MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grubu toplantısında açıklamalarda bulundu. Gündeminde birçok konu olan Bahçeli, ABD'nin YPG'ye para ödülü koyması hakkında konuşan Bahçeli, Bu niyet ve zamanlama itibarıyla kuşku vericidir. YPG'yi PKK'nın aksine terör örgütü olarak tanımadıklarını söylediler. İşin püf noktası budur. Bu yeni bir aldatma serüvenidir. Tüm dünya bilir ki PKK eşittir YPG'dir. Bu para ödülü YPG'yi perdelemek, gözlerden uzak tutmak demektir." dedi.
Devlet Bahçeli’nin parti grup toplantısında ele aldığı konular şöyle;
Emperyalist güçler dağılmamızı projelendirdiler, çok şükür buna karşı durduk. Bölünmemizi planladılar, kenetlenerek planlarını buruşturup yüzlerine fırlattık. Başaramadılar, milli haysiyetimize leke süremediler. Ancak hala vazgeçmiyorlar. Bu amaca hizmet etmek için terör örgütlerini tembihleyerek emellerini diri tutuyorlar. Uyuyor muyuz yoksa uyanık mı bunu araştırıyorlar... Türkiye'ye kafa tutan kim olursa olsun doğduğuna doğacağına pişman etmek tarihi görevdir.
“Bu para ödülü YPG'yi gözlerden uzak tutmak demektir”
Türkiye'nin hayat damarlarını kesmek istiyorlar, oyun
kuruyorlar. Emperyalizm, terörizmi siyasi ve stratejik amaçların doğrultusunda
kullanıyorlar. ABD de terör örgütleriyle aynı hizaya girmekten rahatsız
olmuyor. 3 terör örgütü üyesiyle ilgili para ödülü vermeyi açıkladı ABD. Bu
niyet ve zamanlama itibarıyla kuşku vericidir. YPG'yi PKK'nın aksine terör
örgütü olarak tanımadıklarını söylediler. İşin püf noktası budur. Bu yeni bir
aldatma serüvenidir. Tüm dünya bilir ki PKK eşittir YPG'dir. Bu para ödülü YPG'yi
perdelemek, gözlerden uzak tutmak demektir. Bir dolarlık FETÖ'cüler neyse YPG
ve PKK'lı teröristler aynısıdır. İsmi ne olursa olsun Türkiye'ye silah
doğrultmuş hangi örgüt varsa yok edilmesi sonuna kadar meşrudur, müstahaktır.
Ödül yemi 'vahşi batı' alışkanlığıdır. Merak ediyoruz, bu ödül parasının
sponsoru kim olacaktır. 6 Kasım'da demokratik uyarı alan Trump yönetiminin,
karşılıklı egemenlik haklarına riayet eden bir politikaya dönüş yapması
beklentimizdir.
"Asıl hedef Türkiye'dir, Türk milleti ve Türk vatanıdır"
ABD'nin İran'a uyguladığı haksız yaptırım kararları ve Cemal
Kaşıkçı olayı hep aynı kapıya açılmaktadır. Ortadoğu'nun kargaşaya ve krize
sokulması büyük bir tehdittir. 1. Dünya Savaşı'nın gerilim ve sancıları henüz
geçmiş değildir. Asıl mesele Türkiye'nin çözülüp çözülmeyeceğidir. Asıl hedef
Türkiye'dir, Türk milleti ve Türk vatanıdır. Yabancı odaklar ve yerli
işbirlikçileri batışımızı projelendirilmişlerdir. Terörizme karşı bir
olacağız, zalimlere karşı dimdik duracağız...
"Paris'te infazımızın ilanı olan ateşkes antlaşması ayaklarımız altındadır"
"Tarih şuuru, tarih birliği ve eskiliğinden daha önemlidir.
