazıda şifai görüşmeler hakkında bir cümle beyan bulunmakta. Bakıyorum; 2016 yılında başlamış olan bu süreç. 6 Temmuz 2012’de yine bir yazıyla diyor ki burası ağaçlandırılacak alan. O yüzden uygun görülmedi. Halbuki tüm kurum görüşleri var. Bunun üzerinde bu mecliste yapılan görüşmelerin ardından, tekrar yazı yazılıyor. 30 Temmuz 2021 yılında; yine tüm yazıları ilgi tutularak gönderilmiş metin var elimde. Bu da 25 Ağustos’ta 2021 yılında reddediliyor. İlgili müracaatınızı sahanın ormancılık faaliyetini engelleyeceği değerlendirildiğinden uygun bulunmadı. Ormancılık faaliyetlerinde ağaçlandırılacak alan kullanılacakmış ama bir de Aliağa örneğimiz var” dedi.
“BU BİZE REVA MIDIR?”
Aliağa ile ilgili bir örnek üzerinden açıklamalarına devam eden Zenginobuz Derinsu, “Ocak ayının sonlarında karşımıza çıktı. Aliağa’da 102 hektar alan, 2019 yılında önce bir firmaya tahsis ediliyor ücretsiz olarak ve 2022 yılının ocak ayında bu 102 hektarlık alan ağaçlandırılacak alan olmaktan çıkarılarak sanayi parseli haline dönüştürülüyor. Bu çifte standart değil de nedir? Biz başta Gaziemirliler olarak defalarca dile getirdik. En acılı günümüzde 104 kilometre yol gidip geliyoruz. Bu bize reva mıdır? Mazotun, benziniz 15 liraları aştığı bu günlerde bu acılı günlerde 2016 yılından beridir verilen bu mücadele reva mıdır? Bu çifte standardı kabul etmiyoruz. İzmirlinin mezar problemi çözülene kadar ben burada her türlü eylemi yapmaya hazırım. Bir gün mezar taşıyla geleceğim diye espri yapıyordum ama sanırım süreç oraya doğru gidiyor” dedi.
ÇALIŞKAN: RAHATSIZ
ETTİĞİMDE DİNLEMEYİ SEVMİYORSUNUZ
AK Partili Meclis Üyesi Erhan Çalışkan ise mezarlık ile ilgili yapılan eleştire cevaben, “İki tanem önemli konu var. Mezarlıkların sorumluğu Büyükşehir Belediyesi’ndedir. Talep yazısını da Büyükşehir yazar, ilçe belediyelerin talep etme yetkisi yoktu. Mezarlık için sizin talebinizin bir anlamı olmaz. Adres yanlış demektir. Cevapta talep edilen yer Gaziemir’de ağaçlandırılmış. Ağaçlandıracak bölge değil. Fidan dikilmiş, 2011 yılında da koruma altına alınmış. Bütçeyle ilgili baktığız zaman Murat Bey dedi ki, “İzmir yatırımlardan hakkını almıyor. Kamu kaynaklarında da 72. Sırada." İBB ve ilçe belediyelerin bütçesi zaten bizim vergilerimizden aldığı bütçedir. Devlet vergiyi dağıtırken bir kanun doğrultusunda, Büyükşehirlere normal şehirlerden 3 katını veriyor. Büyükşehir de yaşayan bir kişi normal ilde yaşayanın 3 katı geri alıyor devletten. Asıl adaletsiz olan bu ama İzmir’de yaşadığımız için bu bizim lehimize işliyor. Devlet yatırımlarda hakkariye ürettiği kadar hakkariye verseydi; eşit ülkede gelişim olur muydu? Aliağa en yüksek vergi ödeyen ilçemiz. İl yatırımlarından en yüksek payı olan ilçemiz mi? Hayır. Bir eşitlik sağlamak anlamında verdiğimiz kadar değil eşit anlamında olabilir. Oradaki eleştiriniz ancak şu olabilir; İstanbul’a daha çok yatırım yapıyor ama İzmir’e daha az yatırım yapıyor. Eleştiriniz ancak bu olabilir. İstanbul dünya şehridir, İzmir daha dünya şehri maalesef değildir. Rahatsız ettiğimde dinlemeyi sevmiyorsunuz” ifadelerini kullandı.
