Bu kavramı ve buna yönelik operasyonu anlayabilmek için önce bu operasyonları organize eden aklı ve adresleri tanımak lazım. Bu noktada Evanjelistleri tanımak gerekmektedir.I-EVANGELİZMEvangelizm 16. yüzyılda Protestanlık ile ortaya çıkmış olan dini bir doktirindir. İlk defa Martin Luther tarafından ortaya atılan ve 19’uncu yüz yıla kadar 300 sene “Hıristiyanlığa Davet eden” anlamında kullanılan teolojik bir kavramdır.Bu kavram nedeniyle ortaya çıkan Misyonerlik faaliyetlerinin sonucunda milyonlarca Afrikalı ve Asyalı Hıristiyanlığı kabul etmiştir. 19. yüz yıl sonrasında bu kavram farklı inanç ve ideolojileri barındıran bir hal almıştır. Evangelizm zamanla teolojik bir kavramdan ekonomi, siyaset ve medyayı yöneten, Amerika’daki en tutucu ve radikal Hıristiyan tarikatı haline gelmiştir. Evanjelist ve Evanjelik kelimeleri farklı anlamlar taşır; Evanjelist sözcüğü ‘Hıristiyanlığa Davet eden ‘ anlamı taşırken , Evanjelik sözcüğü ise Protestan kilisesinin en muhafazakar kesimini ifade eder. ABD de 100 Milyon , Dünyada 550 milyon Evanjelist olduğu bilinirken Evanjeliklerin sayısı tam olarak bilinmemekle Beraber 30 milyonu aştığı söylenmektedir. Rose Kilisesi, Babtist , Methodist kiliseleri Evanjelist kiliselerin bazılarıdır.Evanjalik tarikatının Cennete Gitmek İçin Olacağına İnandığı 7 Temel Aşama 1- Yahudilerin Filistin'e geri dönmeleri. 1948’de Filistin’e geri döndü ve 1967 de Kudüs’ü ele geçirdi.
2- Büyük İsrail'in kurulması. Eski Ahit(Tevrat ve Zebur) ve Yeni Ahit(İncil)'ten oluşan Kitabı Mukaddes'e göre İsa Mesih yeryüzüne inecek ve Kudüste Tanrının Büyük Krallığı kurulacaktır. Kurulan bu Kırallık Yahudilere verilecek, bu krallığın kurulmasına yardım eden Evanjeliklerde Cennet ile ödüllendirilecektir. Bu nedenle Evanjelikler Yahudi Siyonistlerin Büyük İsrail’i kurmasını kayıtsız şartsız destekler.
3- Yahudiler de dahil olmak üzere tüm dünya uluslarına İncil ‘’müjde’’ olarak yeniden tebliğ edilecektir.
4- Yedi yıl sürecek olan felaket dönemi. İç kaos olarak da adlandırılan bu dönemde Yecüc ve Mecüc orduları (Çin’de bulunduğu düşünülen)tarafından İsrail işgal edilecek ve ABD ile İngiltere İsrail'in yardımına geleceklerdir.
5- İsa'nın ikinci kez dünyaya gelişi.
6- Armageddon Savaşı.Bu savaşta Hıristiyanlığı kabul eden 150 Bin Yahudi kalacağı diğer Yahudilerin öleceğine , Hazreti İsa’nın sağ kalanları 1000 yıl yöneteceğine ve sonra hep birlikte Cennete gideceklerine inanmaktadırlar.
7- Kıyametin kopmasıyla, İncil'e ve İsa Mesih'e iman edenlerin cennete yükseltilmeleri.Dünya’da adaletsizlik, eşitsizlik ,savaşlar , fakirlik giderek artmaktadır ve düzeltilmesi mümkün değildir .İnsanların kurtuluşu kıyametin bir an önce kopmasına bağlıdır. İncil’de yer alan ayetleri referans alarak kıyametin Dünya’da ortaya çıkacak kaos ortamından sonra meydana geleceğine inanmaktadırlar. Bu nedenle dünyanın her yerinde karmaşa ve infial yaratacak olaylar meydana getirerek kendilerinin kontrol edebileceği kaos ortamının yaratılması gerektiğini kabul etmişlerdir. Tarikatin Kullandığı Yöntemler1-Ellerinde bulunan finans kaynakları ile Sinema ve Müzik sektörünün büyük bölümü , Medyanın en önemlileri ve Teknoloji şirketlerinin neredeyse tamamını kontrol etmeyi amaçlamaktadırlar. 2-‘’Kapitalizmin gizli dini Evanjelizm'dir, diğer ezoterik ve masonik yapılar bu şeytani dinin mezhepleri konumundadır’’ diye bir çok kaynakta belirtilmektedir. Bu konuda ispatlanmış bir durum olmasa da Evanjelikler amaçları doğrultusunda Vatikan dahil herkesle işbirliği yapmaktan kaçınmamaktadır.3-Dünyada var olan her türlü fikir ve inanç aşırılığının desteklenmesi temel yöntemlerden birisidir. İŞİD var olmazsa bunun karşılığı da var olmaz.4-İnsan tabiatına aykırı olan her şeyin desteklenmesi . Gaylik, Lezbiyenlik, Vejeteryanlık gibi kavramların en büyük destekçisi konumundadırlar.5-Amaçlarının karşısında gördükleri en büyük engel Tevhid dini İslam Dinini hedef almaktadırlar. Oluşacak bir İslam Birliğine liderlik edebilecek en önemli devlet Türkiye olarak görülmektedir. Bu durumu engellemek için tüm güçlerini kullanmaktadırlar.6-Her inancı, her fikri kendi içinde taşıdığı argümanlar (İslamiyeti Ilımlı İslam ,Liberal İslam vb) ile yıkmak için yöntemler geliştiren Sivil Toplum Kuruluşlarını finanse etmektedirler.7-Finans güçlerinin yanı sıra , ABD bürokrasisinin en kilit yerlerinde (özellikle Pentagon ve CIA içinde ) ve Medya kuruluşlarının neredeyse tamamında Yahudilerle işbirliği yaparak etkin olarak yerleşmiş durumdadırlar.8- Tek bir lideri yoktur. Bu nedenle engellenmesi ve yok edilmesi çok zor bir organizasyon şemasına sahiptir. Bilinen 100 ‘den fazla Evanjelist topluluk ve her birinin ayrı lideri vardır. Bunlar arasında bir hiyerarşi yada lider yoktur. Her biri bağımsız hareket eder. Ancak ortak inançları doğrultusundaki tüm faaliyetlere destek olurlar. ‘’Lider Fikir/İnanç’’ dediğimiz yönetim şeklini kullanırlar. Metodolojilerinin özetlersek:1-En radikal görüşleri destekle 2-İnsanları Doğasının aksi şekilde yaşamaya yönelt 3- Tüm değerleri zayıflat 4- İslam dinindeki Tevhit anlayışını boz II-DİNLER ARASI DİYALOG KAVRAMIBu kavram hakkında ciddi çalışmalar yapan kaynaklardan biri Ankara Ü. İlahiyat Fakültesi profesörlerinden 9 dil bilen Mehmet Bayraktar’dır. Bu konu Ajan Örgüt Fetö tarafından Türkiye gündemine taşındıktan sonra bu konu ile ilgili pek çok konferansa katılmış ve pek çok yazı yazmıştır.
