Teklifle vergi uygulamalarının basitleştirilmesi,
mükelleflerin vergiye uyum maliyetlerinin azaltılması amacıyla kazanç üzerinden
alınan vergilerde de uygulanması için Gelir Vergisi Kanunu'nda düzenlemeyle
gidiliyor. Bir kısım mükellefler için "Hasılat esaslı kazanç tespiti"
yoluyla vergiye tabi kazancın tespitinin sağlanması amaçlanıyor.
Ticari kazancı basit usulde, işletme hesabı veya bilanço
esasına göre tespit edilenler ile mesleki kazancı serbest meslek kazanç
defterine göre tespit edilenlerden Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen sektör
ve meslek gruplarında faaliyette bulunanların talep etmeleri halinde belirlenen
faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının yüzde 10'u, bu
faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak esas alınacak. Vergiye tabi
kazancın bu suretle tespitinde ilgili faaliyete ilişkin giderler dikkate
alınmayacak ve bu kazanca herhangi bir indirim veya istisna uygulanmayacak.
Kazançları bu şekilde tespit edilenlerin bu faaliyetlerine
ilişkin gider veya maliyetleri, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının
tespitinde dikkate alınmayacak. 2 yıl geçmedikçe bu usulden çıkılamayacak.
Bu hükümler, kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da
uygulanacak.
Cumhurbaşkanı, hasılatlarını elektronik ücret toplama
sistemleri aracılığıyla elde edenleri taleplerine bakılmaksızın ilgili
faaliyetleri itibarıyla bu düzenleme kapsamına almaya, belirlenen oranı 5
katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, kanuni oranına getirmeye, bu
sınırlar dahilinde sektör, meslek grupları ve faaliyet alanları, bölgeler,
iller itibarıyla farklı oranlar tespit etmeye yetkili olacak.
"VARLIK
BARIŞI"
Teklifle yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul
kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının Türkiye'ye getirilerek milli
ekonomiye kazandırılması amaçlanıyor. Bu varlıklarını, 31 Aralık 2019'a kadar
Türkiye'deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, bunları
serbestçe tasarruf edebilecekler.
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara
ilişkin yüzde 1 oranında hesapladıkları vergiyi, vergi dairesine beyan edecek,
aynı sürede ödeyecekler.
Bu varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal
kurumlardan kullanılan, kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31
Aralık 2019 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecek. Defter
kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için
Türkiye'ye getirilme şartı aranmaksızın bu madde hükümlerinden yararlanılacak.
Kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt
dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası
araçlarının teklifin yasalaşmasından önce Türkiye'ye getirilerek karşılanmış
olması halinde, bu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla
düzenlemeden yararlanılacak.
Defter tutan mükellefler, Türkiye'ye getirilen varlıklarını,
dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dahil
edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için
dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilecekler.
KANUNİ DEFTER
KAYITLARINDA YER ALMAYAN VARLIKLAR
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve
Türkiye'de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın,
döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 31
Aralık 2019'a kadar vergi dairelerine beyan edilecek. Beyan edilen varlıklar,
aynı tarihe kadar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni
defterlere kaydedilebilecek. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi
kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate
alınmaksızın işletmeden çekilebilecek.
Bu çerçevede beyan edilen taşınmazların ayni sermaye olarak
konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması halinde, sermaye artırım
kararının beyan tarihi itibarıyla alınmış olması ve ticaret siciline tescil
edilmesi kaydıyla bu uygulamadan yararlanılabilecek.
VERGİ İNCELEMESİ
YAPILMAYACAK
Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden
yüzde 1 oranında vergi alınacak. Vergi, gider yazılamayacak, başka bir vergiden
mahsup edilemeyecek, Türkiye'ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen
varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi
uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecek.
Bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle vergi
incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak.
Bu hükümden yararlanılabilmesi için; bildirilen veya beyan
edilen tutarlara ilişkin vergi vadesinde ödenecek, varlıklar bildirimin
yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde Türkiye'ye getirilecek veya
Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer
edilecek.
Cumhurbaşkanı, bu düzenlemedeki süreleri, bitim
tarihlerinden itibaren 6 aya kadar uzatabilecek.
"KURUM VE
KURULUŞLARIN BİLGİ İŞLEM SİSTEMLERİNE ERİŞİM"
Teklif, Türkiye Cumhuriyeti Merkezi Bankası'nın "temel
görev ve yetkilerinde" de değişiklik yapıyor.
Teklifle, bir para politikası aracı olan zorunlu
karşılıkların etkinliğini daha da artırmak üzere, bankaların ve Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından uygun görülecek diğer mali kuruluşların
bilanço içi veya dışı uygun görülen kalemlerinde meydana gelen değişikliklerin
sıkça farklılaşan piyasa koşullarına göre zorunlu karşılığa tabi tutulması
mümkün hale getiriliyor.