HIZAL: HASTALIK
NÜKSETTİ
CHP’li Meclis üyelerinin vergi konusunda yaptığı eleştirilere cevap veren AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, “Konuşmak içi Sayın Başkanı bekleyecektim. Sayın Tunç Soyer’in meclis başkanı olarak burada bulunduğu esnada yapmak istiyordum. Umarım yarın ki meclise katılır bende o konulara değinirim. Bir takım eleştiriler üzerine söz aldım. Sayın İBB Başkanı Tunç Soyer’in ifadesiyle bunu söylemek istiyorum; yalana yalan denir. Bu Tunç Soyer’in ifadesi. Elbette ki siyaset yapıyoruz, mensubu olduğumuz siyasi partinin ve anlayışını, haklarını ve hukuklarını koruyacağız. Bu noktada belli söylemler ortaya koyacağız. Ama siyaseti bir samimi yapmak lazım; iki ilkeli yapmak lazım; üç bilgiye dayalı ve doğru bilgiler üzerinden yapmak azlım. İzmir’de çok uzun yıllardır ki İzmir’de iktidar sizsiniz. Çok uzun yıllardır İzmir’i yönetenlerin ve CHP’li İzmirli siyasetçilerin bir rahatsızlığı vardı. İzmir cezalandırılıyor, İzmir’de biz bir şeyler yamak istiyoruz ama hükümet bizi cezalandırıyor. Bir süre bu rahatsızlık rafa kaldırıldı. Biz de umutlandık açıkçası. Dedik ki, acaba söylemsel sorun ortadan kalktı mı, ortak akıl denilen meseleyi hayata geçirecekler mi? Ama geldiğimiz süreçte, bin güne yakın gelen süreçte… Artık sürecin sonuna yaklaşıyorsunuz. Merdivenler zamanla aşağıya doğru inmeye başladı. Zaman aleyhinize işliyor. Baktınız biz onlarca yüzlerce vaatte bulunduk ama hiç birini maalesef ki yerine getirmedik. Bugün İBB, personel maaşlarını ödeme noktasında dahi problem yaşayan bir belediye haline geldi. O zaman ne yapınız, raftaki eski rahatsızlığı ve hastalığı gündeme taşıdınız. Hastalık nüksetti” şeklinde konuştu.
“MAGAZİNSEL SÖYLEMLER
BİLGİLER ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAK DOĞRU DEĞİL”
Sözlerine devam eden Hızal; “Bunu söylerken de doğru olmayan, yalan ve yanlış bilgiler üzerinden İzmirlilere yanlış bilgiler veriyorsunuz. Sayın başkan her seferinde, merkez hükümetin İzmir’de yapılmış bir metre tüneli yok diyor. Bende o zaman şunu soruyorum. İBB’nin İzmir’de yapmış olduğu bir metre karayolu tüneli var mı? Bir tane örnek gösterin. Merkezi hükümet, Ulaştırma Bakanlığı, sizin bütün itirazlarınıza rağmen engellemelerinize rağmen Konak Tünellerini yapıp size devretti. Siz orada daha henüz akıllı trafik sistemin bile hayta geçiremediniz. İki yıl oldu. Tabela bile koyamadınız. O zaman biz şunu söylemeyi kendimizde hak görürüz; yalana yalan deriz. Eğer siz doğru olmayanı yanlış bilgileri sırf algı yapmak adına sırf kendi pr’nızı oluşturmak adına bu şehri yönetmeye kalkarsanız. Bu şehre bu şehirliler haksızlık yaparsanız. O zaman ben derim ki siz yalan söylüyorsunuz. Bu da bizim en doğal hakkımızdır. Size de tavsiyem, bilgiye dayalı konuşulması. Bir takım magazinsel söylemler bilgiler üzerinden siyaset yapmak doğru değildir. Bir taraftan çıkıp sosyal devlet, sosyal demokrasiden, sosyal belediyecilik anlayışından bahsedeceksiniz; öte yandan çıkıp İzmir’den alınan vergiler İzmir’e gelmiyor diyorsunuz. Geliyor arkadaşlar hiç endişe etmeyin. Sizin çok eleştirdiniz ama kullanırken keyif aldığınız İzmir İstanbul otoyolu, İzmir’in bir projesi. 10 yıldır sizin tarafınızdan yönetilen İzmir’e yılda bir milyon turist geliyor. Bunun sorumlusu sizsiniz. Bu turist sayısını arttırmak için yapılan yatırımlar. Son olarak da; Cumhur İttifakı belediye başkanı arkadaşlarımızı meclise katılımı ile ilgili eleştiri geldi. Eleştiri yapan arkadaşa şu tavsiyede bulunuyorum; kendisi bugün İBB’yi yöneten Sayın Soyer’in 10 yıllık belediye başkanlığı performansında Büyükşehir devam çizelgesine bakmasını istiyorum” açıklamalarında bulundu.