“Dinlerarası Diyaloğu başlatan Vatikan gibi gözükse de, bunu esas isteyenler Yahudilerdir. Dinlerarası Diyalog yapması için Vatikan’a baskı da ABD’den geliyor. Dinlerarası Diyalog esas olarak 1892’de ABD’de başladı. Bu proje, ABD’deki büyük sermaye sahiplerinin finansı ile oluyor.
Onların isteği, “İnsanlık dini” diye bir şey. Bu projede, ilâhîlik ve peygamber inancı yoktur. Onlara göre Kur’an’ı peygamber yazmıştır. En büyük hedefleri Kur’an’ı ortadan kaldırmaktır. Hıristiyanlar bize “Muhammedân” diyorlar. “Muhammed’e tapanlar” demektir.
Hıristiyan kardinalleri arasında Yahudi olanlar var. Bunların hiçbiri papa olmadı ama papa seçildi, Papa Jan Pol bir Yahudi dönmesidir. Papa 16. Benedikt de dönmedir. (Aslen Polonya yahudisi./ 2005 yılında seçildiği görevinden 2013 yılında istifa etmiştir. İstifa açıklaması ilginçtir. )
Dinlerarası Diyaloğun hedefi dünyada tek inanç ve tek din olmasıdır. Adı da dünya dini. Nitekim Dinlerarası Diyalog faaliyetini yürüten Vatikan’ın kendi kayıtlarında, Dinlerarası Diyaloğun ekümeniklik (dünya hükümranlığı) ve misyonerlik olduğu yazılıdır.
Buna Türkiye’de ilk önderlik yapan Kasım Gülek ve İhsan Doğramacı’dır. İhsan Doğramacı 2008 Yılında Bilkent Üniversitesi içinde Babası adına yaptırdığı Caminin bir bölümünü Havra ve Kilise olarak ayırarak Türkiye gündemine getirmiştir. Bu konu ile ilgili araştırma yapan bir başka kaynak olan Profesör Doktor Nadim Macit ;Vatikan’da ABD’li Evanjelikler , Yahudiler ve Papalık görevlilerinin katılımı ile 1959-1962 arası yapılan 16 toplantı sonrası Yayınlanan Dinler Arası diyalog Bildirgesi ile bu kavram dünyaya açıkça ilan edildi . Ancak Diyalogun bildirgesi şunu söylüyor: Kurtuluş İsa’nın ışığına bağlıdır...
Hıristiyanlığı gün ışığına çıkarmak için, dinlerini yeniden kuvvetlendirmeye çalışıyorlar. Bizim gazeteler de “Vatikan çağdaşlaşıyor” diyorlar.
Bu, çağdaşlaşma değil yeni bir stratejidir, küresel sisteme uyarlanmış yeni sistem misyonerliktir. Onun için Papa II. Jan Pol, “Bizim derdimiz Müslümanları Hıristiyanlaştırmak değil, bizim gibi, düşünmelerini sağlamaktır” diyor.
Dikkat! Hıristiyanlara göre papalar tanrının vekilidir ve onların sözü tanrı sözüdür. Papa’nın sözüne ona göre bakmalı...
Meselâ Papa, “Müslümanlar Ermenileri öldürmüştü. Şimdi de Kürtleri öldürüyorlar” diyor, bizim basın da “Papanın dili sürçtü” diyor. Halbuki, Hıristiyanlara göre papanın sözü sürçme falan değil, ilâhîdir...
Hıristiyanlar, “Türkler Anadolu’yu fethetmekle günah işlemişlerdir” diyor ve öyle inanıyorlar.
“Allah hem birdir hem üç” demek aklın alacağı bir şey değil. Müslümanlar Hıristiyan olmaz. Onlar da biliyor bunu. Onun için hedefleri Müslümanları Hıristiyan yapmak değil, kendileri gibi düşündürtmektir. Müslümanlar, Hasan ile Hans’ı, Meryem ile Meri’yi aynı görürlerse mesele kalmayacak...Eugenio Merinonun heykeli 2010 yılı Madrid Çağdaş sanat fuarında sergilenmeye başladı ve 3 dakika içinde satılarak Sergiden kaldırıldı. Bu heykelin arkasında bulunan Uzi Makineli tabancanın namlusundan çıkan Menara (7 kollu Şamdan, Kitab-ı Mukaddeste Geçen) heykeli ise Yahudilerin İdeallerine silah yolu ile ulaşacağı anlamını taşımaktadır. İsrail Büyükelçiliği bu konunun dünya gündemine dağılmasını engellemek için büyük çaba sarf etmiştir.FETÖ Ajan yapılanması başlangıçta Dinler Arası Diyalog Kavramına karşı çıkarken 1996 yılından itibaren Türkiye’de gündeme getirerek savunmaya başlamıştır. 2004 Yılında Antalya Belekte ‘’Dinler Bahçesi’’ (Cami-Kilise – Sinagog bir bahçe içinde yanyana inşa edilmiş) , 2007 Yılında Urfa’da Başlayan ‘’İbrahim Yolu’’ (Hazreti İbrahimin Urfadan Başlayarak Halep-Şam-Lübnan-Amman-Kudüsten geçerek El Halil’de biten yürüyüş), İbrahimi Dinler kavramlarını desteklemiş ve gerçekleşmesi için çaba harcamıştır.Bu Dinler Arası Diyaloğu desteklemek için ABD New Jersey’de ‘’Ortak Değerler İttifakı (Alliance for Shared Values)’’ adı altında bir organizasyon kurmuşlardır. Bu organizasyonun çatısı altında The Rumi Forum , The Pacifica Institute , Atlantic Institute , Niagara Foundation, The Peace Island Institute, the Dialogue Institute Of South West gibi pek çok alt organizasyonlar bulunmaktadır. Ortak Değerler İttifakının yönetim kurulunda Katolik-İslam araştırmacısı , Haham sıfatlı kişiler bulunmaktadır. 15 Temmuz Darbe Girişiminden sonra çoğunluğu ABD’ye kaçan üst düzey ajanlar , burada tutunabilmek için Dinler Arası Diyalog konusunda , Hıristiyan ve Yahudi kuruluşları kapı kapı dolaşarak ortak çalışmalar yapmak istediklerini belirtiyorlar. Ramazanda Halil İbrahim Sofrası (Abraham Table ) adı altında gerçekleştirdikleri yemekli toplantılarda 3 inancın ortak noktası olan Hz. İbrahim’de buluşulması gerektiği ortaya konulurken , bu buluşmanın ortak noktasının da Mesih ve Mehdi kavramlarının olduğu vurgulanmaktadır. Ortak yenen bu yemeklere ilave olarak Ramazan ayında teravih namazlarını ortaklık yaptıkları kiliselerde kılmaya başladıkları , Kilisede Pazar ayinlerine ve diğer etkinliklere ailece katıldıklarını gösteren pek çok haber ve fotoğraf basına yansımıştır. Hatta Ortak Değerler İttifakı’nın Başkanı Alp Aslandoğan 2018 yılı Ramazan ayında New Jersey’de kiliseden çıkarken AA tarafından görüntülenmiştir. Birçok FETÖ Ajanının aileleri ile birlikte kiliseye gidip saatlerce kilisede kaldığı akşam da ışıkları söndürerek kapıyı kilitledikleri kameraya alınmıştır. Ajanlık yapan FETÖ Terör örgütü üst yöneticilerinin ABD’de kurarak yönettiği 200 den fazla sözleşmeli okulun çoğu eski kilise okulları olduğunu görmekteyiz. Bu okullardaki İsa ve Meryem ana resim