Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Gastroenteroloji
Uzmanı Doç. Dr. Alpaslan Tanoğlu trans yağların, vücut ve sağlık için gerekli
ve vazgeçilmez yağ asitlerinden olmadığını belirterek, bu yağların, et ve süt
ürünlerinde doğal halde eser miktarda bulunabildiğini ancak sağlığı tehdit
edecek düzeyde hazır gıdalar içinde bulunabilenlere karşı dikkatli olunması
gerektiğini söyledi.
Trans yağların en iyi bilinen zararlı etkisinin vücuttaki
yağ dengesini bozarak LDL diye adlandırılan "kötü kolesterol"
düzeyini arttırması olduğunu dile getiren Tanoğlu, aynı zamanda HDL denilen "iyi
kolesterol" düzeyinin azaltarak başta kalp-damar sağlığının da tehdit
altında olduğuna işaret etti.
Tanoğlu, bu yağların damar sertliği gelişme sürecini
hızlandırdığını vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"Bilimsel çalışmalarla ortaya konulan bir gerçek var ki
trans yağ seviyesi yüksek olan bireylerde kalp krizi geçirme riski üç kat daha
fazladır ve ne yazık ki bu durum, bireylerde daha erken yaşlarda kalp krizine
ve daha genç yaşlarda artan ölüm riskine neden olmaktadır. Bu hayatı tehdit
edici etkilerine ilave olarak trans yağların, obeziteye, karaciğer
yağlanmasına, metabolik sendroma, diyabete, inme, alzaymır ve Parkinson gibi
nörolojik hastalıklara, hamilelikte artan düşük riskine, kısırlığa ve hatta
göğüs ve kolon kanserine neden olduğu bilimsel araştırmalarla ortaya
konulmuştur."
"Trans yağların kullanılmasının en önemli nedeni düşük
maliyet"
Sağlık üzerindeki zararlı etkilerine rağmen hali hazırda
trans yağların kullanılmasının en önemli nedeninin düşük maliyet olduğuna
dikkati çeken Tanoğlu, şöyle devam etti:
"Özellikle de hazır patates kızartmalarında, bisküvi
çeşitleri, kraker, çikolata çeşitleri, gofret ve benzeri gıdalarda trans yağlar
kullanılabilmektedir. Diğer yağlara göre trans yağların ömürlerinin daha uzun
olması da gıdalarda kullanılmasına yol açan etmenlerdendir. Bazı margarin
türlerinde, fast food tarzı yiyeceklerde ve fırınlanmış besinlerde de trans
yağların bulunabildiği akılda tutulmalıdır. Dünya çapında sağlık otoriteleri
trans yağlarının tüketiminin mümkün olduğunca eser miktarlara azaltılması
gerektiği konusunda hemfikirdir. Artan oranlardaki kalp-damar hastalıkları ve
bunlara bağlı ölümler yasal düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılmıştır."
Doç. Dr. Tanoğlu, trans yağ konusunda dünyada ve Türkiye'de atılan adımlara da değinerek, "Trans yağların zararlı etkilerinin önlenebilmesi için, günlük tüketilen besinler ve özellikle de hazır gıdalarda kızartmalar yerine ızgara ve haşlamalar tercih edilmelidir. Yine gıdalarda margarin yerine zeytinyağı, soya yağı, mısır özü yağı gibi doğal sıvı yağlar ve tereyağı tercih edilmelidir. Ayrıca elbette ki beslenme ile ilişkili hastalık risklerini düşük oranlara indirgeyebilmek için, taze sebze ve meyve ağırlıklı beslenip, düzenli egzersizi ihmal etmemek gerekmektedir." tavsiyelerinde bulundu.