Buna göre, Merkez Bankası, bankaların ve bankaca uygun
görülecek diğer mali kuruluşların bilanço içi veya bilanço dışı uygun görülen
kalemlerini esas alarak zorunlu karşılıklar ve umumi disponibilite ile ilgili
usul ve esasları belirleyecek.
Banka talepleri gerçek zamanlı ve anlık karşılanacak. Bu
taleplerin karşılanması için bankaca kurum ve kuruluşların bilgi işlem
sistemlerine erişim sistemleri kurulabilecek.
Bankalar ve elektronik ödeme araçlarını çıkaran kuruluşlar
dahil olmak üzere bankaca uygun görülecek diğer mali kuruluşlar, banka nezdinde
açılacak hesaplarda "yükümlülükleri esas alınarak" nakden zorunlu
karşılık tesis ederlerken teklifle, "hesaplarda bilanço içi veya bilanço
dışı uygun görülen kalemlerini esas alarak" bunu yapacaklar.
Zorunlu karşılığa tabi bilanço içi veya bilanço dışı uygun
görülen kalemlerin kapsamı, zorunlu karşılıkların oranı, tesis süresi ve tesis
edilen karşılıklara gerektiğinde ödenecek faiz oranı, mevduat veya katılım
fonlarından olağanüstü çekilişler ve birleşme, devir, bölünme hallerinde
yapılacak işlemler de dahil olmak üzere uygulamaya yönelik her türlü usul ve
esas, bankaca belirlenecek.
"Belirtilen bu kuruluşların taahhütlerine karşı
bulunduracakları umumi disponibilitenin nitelik ve oranı, gerektiğinde bankaca
tespit edileceğine" dair hükümde yer alan "taahhüt" ibaresi de
teklifle çıkarılıyor.
İHTİYAT AKÇESİ
Merkez Bankasının yıllık safi karının yüzde 20'sinin ihtiyat
akçesine ayrılacağına yönelik hüküm, "Türk Ticaret Kanununda öngörülenden
daha yüksek oranda ve sermaye ile sınırlı olmaksızın ihtiyat akçesi ayrıldığı,
bu meblağ devamlı büyüdüğü" gerekçesiyle kaldırılıyor.
Son yıl karından ayrılan ihtiyat akçesi hariç, birikmiş
ihtiyat akçeleri her yıl kara katılarak dağıtılabilecek.
Teklifle, Türk Ticaret Kanununuda sermayenin yüzde 20'sine
ulaşıncaya kadar ayrılması düzenlenen ve Merkez Bankasının 25 bin TL'lik
sermayesi dikkate alındığında 5 bin TL gibi simgesel bir tutara tekabül edecek
olan birinci tertip yedek akçenin, Merkez Bankası için hiç ayrılmaması
öngörülüyor.
İkinci tertip yedek akçenin yüzde 10 oranında ayrılmasını
öngören mevcut düzenleme ise Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu biçimde ve
"fevkalade" nitelemesi olmaksızın korunuyor.
İhtiyat akçelerinin, son yıl kardan ayrılan hariç olmak
üzere, kara katılarak ödenmesi suretiyle devamlı olarak büyümesinin de önüne
geçilmesi amaçlanıyor.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar ayrılmış bulunan
ihtiyat akçelerinin tamamı, birikmiş fevkalade ihtiyat akçelerinin ise son
yılın karından ayrılan kısmı hariç tamamı Genel Kurul kararı aranmaksızın
Hazineye verilecek.
MÜLKİYETİ KAMUYA
GEÇİRİLMESİ KARARI VERİLEN KARA ULAŞIM ARAÇLARI
Mevcut bir soruşturma kapsamında bulunan veya el konularak mülkiyetin
kamuya geçirilmesi kararı verilen kara ulaşım araçları için 31 Aralık 2019
tarihine kadar ilgili gümrük idaresine başvurulması ve taşıtın ilk ediniminde
ödenmesi gereken Özel Tüketim Vergisi'nin (ÖTV) yüzde 25'ine tekabül eden
tutarın başvuru sahibine tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 ay içinde ilgili
tahsil dairesine ödenmesi halinde, araç hakkında el konularak mülkiyetin kamuya
geçirilmesi kararı verilmeyecek, mevcut kararlar kaldırılacak ve el konulan
araç sahibine iade edilecek.
İadesi talep edilen ulaşım araçlarının muhafazasına ilişkin
masraflar, araç sahibince ödenecek.
Tasfiyesi tamamlanmış ulaşım araçları için başvurular kabul
edilmeyecek.
Söz konusu ÖTV oranı, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce ilk edinimi gerçekleşmiş kara ulaşım araçlarının el konularak mülkiyetin
kamuya geçirilmesi kararı verilmesi gereken fiilin gümrük idaresince tespit
edilmesinden önce ve 1 ay içerisinde kendiliğinden bildirilmesi durumunda yüzde
15 olarak uygulanacak. Bu süre, Cumhurbaşkanı tarafından 6 aya kadar
uzatılabilecek.