ve heykelleri olduğu gibi durmaktadır. FETÖ Ajan yapılanmasının yıllardır Evanjelikler ve Siyonistler ile işbirliği içinde oldukları ortaya çıkmıştır. FETÖ’cü Ajanlar tarafından ABD’de kurulan ANT STORE (The Light inc.)isimli çatı kuruluşun altında 3 ayrı yayın evi bulunmaktadır. Bu çatı kuruluş ve Süreyya Yayınları , Tuğra Books ,Blue Dome Press isimli 3 yayın evinin en tepe yöneticisi , Fetullah Gülenin kara kutusu olarak bilinen ve örgütün parasını zimmetine geçirmekle gündeme gelen Mustafa Özcan’dır. Ahmet İdil ve Hüseyin Şentürk de şirketlerin yönetiminde ismi geçen diğer ajanlardır. Şirketlerin tamamının adresleri aynıdır. Bu şirketlerin yönetiminde , Türkçeye çevrilen ‘’Bir Çay daha Lütfen’’ ve ‘’Ay Sultan ‘’isimli kitapları Türkçe olarak basılan Katherina Brenning de bulunmaktadır. Bu yayın evleri üzerinden yoğun propaganda faaliyeti yürüttüğü bilinmektedir. Dinler Arası Diyalog Projesine ait tüm kitapların bu yayın evleri tarafından basıldığı ve bu işin koordinasyonunun örgütün üst düzey yöneticilerinden İsmail Büyükçelebi tarafından koordine edildiği tespit edilmiştir.SÜREYYA YAYINLARI: Toplum tarafından saygı duyulan din bilginleri ile Fetullah Gülenin kitaplarının Türkçe olarak basan ve örgütün dindar tabanının etkilenmesi için kullanılması sağlayan yayın evidir.TUĞRA BOOKS : Türk ve diğer Müslüman çocuk -gençler için İngilizce kitaplar basılmaktadır. Bu kitaplarda yeni İslam anlayışı ve Hayat tarzı adı altında Dinler Arası Diyalog projesinin nihai hedefi olan tek dünya dini yaratılması çalışmaları yapılmaktadır. Daniel Hammel tarafından yazılan ‘’Jesus and Muhammed’’ isimli kitap ile Fetö’cü İsmail Büyükçelebi ve Reşit Haylamaz’ın birlikte yazdığı ‘’İsa, Misyonu ve Mucizeleri’’ isimli kitaplar bu yayın evi tarafından basılmıştır.BLUE DOME PRESS: 2014 yılında kurulmuş olan bu yayın evinin faaliyetleri iki gruba ayrılmaktadır. İlk gurupta örgüt yazarlarının Dinler arası diyalog içerikli kitaplarının İngilizcelerini basmaktadırlar. İkinci gurupta ise Fetö Ajan yapılanması ve Örgüt elebaşı Gülen’i öven yabancı yazarlar ile Türkiye aleyhine yazan yabancı yazarların kitaplarının İngilizcelerini basmaktadırlar. Walter Wagner , John Pahl ,Dr.Craig Considine Rainer Hermann Fetullah Gülen ve Kurduğu Ajan Tarikatın çalışmalarını öven kitapları bu yayın evince basılmıştır. Bu suretle Gülen’i uluslararası bir inanç insanı , ruhani bir lider pozisyonuna taşımayı amaçlamışlardır. En büyük kitap satış mağaza zinciri Barness&Noble’ın mağazalarında ve Amazon İnternet alışveriş sitesinin kitap bölümünde Gülenin 31 adet kitabının , Ajan Tarikatı ve Güleni öven 30 dan fazla kitabı satışta bulabilirsiniz. Bu Çatı kuruluş ve 3 yayın evinin yıllık cirosu yaklaşık 5 milyon dolardır.Bununla yetinmeyen Ajan Tarikat Bank Asya’dan çektiği karşılıksız kredileri kullanarak Pensilvanya Eyaletinde Respect School (Saygı Okulu ) isimli bir kolej kurmuş ve bu kolej Moravian Collage isimli Hıristiyan dininin İlahiyat Fakültesi olarak tanımlayabileceğimiz okul ile birlikte ‘’İki ayrı dine ortak tek din adamı’’ yetiştirmeye başlamıştır. İki okulun hocalarından ortak ders alan öğrenciler , hem Hıristiyanlık hem de İslam üzerine uzman olduklarını gösteren mezuniyet belgesi almaktadırlar. Yine bu okulların ortaklaşa açtıkları sertifika eğitim programları ile ABD, Kanada , Yeni Zellanda’da hastane , Islahevi, bakım evleri gibi kurumlarda hem İslam dini hem de Hıristiyanlık ile ilgili rehberlik etme hakkını kazanmaktadırlar. III-YENİ VERSİYON DİNLER ARASI DİYALOG (İBRAHİM EVİ) Evanjelikler ve Siyonistlerin Vatikana yaptıkları baskı ile yürüttükleri Dinler Arası Diyalog Projesinin birbirine paralel olarak yürütülen organizasyonlardan biri olan FETÖ Ajan teşkilatının 15 Temmuz Başarısız darbe girişiminden sonra tasviyesi sonucu akamete uğraması , Ortadoğu da bulunan diğer organizasyonlar vasıtası ile yürütülmeye başlanmıştır. Dinler Arası diyalog kavramının yeni versiyon olan İbrahim Evine dönüşmesinin son dönem kronolojisi aşağıdaki gibidir.2014 Yılında Suudi Arabistan ve BAE ortaklığında ‘’Müslüman Hukeme Konseyi ‘’ kuruluyor. Suudi Prens Selman ve BAE Prensi Muhammed Bin Zayed El Nahyan bu kuruluşun hamisi kişilerdir. (Düşünülenin aksine BAE’ de kurucu olan Müslümanların nüfusu yaşayanların sadece %20’sini oluşturmaktadır)2016 Yılında BAE Prensi Vatikan’da Papayı ziyaret ediyor ve Papayı ülkesine davet ediyor. Aynı Yıl içerisinde El Ezher Üniversitesi İmamı Ahmet Et-Tayyip Vatikan’da Papayı ziyaret ediyor.2017 Yılının Nisan Ayında Papa Mısır’ı ziyaret ederek Dinler Arası Diyaloğu gündeme taşıyor. Papa ‘’Bu birlik ve beraberlik ziyaretidir’’ diye beyanat veriyor. El Ezher Üniversitesinde düzenlenen Barış konferansında konuşma yapıyor. Bu konuşmasında El Ezher imamına kardeşim diye hitap ediyor. Suudi Arabistan Prensi Selman 2017 yılı sonunda ‘’Ilımlı İslam ‘’ kavramını ortaya atarak Suudi Arabistan’da kadınlara yalnız araba kullanabilmek ve alışverişe umumi yerlere gidebilmek gibi haklar tanıyor.2017 yılında Berlin’de kadın-erkek islamın her mezhebinden kişilerin ve LGBT’lilerin beraberce namaz kılabileceği liberal islam camii olarak adlandırılan İbn Rüşt-Goethe Camii, Seyran Ateş tarafından açıldı. İlk kadın İmam olarak sözde Camide görev yapan Seyran Ateş kendini laik ve Biseksüel (Hem kadınlardan hem de Erkeklerden hoşlanan) olarak tanımlamaktadır. Tesettürü reddetmiş; Burka ve Çarşaf ile camiye girilmesini yasaklamış ve örtünmenin Kuran’da yer almadığını iddia etmektedir. 