“Buca’nın mini bir ‘Central Park’ı olsa…” başlıklı köşe yazısında Buca Cezaevinin yıkım süreçlerini ele alan Dağdeviren, arazisinin kullanım tartışmalarına bir çağrı ile katıldı. Kendisi aynı zamanda 1996 yılından beridir Buca’da yaşayan Gazeteci Dağdeviren, bir Buca sakini olarak duygularını köşe yazısında şu ifadelerle dile getirdi:
“Yani özetle, burayı Buca’ya nefes aldıracak bir yeşil vaha olarak talep edenler, orayı yeşil vaha olarak korur mu, koruyabilir mi, garantisi var mı, onu da bilemeyiz.
Zira ağaç rölöve planı ile korumaya alınan yeşil alanları dahi koruyamadığımızı, ormanlık alanlarda dahi mantar gibi biten siteleri, villaları, gecekonduları hatta otelleri görebiliyoruz.
Aynı zamanda bir Buca sakini olarak bana sorarsanız, evet o 77 dönümün tümü yeşil alan olmalı, hatta içinde pazaryeri, belediye hizmet yeri vs. bile olmamalı… Central Park’ın küçük bir örneği gibi yemyeşil olmalı, yeşile boğulmalı, bir botanik bahçesine dönüştürülmelidir.
İLLER BANKASI’NA BAŞKA BİR YERDEN ARAZİ VERİLEBİLİR
Bu araziden kamu yararı için vazgeçen kurumlara, eğer ihtiyaçları varsa, bina yapabilecekleri yine Buca’da bir kamu arazisi verilebilir. Bir takas düşünülebilir. Çünkü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya İller Bankası, orayı terk edip, arkasını dönüp gitmelidir demek de çok hakkaniyetli olmaz.
Noktayı koyarken özetliyorum, o 77 dönümün en anlamlı kullanım şekli, tümünün yeşil alan olarak korunmasıdır. Millet Bahçesi de yapılabilir, botanik park da olabilir, Hasanağa Bahçesi gibi çam ağaçları ile mini bir kent ormanına da dönüştürülebilir.
Herhangi bir formülle bu alanın tümünü yeşil olarak bırakırsanız, yüzlerce yıl sonra dahi Buca’da yaşayan herkes, bunun için “doğru karar verilmiş” diyecek ve karar verenleri tebrik edecektir.”