FİRMALARA ÖDEME
KOLAYLIĞI
Bankacılık Kanununa eklenen geçici maddeyle, Türkiye’de
faaliyette bulunan bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri
ve finansman şirketleri ile diğer finansal kuruluşlarla kredi ilişkisinde
bulunan ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu tarafından çıkarılan
yönetmeliğe göre hazırlanan Çerçeve Anlaşmalarda belirlenen borçlular, bu
kuruluşlar tarafından kullandırılmış olan kredilere ilişkin olarak alınacak
tedbirlerle, geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine ve istihdama
katkıda bulunmaya devam etmelerine imkan verilmesini sağlamak amacıyla, dahil
oldukları risk grubundaki diğer borçlularla bir bütün olarak veya kısmen
yeniden yapılandırmaya tabi tutulabilecek.
Bu madde uyarınca yapılacak finansal yeniden
yapılandırmalara ilişkin usul ve esaslar yönetmelik hükümleri çerçevesinde
hazırlanan Çerçeve Anlaşmalar ile belirlenecek.
Bu hükümler, iki yıl süreyle uygulanacak. Bu süreyi iki yıl
daha uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkili olacak.
Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların
mali durumlarının tespit edilmesi ve bu kapsamda borçlarının yeniden
yapılandırılması sonucunda borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanacağına kanaat
getirilmesi şart olacak. Borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanamayacağına
kanaat getirilen borçlular, finansal yeniden yapılandırma kapsamına
alınmayacak.
Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların
mali durumunun tespiti ve finansal yeniden yapılandırmanın uygulanabilirliğine
ilişkin değerlendirme, bağımsız denetim kuruluşlarına, Çerçeve Anlaşmaları
kapsamında belirlenecek yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlara veya
borçlu tarafından kabul edilmesi halinde alacaklı kuruluşlara yaptırılacak.
Bu madde kapsamında finansal yeniden yapılandırmalarda;
kredilerin vadelerini uzatmak, kredileri yenilemek, ilave kredi vermek,
anapara, faiz, temerrüt faizi, gecikme cezaları ve kar payları ile kredi
ilişkisinden doğan diğer her türlü alacağı indirmek veya bunlardan kısmen veya
tamamen vazgeçmek mümkün olacak.
Teminat azaltmak, anapara, faiz veya kar payı alacaklarını;
kısmen veya tamamen iştirake çevirmek, özel amaçlı şirketler ile yatırım
fonlarına ayni, nakdi ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir veya
temlik etmek, borçlu ya da üçüncü kişilere ait ayni değerler karşılığında
kısmen veya tamamen tasfiye etmek, satmak, bilanço dışına çıkarmak, diğer
alacaklı kuruluşlar ve alacaklılarla birlikte hareket ederek protokoller yapmak
gibi gerekli görülen tedbirler alınabilecek.
Kredilerin teminatlarının ya da alacaklı kuruluşlar
tarafından iştirak olarak edinilecek borçluların varlık ve yükümlülüklerinin
gerçeğe uygun değerine ilişkin değerleme, taraflardan birinin talep etmesi
durumunda, Sermaye Piyasası Kurulunca değerleme yapmaya yetkilendirilmiş
kuruluşlar tarafından yapılacak.
Bu madde hükümlerine göre finansal yeniden yapılandırma
kapsamına alman bir borçlunun borçlarının, sözleşmenin imza tarihini izleyen
yılın başından itibaren iki yıl içerisinde tekrar finansal yeniden yapılandırmaya
konu edilmesi halinde, bu madde hükmünde belirtilen vergi istisnaları ve
teşvikler uygulanmayacak.
Sözleşmeler ile uygulamaya konulan işlemlerin
gerçekleşmemesi halinde dahi, uygulanmış olan vergi, fon ve harç istisnaları
geri alınmayacak.
Bu düzenlemenin yürürlükte olduğu dönem süresince, anılan
madde uyarınca indirdikleri, kısmen veya tamamen vazgeçtikleri kredilerin Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yayımlanan muhasebe ve
finansal raporlama standartlarına göre kayıttan düşülmesine ve kredilerin
yeniden yapılandırılması dahil geri ödenmelerine ilişkin politikaları
oluşturmak ve uygulamak, bunları düzenli olarak gözden geçirmek, bu hususları
icra edebilecek gerekli yapıları tesis etmek ve işletmek zorunda olacak.
Düzenlemeyle bu kapsamda özel karşılık ayrıldıktan sonra
tahsil imkanı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen krediler, Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre değersiz alacak sayılacak. Teminat azaltma, anapara ve diğer
alacaklardan vazgeçilerek kayıttan düşme veya benzer işlemlerle kredilerin
yeniden yapılandırılması zimmet suçunu oluşturmayacak.
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununda yer alan finansal kiralama ve finansman şirketlerince karşılık ayrıldıktan sonra tahsil imkanı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen alacaklar, değersiz alacak sayılacak.