2014 Yılında FETÖ Ajan Yapılanmasının Düseldorf Türkçe Olimpiyatlarına katılan ve ödül alan Seyran Ateş, Hain Fetullah Gülen hakkında övgüler dolusu konuşma yapmıştır. Alman SDP partisi üyesi olup Alman Devleti tarafından teşvik edilmekte ve pek çok organizasyonda ödül almaktadır. 2019 Yılı BAE de hoşgörü yılı olarak belirleniyor ve Hoşgörü bakanlığı kuruluyor . Papa’nın BAE ziyareti de bu yılın Şubat Ayına denk getiriliyor. Müslüman Hukeme Konseyinin organizasyonunda gerçekleşen ziyarette Papa Franciscus ve El Ezher Üniversitesi İmamı Ahmet Et-Tayyip ‘’İnsan Kardeşliği Zaptı’’ isimli bir belge imzalıyorlar. Bu belgenin içeriğini incelediğinizde tamamen Hıristiyanlık ve İslam’ın nasıl birbirlerine hoşgörü ve anlayış ile davranacağının anlatıldığını görmekteyiz. Bu ziyarette Şeyh Zayed Camiinde Papa ve El Ezher İmamının da dahil olduğu farklı dinlerden 700 den fazla dini liderin katıldığı toplantı düzenleniyor. Papa Stadyumda toplanan 150 binden fazla Hıristiyan ile ayin yapıyor. Bir Müslüman liderin Avrupa herhangi bir stadyumda Namaz kıldırabileceğini ya da Mevlüt okutabileceğini düşünebiliyormusunuz ?Bu ziyaret sırasında Alman DW haber kanalının yaptığı haber şöyle:“El-Ezher son yıllarda Sünni dünyasında yeniden önem kazandı. Atatürk'ün 1924'te halifeliği kaldırmasının ardından Sünnilerin ne bir merkezi, ne de bir imamı vardı. Bu arada sözde 'halife' el-Bağdadi gibi kendi kendilerini halife ilan edenler yerden mantar gibi bitiyordu. Ahmed et-Tayyib bugün en saygın İslam üniversitesinin idarecisi olarak Müslümanlar arasında otorite kabul ediliyor ve dikkatli bir reformcu çizgi takip ediyor. Uluslararası platformda ise Batı'yla ve Hristiyanlıkla diyaloğu destekliyor. Et-Tayyib 2017'de de Papa Franciscus'u Kahire'de ağırlamış ve onunla kişisel ve ruhani bir ilişkinin temellerini atmıştı.”2019 Mart Ayında Papa Franciscus FAS’a ziyaret düzenliyor ve ziyaretinin sebebinin ‘’Dinler arası diyalog ve tanışma ‘’ olarak ifade ediyor.2019 Yılında Almanya’da ‘’House of One ‘’ Vakfı kuruluyor. Bu Vakfın ortaklarını Protestan Papaz Gregor Hohberg -Yahudi Haham Andreas Nachama -Forum Dialog’tan Kadir Sancı oluşturuyor. Müslümanları temsil eden ise FETÖ’cü Ajanların Forum Dialog isimli organizasyonu . Bu organizasyon Avrupa’da ilk defa Berlin’de 2. Dünya Savaşında hasar görmüş ve Doğu Almanya Hükümeti tarafından yıkılmış bir kilisenin yerine Kilise-Havra-Cami olarak kullanılacak bir yapının ilk yapının temelinin 2020 yılında atılmasına karar verdi. Arazi sahibi Catherine Dussmann, Fetö’nün darbeye karıştığı ve diğer Müslümanlar tarafından dışlandığı gerekçesi ile projeden çekildi. Ancak proje Alman Federal Hükümetinin 20 Milyon Euro Berlin Yerel Hükümetinin 10 Milyon Euro Desteği ile yeniden canlandırıldı . Projenin tamamı 42 Milyon Euroya mal olacak bu yapının temeli 27 Mayıs 2021 tarihinde atıldı. İnşaatının 2025 yılında tamamlanması planlanmaktadır.2019 Eylül ayında Fransa’da kadın ve erkeklerin birlikte namaz kılabileceği , Eva Janadin ve Anne Sophie-Monsinoy isimli kadınların imamlık yaptığı Liberal İslam camii açıldı.2020 Şubat ayında Fransa’da Kahina Bahloul isimli kadın imam kendisinin kurduğu Fatima isimli liberal camide Cuma Namazı kıldırdı ve vaaz verdi. Kahina Behloul, Cezayirli Müslüman bir baba ve Hıristiyan /Yahudi bir annenin kızıdır. İmam olmak için herhangi bir eğitim almamıştır. Fransız İslamının yaratılması gerektiğini savunmaktadır. Daha önce ABD, İngiltere ,Danimarka ,Kanada ,Hollanda , Güney Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde de kadın imamlar namaz kıldırmışlardı . 2021 Yılı Mart Ayında Papa, Irak’ı ziyaret etti hem de Pandeminin en hızlı olduğu dönemlerden birinde… Irak’ta Sünnilerle görüşmeyen Papa, Şiilerin kutsal Kenti Necefi ziyaret ederek Sistani ile görüşmüştür. Hazreti İbrahim’in doğduğu Kent olan UR’da Şiilerle ve Yahudilerle ayin yapması ve Kuran dinlemesi, Musul Ninova’da (Hazreti Yunus’un Kabrinin olduğu şehir) ve Erbil’de Franso Hariri Stadyumunda binlerce hıristiyana ayinler düzenlemiştir.Papa’nın (Sistani’nin fetvasıyla kurulan ve Sincar’da PKK teröristleriyle işbirliği yaptığı anlaşılan) Haşdi Şabi teröristleriyle görüşmesi de Türkiye’ye bir mesaj niteliğindedir. Üstelik Haşdi Şabi’nin Hıristiyan kolu olan İncil Tugayları’nın (Babiliun) başı olan Reyyan Salim el-Keldani’ye Papa’nın kendi tespihini hediye ettiği basına yansıyan bilgiler arasında. Haşdi Şabi günlerce Türkiye’yi tehdit ediyor. Hatta Papa-Sistani görüşmesi esnasında, bu örgüte mensup terör gruplarından birinin başının, ABD’den hava savunma sistemi alıp Türkiye’ye karşı kendilerini savunmaktan söz ettiği de görüldü. Papanın ziyaret günü olan 6 Mart Irak’ta ‘Ulusal Hoşgörü ve Birlikte Yaşama günü ‘’ ilan edildi.Dinler Arası Diyalog Kavramı ,Trump tarafından ortaya atılan ‘’İbrahim Anlaşması (BAE-Bahreyn-Fas-Sudan Eksenl,i İsrail açılımı), Abu Dabide yapılacak İbrahim Evi , Berlinde’ki ‘’Birin Evi’’, Liberal İslam(Kadın-erkek-LGBT li ortak camiler ve kadınların camilere imam atanması gibi) gibi kavramlarla Müslümanların önüne sürekli değişik adlarla getirilerek İslam dini dejenere edilmeye çalışılıyorlar. ‘’Crislamizm’’ olarak adlandırdıkları tek dünya dinini yaratmak için olağanüstü bir çaba sarf ediyorlar.Bu kadar organize hareket eden bir oluşum karşısında Türkiye’nin tavrı; devletin tüm kurumlarıyla özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı ile, üniversiteleriyle ve de ilahiyatçılarıyla ortak bir duruş sergilemek olmalıdır.Bu duruş etrafında diğer İslam ülkelerini de toplanmaya yöneltecek politikalar geliştirmek gereklidir.