KÖKKILINÇ: KİRAZ
BELEDİYE BAŞKANIMIZI İLK SENE BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNDE GÖRDÜM
CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç ise, “Meclisin salt çoğunluğu isterse bir belediye meclis üyesinin devamsızlık sebebiyle meclis üyeliğinin düşmesine karar verebilir. Biz 3. yılımızı tamamlıyoruz. Ben Kiraz Belediye Başkanımızı ilk sene bütçe görüşmelerinde mecliste gördüm. Onun dışında hiç görmedim. Dediğiniz gibi söylemleriniz ile eylemlerinizin bir olması lazım. CHP’li belediye başkanlarımız, İBB belediye başkanımız ve belediye meclis üyelerimiz de Kiraz Belediye Başkanımız gibi devamsızlığı olanı yoktur. Tutanaklarda bu mevcuttur. İzmir bu sene 133 milyar vergi kazandırdı devlete. Ama geriye yüzde 2,60’ı alabilir. 3,5 milyar. Bu da resmi kayıtlardan elde ettiğimiz veriler. Belki İstanbul’dan örnek gösterildi. Evet Türkiye’ye kazandırdığımız vergiler ülkemizin bütünlüğü noktasında ihtiyacı olan başka bölgede kullanılacaktır. İtirazımız yok ama Trabzon’a yüzde 83 civarında verilirse; Konya’ya yüzde 40’lar civarında olursa insaf demek lazım. Yüzde 2,6 geriye gelen yatırım malesef İzmir’in cezalandırıldığına en güzel örnektir. Konak ahşap iskelesi için 2 yıldır izin verilmiyor. Vapurlarımız için yanaşması için 5 yıldır tahsis bekleniyor. Enkaz atıklarını ekonomiye kazandıracak onay gelmiyor. Ukome'nin karar verme yetkisi ele geçiriliyor. Ambulanslara trafikte öncelik projesi öyle. İstenirse tüm yazışmaları kendilerine verelim. Bizzat kendileri de araştırsınlar” dedi.
TORBALI’DAKİ İMAR
PLANI DEĞİŞİKLİĞİ TARTIŞMA YARATTI!
Torbalı’da, Kuşçuburun Mahallesi’nde bulunan 825 ve 827 parselin bir kısmında ‘Tarımsal Nitelikli Alanın’, ‘Otel Alanı’ olarak belirlenmesi talebine yönelik, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği önerisinin İmar ve Bayındırlık – Çevre ve Sağlık – Tarım, Orman ve Hayvancılık Komisyonlarından Meclise, oyçokluğu ile geldi.
AK Partili Meclis Üyeleri önergeye itiraz ederek, şerh koydu. Önerge Cumhur İttifakı’nın ret oylarına karşın Millet İttifakı’nın olur oylarıyla oy çokluğu ile kabul edildi.
HIZAL: BU ALANI
GEÇİRMEK SİYASETEN İLKESİZLİKTİR
Önerge hakkında konuşan Hızal İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uzun yıllardır mazeret belediyeciliği yaptığını öne sürerek, “Engelleniyoruz, bizi engelliyorlar söylemini en güzel ortaya koyan mazeret belediyeciliği en güzel örneğini ortaya koyan belediye ödülü olsa İBB’ye verilir. Siyaset belli ilkeler üzerinden yapılması gerekir. Siyasi ilkeler doğrultusuna yapmazsınız verdiğiniz kararlar objektif olmaz. Sübjektif kararlar sübjektif unsurla tarafında verir. Burada bir imar değişikliği yapılıyor. Buradaki alan bir tarım arazisi. Başka bir tarım mümkün diyerek her önüne geldiğinde hükümetin tarım politikaları eleştiren Sayın Soyer herhalde bu alanın nasıl bir alan olduğunu görmüştür. Ama o kadar hızlı bir şekilde bu alanın değişikliğini yapıyorsunuz ki kafamızda çok ciddi soru işaretleri oluyor. Bu alan x bir firmaya ait, ismini vermeyeceğim. Emsal artışını mış gibi yapan İBB, sadece Bayraklı ile sınırlandıran, Bornova’yı Karşıyaka’yı elinin tersiyle iten İBB çıkıp bu alanı turizm alanı otel alan olarak tescil ediyor. Bunun neresinden tutacağız. Nerede samimiyet, nerede ilke. Yok. Hem tarımdan bahsedeceksiniz, eşitlikten bahsedeceksiniz, arka sıradakilerden bahsedeceksiniz ama hayata geldiğinde bunu hayata geçirmeyeceksiniz. Ama x bir firmanın x bir sermayenin talebini çok hızlı bir şekilde bu meclisten geçireceksiniz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Kiraz’a yapmış olduğu hastane alanı ile ilgili dava açacaksınız. Bakanlığın Karabağlar’da üniversite ve kentsel dönüşüm