Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye'yi kan ve gözyaşı gölüne
çeviren nice güçler bölgede cirit atarken Türkiye'nin elleri kolları bağlı bir
şekilde beklemesini isteyenler, aynı krizi bizim topraklarımıza da taşıma
hesabı yapanlardır. Hiç kimseye böyle bir fırsatı vermedik, vermeyeceğiz."
dedi.
Erdoğan, "Türkiye, sınırları içindeki tüm
vatandaşlarının, sınırları dışındaki tüm kardeşlerinin hamisi değil bizatihi
kendi ülkesidir, kendi vatanıdır." ifadesini kullandı.
"Partimize tavır alan kişi, hiçbir zaman AK Parti'li
olmamıştır"
Erdoğan, 31 Ocak'ta seçim kampanyalarının resmi
başlangıcını, büyük aday tanıtımı ve manifesto toplantısında başlatacaklarını
dile getirerek, bu tarihe kadar tüm adayların illerinde tanıtım sürecini
tamamlamış olacaklarını söyledi.
Yeniden belediye başkan adayı olanlar ile ilk kez
gösterdikleri adaylara seçim yarışında başarılar dileyen Erdoğan, bu büyük
hizmet bayrağını yeni arkadaşlara devredecek belediye başkanlarına da
şehirlerine ve ülkeye katkılarından dolayı teşekkür etti. Erdoğan, aday adayı
olarak hizmet yarışına katılanlara da şahsı, partisi ve milleti adına
şükranlarını sundu.
Erdoğan, belediye başkanı ve meclis üyesi adaylarının
açıklandığı ana kadar parti içinde süren yarışın, bir demokrasi, bir hizmete
talip olma yarışı olduğunu vurguladı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adayımızın açıklandığı anda tüm arkadaşlarımızın,
teşkilatımızın etrafında kenetlenmesini, tüm dikkatlerini, enerjilerini,
vakitlerini, imkanlarını seçim zaferimiz için kullanmalarını istiyorum. Kendisi
veya istediği birisi aday olamadı diye partimize tavır alan kişi, bizim
gözümüzde zaten hiçbir zaman AK Parti'li olmamış, olamamış demektir. Bunların
hepsini de günü geldiğinde değerlendirmek üzere bir kenara koyuyoruz. Kusura
bakmasınlar. Bugüne kadar egosunun değil, davasının peşinden gidecek gönül
erleriyle yol yürüdük, aynı şekilde de devam edeceğiz.
Hizmet yarışında bayrağın ne zaman, hangi görevde, kime
tevdi edileceği nasip işidir. Geçmişte milletvekili olan, il, ilçe başkanı,
Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi, bürokrat olan arkadaşlarımızdan bugün
belediye başkan adayı olanlar var. Bugün büyükelçi olanlar var. Bunların hepsi
nasip. Biz layığı olan veya layık olanı kenara koymadık ve koymayız. Aynı
şekilde milletvekillerimiz arasında geçmişte pek çok farklı görev üstlenmiş
olan arkadaşlarımız var. Demek ki meselemiz sen ben kavgası değil; davaya,
ülkeye ve millete hizmet olduğu zaman görev her an, herkese düşebilir, düşüyor.
Önemli olan bu imtihan dönemlerini başarıyla geçebilmektir. Şimdiden
teşkilatlarımıza, adaylarımıza seçim çalışmalarında muvaffakiyet temenni
ediyorum."
"Siyaset mühendisliği projeleri"
Erdoğan, her seçim döneminde olduğu gibi 31 Mart öncesinde
de Türkiye'de çok garip, hazin birtakım birlikteliklerin ortaya çıkmaya
başladığını belirtti.
CHP'nin 2014 mahalli seçimlerini FETÖ'cülerin verdiği
malzemelerle yürüttüğünü, onların amaçlarına hizmet edecek şekilde çalıştığını
kaydeden Erdoğan, "Baktı ki FETÖ'cüler tek başına yetmiyor, şimdi onun
yanına PKK'lıları hamur tutkalıyla bir araya getirilmiş birilerini daha
aldılar. Bu cephe de CHP'yi başarıya ulaştırmaya yetmeyecek. Çünkü CHP asıl
yanına alması gereken kesimden, yani milletin kendisinden ısrarla uzak duruyor.
Milletin içinde olmadığı bu tür siyaset mühendisliği projelerinin bir yerlere göz
kırpmaktan, mesaj vermekten öte neticelere vesile olabilmesi mümkün
değildir." diye konuştu.
"Ellerini ovuşturmaya başlıyorlar"
Erdoğan, Cumhur İttifakı'nı 15 Temmuz'da önce milletin
gönlünde kurduklarını, sonra siyasete ve seçimlere taşıdıklarını vurgulayarak,
"Milletsiz siyaset bunların kolayına geliyor. Dünyada, bölgemizde neler
oluyor diye dertleri yok. Hele hele ülkede neler oluyor diye dertleri hiç yok.
Tek dertleri Meclisteki sandalyelerini ve tamamına yakınını ideolojik oylarla
kazandıkları belli belediyelerdeki güçlerini korumaktan ibarettir." dedi.
Hedef küçük olunca hesabın da siyasetin de küçük olduğunu
ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin başına hangi bela musallat olsa, bunlar hemen ellerini ovuşturmaya başlıyor. Sonuçta ülkenin zarar görmesi umurlarında değil. Şayet bu sebeple ortaya bir boşluk çıkarsa zahmetsiz, uğraşsız, bedelsiz bir şekilde iktidarın üzerine konmanın hayalini kuruyorlar. Bunun için 2013'teki Gezi ve 17- 25 Aralık musibetlerine, 2014'teki mahalli seçimlerine ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine, 2015'te ardı ardına yaşadığımız milletvekili seçimlerine ve çukur olaylarına, 2016'daki 15 Temmuz darbe girişimine, 2017 halk oylamasına ve ABD'nin ülkemize yönelik olumsuz adımlarına, geçtiğimiz yılki seçimlere ve ekonomide yaşanan dalgalanmaya, tüm bu konulara hep, 'Acaba bu sefer olacak mı' gözüyle bakmışlardır. Milleti ikna edip oyunu alarak, yani demokrasi içinde iktidara gelmeyi akıllarından dahil geçirmiyorlar. Bu amaçla milletin önüne koydukları hiçbir projeleri, ciddiye alınacak hiçbir vaatleri, hiçbir mücadeleleri yok. Umutları sadece ve sadece şahsımın ve AK Parti'nin herhangi bir sebeple ayağının tökezlemesine bağlamış durumdalar. Hamdolsun şu ana kadar milletimiz onlara bekledikleri fırsatı vermedi. Biz de gece gündüz çalışarak, içeride ve dışarıda ülkemize yönelen tüm tehditlere karşı göğsümüzü siper ederek, her türlü krizin ve saldırının üstesinden gelerek 2023 hedeflerine doğru adım adım yürümeyi sürdürüyoruz.