2- Büyük İsrail'in kurulması. Eski Ahit(Tevrat ve Zebur) ve Yeni Ahit(İncil)'ten oluşan Kitabı Mukaddes'e göre İsa Mesih yeryüzüne inecek ve Kudüste Tanrının Büyük Krallığı kurulacaktır. Kurulan bu Kırallık Yahudilere verilecek, bu krallığın kurulmasına yardım eden Evanjeliklerde Cennet ile ödüllendirilecektir. Bu nedenle Evanjelikler Yahudi Siyonistlerin Büyük İsrail’i kurmasını kayıtsız şartsız destekler.
3- Yahudiler de dahil olmak üzere tüm dünya uluslarına İncil ‘’müjde’’ olarak yeniden tebliğ edilecektir.
4- Yedi yıl sürecek olan felaket dönemi. İç kaos olarak da adlandırılan bu dönemde Yecüc ve Mecüc orduları (Çin’de bulunduğu düşünülen)tarafından İsrail işgal edilecek ve ABD ile İngiltere İsrail'in yardımına geleceklerdir.
5- İsa'nın ikinci kez dünyaya gelişi.
6- Armageddon Savaşı.Bu savaşta Hıristiyanlığı kabul eden 150 Bin Yahudi kalacağı diğer Yahudilerin öleceğine , Hazreti İsa’nın sağ kalanları 1000 yıl yöneteceğine ve sonra hep birlikte Cennete gideceklerine inanmaktadırlar.
7- Kıyametin kopmasıyla, İncil'e ve İsa Mesih'e iman edenlerin cennete yükseltilmeleri.Dünya’da adaletsizlik, eşitsizlik ,savaşlar , fakirlik giderek artmaktadır ve düzeltilmesi mümkün değildir .İnsanların kurtuluşu kıyametin bir an önce kopmasına bağlıdır. İncil’de yer alan ayetleri referans alarak kıyametin Dünya’da ortaya çıkacak kaos ortamından sonra meydana geleceğine inanmaktadırlar. Bu nedenle dünyanın her yerinde karmaşa ve infial yaratacak olaylar meydana getirerek kendilerinin kontrol edebileceği kaos ortamının yaratılması gerektiğini kabul etmişlerdir. Tarikatin Kullandığı Yöntemler1-Ellerinde bulunan finans kaynakları ile Sinema ve Müzik sektörünün büyük bölümü , Medyanın en önemlileri ve Teknoloji şirketlerinin neredeyse tamamını kontrol etmeyi amaçlamaktadırlar. 2-‘’Kapitalizmin gizli dini Evanjelizm'dir, diğer ezoterik ve masonik yapılar bu şeytani dinin mezhepleri konumundadır’’ diye bir çok kaynakta belirtilmektedir. Bu konuda ispatlanmış bir durum olmasa da Evanjelikler amaçları doğrultusunda Vatikan dahil herkesle işbirliği yapmaktan kaçınmamaktadır.3-Dünyada var olan her türlü fikir ve inanç aşırılığının desteklenmesi temel yöntemlerden birisidir. İŞİD var olmazsa bunun karşılığı da var olmaz.4-İnsan tabiatına aykırı olan her şeyin desteklenmesi . Gaylik, Lezbiyenlik, Vejeteryanlık gibi kavramların en büyük destekçisi konumundadırlar.5-Amaçlarının karşısında gördükleri en büyük engel Tevhid dini İslam Dinini hedef almaktadırlar. Oluşacak bir İslam Birliğine liderlik edebilecek en önemli devlet Türkiye olarak görülmektedir. Bu durumu engellemek için tüm güçlerini kullanmaktadırlar.6-Her inancı, her fikri kendi içinde taşıdığı argümanlar (İslamiyeti Ilımlı İslam ,Liberal İslam vb) ile yıkmak için yöntemler geliştiren Sivil Toplum Kuruluşlarını finanse etmektedirler.7-Finans güçlerinin yanı sıra , ABD bürokrasisinin en kilit yerlerinde (özellikle Pentagon ve CIA içinde ) ve Medya kuruluşlarının neredeyse tamamında Yahudilerle işbirliği yaparak etkin olarak yerleşmiş durumdadırlar.8- Tek bir lideri yoktur. Bu nedenle engellenmesi ve yok edilmesi çok zor bir organizasyon şemasına sahiptir. Bilinen 100 ‘den fazla Evanjelist topluluk ve her birinin ayrı lideri vardır. Bunlar arasında bir hiyerarşi yada lider yoktur. Her biri bağımsız hareket eder. Ancak ortak inançları doğrultusundaki tüm faaliyetlere destek olurlar. ‘’Lider Fikir/İnanç’’ dediğimiz yönetim şeklini kullanırlar. Metodolojilerinin özetlersek:1-En radikal görüşleri destekle 2-İnsanları Doğasının aksi şekilde yaşamaya yönelt 3- Tüm değerleri zayıflat 4- İslam dinindeki Tevhit anlayışını boz II-DİNLER ARASI DİYALOG KAVRAMIBu kavram hakkında ciddi çalışmalar yapan kaynaklardan biri Ankara Ü. İlahiyat Fakültesi profesörlerinden 9 dil bilen Mehmet Bayraktar’dır. Bu konu Ajan Örgüt Fetö tarafından Türkiye gündemine taşındıktan sonra bu konu ile ilgili pek çok konferansa katılmış ve pek çok yazı yazmıştır.
“Dinlerarası Diyaloğu başlatan Vatikan gibi gözükse de, bunu esas isteyenler Yahudilerdir. Dinlerarası Diyalog yapması için Vatikan’a baskı da ABD’den geliyor. Dinlerarası Diyalog esas olarak 1892’de ABD’de başladı. Bu proje, ABD’deki büyük sermaye sahiplerinin finansı ile oluyor.
Onların isteği, “İnsanlık dini” diye bir şey. Bu projede, ilâhîlik ve peygamber inancı yoktur. Onlara göre Kur’an’ı peygamber yazmıştır. En büyük hedefleri Kur’an’ı ortadan kaldırmaktır. Hıristiyanlar bize “Muhammedân” diyorlar. “Muhammed’e tapanlar” demektir.