ile ilgili planlara dava açacaksınız ya da dava açılmasına neden olacaksınız. Sonra da çıkacaksınız biz engelleniyoruz. Çıkıp Bergama’daki Millet Bahçesi projesine itiraz edip bu alanı geçirmek siyaseten ilkesizliktir. Burası tarım arazisi, devasa bir alan. Sarı çizmeli Mehmet amcanın yeri olsaydı burası, Ayşe teyzenin yeri olsaydı bu belediyeye yıllarca gelip gitseydi 5 metrekarelik alanına imar talep etseydi yıllarca belediye kapılarında süründürürsünüz. Süründürdünüz de. Ama x bir firma geliyor, siz hızlıca yangından mal kaçırırcasına planları geçiriyorsunuz. Bu doğru bir yaklaşım, ilkesel bir yaklaşım değil. Buradan bütün İzmirlilere şikayet ediyorum. İzmir’in çok daha önemli sorunları var. İzmir’de anıt yapmaktan çok daha önemli meseleler var. Kentsel dönüşüm… Yarın muhtemel bunları konuşacağız, hangi yöntemlerle yaptığınız konuşacağız. İzmir’in temel sorunlarını çözemeyen İBB, plansız bırakarak kişiye kuruma özel ve hatta kendi CHP belediyeleri arasında da ayrım yaparak belediyelere özel planlar yapar hale geldi. Bizim itirazımız bu. Bu konunu yeninde değerlendirilmesini talep ediyoruz” dedi.
ÖNAL: KİŞİYE GÖRE
UYGULAMA YAPMIYORUZ
CHP’li Meclis Üyesi ve İmar Komisyonu Başkanı İrfan Önal, hiçbir ilçe arasında ayrımcılık yapmadıklarını dile getirerek, “İzmir genelinde bin 300 küsür orta ve ağır hastalı yapının ki bin 200’ü Bayraklı sınırı içerisindeydi. Deprem malesef en acı şekilde Bayraklı’yı vurdu. Bayraklı’yla ilgili acil çözüm önerisi geldi. İyi niyetimiz AK Parti’yi de dahil ederek 4 aylık süre içerisinde bir K sınırı oluştu. K diye belirlediğimiz sınırların belirlenmesinde bütün siyasi partiler vardı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vardı. Biz 4 ay neyi bekledik? Çıkıp da bu konu hakkında bir şey demedik. Oy birliği ile karar geçti. Oradaki vatandaşlarımıza yer yer yüzde 50’ye varan emsal artışını öngörüyorduk. İnsanlar bir daire için müteahhitten fiyat aldığında 300 bin lira inşaat maliyeti vardı, 600-700-80 binleri buldu. Bu artışta bize bir katkımız yok. Doların artmasında bizim bir katkımız yok. İnşaat maliyeti artarken bu yapılar oluşsun diye oturup düşündük. Emsal artışıyla ki çok inandığım bir iş değildi. Biz bunu daha sağlıklı yapmak için emsal arttırdık. Emsal arttığında halde ki utanmanız halde; inşaat maliyetlerin 3 katına çıktı. 2022 ile ilgili yüzde 61 inşaat artışı daha var. Bu yönetilemeyen ekonomik krizin sonuçları. Oradan atıp tutmak kolay. Mevcut durumda da daha öce binliği yapılmış oy çokluğu ile geçmiş ve komisyonumuzda bekleyen bir şeyden bahsediyoruz. AK Parti grubunun bir itirazı olamamış. Davası da olamamış. Askı süreci yasal mevzuatları süresinde onaylı bir plan var. Bu onaylı plan belediye ve vatandaş tarafından binlik planıyla gündemimize geldi. Binlik 5 binliğe uygun. Neye itiraz ediyorlar, “e biz 5 binliğe karşıyız.” İtiraz ettiğiniz bir mevzuata uygun bir yasal düzenlemeyi mi tanımayacaksınız? Bu ülke böyle yönetilmez. Bizlerinde onlarca katılmadığımız kararın somut yürütme durumuna uymak zorundayız. Kalkıp da ben oynamıyorum demek sizin gibi popülizm yapanlar için uygun. Biz gibi bu şehri, yarın da ülkeyi yönetmeye talip olanlar için uygun değil. Kişilere göre davrandığınız için herkesi kendiniz gibi görüyorsunuz. Kişiye göre uygulama yapmıyoruz. Kişiye göre muamele ettiğiniz için bu işin size bağlantılı olmadığı için itiraz ettiniz. Bahsi hecen mevzi imar Özel döneminden geliyor. Bizim dönemimizden değil. Bahsi geçen mevzu yan yana iki parselle ilgili. Yan yana iki parselin imar durumlarının değiştirilmesi. Vatandaş, mevcut üzüm bağlarını yıkıp konut yapmamak için olarak alanda imar yapmak istiyor” sözlerine AK Partili Hızal itiraz etti.