Gelecek, geçmişin gölgesi ve güvencesinde hayat bulmaktadır. 1. Dünya
Savaşı'nın bitişi Paris'te anıldı. Alayı birden yüzyıl öncesi için sahte
üzüntülerini paylaşırken şu an Ortadoğu'da yaptıkları için acaba ne
diyeceklerdir. Milliyetçilik nefret objesi gibi takdim edilmiştir. Bu ülkeleirn
insanlığın felaketinden birinci derecede mesul olduklarını görmeden
milliyetçiliği suçlamaları nasıl izah edilecektir. Sömürgecilik başka milliyetçilik
başka şeydir. Bunları bir görmek, Fransa horozunun yumurtlamasını beklemek
kadar aptalcadır."
"Bu bir felakettir. Üstelik Allah muhafaza Sevr sonuç verseydi bu kayıplar sürecekti. Türklere kala kala 200 bin kilometrekarelik bir alan kalacaktı. Hedef buydu, plan buydu. Fakat Türk milleti enkazın içinden doğrulmayı bildi. Biz 1. Dünya Savaşı'nı bitiren makus antlaşmanın nesini anacağız, neresini tutup, nesine saygı duyacağız Osmanlı'nın cellatlarından neyi öğreneceğiz. Bize Macron, Merkel ve diğerleri ne söylüyor ve ne anlatıyorlar. Söyleselerde inandırıcılıkları oalcak mı? Utanmayan bu sömürgeciler bize hangi demokrasi, barış, insanlık ve huzurdan bahsediyorlar. 1. Dünya Savası bitmiş değildir, çatışmalar bünye değiştirmiştir. Paris'te infazımızın ilanı olan ateşkes antlaşması ayaklarımız altındadır.
"Pis oyunlarına alet etmeye asla kalkışmasınlar"
"Ayrımlar körükleniyor, milli ve tarihi değerlerimiz
üzerinden kutuplaşmalar alçakça kışkırtılıyor. Atatürk'ü sevenler sevcmeyenler
diye bölünmeler yapılıyor; bu yanlıştır ve
cepheleşme tetikçiliğidir. Hiç kimse karanlıkta göz kırpmasın,
Atatürk'te bizimdir Ankara'da bizimdir cami de bizimdir cemevi de bizimdir.
Doğulusu da batılısı da güneylisi ve kuzeylisi de bizdendir. Anıtkabir ve
Kocatepe arasında bozgunculuk yapmaya, pis oyunlarına alet etmeye asla
kalkışmasınlar, bedeli çok ağır olacaktır. Gelişmeler hayra alamet değildir."
"Cüppesini giyip Atatürk'e hakaret eden fesli Türk düşmanını ziyarete gitmiştir"
"Atatürk üzerinden cumhuriyetle hesaplaşılmaktadır. Türklük
üzerinden milletle hesap görülmektedir. Bitmiş olan Türkçe ezan tartışmalarıyla
manevi değerlerimiz örselenmektedir.
Bir yanda bunla oluyorken Diyanet İşleri Başkanı'nın esef verici
ziyareti gerçekleşmiştir. Cüppesini giyip Atatürk'e hakaret eden fesli
Türk düşmanını ziyarete gitmiştir. Kimin kime gideceğiyle ilgilenmiyoruz.
Anlayamadığımız husus fesli provokatörü ziyaret tarihidir. Bula bula 9 Kasım'ı
mı buldun. Diğer günlerin suyu mu çıktı? Bu nasıl bir aklın mahsulüdür. Bir
çukur şahsiyete geçmiş olsun demek, bunu da ulu orta yapmak bu kişiye arka
çıkmak değil midir? Ne istiyorsunuz cumhuriyetten. Diyanet İşleri Başkanı'nın erdemli davranması
ve gereğini derhal yapması temennimdir."
Andımız konusu
"MEB'in dilekçesinde örtülemez
yanlışlıklar vardır. Türk milleti bilincine en geç ulaşan topluluk olarak
değerlendirmek tarih ihanetidir.