Hıristiyan kardinalleri arasında Yahudi olanlar var. Bunların hiçbiri papa olmadı ama papa seçildi, Papa Jan Pol bir Yahudi dönmesidir. Papa 16. Benedikt de dönmedir. (Aslen Polonya yahudisi./ 2005 yılında seçildiği görevinden 2013 yılında istifa etmiştir. İstifa açıklaması ilginçtir. )
Dinlerarası Diyaloğun hedefi dünyada tek inanç ve tek din olmasıdır. Adı da dünya dini. Nitekim Dinlerarası Diyalog faaliyetini yürüten Vatikan’ın kendi kayıtlarında, Dinlerarası Diyaloğun ekümeniklik (dünya hükümranlığı) ve misyonerlik olduğu yazılıdır.
Buna Türkiye’de ilk önderlik yapan Kasım Gülek ve İhsan Doğramacı’dır. İhsan Doğramacı 2008 Yılında Bilkent Üniversitesi içinde Babası adına yaptırdığı Caminin bir bölümünü Havra ve Kilise olarak ayırarak Türkiye gündemine getirmiştir. Bu konu ile ilgili araştırma yapan bir başka kaynak olan Profesör Doktor Nadim Macit ;Vatikan’da ABD’li Evanjelikler , Yahudiler ve Papalık görevlilerinin katılımı ile 1959-1962 arası yapılan 16 toplantı sonrası Yayınlanan Dinler Arası diyalog Bildirgesi ile bu kavram dünyaya açıkça ilan edildi . Ancak Diyalogun bildirgesi şunu söylüyor: Kurtuluş İsa’nın ışığına bağlıdır...
Hıristiyanlığı gün ışığına çıkarmak için, dinlerini yeniden kuvvetlendirmeye çalışıyorlar. Bizim gazeteler de “Vatikan çağdaşlaşıyor” diyorlar.
Bu, çağdaşlaşma değil yeni bir stratejidir, küresel sisteme uyarlanmış yeni sistem misyonerliktir. Onun için Papa II. Jan Pol, “Bizim derdimiz Müslümanları Hıristiyanlaştırmak değil, bizim gibi, düşünmelerini sağlamaktır” diyor.
Dikkat! Hıristiyanlara göre papalar tanrının vekilidir ve onların sözü tanrı sözüdür. Papa’nın sözüne ona göre bakmalı...
Meselâ Papa, “Müslümanlar Ermenileri öldürmüştü. Şimdi de Kürtleri öldürüyorlar” diyor, bizim basın da “Papanın dili sürçtü” diyor. Halbuki, Hıristiyanlara göre papanın sözü sürçme falan değil, ilâhîdir...
Hıristiyanlar, “Türkler Anadolu’yu fethetmekle günah işlemişlerdir” diyor ve öyle inanıyorlar.
“Allah hem birdir hem üç” demek aklın alacağı bir şey değil. Müslümanlar Hıristiyan olmaz. Onlar da biliyor bunu. Onun için hedefleri Müslümanları Hıristiyan yapmak değil, kendileri gibi düşündürtmektir. Müslümanlar, Hasan ile Hans’ı, Meryem ile Meri’yi aynı görürlerse mesele kalmayacak...Eugenio Merinonun heykeli 2010 yılı Madrid Çağdaş sanat fuarında sergilenmeye başladı ve 3 dakika içinde satılarak Sergiden kaldırıldı. Bu heykelin arkasında bulunan Uzi Makineli tabancanın namlusundan çıkan Menara (7 kollu Şamdan, Kitab-ı Mukaddeste Geçen) heykeli ise Yahudilerin İdeallerine silah yolu ile ulaşacağı anlamını taşımaktadır. İsrail Büyükelçiliği bu konunun dünya gündemine dağılmasını engellemek için büyük çaba sarf etmiştir.FETÖ Ajan yapılanması başlangıçta Dinler Arası Diyalog Kavramına karşı çıkarken 1996 yılından itibaren Türkiye’de gündeme getirerek savunmaya başlamıştır. 2004 Yılında Antalya Belekte ‘’Dinler Bahçesi’’ (Cami-Kilise – Sinagog bir bahçe içinde yanyana inşa edilmiş) , 2007 Yılında Urfa’da Başlayan ‘’İbrahim Yolu’’ (Hazreti İbrahimin Urfadan Başlayarak Halep-Şam-Lübnan-Amman-Kudüsten geçerek El Halil’de biten yürüyüş), İbrahimi Dinler kavramlarını desteklemiş ve gerçekleşmesi için çaba harcamıştır.Bu Dinler Arası Diyaloğu desteklemek için ABD New Jersey’de ‘’Ortak Değerler İttifakı (Alliance for Shared Values)’’ adı altında bir organizasyon kurmuşlardır. Bu organizasyonun çatısı altında The Rumi Forum , The Pacifica Institute , Atlantic Institute , Niagara Foundation, The Peace Island Institute, the Dialogue Institute Of South West gibi pek çok alt organizasyonlar bulunmaktadır. Ortak Değerler İttifakının yönetim kurulunda Katolik-İslam araştırmacısı , Haham sıfatlı kişiler bulunmaktadır. 15 Temmuz Darbe Girişiminden sonra çoğunluğu ABD’ye kaçan üst düzey ajanlar , burada tutunabilmek için Dinler Arası Diyalog konusunda , Hıristiyan ve Yahudi kuruluşları kapı kapı dolaşarak ortak çalışmalar yapmak istediklerini belirtiyorlar. Ramazanda Halil İbrahim Sofrası (Abraham Table ) adı altında gerçekleştirdikleri yemekli toplantılarda 3 inancın ortak noktası olan Hz. İbrahim’de buluşulması gerektiği ortaya konulurken , bu buluşmanın ortak noktasının da Mesih ve Mehdi kavramlarının olduğu vurgulanmaktadır. Ortak yenen bu yemeklere ilave olarak Ramazan ayında teravih namazlarını ortaklık yaptıkları kiliselerde kılmaya başladıkları , Kilisede Pazar ayinlerine ve diğer etkinliklere ailece katıldıklarını gösteren pek çok haber ve fotoğraf basına yansımıştır. Hatta Ortak Değerler İttifakı’nın Başkanı Alp Aslandoğan 2018 yılı Ramazan ayında New Jersey’de kiliseden çıkarken AA tarafından görüntülenmiştir. Birçok FETÖ Ajanının aileleri ile birlikte kiliseye gidip saatlerce kilisede kaldığı akşam da ışıkları söndürerek kapıyı kilitledikleri kameraya alınmıştır. Ajanlık yapan FETÖ Terör örgütü üst yöneticilerinin ABD’de kurarak yönettiği 200 den fazla sözleşmeli okulun çoğu eski kilise okulları olduğunu görmekteyiz. Bu okullardaki İsa ve Meryem ana resim ve heykelleri olduğu gibi durmaktadır. FETÖ Ajan yapılanmasının yıllardır Evanjelikler ve Siyonistler ile işbirliği içinde oldukları ortaya çıkmıştır. FETÖ’cü Ajanlar tarafından ABD’de kurulan ANT STORE (The Light inc.)isimli çatı kuruluşun altında 3 ayrı yayın evi bulunmaktadır. Bu çatı kuruluş ve Süreyya Yayınları , Tuğra Books ,Blue Dome Press isimli 3 