Meclis sıralarından Hızal'a karşı, “Otur yerine” ifadeleri kullandı.
HIZAL: SAYGISIZ ŞEY
Bu sözlere tepki gösteren Hızal, “Sana mı soracağım, bu nasıl bir şeydir. Saygısız şey” diyerek konuşmasına devam etti;
“Sayın Başkan, Önal’ın bir ifadesinin tutanaklardan çıkarılmasını talep ediyorum. Kendisine birilerini temas ediyor galiba. Kendisin imar komisyonu başkanı olarak biri temasa geçiyor herhalde. O ifadeden ya özür dilesin ya da tutanaklardan çıkarılsın.”
ÖNAL: SAPLA SAMANIN
KARIŞTIRILMASININ MANASI YOK
Önal ise kişiye göre bir iş yapmadıklarını söyleyerek, “Yaptığımız hiçbir işte vicdanımıza hesap veremediğimiz hiçbir iş olmamıştır. AK Partili arkadaşlarımız da geldi yerinde gördü. Kişiye özgü bir iş yok. İthamda bulunuyorsanız kendinizden bilirsiniz. Bunu diyorum. Beş binliği olan bir binlik önümüzde. Teknik olarak itiraz ettikleri hiçbir yer yok. Ama 5 binlikte askıdayken itiraz etseydiniz. Dava açsaydınız. Konuyu oradan alıp Karşıyaka’ya, Bayraklı’ya gidiliyor. Sapla samanın karıştırılmasının manası yok. Biz bu işi doğru buluyoruz, 5 binliğe de uygun. Deprem ve Bayraklı üzerinden siyaset yapmayı da doğru bulmuyorum” şeklinde konuştu.
HIZAL: KENDİSİYLE
BİRİLERİ SÜREKLİ TEMASA GEÇİYOR SANIRIM
Hızal, Önal’ın sözlerin geri alması önerisini tekrarlayarak, “Kişiye özel plan yapılıyor iddiası söylememiz asla birilerini zan altında bırakmak adına yapılmış bir şey değildir. Ben burada ilkeler üzerinden belediyenin yönetilmediğini iddia ediyorum. Sayın hatip az önce ifade kulandı; birileri sizle temasa geçmedi diye. Ama kendisiyle birileri sürekli temasa geçiyor sanırım. Temasa geçtiği için mi acaba bu plan yapıldı? Ya çıkıp o kürsüden AK Parti ve MHP grubundan özür dileyecek ya da o tutanaklardan bu ifade çıkartılacak. Aksi takdirde her mecliste imar komisyonu üyesi olarak AK Parti Grup Başkan Vekili olarak her mecliste çıkıp her konuşmamda kimler sizle temas geçti diye soru yönelteceğim” dedi.
Özuslu ise, “Sayın imar komisyon başkanımız söylediği, birleri bizle temasa geçmedi şeklindeydi. Bu bunu doğrulamaz ki” ifadelerini kullandıktan sonra Önal’a bir kez daha söz verdi.
ÖNAL: ÇARPITMAYA
GEREK YOK
Önal, “Çarpıtmaya gerek yok. Kişiye özel iş yapılıyor dendi. Bizim kişilerle işimiz yok. Eğer kişileri iddia ediyorsunuz ki birileri siz ulaşıyor ki burada bağırıp çağırıyorsunuz. Biz burada binlik yapıyoruz. Üst ölçeğe uygun. Buna itiraz ediyorsan, yasayla değil kişisel itirazınla itiraz ediyorsun. 5 binin neresine karşısınız? Uygun 5 binliğe. İtiraz edilmemiş, dava açılmamış. Meclisten oy çokluğu ile geçiyor. Bizim kanunlarımıza uyuyoruz. Ankara’da nasıl kendi grupları oy çokluğu ile geçiriyor. Biz şu an İBB meclisi olarak kesinleşmiş olarak bir 5 binliğe uygun olunca oy çokluğuyla mı hareket edeceğiz? Ankara’dan gelen ve bizim geçirmediğimiz önergeleri tanımayacak mıyız?” diye konuştu.