Resitalde, Korno
Sanatçısı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzik Bölümü Öğretim
Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Aslı Tuncay ve İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Korno
Sanatçısı Mustafa Tuncay performans
sergiledi. Sanatçı Aslı Tuncay ve Mustafa Tuncay repertuarında, “Franz Strauss-
op.7Nocturno, L.van Beethoven- op.17 Korno ve Piyano için Sonat, Allegro
moderato Poco Adagio, Quassi Andante, Alexandre Glazounow- op.24 Reverie,
Reinhold Gliere- op.35, Valse Triste no 7, İntermezzo no 11, Romence no 6”
başlıklı eserlere yer verdi.
Etkinliğin açılışında konuşan Doç. Dr. Esin de Thorpe
Millard, Korno enstrümanı hakkına bilgiler verdi. Korno enstrümanının
özellikleriyle senfoni ve bando orkestralarında oldukça ön plana çıktığına
dikkat çeken Doç. Dr. Esin de Thorpe Millard, “Bugün çok özel ve tarihsel bir
konsere hep beraber tanık olacağız. Üniversitemizde daha önce korno sesi
duyulmamıştı. Bu anlamda Korno-Piyano Resitalimiz ile bir ilki
gerçekleştireceğiz. Korno, senfoni orkestralarında ve bandolarda özellikle
karakteristik sesiyle ön plana çıkan bir enstrümandır. Korno kelimesi, boynuz
anlamına gelmektedir ve ilk korno bir boynuz kullanılarak yapılmıştır. Av ve
haberleşme aracı olarak kullanılmıştır. Enstrüman zamanla bugünkü halini
almıştır. Korno genel görünüşü
itibariyle, daire biçiminde kıvrılmış boruları ve sesin çıktığı ‘Kanat’ adı
verilen çan biçiminde geniş bir ağzı vardır. Antik Mısır, Antik Roma ve
Mezopotamya'da ilk örnekleri işaret vermek ve avcılara yol göstermek için
kullanıldığı yapılan çalışmalarda ortaya çıkmıştır. Kornonun gövdesini
oluşturan boru, dört buçuk metre uzunluğundadır. Bu boru dolanarak gider ve
sonu açılarak, çan şeklinde sona erer. O kısmına da ‘Kavak’ denmektedir. Korno
enstrümanının çalış tekniği diğer enstrümanlardan farklılık gösterir. Üzerinde
delikler yoktur; bir altlık vardır ve dudakların gevşeyip serbest bırakılması
tekniği ile çalınır. Dudaklar gevşek bırakıldığında bas sesler, gerildiğinde
ise tiz sesler çıkarılır. Korno enstrümanının üzerinde 3 tane valf vardır. Bu 3
valf kullanılarak dudak pozisyonları değiştirilir ve enstrüman çalınır. Tüm bu
özellikleriyle senfoni ve bando orkestralarında gerçekten ön plana çıkan bir
enstrümandır” diye konuştu.
Resital sonunda EÜ DTMK Müdürü Prof. Dr. Özge Gülbey Usta,
Sanatçı Aslı Tuncay ve Mustafa Tuncay’a katılımları dolayısıyla “Teşekkür
Belgesi” verdi.
Aslı Tuncay Kimdir?
Devlet Sanatçısı Verda Erman’ın tavsiyesi üzerine 1988
yılında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası
“Genç Solistler Kuşağı” konserleri kapsamında davet edilerek, Devlet
Sanatçısı Şef Gürer Aykal yönetiminde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası
eşliğinde L. Van Beethoven 3 numaralı piyano konçertosunu başarıyla
seslendirdi. Konservatuardan çok iyi derece ile mezun olduktan sonra sanatçı
aynı yıl Almanya’nın Stuttgart şehrinde Stuttgart Musik Hochschule’nin sınavını
kazanarak, Prof. S. Rudiakov’un piyano sınıfına kabul edildi. Ayrıca Prof.
Ulrich Molsen ile “Piyano Pedagojisi” eğitimi alarak, başarı ile mezun oldu.
Daha sonra yurda dönerek DEÜ Konservatuvarında akademik çalışmalarına başladı.
Mustafa Tuncay
Kimdir?
1975 yılında Devlet Konservatuarı Korno Bölümü’ne Hans J. Nicolai’nin öğrencisi olarak başladı. Ancak Nicolai’nin ülkesine dönmesi sebebi ile yükseköğrenimini Ferhat Güneri’yle tamamlayarak, başarıyla mezun oldu. Aynı yıl İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın açmış olduğu sınavı kazanarak, Senfoni Orkestrasında çalışmaya başlayan sanatçı, halen Orkestranın Korno Grup Şefi olarak çalışmalara devam ediyor.