yayın evinin en tepe yöneticisi , Fetullah Gülenin kara kutusu olarak bilinen ve örgütün parasını zimmetine geçirmekle gündeme gelen Mustafa Özcan’dır. Ahmet İdil ve Hüseyin Şentürk de şirketlerin yönetiminde ismi geçen diğer ajanlardır. Şirketlerin tamamının adresleri aynıdır. Bu şirketlerin yönetiminde , Türkçeye çevrilen ‘’Bir Çay daha Lütfen’’ ve ‘’Ay Sultan ‘’isimli kitapları Türkçe olarak basılan Katherina Brenning de bulunmaktadır. Bu yayın evleri üzerinden yoğun propaganda faaliyeti yürüttüğü bilinmektedir. Dinler Arası Diyalog Projesine ait tüm kitapların bu yayın evleri tarafından basıldığı ve bu işin koordinasyonunun örgütün üst düzey yöneticilerinden İsmail Büyükçelebi tarafından koordine edildiği tespit edilmiştir.SÜREYYA YAYINLARI: Toplum tarafından saygı duyulan din bilginleri ile Fetullah Gülenin kitaplarının Türkçe olarak basan ve örgütün dindar tabanının etkilenmesi için kullanılması sağlayan yayın evidir.TUĞRA BOOKS : Türk ve diğer Müslüman çocuk -gençler için İngilizce kitaplar basılmaktadır. Bu kitaplarda yeni İslam anlayışı ve Hayat tarzı adı altında Dinler Arası Diyalog projesinin nihai hedefi olan tek dünya dini yaratılması çalışmaları yapılmaktadır. Daniel Hammel tarafından yazılan ‘’Jesus and Muhammed’’ isimli kitap ile Fetö’cü İsmail Büyükçelebi ve Reşit Haylamaz’ın birlikte yazdığı ‘’İsa, Misyonu ve Mucizeleri’’ isimli kitaplar bu yayın evi tarafından basılmıştır.BLUE DOME PRESS: 2014 yılında kurulmuş olan bu yayın evinin faaliyetleri iki gruba ayrılmaktadır. İlk gurupta örgüt yazarlarının Dinler arası diyalog içerikli kitaplarının İngilizcelerini basmaktadırlar. İkinci gurupta ise Fetö Ajan yapılanması ve Örgüt elebaşı Gülen’i öven yabancı yazarlar ile Türkiye aleyhine yazan yabancı yazarların kitaplarının İngilizcelerini basmaktadırlar. Walter Wagner , John Pahl ,Dr.Craig Considine Rainer Hermann Fetullah Gülen ve Kurduğu Ajan Tarikatın çalışmalarını öven kitapları bu yayın evince basılmıştır. Bu suretle Gülen’i uluslararası bir inanç insanı , ruhani bir lider pozisyonuna taşımayı amaçlamışlardır. En büyük kitap satış mağaza zinciri Barness&Noble’ın mağazalarında ve Amazon İnternet alışveriş sitesinin kitap bölümünde Gülenin 31 adet kitabının , Ajan Tarikatı ve Güleni öven 30 dan fazla kitabı satışta bulabilirsiniz. Bu Çatı kuruluş ve 3 yayın evinin yıllık cirosu yaklaşık 5 milyon dolardır.Bununla yetinmeyen Ajan Tarikat Bank Asya’dan çektiği karşılıksız kredileri kullanarak Pensilvanya Eyaletinde Respect School (Saygı Okulu ) isimli bir kolej kurmuş ve bu kolej Moravian Collage isimli Hıristiyan dininin İlahiyat Fakültesi olarak tanımlayabileceğimiz okul ile birlikte ‘’İki ayrı dine ortak tek din adamı’’ yetiştirmeye başlamıştır. İki okulun hocalarından ortak ders alan öğrenciler , hem Hıristiyanlık hem de İslam üzerine uzman olduklarını gösteren mezuniyet belgesi almaktadırlar. Yine bu okulların ortaklaşa açtıkları sertifika eğitim programları ile ABD, Kanada , Yeni Zellanda’da hastane , Islahevi, bakım evleri gibi kurumlarda hem İslam dini hem de Hıristiyanlık ile ilgili rehberlik etme hakkını kazanmaktadırlar. III-YENİ VERSİYON DİNLER ARASI DİYALOG (İBRAHİM EVİ) Evanjelikler ve Siyonistlerin Vatikana yaptıkları baskı ile yürüttükleri Dinler Arası Diyalog Projesinin birbirine paralel olarak yürütülen organizasyonlardan biri olan FETÖ Ajan teşkilatının 15 Temmuz Başarısız darbe girişiminden sonra tasviyesi sonucu akamete uğraması , Ortadoğu da bulunan diğer organizasyonlar vasıtası ile yürütülmeye başlanmıştır. Dinler Arası diyalog kavramının yeni versiyon olan İbrahim Evine dönüşmesinin son dönem kronolojisi aşağıdaki gibidir.2014 Yılında Suudi Arabistan ve BAE ortaklığında ‘’Müslüman Hukeme Konseyi ‘’ kuruluyor. Suudi Prens Selman ve BAE Prensi Muhammed Bin Zayed El Nahyan bu kuruluşun hamisi kişilerdir. (Düşünülenin aksine BAE’ de kurucu olan Müslümanların nüfusu yaşayanların sadece %20’sini oluşturmaktadır)2016 Yılında BAE Prensi Vatikan’da Papayı ziyaret ediyor ve Papayı ülkesine davet ediyor. Aynı Yıl içerisinde El Ezher Üniversitesi İmamı Ahmet Et-Tayyip Vatikan’da Papayı ziyaret ediyor.2017 Yılının Nisan Ayında Papa Mısır’ı ziyaret ederek Dinler Arası Diyaloğu gündeme taşıyor. Papa ‘’Bu birlik ve beraberlik ziyaretidir’’ diye beyanat veriyor. El Ezher Üniversitesinde düzenlenen Barış konferansında konuşma yapıyor. Bu konuşmasında El Ezher imamına kardeşim diye hitap ediyor. Suudi Arabistan Prensi Selman 2017 yılı sonunda ‘’Ilımlı İslam ‘’ kavramını ortaya atarak Suudi Arabistan’da kadınlara yalnız araba kullanabilmek ve alışverişe umumi yerlere gidebilmek gibi haklar tanıyor.2017 yılında Berlin’de kadın-erkek islamın her mezhebinden kişilerin ve LGBT’lilerin beraberce namaz kılabileceği liberal islam camii olarak adlandırılan İbn Rüşt-Goethe Camii, Seyran Ateş tarafından açıldı. İlk kadın İmam olarak sözde Camide görev yapan Seyran Ateş kendini laik ve Biseksüel (Hem kadınlardan hem de Erkeklerden hoşlanan) olarak tanımlamaktadır. Tesettürü reddetmiş; Burka ve Çarşaf ile camiye girilmesini yasaklamış ve örtünmenin Kuran’da yer almadığını iddia etmektedir. 2014 Yılında FETÖ Ajan Yapılanmasının Düseldorf Türkçe Olimpiyatlarına katılan ve ödül alan Seyran Ateş, Hain Fetullah Gülen hakkında övgüler dolusu konuşma yapmıştır. Alman SDP partisi üyesi olup Alman Devleti tarafından teşvik edilmekte ve pek çok organizasyonda ödül almaktadır. 2019 Yılı BAE de hoşgörü yılı olarak belirleniyor ve Hoşgörü bakanlığı kuruluyor . Papa’nın BAE ziyareti de bu yılın Şubat Ayına denk getiriliyor. Müslüman Hukeme Konseyinin organizasyonunda gerçekleşen ziyarette Papa Franciscus ve El Ezher Üniversitesi İmamı Ahmet Et-Tayyip ‘’İnsan Kardeşliği Zaptı’’ isimli bir belge imzalıyorlar. Bu belgenin içeriğini incelediğinizde tamamen Hıristiyanlık ve İslam’ın nasıl birbirlerine hoşgörü ve anlayış ile davranacağının anlatıldığını görmekteyiz. Bu ziyarette Şeyh Zayed Camiinde Papa ve El Ezher İmamının da dahil olduğu farklı dinlerden 700 den fazla dini liderin katıldığı toplantı düzenleniyor. Papa Stadyumda toplanan 150 binden fazla Hıristiyan ile ayin yapıyor. Bir Müslüman liderin Avrupa herhangi bir stadyumda Namaz kıldırabileceğini ya da Mevlüt okutabileceğini düşünebiliyormusunuz ?Bu ziyaret sırasında Alman DW haber kanalının yaptığı haber şöyle:“El-Ezher son yıllarda Sünni dünyasında yeniden önem kazandı. Atatürk'ün 1924'te halifeliği kaldırmasının ardından Sünnilerin ne bir merkezi, ne de bir imamı vardı. Bu arada sözde 'halife' el-Bağdadi gibi kendi kendilerini halife ilan edenler yerden mantar gibi bitiyordu. Ahmed et-Tayyib bugün en saygın İslam üniversitesinin idarecisi olarak Müslümanlar arasında otorite kabul ediliyor ve dikkatli bir reformcu çizgi takip ediyor. Uluslararası platformda ise Batı'yla ve Hristiyanlıkla diyaloğu destekliyor. Et-Tayyib 2017'de de Papa Franciscus'u Kahire'de ağırlamış ve onunla kişisel ve ruhani bir ilişkinin temellerini atmıştı.”2019 Mart Ayında Papa Franciscus FAS’a ziyaret düzenliyor ve ziyaretinin sebebinin ‘’Dinler arası diyalog ve tanışma ‘’ olarak ifade ediyor.2019 Yılında Almanya’da ‘’House of One ‘’ Vakfı kuruluyor. Bu Vakfın ortaklarını Protestan Papaz Gregor Hohberg -Yahudi Haham Andreas Nachama -Forum Dialog’tan Kadir Sancı oluşturuyor. Müslümanları temsil eden ise FETÖ’cü Ajanların Forum Dialog isimli organizasyonu . Bu organizasyon Avrupa’da ilk defa Berlin’de 2. Dünya Savaşında hasar görmüş ve Doğu Almanya Hükümeti tarafından yıkılmış bir kilisenin yerine Kilise-Havra-Cami olarak kullanılacak bir yapının ilk yapının temelinin 2020 yılında atılmasına karar verdi. Arazi sahibi Catherine Dussmann, Fetö’nün darbeye karıştığı ve diğer Müslümanlar tarafından dışlandığı gerekçesi ile projeden çekildi. Ancak proje Alman Federal Hükümetinin 20 Milyon Euro Berlin Yerel Hükümetinin 10 Milyon Euro Desteği ile yeniden canlandırıldı . Projenin tamamı 42 Milyon Euroya mal olacak bu yapının temeli 27 Mayıs 2021 tarihinde atıldı. İnşaatının 2025 yılında tamamlanması planlanmaktadır.2019 Eylül ayında Fransa’da kadın ve erkeklerin birlikte namaz kılabileceği , Eva Janadin ve Anne Sophie-Monsinoy isimli kadınların imamlık yaptığı Liberal İslam camii açıldı.2020 Şubat ayında Fransa’da Kahina Bahloul isimli kadın imam kendisinin kurduğu Fatima isimli liberal camide Cuma Namazı kıldırdı ve vaaz verdi. Kahina Behloul, Cezayirli Müslüman bir baba ve Hıristiyan /Yahudi bir annenin kızıdır. İmam olmak için herhangi bir eğitim almamıştır. Fransız İslamının yaratılması gerektiğini savunmaktadır. Daha önce ABD, İngiltere ,Danimarka ,Kanada ,Hollanda , Güney Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde de kadın imamlar namaz kıldırmışlardı . 2021 Yılı Mart Ayında Papa, Irak’ı ziyaret etti hem de Pandeminin en hızlı olduğu dönemlerden birinde… Irak’ta Sünnilerle görüşmeyen Papa, Şiilerin kutsal Kenti Necefi ziyaret ederek Sistani ile görüşmüştür. Hazreti İbrahim’in doğduğu Kent olan UR’da Şiilerle ve Yahudilerle ayin yapması ve Kuran dinlemesi, Musul Ninova’da (Hazreti Yunus’un Kabrinin olduğu şehir) ve Erbil’de Franso Hariri Stadyumunda binlerce hıristiyana ayinler düzenlemiştir.Papa’nın (Sistani’nin fetvasıyla kurulan ve Sincar’da PKK teröristleriyle işbirliği yaptığı anlaşılan) Haşdi Şabi teröristleriyle görüşmesi de Türkiye’ye bir mesaj niteliğindedir. Üstelik Haşdi Şabi’nin Hıristiyan kolu olan İncil Tugayları’nın (Babiliun) başı olan Reyyan Salim el-Keldani’ye Papa’nın kendi tespihini hediye ettiği basına yansıyan bilgiler arasında. Haşdi Şabi günlerce Türkiye’yi tehdit ediyor. Hatta Papa-Sistani görüşmesi esnasında, bu örgüte mensup terör gruplarından birinin başının, ABD’den hava savunma sistemi alıp Türkiye’ye karşı kendilerini savunmaktan söz ettiği de görüldü. Papanın ziyaret günü olan 6 Mart Irak’ta ‘Ulusal Hoşgörü ve Birlikte Yaşama günü ‘’ ilan edildi.Dinler Arası Diyalog Kavramı ,Trump tarafından ortaya atılan ‘’İbrahim Anlaşması (BAE-Bahreyn-Fas-Sudan Eksenl,i İsrail açılımı), Abu Dabide yapılacak İbrahim Evi , Berlinde’ki ‘’Birin Evi’’, Liberal İslam(Kadın-erkek-LGBT li ortak camiler ve kadınların camilere imam atanması gibi) gibi kavramlarla Müslümanların önüne sürekli değişik adlarla getirilerek İslam dini dejenere edilmeye çalışılıyorlar. ‘’Crislamizm’’ olarak adlandırdıkları tek dünya dinini yaratmak için olağanüstü bir çaba sarf ediyorlar.Bu kadar organize hareket eden bir oluşum karşısında Türkiye’nin tavrı; devletin tüm kurumlarıyla özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı ile, üniversiteleriyle ve de ilahiyatçılarıyla ortak bir duruş sergilemek olmalıdır.Bu duruş etrafında diğer İslam ülkelerini de toplanmaya yöneltecek politikalar geliştirmek gereklidir.